
Fatih Altaylı’nın Teke Tek programını hepimiz biliriz, içeriğini bilmesek bile hepimiz duymuşuzdur. Teke Tek programında tek bir soru karşısında konukların ikna edici ve gerçek yanıtları vermesi beklenir. Hayat da öyledir aslında bazen bizim yalnızca hakikat soruyu yanlışsız vakitte cevaplamamızı bekler.
Peki neden devler tek tek Türkiye’den çekiliyor? Ülke olarak bu soruya gerçek vakitte karşılık bulabilecek miyiz?
Honda’nın kapanma kararı, Thyssenkrupp’un Türkiye ayağından çekilmesi, Renault’un üretime devam edebilmesi ismine kâfi çip temin edemediği için üretimi bir hafta durdurma kararı. Bütün bunların gerisi arına gelmesi yeniden neler oluyor sorusu sormamıza sebep olmuyor mu?
Ömrünü krizlerle geçirmiş bir ülke, ya etnik köken krizi ya da süreklilik kazanan ekonomik krizler. Hepimizin hafızasında kara Çarşamba diye isimlendirilen kaç 19 Şubat yaşadık. Ve sonunda bunların yapıtı olan iki farklı kutuplaşma doğdu. A isen A’sın, A değilsen kesin B’sin, kimsenin aklına artık C, Ç, D olabileceğin gelmiyor. A ve B çatışırken başka tarafta neler oluyor?
Evet Honda Türkiye’deki fabrikasını medyanın olağanüstü takviyesiyle bayram havasında kapattı.
İşçilere verilen tazminatlardan, ekstra ikramiyelerden o kadar bahsedildi ki dünya devleri ortasında olan bir fabrikanın uzun süreçte ülkemizi nasıl etkileyeceği sorusu kimsenin aklına gelmedi. Bir öbür dev Thyssenkrupp, Thyssenkrupp neyse ki kapatma kararı almadığını bir zaman kelam konusu olduğunu medyaya bildirdi. Yüzyılların firması dev yatırımcı bizleri terk ediyor, pek neden?
Kafalarda hiç mi soru işaretleri gelmiyor? Honda’nın kapanması, Thyssenkrupp’un çekilmesi, Renault’un üretime orta vermesi ve birçok işletmenin meçhullüğü, firmaları bu duruma getiren ana sebepler, hepsini bir sonraki yazımda ele alacağım.