Hastalık Hastası Olmak

Hastalık Hastası Edinmek

Hastalık hastalığı tablosunun oluşumuyla ilgili değişik düşünceler vardır Başta, bu kişilerin dikkat eşiklerinin düşük olduğu düşünülür Kolay bir fiziksel belirtiyi dehşet bir olaymış gibi çarpıtılmış biçimde algılarlar Hastalıklara karşısında duyulan nefret edilen şey bedene yansır Çünkü birey korktuğu ve kaygılandığında kan dolaşımına salınan stres kimyasalları olan kortizol ve adrenalin, kalbin daha süratli atmasına, solunum hızının artmasına, uzuvlardan kalbe kan çekilmesine, sindirim sisteminin kan dolaşımının azalmasına ve sözde fiziki belirtilere yol açar

Sosyal öğrenme de hastalık oluşumuna katkıda bulunabilir Çocuklar, çoğunlukla aile bireylerinde görülen belirtileri taklit ederler Erişkin kişilerin bedensel yakınmaları sıklıkla çocukluk çağında ebeveynlerinin uyarı ettiği belirtilere aynı

Psikodinamik kurama göre ise bastırılmış hiddet hastalığın oluşumunda etkilidir Bu kişiler başkalarına duydukları, bastırılmış olan öfke batmış akıl ve duygularını, bilinçdışında ayrım etmeden yer değişiklik mekanizmasıyla kendi bedenlerine yöneltirler

Altta yatan nedenlerden bir diğeri erken çocukluk döneminde karşılaşılan olumsuzluklardır Anneden farklı kalan, ihmalkârlık edilen veya kötü muamele görebilen bebeklerin asap sisteminin çalışmasında şansın dönmesi olduğu gösterilmiştir

Hastalık hastalığının belirtileri;
Kişi tedavisi güç önemli bir hastalığa yakalanacağından şiddetli bir biçimde korkar
Hekimler aksini söylese de herhangi bir maddi duyum veya belirtiyi önemli bir hastalıkla ilişkilendirilir Hekimin altta yatan hastalığı anlayamadığı düşüncesiyle sık sık doktor değiştirirler
Aileleri, yakın arkadaşları ya da hekimlerini sıkça arayarak güvence vermelerini beklerler
Kişinin tüm dikkati bedenine yönelmiştir Kendi bedenlerini muayene ederler
İnternette veya öteki yayınlama araçlarında hastalıklarla ilgili çoğu kez tarama yaparlar
Bazı hastalık hastaları fena bir hastalıkla tesadüf korkusundan uyumlu yapılması gereken veya ihmal edilemeyecek bir takım tetkiklerden kaçınabilirler
Gerçek sağlık sorunları olduğunda tedaviyle ilgili zorunlu sorumluluğu almayabilirler

Rahatsızlık hastasının tedavisi nasıl olmalı?
Tedavide bilhassa hekimin tutumu çok önemlidir Başta tıbbi arşiv ve öykü ayrıntılarıyla değerlendirilir Hastanın ve şikayetlerinin kabul edilmesi önemlidir Hastalık hastası doğrusu ağır bir hastalıkları varmış gibi nefret edilen şey duyarlar ve bu nedenle tarif ettikleri fiziki belirtiler red edilmemeli ve her tarafta savılmamalıdırlar Hekimin değişmemesi boşboğaz tetkiklerin yapılmasını engelleyecektir Rahatsızlık olmamasına karşın düzenli hekim takibi gereklidir

Serotonini artırmaya yönelik ilaçlar kaygıyı ve somut belirtileri azaltırlar İlaçlarla birlikte psikoterapilerin faydası vardır Ama rahatsızlık hastaları sorunun bedensel olduğuna inandıklarından psikiyatrik tedaviyi inkar eğilimindedirler

Şahısların dikkatinin bedenden gündelik olaylara dürüst çekilmesi özendirme edilmelidir Bu kişilere günlük tutarak belirtilerin ortaya çıkışını ve şiddetlenmesini ve psikolojik gerginlik yaratan olaylar arasındaki ilişkiyi gözlemeleri önerilebilir Böylece birey hangi konuların kendini endişelendirdiğini görebilir Rahatlatıcı nefes teknikleri, hayal kurma, şimdiki asıl odaklanma gibi yöntemler terapi içerisinde çalışılabilir

sıkça doktora gidip hiçbir netice alınamadığından bu şahısların yakınları öfke ve can sıkıntısı duymaya başlayabilir ve hastalarının numara yaptığını düşünebilirler Rahatsızlık hastası kesinlikle numara yapmaz, korkusu gerçektir Hasta yakınlarının korkuyu anlaması ve hastayı suçlamaması yardımsever olacaktır



alıntı *