Hasta Yakınları Da Depresyona Girer!

Yakınları kayda değer hastalıklarla boğuşan veya kronik rahatsızlığa yakalandığı için uzun süreli bakım gerektiren kişiler de depresyona girebiliyor




Yakınları kayda değer hastalıklarla boğuşan ya da kronik rahatsızlığa yakalandığı için uzun süreli bakım gerektiren kişiler de depresyona girebiliyor Hasta yakınlarının yaşadığı depresyon kimi süre sevdiği insanı kaybetme endişesinden kaynaklanıyor, kimi zaman da ümidini yitirme duygusundan Olumsuz duygularla baş etmek için ise kişinin kendini rahatlatacak uğraşlar edinmesi, gerekirse bir uzmandan yardım alması öneriliyor Acıbadem Kozyatağı Hastanesi ’nden psikolog Nazan Işık Halkası, kanser gibi ciddi seyreden hastalıklarda hem hastayı ayrıca de yakınlarını bilgilendirmenin, yaşanacak duyguların sağlıklı tahlili açısından kayda değer olduğunu söylüyor: “Kanser olan kişinin ilk hissettiği, hiddet oluyor Hasta yakınlarına bu öfkenin sıradan hatta sağlıklı bir şey olduğunu anlatıyoruz Rahatsızlık tanısı alındığında şok, inkar, öfke, depresyon ve endişe gibi psikolojik reaksiyonlar sonucu, düşünsel ve duygusal denge bozuluyor

Zorunlu Bir Süreç Başlıyor

Hasta yakını olmanın fiziki ve duygusal olarak fazla zorunlu bir süreç olduğunu vurgulayan Psikolog Işık Halkası, “Hasta yakınları da çaresizlik, hiddet, bunalım gibi duyguları ara sıra hastadan daha yoğun yaşayabiliyor Buhran, kendini itham, ona takviye edememekten kaynaklanan çaresizlik, kaybetme endişesi, yalnız kalma korkusu, idareli ya da sosyal düzenin bozulacağı kaygısı gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabiliyor diyor

Sorumluluğu Paylaşın

Hasta birine uzun zaman görmek zorunda kalan kişiler, bu sorumluluğu tek başına üstlenmekten yoruluyor Bu sorumluluğu, kardeşle ya da başka bir yakınla paylaşmak, icabında psikolojik takviye elde etmek hasta yakınının bu süreci daha dinç geçirmesini sağlıyor Böyle bir olanağa sahip değilseniz, hasta bakımını ücretli olarak diğer birine yaptırmanız da mümkün

Anne Babalara Öneriler

Psikolog Nazan Ülkü: “Anne babalar çocuklarının başına bir şey gelince önce kendilerini suçluyorlar Çocuğunuz acı çekerken yardım edememenin çaresizliği, ebeveynleri çok zorluyor Hastalık döneminde çocuğa sağlanan olanaklar, bahşedilen tavizler iyileşmenin ardından değişik sorunlara neden olabiliyor Dengeli ilişkiler kurabilen, duyguların serbestçe ifadesine izin veren, az çatışma yaşayan, işbirliğine açık, ilgili oysa kaygılı olmayan, aile içi rollerin keskin olduğu aileler, hastalıkla daha basit başa çıkabiliyor

Hastayla Dürüst Irtibat Kurun

Hastaya bakacaksanız, hastanın duygu ve düşüncelerini dikkate almanız, bakım sürecine onu da dahil etmeniz gerekiyor Bunun için de içten iletişim kurulması gerekiyor Psikolog Işık Halkası, iletişimin içten kurulması için hasta bakanlara şu önerilerde bulunuyor

1 Hastaya kiminle görüşüp kiminle görüşmek istemediğini sorun Böylece onun yerine karar saptamak zorunda kalmazsınız

2 Diğer hastaları misal göstermeyin Yalnızca dinleyin Ara Sıra susmak altın kuraldır

3 Size ‘Ölecek miyim? ’ diye sorduğunda, ‘A pek şeyler düşünme ’ demeyin Düşünmüş zaten ve size söylüyor Bu gibi durumlarda ‘Duygularını anlıyorum Fazla zorlandığını zaman zaman görüyorum Ara Sıra ben de ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilmiyorum Bana yol göster ’ seslenmek fazla konuşmadan daha fazla işe yarıyor Çünkü hasta için gerçekten kayda değer olan, yakınının yanında olduğunu anlayışlı olmak

4 Önemli bir noktanın da kişilik özellikleri olduğuna değinen Psikolog Ayla, depresif yapıda, kaygı bozukluğu olan kişilerin hasta bakmamasının daha iyi olacağını kaydediyor Bakma kararı almış kişilerin de kendi duygularının farkında olmasının ve bunları hastayla paylaşmasının daha gerçek bir ilişki kurulmasına ön ayak olacağını anlatan Psikolog Hale, son olarak “Kendinize iyi bakın Unutmayın, kendinizi iyi hissetmezseniz bir başkasına iyi hissettirme şansınız çok düşüktür! uyarısında bulunuyor

Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirnicealem üyesi olmak için tıklayınız