Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hakîm-i Tirmizî Hayatı ve Menkibeleri

Hakîm-i Tirmizî Hayatı ve Menkibeleri

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Hakîmi Tirmizî Hayatı ve Menkibeleri


Âlim ve evliyânın büyüklerinden İsmi Muhammed bin Ali bin Hasan bin Bişr, künyesi Ebû Abdullah'tır Hakîm lakabıyla tanındı Tirmiz'de doğdu Doğum târihi bilinmemektedir 932 (H320) senesi Nişâbûr'da şehîd edildi

Hakîmi Tirmizî ufak yaşta tahsil hayâtına başladı Babasından teşvik ve destek fark etti Doğduğu şehir halkı olan Tirmiz'de Kuteybe bin Saîd, Sâlih bin Abdullah Tirmizî, Sâlih bin Muhammed esSa'dî, Hasan bin Ömer bin Şakîk, Yahyâ bin Mûsâ, Utbe bin Abdullah Mervezî, İbâd bin Yâkûb Ravagânî, Muhammed bin AliŞakîk, Süfyân binVekî', Yâkûb bin Şeybe, Yâkûb bin Devrekî ve başkalarından hadîsi şerîf öğrendi

İlim öğrenme arzusu ile yandığı gençlik günlerinde bir gün, iki arkadaşıyla anlaşıp başka yerlere gitmek, oralarda ilmini arttırmak ve Allahü teâlânın rızâsını istedi Bu karar ve anlaşmayı annesine açıkladı Annesi buna fazla üzüldü ve; Yavrucuğum! Ben cılız, kimsesiz ve hastayım Benim hizmetlerimi sen yapıyorsun Beni yalnız, çâresiz kime bırakıyorsun?dedi Bu sözler üzerine genç Muhammed bin AliTirmizî'nin gönlüne tasa düştü ve arkadaşlarıyla yaptığı anlaşmayı bozup seferden vazgeçti İki arkadaşı ise onu yalnız bırakıp, ilim tahsîli için yola çıktılar Buna ziyâdesiyle üzülen Muhammed bin Ali, ne annesinden ayrılabildi, ne de gönlünden ilim aşkını silip atabildi Yalnız kaldığı zamanlarda, tenhâ yerlerde uzun uzun ağlardı Yine bir gün mezarlıkta oturmuş ağlıyor, keza de; Ben burada câhil ve ilimden mahrûm kaldım, arkadaşlarım âlim geleceklerdiye düşünüyordu Gözlerinden yaşlar boşandığı bir sırada âniden nûrânî yüzlü, tatlı sözlü bir yaşlı çıkageldi ve; Yavrum niye ağlıyorsun?diye sorunca, başından geçenleri anlattı Bunun üstüne; Kısa zamanda o iki arkadaşını ilimde geçmen için, her gün sana ders vermemi arzu eder misin?diye sordu Evet arzu ederimcevâbını verdiBunun üzerine bu tatlı sözlü, nur yüzlü mübârek ihtiyar, Muhammed bin Ali'ye her gün ders verdi Üç yıl sürekli ders okudu Üç yıl sonradan, bu mübârek zâtın Hızır aleyhisselâm olduğunu anladı Sonra kendisi; Bu büyük devlet, annemin rızâsı ve duâsı bereketiyle ihsân olundubuyurmuştur Her Pazar gecesi Hızır aleyhisselâm ona gelir, mânevî hallerini birbirlerine anlatırlardı

Hakîmi Tirmizî yirmi yedi yaşındayken hac ibâdeti için Mekkei mükerremeye gitti Bu yolculuğunu kendisi şöyle anlatır: Bir süre gönlümdeKâbei muazzamayı ziyâret arzusu uyandı Aşkla yola çıktım Irak ve Basra'ya uğradım Mekke'de hac zamânına değin kaldım Kâbe'de Mültezem denilen yerde sabahlara kadar duâ ile meşgûl oldum Sonradan duâlarımın kabûl edildiğini anladım Kalbime, lüzumsuz şeylerden sıyrılma arzusu doğdu Rabbime, beni ıslah etmesini, dünyâlık şeylerden uzaklaştırmasını ve bundan başka Kur'ânı kerîmi ezberlemeyi nasîb etmesini istedimBunun üstüne Hakîmi Tirmizî, daha Mekke'de iken Kur'ânı kerîmi ezberlemeye başladı ve Tirmiz'e dönüşünde de kısa bir zaman içinde ezberini tamamladı

Hakîmi Tirmizî ilmî çalışmaları yanına mânevî ilimlerde de üstün bir dereceye kavuştu Ebû Türâb Nahşebî, İbni Celâ gibi velîlerle sohbet edip onlardan istifâde etti Feyz ve bereketlerine kavuştu Kendisinden de fazla kimseler istifâde ettiler Ebü'lHasan Ali elKâdî, Ebü'lHüseyin Muhammed Yahyâ bin Mensûr, Ebû Ali Nişâbûrî ve başkaları kendisinden ilim öğrenip hadîsi şerîf rivâyetinde bulundular

Hakîmi Tirmizî'nin pekçok kerâmeti görüldü

Hakîmi Tirmizî hazretleri çok sayıda kitap yazdı Bâzıları yazdığı kitapları beğenmediler Bunun üstüne o yazdığı kitapları Ceyhun Nehrine attı Büyük balıklar kitapları alıp muhâfaza ettiler İki sene dek sonradan kitapları istedi Balıklar kitapları suyun yüzüne çıkardılar Kitaplara bakıldığında hiç suya düşmemiş gibi, hattâ bir noktası dahi bozulmamış görüldü Kitaplarını beğenmeyenler gelip kendisinden özür dilediler ve tövbe ettiler

Zamânında zâhid olduğunu söyleyen birisi Hakîmi Tirmizî'nin büyüklüğüne inanmaz ve îtirâz ederdi Hakîmi Tirmizî'nin evinden diğer bir şeyi yoktu Dünyâda sâhib olduğu tek şey bu küçük ev olup onun da kapısı yoktu ve girişinde bir perde asılıydı Bir ara evinden ayrılıp bir yere gitmişti Dönüşünde kaldığı yere bir köpeğin girip yavruladığını gördü Olur Ya yavrularını alıp buradan çıkar diye çoğu kere kulübesine gitti geldi O gece, onun büyüklüğünü inkâr eden birey rüyâsında Peygamber efendimizi gördü Resûlullah efendimiz ona; Ey kişi! Evine giren bir köpeği dışında tutmak için, kendiliğinden çıkar diye köpekten ricâda bulunarak, seksen defâ gelip dışarı giden bir zâtla kendini eşit mi tutuyorsun? Eğer ebedî saâdete kavuşmak istiyorsan, git onun hizmetine kavuşbuyurdu Bunun üstüne, bu kişi Hakîmi Tirmizî'nin huzûruna geldi özür dileyerek affına sığındı ve ölünceye değin hizmetinden ayrılmadı

Hakîmi Tirmizî hazretleri Hızır aleyhisselâmla görüşürdü Lâkin uzun bir süre Hızır aleyhisselâmı görememişti Bir gün, pak yeni elbiseler giymiş, sarığını sarmış câmiye sırası gelmişken bir mesele yüzünden kendisine kızan bir kadının evinin önünden geçiyordu Kadın, çocuğunun lekeli elbiselerini yıkamış, leğen de kirli su ile dolmuştu Hakîmi Tirmizî'yi evinin önünden geçerken görünce, leğendeki suyu olduğu gibi üzerine attı Her tarafı necâset ve idrarlı su ile ıslandı Bunun üstüne Hakîmi Tirmizî hazretleri hiçbir şey söylemediği gibi, başını kaldırıp bakmadı bile Azıcık daha sonra Hızır aleyhisselâm geldi ve; Sen bu hakâret ve kötülüğe katlanıp, sabredip hiçbir şey söylemediğin için bizi gördünbuyurdu

Sünneti seniyyeye bütün uyan, ilmiyle âmil, ümmeti Muhammed'in büyüklerinden bir zât olan Hakîmi Tirmizî, herkesin dili ile öğülmüş, medhedilmiştir İnce mânâları tanımlama ve îzâh husûsunda bir üstâd, hadîs ilminde ise sika (sağlam, güvenilir) bir âlimdi Sözleri kâmil, hilmi (yumuşaklığı) böylece ziyâde, şefkati fazla ve ahlâkı böylece güzeldi Peygamber efendimizin mübârek ahlâkı onda görülürdü Meşhûr KeşfülMahcûb kitabının sâhibi Hucvurî; Hakîmi Tirmizî çok büyük, mübârek bir zâttır Benim yanımda böylece bir kıymeti vardır ama, kalbim tamâmen ona bağlanmıştır Benim üstâdım onun için Muhammed bin Ali, tek olan iri bir incidir Cihanda eşi az bulunurbuyurdudemiştir Fazla kıymetli ve mânâlı sözlerinden nedeniyle, Hakîmi evliyâ (velîlerin hikmetli söz söyleyenlerinden) ismi verilmiştir

Hikmetli sözleri çoktur Birgün kendisine; Îsâr nedir?diye sordular Cevâbında; Başkalarının lezzetini ve rahatlığını, kendi lezzet ve rahatlığına tercih etmektirbuyurdu

Şükür nedir?diye sordular Cevâbında; Şükür; gönlünün, nimet veren Allahü teâlâya bütün ast olmasıdırbuyurdu

Huşû sâhibi olanların kimler olduğu sorulduğu süre: Huşû sâhibi olanlar; özlem ateşi sönen, kalbindeki istek ve maksaddan tad alma dumanı sükûnet bulan, kalbi İslâmiyete derin saygı ve tâzim nurları saçan, böylece nefsin arzuları ve şehvetleri ölen, ama kalbi ve rûhu dirilen; bunun için de âzâları ve bedeni, huşû' ve sükûnet içinde bulunanlardırcevâbını verdi

Kendisine, Îmânın gitmesine en fazla sebeb olan günah nedir?diye sordular Buyurdu ki: Üç günah vardır: Birincisi; îmân nîmetine kavuştuğuna şükretmemek İkincisi; îmânın gitmesinden korkmamak Üçüncüsü; müminleri zarar vermek ve onlara eziyet etmek Biliniz ki, Peygamber efendimiz;Haksız yere bir müslümanı incitmek, Kâbeyi yetmiş kere yıkmaktan daha büyük günahtırbuyurdular

Allahü teâlânın sevgili kullarından soruldukta; Evliyâyı küçümsemek, Allahü teâlâyı tanımanın azlığından ileri gelir Her makâmın kendisine has bir ehli vardır Kim bir makâma çıkmak açlık ettiği halde, o makâmın ehline yâni o makamdakilere derin saygı etmezse, o makamdan hâsıl olacak bereketten mahrum olur Keza ulaştığı makam, yavaşça o kimseyi helâke sürüklerÇünkü yolda yürürken düşen bir kimsenin düşmesi ile, bir binânın beşinci katından düşmek arasında çok fark vardır Kalbin kıymetini ve vaktin ehemmiyetini şu sözleriyle beyân etti ve: Kalbin ve vaktin, sana bir sermayedir Fakat sen kalbini kötü zanlarla (Allahü teâlânın sevgisinden diğer şeylerle) doldurdun Vaktini de mâlâyânî, boş ve yararsız şeylerle geçirdin İflâs etmiş, sermâyesini kaybetmiş olan bir kimse, nasıl kâr edebilir?buyurdu

Kalblerin kemâli, Allahü teâlâdan korkmaktaki kemâl ile, nefslerin itminâna kavuşması (azgınlık ve taşkınlıktan kurtulması) da, takvânın (haramlardan uzaklaşmanın) kemâli iledir

Dünyâ; hükümdarlar için gelin, zâhidler için aynadır Hükümdarlar onunla güzelleşir, zâhidler ise âfetlerine bakarak ondan uzaklaşıp terk ederler

Allahü teâlânın kullarına ve dînine hizmet edecek olanların, tevâzu ve teslimiyet sâhibi olması şarttır

Nefsin, sende mevcud olduğu hâlde, sen Allahü teâlâyı tanımak istiyorsun Halbuki senin nefsin, daha kendisini zeka tanımış değildir, Rabbini nasıl tanıyacak?

İslâmiyetin, müslümanlığın aslı şu iki şeydir: Allahü teâlânın yapmış olduğu iyilik ve ihsânı görmek (ona tarafından şükretmek), diğeri ise hicrân, yâni âhirette çok fecî ve hazin bir hâle düşmek korkusu

Allahü teâlâ kullarının rızkına kefil olmuştur Kullarına da tevekkül etmeyi emretmiştir O hâlde millet, Allahü teâlânın kefil olduğu şeyle uğraşmayıp, teklif ettiği şeylere, yâni O'nun dînine hizmete koşmalıdırlar

Kimin arzusu din, yâni âhiret olursa; bu uğurlu düşüncesi hürmetine, dünyevî işleri de âhiret işi hâline gelir Bir kimsenin düşüncesi de dünyâ olursa; niyetinin bozukluğu nedeniyle, âhiret işleri de dünyâ işi hâline kazanç

Kendisine nefsin kötülüğünden sorulduğunda o; Şeytanın insana, gâfil olduğu bir zamanda yaptığı zarar, yüz aç kurdun, bir koyun sürüsüne yaptığı zarardan daha fazladır İnsanın nefsinin kendisine yaptığı zarar da, yüz şeytanın yaptığı zarardan fazladırbuyurdu

Allahü teâlânın zikri ve O'na ibâdetle öyle meşgûl olmalı fakat, O'ndan herhangi bir şey istemeye fırsat kalmamalıdır

Her kim, haram bir kuruşu alacaklısına iâde ederse, nübüvvetten bir nûra kavuşurbuyurdu

Hakîmi Tirmizî; tefsîr, hadîs, fıkıh, kelâm ve tasavvuf ilimlerinde kıymetli pekçok eser telif etmiştir Bu hususta kendisi şöyle anlatır: Yazdığım kitapları, bana isnâd edilsin, bunun kitapları denilsin diye telif etmedim Ama haller beni kaplayıp, kendimden geçtiğim zamanlar, telif ile teselli bulurdumBu Nedenle yazdığı eserleri, Allahü teâlânın yardımı ile telif ettiğini beyân buyurdu

Pekçok risâleleri mevcut olmakla berâber, yazdığı meşhûr kitapları; KitâbülFurûk, HatmülVilâye ve İ'lelüşŞer'iyye, NevâdirülÜsûl fî EhâdîsürResûl, GarsülMuvahhidîn, Erriyâdatü ve EdebünNefs, GavrülUmûr, ElMenâhî, ŞerhüsSalât, ElMesâilülMeknûne, ElEkyâs ve'lMu'terrîn, BeyânülFark BeynesSadr, ElAkl ve'lHevâ'dır Bunların dördü hâriç, diğerleri basılmıştır



KERÂMET VE MENKÎBELERİ

O HÂLDE ATMADIN

Ebû Bekr Verrâk anlatır: Hakîmi Tirmizî bana cüzler ve bir risâle vererek: Al bunları Ceyhun Nehrine atbuyurdu Bunları aldım, fakat atmaya gönlüm râzı olmadı, götürüp evime gizleyerek yanına geldim Attın mı?diye sordu ve: Ne gördün?dedi Hiçbir şey görmedimdedim O halde onu atmadın, yeniden git ve onu suya atdedi Hemencecik geri döndüm Ama hem atmanın acısı, ayrıca de göreceğim şeylerin telaşı beni şaşırtmıştı Evden cüzleri ve risâleyi aldım, suya attım Anında su ikiye ayrıldı Kapağı açık bir sandık meydana çıktı Attığım cüzler ve risâle içine düştü ve sandığın kapağı kapandı, su da eski hâlini aldı Hakîmi Tirmizî'nin yanına geldim ve gördüğüm şeylerin hepsini anlattımTamam hemen atmışsınbuyurdu Efendim bağışlayınız Allahü teâlânın hakkı için bu işin sırrını bana anlatınızdedim Cevâbında; Büyüklerin ilmine (tasavvufa) dair bir risâle telif etmiştim Onun ince mânâlarını keşf ve idrakten us âcizdi Bunu, kardeşim Hızır aleyhisselâm benden istedi O sandığı onun emri ile bir balık oraya getirdi Allahü teâlâ da suya, bu sandığı ona ulaştırması için emir verdibuyurdu *
 

Similar threads

HAKÎMİ TİRMİZÎ Âlim ve evliyânın büyüklerinden İsmi Muhammed bin Ali bin Hasan bin Bişr, künyesi Ebû Abdullah'tır Hakîm lakabıyla tanındı Tirmiz'de doğdu Doğum târihi bilinmemektedir 932 (H320) senesi Nişâbûr'da şehîd edildi Hakîmi Tirmizî ufak yaşta tahsil hayâtına başladı Babasından...
Cevaplar
0
Görüntüleme
203
Egemenİ Tirmizi Hayatı Baskınİ Tirmizi Biyografisi Büyük hadîs imâmı Sofiyyei âliyyenin büyüklerinden, ma'rifet sahiblerinin en ileri gelenlerinden, ilmi ile amel eden âlimlerdendi İsmi Muhammed bin Ali bin Hasan bin Bişr, künyesi Ebû Abdullah'tır Hakîm lakabıyla tanındı Tirmiz'de doğdu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
87
Ebû Bekr Verrâk Kimdir? Hayatı Menkibeleri Evliyânın meşhurlarından İsmi Muhammed bin Ömer'dir Künyesi Ebû Bekr, lakabı Verrâk'tır Doğum târihi bilinmemekte olup 893 (H280) senesinden önce vefât ettiği varsayım edilmektedir Aslen Tirmizli olup, Belh şehrine yerleşmiştir Zamânının büyük...
Cevaplar
0
Görüntüleme
66
Abdülvahid Bin Muhammed Kimdir Abdülvahid Bin Muhammed ABDÜLVÂHİD BİN MUHAMMED Abdülvahid Bin Muhammed kerâmetler sâhibi hikmetli sözler söyleyen, güzel ve tesirli vâz ve nasîhatlarıyla meşhûr evliyâ bir zâttır Ayrıca Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerinden olup;tefsîr, hadîs ve usûli fıkıh...
Cevaplar
0
Görüntüleme
53
Ebû Said Bin ElArabi hayatı Ebû Said Bin ElArabi hakkında data Ebû Said Bin ElArabi'nin doğum târihi bilinmemektedir İsmi Ahmed bin Muhammed bin Ziyâd Basrî, künyesiEbû Saîd`dir İbnül Arabî diye de bilinir Büyük velilerden olan Ebû Said Bin ElArabi aslen Basralıdır 952 (H341) senesinde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
83
858,500Konular
982,598Mesajlar
30,358Kullanıcılar
jackgragassSon üye
Üst Alt