iltasyazilim
FD Üye
Diyaliz; farklı maddelere karşı farklı geçirgenlikte olan bir membran (zar) kullanılarak yapılan arıtma, süzme işlemidir Hemodiyaliz; (hemo ;kan) kanın süzülmesi işlemidir Hemodiyaliz işlemi için diyaliz makineleri kullanılır Diyaliz makinesinin diyalizer adlı kısmında, hastanın kanı ile özel bir solüsyon (diyaliz sıvısı) karşılaştırılır ve kandaki elektrolitlerin(kalsiyum, potasyum gibi) istenen düzeylerde karşılıklı geçişi sağlanır Bu solütlerin (suda çözünmüş maddelerin) ve suyun membrandan geçişi, difüzyon ve ultrafiltrasyon prensiplerine dayanır Difüzyon; suda çözünmüş bir maddenin yüksek konsantrasyonda olduğu taraftan düşük konsantrasyonda olduğu diğer tarafa hareketidir Ultrafiltrasyon ise suyun hareketidir Hastanın kanının alınması ve tekrar vücuda verilmesi, arteriovenöz fistül denilen; küçük bir cerrahi işlemle atardamar ve toplardamar arasında açılan yoldan sağlanır
Hemodiyalizin Tarihçesi
İlk diyaliz makinesi Hollanda’da Doktor Wilhelm JKolff tarafından 1943 yılında icat edilmiştir Amerikalı bilim adamı Doktor Bolding HScribner ise 1960 yılında daha gelişmiş bir diyaliz makinesi yapmıştır Zamanla bu makineler daha da gelişerek günümüz modellerine ulaşılmıştır
Hemodiyaliz Kimlere Uygulanır?
Vücutta normal fonksiyonların yerine getirilebilmesi için tüm değerler belirli sınırlar içinde tutulmalıdır (kan basıncı, ph düzeyi, iyon düzeyleri gibi) Böbreklerimizin bu açıdan çok hayati işlevleri vardır Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz: Aldığımız besin maddelerinin hücrelerde yıkılması sonucu açığa çıkan ve vücuttan uzaklaştırılması gereken üremik toksinleri ve ilaç son ürünlerini vücuttan atmak; vücudun su ihtiyacına göre gerektiğinde fazla suyu atarak, gerektiğinde suyu vücutta tutarak su dengesini sağlamak; asidik yapıdaki metabolitleri atarak asitbaz dengesini (ph dengesini) sağlamak; gerek su atılımı ve tutulumu, gerekse hormonal fonksiyonu ile kan basıncını (tansiyon) kontrol altında tutmak; eritropoetin hormonu salgılayarak kan üretimini sağlamak; D vitamini sentezlemek gibi
Böbreğin en küçük işlevsel birimi nefrondur Çeşitli sebeplerle kronik böbrek yetmezliği (KBY) gelişen hastalarda, gün geçtikçe normal işlev gören nefron sayısı geri dönüşümsüz olarak azalır ve böbrekler işlevlerini yerine getiremez hale gelir KBY, yetmezliğin derecesine göre evrelere ayrılır Son evreye geldiğinde böbrek artık işlev göremez hale gelir, sonuçta su, elektrolit, ph dengesi bozulur Vücutta tüm mekanizmalar birbirini etkilediğinden, bozulan bu değerlere bağlı olarak tüm sistem etkilenir ve ek bozukluklar ortaya çıkar
Kronik böbrek yetmezliğinin esas tedavisi böbrek naklidir Ancak uygun vericinin bulunması ve diğer nakil protokollerinden dolayı nakil beklemek uzun bir süreçtir Bu süreçte hemodiyaliz hayati önem taşımaktadır Hastalarda böbrek fonksiyonlarını yerine koyabilmek amacıyla hemodiyaliz tedavi protokolü uygulanır Tedavi sürecinde böbreğin süzme işlevi için hemodiyaliz işlemi yapılır Hastalar, özel durumlar dışında haftada 3 kez 4 saatlik sürelerle diyalize alınırlar Böbreğin diğer görevleri ise dışarıdan verilen ilaçlarla yerine konmaya çalışılır Örneğin kan üretimini sağlamak amacıyla eritropoetin verilmesi gibi Bu tedavilere ek olarak, hastaların aldığı besinler böbreğin yükünü artırıcı özellikte olmamalıdır Ayrıca aşırı sıvı tüketiminden de kaçınılmalıdır
Kronik böbrek yetmezliği dışında, böbreklerin geçici olarak işlevini yerine getiremediği akut böbrek yetmezliği durumunda da hemodiyaliz uygulanabilmektedir
Sonuç olarak hemodiyaliz işlemiyle, böbrek fonksiyonları yerine getirilmeye çalışılır, çünkü böbrek yetmezliği gelişen hastalarda bu işlevler gerçekleştirilememektedir Bu açıdan hemodiyaliz işlemi, hayat kurtarıcıdır
Kaynakça:
Daugirdas Diyaliz El Kitabı
tsnorgtr
Hemodiyalizin Tarihçesi
İlk diyaliz makinesi Hollanda’da Doktor Wilhelm JKolff tarafından 1943 yılında icat edilmiştir Amerikalı bilim adamı Doktor Bolding HScribner ise 1960 yılında daha gelişmiş bir diyaliz makinesi yapmıştır Zamanla bu makineler daha da gelişerek günümüz modellerine ulaşılmıştır
Hemodiyaliz Kimlere Uygulanır?
Vücutta normal fonksiyonların yerine getirilebilmesi için tüm değerler belirli sınırlar içinde tutulmalıdır (kan basıncı, ph düzeyi, iyon düzeyleri gibi) Böbreklerimizin bu açıdan çok hayati işlevleri vardır Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz: Aldığımız besin maddelerinin hücrelerde yıkılması sonucu açığa çıkan ve vücuttan uzaklaştırılması gereken üremik toksinleri ve ilaç son ürünlerini vücuttan atmak; vücudun su ihtiyacına göre gerektiğinde fazla suyu atarak, gerektiğinde suyu vücutta tutarak su dengesini sağlamak; asidik yapıdaki metabolitleri atarak asitbaz dengesini (ph dengesini) sağlamak; gerek su atılımı ve tutulumu, gerekse hormonal fonksiyonu ile kan basıncını (tansiyon) kontrol altında tutmak; eritropoetin hormonu salgılayarak kan üretimini sağlamak; D vitamini sentezlemek gibi
Böbreğin en küçük işlevsel birimi nefrondur Çeşitli sebeplerle kronik böbrek yetmezliği (KBY) gelişen hastalarda, gün geçtikçe normal işlev gören nefron sayısı geri dönüşümsüz olarak azalır ve böbrekler işlevlerini yerine getiremez hale gelir KBY, yetmezliğin derecesine göre evrelere ayrılır Son evreye geldiğinde böbrek artık işlev göremez hale gelir, sonuçta su, elektrolit, ph dengesi bozulur Vücutta tüm mekanizmalar birbirini etkilediğinden, bozulan bu değerlere bağlı olarak tüm sistem etkilenir ve ek bozukluklar ortaya çıkar
Kronik böbrek yetmezliğinin esas tedavisi böbrek naklidir Ancak uygun vericinin bulunması ve diğer nakil protokollerinden dolayı nakil beklemek uzun bir süreçtir Bu süreçte hemodiyaliz hayati önem taşımaktadır Hastalarda böbrek fonksiyonlarını yerine koyabilmek amacıyla hemodiyaliz tedavi protokolü uygulanır Tedavi sürecinde böbreğin süzme işlevi için hemodiyaliz işlemi yapılır Hastalar, özel durumlar dışında haftada 3 kez 4 saatlik sürelerle diyalize alınırlar Böbreğin diğer görevleri ise dışarıdan verilen ilaçlarla yerine konmaya çalışılır Örneğin kan üretimini sağlamak amacıyla eritropoetin verilmesi gibi Bu tedavilere ek olarak, hastaların aldığı besinler böbreğin yükünü artırıcı özellikte olmamalıdır Ayrıca aşırı sıvı tüketiminden de kaçınılmalıdır
Kronik böbrek yetmezliği dışında, böbreklerin geçici olarak işlevini yerine getiremediği akut böbrek yetmezliği durumunda da hemodiyaliz uygulanabilmektedir
Sonuç olarak hemodiyaliz işlemiyle, böbrek fonksiyonları yerine getirilmeye çalışılır, çünkü böbrek yetmezliği gelişen hastalarda bu işlevler gerçekleştirilememektedir Bu açıdan hemodiyaliz işlemi, hayat kurtarıcıdır
Kaynakça:
Daugirdas Diyaliz El Kitabı
tsnorgtr