Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Herediter Anjiyoödem nedir? Prof. Dr. Gül Karakaya anlattı

Herediter Anjiyoödem nedir? Prof. Dr. Gül Karakaya anlattı
0
105

seocu

FD Üye
Katılım
Ocak 9, 2022
Mesajlar
38,340
Etkileşim
3
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
69
herediter_anjiyoodem_nedir_prof_dr_gul_karakaya_anlatti_1652706961_028.JPG

'Dünya Herediter Anjiyoödem Günü' olarak kabul edilen 16 Mayıs'ta, çok da yaygın olmayan bu hastalığın önemine değinmek adına alerjiden ayıran yönlerini araştırdık. Ülkemizde 6 ila 10 bin kişide bu hastalığın olduğu düşünülmektedir. Prof. Dr. Gül Karakaya, iki hastalığı birbirinden ayıran detaylarını anlattı.



Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, İmmünoloji ve Allerji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Karakaya Herediter Anjiyoödem (HAÖ) ataklarının yanlış teşhis edilebildiğini ve kramp şeklinde karın ağrısıyla acile giden her üç hastadan birine gereksiz yere apandisit, safra kesesi, yumurtalık kisti hatta dış gebelik gibi ameliyatlar yapıldığını belirtti. Prof. Dr. Karakaya, Herediter Anjiyoödemin ilk başta akla gelmediği için tanısının zor konulduğunu, tanı konulunca da kontrol altına alınabildiğini; Almanya’da 2, İngiltere’de 5.5, Fransa’da 7 yılda hastalık teşhis edilirken, bu sürenin Türkiye’de 20 yılı bulabildiğini ifade etti. 

IFymK_1652706971_1149.jpeg
Herediter Anjioödem


ALERJİ Mİ, HEREDİTER ANJİYOÖDEM Mİ?

Herediter Anjiyoödem’in, alerjik reaksiyonlarla çok sık karıştırıldığını ve hastalara doğru tanı konulmasının çok uzun yılları bulabildiğini belirten Prof. Dr. Karakaya şunları ifade etti:

"Alerji nedenli anjiyoödemlerin aksine, HAÖ vakalarında kaşıntı, kurdeşen olmaz ve şişlikler diğer anjiyoödem hastalıklarına göre çok daha yavaş gelişip çok daha yavaş düzelir. Zaten bu hastalar alerji ilaç ve şuruplarına, kortizonlu ilaçlara ve adrenaline de yanıt vermez. Bu nedenle bir hasta sadece anjiyoödem nedeniyle bir sağlık kuruluşuna gidiyorsa, olası tanılar arasında HAÖ mutlaka düşünülmelidir. HAÖ için yapılan bazı kan tetkikleri alerji nedenli anjiyoödemin aksine çok tipik değişiklikler gösterir."

3C1V1_1652707082_5272.jpeg
prof. dr. gül karakaya


Herediter Anjiyoödem ile karışan diğer bir hastalığın da Ailesel Akdeniz Ateşi (FMF) olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karakaya söyle devam etti:

"Tek başına ciddi karın şikayeti olan hastalar, FMF tanısı alabiliyor ya da şiddetli karın ağrısı şikayetiyle gittikleri acil servislerde apandisit, yumurtalık kisti, dış gebelik gibi tanılar ile maalesef gereksiz yere ameliyat edilebiliyorlar."

HEREDİTER ANJİYOÖDEM (HAÖ) KALITSAL BİR HASTALIKTIR

Prof. Dr. Karakaya “HAÖ, vücudun farklı bölgelerinde tekrar eden şişlik (ödem) ataklarıyla ortaya çıkan, kalıtsal bir hastalıktır. Tanı Muayene sonrası kan tetkikleri ile koyulur. Öncelikli olarak kandaki kompleman 4 (C4) düzeyini ölçeriz. Bunun düzeyi düşük çıkarsa C1 inhibitör düzeyi ve C1 inhibitör fonksiyonunu tetkik ederiz. HAÖ hem kadınlar hem de erkeklerde görülür. Bu hastalığa sahip olan birinin çocuğuna hastalığı geçirme oranı %50’dir. HAÖ hastaları çocuk sahibi olduğunda, çocukları hastalık belirtisi göstermese bile mutlaka bir tarama testinden geçirilmelidir. Ülkemizde nüfusa göre 6-10 bin HAÖ hastası olduğu tahmin edilmektedir.” diye açıkladı.

BSH6z_1652707335_1331.JPG

 

ANİ NEFES KESİLMESİNE YOL AÇABİLİR

El, yüz, ayak, bacak, genital bölge, sindirim sistemi ve nefes yollarında ani ve çok şiddetli şişme (anjiyoödem) ataklarıyla birden ortaya çıkan bu hastalık, sindirim sisteminde geliştiğinde kramp şeklinde çok ciddi karın ağrısı, bulantı ve kusmaya sebep olur. Hastalık yüzde geliştiğinde ise hastanın tanınmaz hale gelebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Gül Karakaya, özellikle nefes yolunda, gırtlak bölgesinde gelişen ani ödemlerin, tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini, doğru ve hızlı müdahale edilmezse hastalar için ölümcül olabileceğini söyledi.

DİŞ ÇEKTİRMEK, KLAVYE İLE YAZMAK VE YÜRÜYÜŞ BİLE RİSKLİ OLABİLİR

Prof. Dr. Karakaya HAÖ hastalarında her türlü travma, basınç, yaralanma, ameliyat, anestezi, enfeksiyon, kaygı, sınav stresi, enfeksiyon, değişen hormon seviyeleri, doğum kontrol ya bazı tansiyon ilaçları kullanımının bile hastalığı tetikleyebileceğini söylerken, özellikle tanı almamış hastalar konusunda uyardı:

"Tanı almamış” ya da tanı alıp işlem öncesi koruyucu ilaç uygulanmamış hastalarda ağıza ve dişlere yapılan çeşitli müdahaleler ve cerrahi girişimler gırtlak şişliğine neden olur. Genelde alerji ile karıştırılan bu durumda, hastaya zamanında müdahale edilemez ise hayati risk oluşturur."

YILDA 100 GÜN ATAKLA GEÇİYOR

HAÖ, oldukça değişkenlik göstermekle birlikte genel olarak çocukluk çağında (0-20 yaş aralığı) başlar. Ergenlik dönemine girişle hormonların artışı ile birlikte kötüleşir, ömür boyu sürer. Ataklar ortalama 2-5 gün devam eder. Bu da hastaların senede 20-100 gününü atakla geçirdiğini gösterir. Bu durum ciddi okul ve iş günü kaybı ve devamsızlığına neden olur. Prof. Dr. Karakaya “Ölüm korkusu HAÖ hastalarının yaşam kalitesini çok bozmakta, hatta bazen panik bozukluklara neden olmaktadır. Örneğin yüzü şişen bir hasta o gün işe veya okula gitmek istememektedir. Bazı hastalar bunu bir eksiklik olarak görmekte ve evlenmekten çekinmektedir. Kalıtsallığı nedeniyle bir kısmı da çocuk sahibi olmaktan korkmaktadır.” diye konuştu.

HEREDİTER ANJİYOÖDEM KONTROL ALTINA ALINABİLİR

Hastalığın kesin tedavisi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Gül Karakaya hastaya verilecek C1 inhibitörü konsantresi ile atakların kontrol altına alınabileceğini belirtirken, “En önemli aşama, hasta ve yakınlarına bu hastalık hakkında detaylı bilgilendirme yapılmasıdır. Kurdeşenin eşlik etmediği, çocukluk çağından beri devam eden, tekrarlayan anjiyoödem ve/veya karın bölgesi ağrıları; yüz, ağız, boğaz, el, kol, bacak ve genital bölge gibi yerlerdeki şişlik; bulantı ve kusma; nefes almada zorluk gibi şikayetlerde mutlaka bir İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanına görünerek gerekli tetkiklerin yaptırılması çok önemlidir.” dedi.


RAKAMLARLA HAÖ
  • Hastaların 1/3’ünde ataktan 1-24 saat önce ciltte kaşıntı ve kızarıklık gibi öncül belirtiler olabilir. 
  • Hastalığın teşhisi Türkiye’de 20 yıl gecikebilir.
  • Tanı almamış hastalarda gırtlaktaki ödem nedeniyle boğulma sonucu ölüm riski, daha önceden tanı almışlara göre 9 kat fazladır. 
  • Karın ataklarının apandisit ile karışması nedeniyle bu hastaların 1/3’ü gereksiz karın ameliyatı geçirir.
  • Tüm anjiyoödemlerin %2’si Herediter Anjiyoödemdir. 
  • Hastaların %75’inde ilk atak 15 yaş öncesinde görülür, ama erişkinlerdeki gibi tekrarlamayabilir. 
  • Alerjik anjiyoödem 12-24 saat gibi kısa sürede gelişip, kısa sürede düzelir, ancak HAÖ çok daha yavaş gelişir ve düzelmesi 5-7 günü bulabilir. 

 

Similar threads

Kanda bulunan C1 inhibitör isimli proteinin eksikliğinden yahut fonksiyon görmemesinden kaynaklanan, 10-50 bin bireyde bir gözlenen, damar dışına likit çıkışı sonucu yaygın şişlikler (ödem) gelişimiyle karakterize bir hastalıktır. Marazın belirtileri nelerdir? Hastalık ortalama 2-5 gün süren...
Cevaplar
0
Görüntüleme
111
Nadir olarak geçen bu genetik enzim eksikliği ile karakterize illette deride, mide ve barsaklarda ve üst teneffüs yollarında muvakkat şişlikler oluşmaktadır. Bu şişlikler mukozolarda ve ses tellerinde ölçüsüz olursa, değerli nispette vefata yol açmaktadır. Şişlikler kaşıntısız olup, 1-3 gün...
Cevaplar
0
Görüntüleme
116
Halk arasında yaygın olarak görülen ürtiker yani kurdeşen hastalığı, genellikle hem hastayı hem de doktorları fazlasıyla sıkan bir hastalık türüdür Buna rağmen kurdeşen hastalığı için immünoloji ve alerji uzmanlarının çok etkili ve çözüme yönelik tedavi yöntemleri mevcuttur Kurdeşenin cilt...
Cevaplar
0
Görüntüleme
81
Ürtiker deri yüzeyinde oluşan, etrafı kırmızı büyüklüğü birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen, ortası sıklıkla soluk, kaşıntılı plaklar veya deri döküntüleridir. Ürtiker olarak tanımladığımız bu tablo genellikle 24-48 saat içinde solmakta ve cilt üzerinde iz bırakmamaktadır...
Cevaplar
0
Görüntüleme
126
Sıçramalı (metastatik) göğüs kanseri tedavisinde yeni tedavi yaklaşımları hem hastaların sağ kalımlarını artırıyor hem de kemoterapi gereksinimini azaltıyor. Bilhassa hormon reseptör seviyesi müspet olan sıçramalı göğüs kanserlerinde artık yeni maksatlı tedavilerle kemoterapiye gereksinim...
Cevaplar
0
Görüntüleme
65
858,460Konular
981,093Mesajlar
29,527Kullanıcılar
ConsternatedSon üye
Üst Alt