Hz Muhammed’in doğum gunu mucizeleri,
peygamberimizin doğum mucizeleri,
hz muhammed'in doğum mucizeleri
Yahudiler arasında bircok alim vardı Bunlar, kitaplarında Allah ResUlunun geleceğini gorup oğrenmişlerdi Yıldızlardan hukum cıkarmada da usta sayılırlardı Efendimizin doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudi alimler bu yıldızdan Ahirzaman Peygamberinin dunyaya teşrif ettiklerini anlamışlardı
Teşrif ettikleri gece bir yıldız doğdu
ResUli Zişanın meşhur şairi Hassan bin Sabit (ra) bu hususu şoyle anlatmıştır:
“Ben sekiz yaşlarında var yoktum Biliyorum, bir sabah vakti, Yahudinin biri ‘Hey Yahudiler!’ diye cığlık atarak koşuyordu Yahudiler, ‘Ne var, ne yırtınıyorsun?’ diyerek adamın başına uşuştuler Yahudi şoyle haykırıyordu: “Haberiniz olsun, Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu Ahmed bu gece dunyaya geldi 36 İbni Sa’d'ın naklettiği konu ile ilgili bir rivayette ise şoyle denilmektedir: “Mekke’de oturan bir Yahudi vardı Allah ResUlunun doğdukları gecenin sabahı Kureyşlilerin karşısına cıktı ve sordu: ‘Bu gece kabilenizden bir oğlan cocuk doğdu mu?’ Kureyşliler, ‘Bilmiyoruz’ cevabını verince, adam sozlerine devam etti: ‘Varın, gidin, soruşturun, arayın; bu ummetin peygamberi bu gece doğdu Sırtında alameti var’ Kureyşliler varıp soruşturdular ve gelip Yahudiye haber verdiler: ‘Bu gece Abdullah’ın bir oğlu dunyaya geldi, sırtında bir nişan var’ Yahudi gidip peygamberlik alametini gordu Ve aklını kaybetmişcesine şoyle haykırdı: ‘Peygamberlik artık İsrailoğullarından gitti Kureyşlilere oyle bir devlet gelecek ki, haberi doğudan batıya kadar ulaşacaktır’… 37 Demek gokkubbe pırıl pırıl yıldız kandilleriyle ResUli Kibriya Efendimizin gelişini alkışlıyordu
Medayin’deki Kisra Sarayından On Dort Burc Catırdayarak Yıkıldı
Kainatın Efendisinin doğduğu geceydi… Saatler, doğum anlarını gosteriyordu Derin bir uykuya dalan Medayin şehri korkunc bir catırdı ve gurultu sesiyle uyandı Hukumdarla birlikte halk da heyecan icinde yataklarından fırladı Manzara korkunctu ve telaş verici idi Hukumdar Sarayının o sapa sağlam burclarından on dordu catırdayarak yıkılıvermişti
Geceyi korkular icinde geciren Kisra sabaha cıkar cıkmaz memleketinin dini reislerini derhal bir toplantıya cağırdı Toplantıda, cereyan eden hadisenin neyin nesi olduğunu goruşeceklerdi Kisra tacını giymiş tahtına oturmuştu Henuz muzakereye başlamamışlardı ki, doludizgin yaklaşan bir atlı, elinde bir mektup getirdi Mektupta, İstahrabat’ta binlerce seneden beri ışıl ışıl yanan ateşlerinin sonduğu haber veriliyordu Bu haber, Kisra’nın korku ve heyecanını daha da arttırdı Bu sırada toplantıda bulunan İran başkadısı MUbezan soz alarak gorduğu bir ruyayı anlattı:
“Gordum ki yuzlerce kukremiş deve, onlerine şaha kalkmış Arap atları olduğu halde Dicle suyunu gecti ve İran topraklarına yayıldılar Kisra, doğru sozlu, bilgili ve adaletli MUbezan’ın bu ruyasını da manalı buldu Sinirleri fazlasıyla gerilmişti Bu muammayı cozmek istiyordu Bilgisine ve irfanına guvendiği MUbezan’a sordu: “Peki, bu neye işaret olabilir? Başkadının cevabı kısa ve oz oldu: “Araplar tarafından cok onemli birşeyler olacağına işaret olabilir Kisra, bunun uzerine derhal Hire Valisi Numan bin Munzir’e bir mektup yazdı Mektupta, “Bana orada bulunan alimlerden, suallerime cevap verebilecek kudrette biri varsa gonder! diyordu Mektubu alan Numan, işin ciddiyetini anladı ve derhal Abdu’lMesih bin Amr adında bir bilgini Medayin’e gonderdi Gelen alimi hukumdar derhal huzura kabul etti Cereyan eden hadiseleri anlattıktan sonra, kendisinden bu hususta bilgi istedi Abdu’lMesih, Kisra’ya hadiseler hakkında bir bilgi veremeyeceğini soyledi ve ilave etti: “Şam yakınında Cabiye’de oturan dayım Satih’de bunlara cevap verecek bilgi vardır Bunun uzerine Kisra, Abdu’lMesih’i gidip Satih’ten hadiseler hakkında bilgi almak uzere vazifelendirdi Meşhur Şam kahini Satih kemiksiz, adeta azasız bir vucud, yuzu goğsu icinde bir acUbei hilkat ve cok yaşlı bir kahindi Daima sırt ustu yatardı Bir yere goturulmek istendiği zaman bohca gibi katlanırdı Gaipten verdiği doğru haberler, o zamanın insanları arasında meşhurdu Abdu’lMesih, dağ taş demeden yol alarak dayısı Satih’in yanına vardı O sırada Satih, hayatının son anlarını yaşıyordu Şiddetli hastalık icinde kıvranıyordu Hastalığın şiddeti dudaklarından konuşma kudretini de alıp goturmuştu ki, gelen adamın ne selamın alabildi ve ne de konuşabildi Fakat, Abdu’lMesih olup bitenleri anlatınca iş birden değişiverdi Olum doşeğinde ecelle penceleşen Satih gozlerini birden actı ve sanki kabir kapısına değil, dunya evinin kapısına yeni ayak basacakmış gibi canlanarak heyecan icinde haykırdı: “Ey Abdu’lMesih! İlahi vahyin okunması coğalacak Asa’nın sahibi peygamber olarak gonderildi Semave Vadisini su bastı, Farsların ateşi sondu Artık Şam da Şam değil, Satih icin Şunu iyi bil ki, zaman uzerinde hukmu gecerli olan mutlak Hakim, boyle istedi ve gelen peygamberle nebilik ipinin iki ucunu duğumledi Derin bir nefes cektikten sonra da ilave etti: “Sasanilerden, yıkılan burc sayısınca hukumdar gelecek ve sonra hukum yerini bulacaktır 38 Bu cumleler, Satih’in dudaklarından dokulen son sozler oldu Sanki bu gerceği dile getirmek icin bekleyip durmuştu Sozlerini bitirir bitirmez gozlerini kapadı ve ruhunu Yuce Allah’a teslim etti Meşhur kahin Satih, bu sozleriyle acıkca Ahirzaman Peygamberinin dunyaya gelmiş olduğunu haber veriyordu O ana kadar bir benzeri gorulmemiş bu hadise, dunyaya o gece şeref veren zatın beraberinde getirdiği sonmez nUr ile Mazdeizmin 39 karanlık inancı icinde kıvranan İran saltanatını ortadan kaldıracağına işaretti Nitekim, tarih buna şahid oldu ve hadiseler Satih’in haber verdiği gibi cereyan etti: İran Devleti, 67 yıl suren on dort hukumdarın idaresinden sonra, Kadisiyye’de Hatemu’lEnbiyanın ordusu tarafından İslam topraklarına katıldı
Kabe’nin İcini Karanlık Ve Kirlere Boğan Putların Coğu Baş Aşağı Yıkıldı:
Kureyş muşrikleri, yeryuzunde Allah’ın tek ma’bud oluşunun icinde ve ustunde ilk olarak abideleştiği Kabe’yi putlarla karanlıklara boğmuşlardı Ne var ki, henuz Tevhid temsilcisi ResUli Kibriyanın dunyaya gozlerini acması karşısında bile, coğu yerlerine kurşun ile percinlenmiş bu putlar, hadisenin azametine dayanamayarak yerlere yıkılıverdiler
Bu hadisenin ifade ettiği mana buyuktu: Dunyaya teşrif eden bu Zat, kendisine verilecek vazife gereği kapkaranlık şirk inancını ortadan kaldıracaktır Gonullerde pak, nezih ve saadet dolu Tevhid inancını bayraklaştıracaktır
Dunya buna şahid oldu O ResUli Zişan, kısa zamanda Kabe’yi cansız putlardan temizlediği gibi, gonullerdeki putları da İslam imanı ile yok eerdi
İstahrabat’ta Bin Seneden Beri Yanmakta Olan MecUsilerin Kocaman Ateş Yığınları Bir Anda Sonuverdi
MecUsiler bu ateş yığınını kendilerine ilah kabul etmişlerdi Efendimizin dunyaya teşrifleri ile birlikte bu kocaman ateş, sanki okyanusların istilasına uğramış basit bir ateşmiş gibi sonuverdi
Demek ki, gelen zat, putperestlik gibi, ateşperestliği de bir cırpıda ortadan kaldıracak ve yeryuzunu Tevhid meş’alesiyle aydınlatacaktı
Takdis Edilen Meşhur Save (Taberiyye) Golu Bir Anda Kuruyuverdi
Bu da, gelen zatın, Allah’ın izni ile olmayan şeylerin takdis edilmesini yasaklayacağının ifadesi idi
kynak: haberbizcom
peygamberimizin doğum mucizeleri,
hz muhammed'in doğum mucizeleri
Yahudiler arasında bircok alim vardı Bunlar, kitaplarında Allah ResUlunun geleceğini gorup oğrenmişlerdi Yıldızlardan hukum cıkarmada da usta sayılırlardı Efendimizin doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudi alimler bu yıldızdan Ahirzaman Peygamberinin dunyaya teşrif ettiklerini anlamışlardı
Teşrif ettikleri gece bir yıldız doğdu
ResUli Zişanın meşhur şairi Hassan bin Sabit (ra) bu hususu şoyle anlatmıştır:
“Ben sekiz yaşlarında var yoktum Biliyorum, bir sabah vakti, Yahudinin biri ‘Hey Yahudiler!’ diye cığlık atarak koşuyordu Yahudiler, ‘Ne var, ne yırtınıyorsun?’ diyerek adamın başına uşuştuler Yahudi şoyle haykırıyordu: “Haberiniz olsun, Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu Ahmed bu gece dunyaya geldi 36 İbni Sa’d'ın naklettiği konu ile ilgili bir rivayette ise şoyle denilmektedir: “Mekke’de oturan bir Yahudi vardı Allah ResUlunun doğdukları gecenin sabahı Kureyşlilerin karşısına cıktı ve sordu: ‘Bu gece kabilenizden bir oğlan cocuk doğdu mu?’ Kureyşliler, ‘Bilmiyoruz’ cevabını verince, adam sozlerine devam etti: ‘Varın, gidin, soruşturun, arayın; bu ummetin peygamberi bu gece doğdu Sırtında alameti var’ Kureyşliler varıp soruşturdular ve gelip Yahudiye haber verdiler: ‘Bu gece Abdullah’ın bir oğlu dunyaya geldi, sırtında bir nişan var’ Yahudi gidip peygamberlik alametini gordu Ve aklını kaybetmişcesine şoyle haykırdı: ‘Peygamberlik artık İsrailoğullarından gitti Kureyşlilere oyle bir devlet gelecek ki, haberi doğudan batıya kadar ulaşacaktır’… 37 Demek gokkubbe pırıl pırıl yıldız kandilleriyle ResUli Kibriya Efendimizin gelişini alkışlıyordu
Medayin’deki Kisra Sarayından On Dort Burc Catırdayarak Yıkıldı
Kainatın Efendisinin doğduğu geceydi… Saatler, doğum anlarını gosteriyordu Derin bir uykuya dalan Medayin şehri korkunc bir catırdı ve gurultu sesiyle uyandı Hukumdarla birlikte halk da heyecan icinde yataklarından fırladı Manzara korkunctu ve telaş verici idi Hukumdar Sarayının o sapa sağlam burclarından on dordu catırdayarak yıkılıvermişti
Geceyi korkular icinde geciren Kisra sabaha cıkar cıkmaz memleketinin dini reislerini derhal bir toplantıya cağırdı Toplantıda, cereyan eden hadisenin neyin nesi olduğunu goruşeceklerdi Kisra tacını giymiş tahtına oturmuştu Henuz muzakereye başlamamışlardı ki, doludizgin yaklaşan bir atlı, elinde bir mektup getirdi Mektupta, İstahrabat’ta binlerce seneden beri ışıl ışıl yanan ateşlerinin sonduğu haber veriliyordu Bu haber, Kisra’nın korku ve heyecanını daha da arttırdı Bu sırada toplantıda bulunan İran başkadısı MUbezan soz alarak gorduğu bir ruyayı anlattı:
“Gordum ki yuzlerce kukremiş deve, onlerine şaha kalkmış Arap atları olduğu halde Dicle suyunu gecti ve İran topraklarına yayıldılar Kisra, doğru sozlu, bilgili ve adaletli MUbezan’ın bu ruyasını da manalı buldu Sinirleri fazlasıyla gerilmişti Bu muammayı cozmek istiyordu Bilgisine ve irfanına guvendiği MUbezan’a sordu: “Peki, bu neye işaret olabilir? Başkadının cevabı kısa ve oz oldu: “Araplar tarafından cok onemli birşeyler olacağına işaret olabilir Kisra, bunun uzerine derhal Hire Valisi Numan bin Munzir’e bir mektup yazdı Mektupta, “Bana orada bulunan alimlerden, suallerime cevap verebilecek kudrette biri varsa gonder! diyordu Mektubu alan Numan, işin ciddiyetini anladı ve derhal Abdu’lMesih bin Amr adında bir bilgini Medayin’e gonderdi Gelen alimi hukumdar derhal huzura kabul etti Cereyan eden hadiseleri anlattıktan sonra, kendisinden bu hususta bilgi istedi Abdu’lMesih, Kisra’ya hadiseler hakkında bir bilgi veremeyeceğini soyledi ve ilave etti: “Şam yakınında Cabiye’de oturan dayım Satih’de bunlara cevap verecek bilgi vardır Bunun uzerine Kisra, Abdu’lMesih’i gidip Satih’ten hadiseler hakkında bilgi almak uzere vazifelendirdi Meşhur Şam kahini Satih kemiksiz, adeta azasız bir vucud, yuzu goğsu icinde bir acUbei hilkat ve cok yaşlı bir kahindi Daima sırt ustu yatardı Bir yere goturulmek istendiği zaman bohca gibi katlanırdı Gaipten verdiği doğru haberler, o zamanın insanları arasında meşhurdu Abdu’lMesih, dağ taş demeden yol alarak dayısı Satih’in yanına vardı O sırada Satih, hayatının son anlarını yaşıyordu Şiddetli hastalık icinde kıvranıyordu Hastalığın şiddeti dudaklarından konuşma kudretini de alıp goturmuştu ki, gelen adamın ne selamın alabildi ve ne de konuşabildi Fakat, Abdu’lMesih olup bitenleri anlatınca iş birden değişiverdi Olum doşeğinde ecelle penceleşen Satih gozlerini birden actı ve sanki kabir kapısına değil, dunya evinin kapısına yeni ayak basacakmış gibi canlanarak heyecan icinde haykırdı: “Ey Abdu’lMesih! İlahi vahyin okunması coğalacak Asa’nın sahibi peygamber olarak gonderildi Semave Vadisini su bastı, Farsların ateşi sondu Artık Şam da Şam değil, Satih icin Şunu iyi bil ki, zaman uzerinde hukmu gecerli olan mutlak Hakim, boyle istedi ve gelen peygamberle nebilik ipinin iki ucunu duğumledi Derin bir nefes cektikten sonra da ilave etti: “Sasanilerden, yıkılan burc sayısınca hukumdar gelecek ve sonra hukum yerini bulacaktır 38 Bu cumleler, Satih’in dudaklarından dokulen son sozler oldu Sanki bu gerceği dile getirmek icin bekleyip durmuştu Sozlerini bitirir bitirmez gozlerini kapadı ve ruhunu Yuce Allah’a teslim etti Meşhur kahin Satih, bu sozleriyle acıkca Ahirzaman Peygamberinin dunyaya gelmiş olduğunu haber veriyordu O ana kadar bir benzeri gorulmemiş bu hadise, dunyaya o gece şeref veren zatın beraberinde getirdiği sonmez nUr ile Mazdeizmin 39 karanlık inancı icinde kıvranan İran saltanatını ortadan kaldıracağına işaretti Nitekim, tarih buna şahid oldu ve hadiseler Satih’in haber verdiği gibi cereyan etti: İran Devleti, 67 yıl suren on dort hukumdarın idaresinden sonra, Kadisiyye’de Hatemu’lEnbiyanın ordusu tarafından İslam topraklarına katıldı
Kabe’nin İcini Karanlık Ve Kirlere Boğan Putların Coğu Baş Aşağı Yıkıldı:
Kureyş muşrikleri, yeryuzunde Allah’ın tek ma’bud oluşunun icinde ve ustunde ilk olarak abideleştiği Kabe’yi putlarla karanlıklara boğmuşlardı Ne var ki, henuz Tevhid temsilcisi ResUli Kibriyanın dunyaya gozlerini acması karşısında bile, coğu yerlerine kurşun ile percinlenmiş bu putlar, hadisenin azametine dayanamayarak yerlere yıkılıverdiler
Bu hadisenin ifade ettiği mana buyuktu: Dunyaya teşrif eden bu Zat, kendisine verilecek vazife gereği kapkaranlık şirk inancını ortadan kaldıracaktır Gonullerde pak, nezih ve saadet dolu Tevhid inancını bayraklaştıracaktır
Dunya buna şahid oldu O ResUli Zişan, kısa zamanda Kabe’yi cansız putlardan temizlediği gibi, gonullerdeki putları da İslam imanı ile yok eerdi
İstahrabat’ta Bin Seneden Beri Yanmakta Olan MecUsilerin Kocaman Ateş Yığınları Bir Anda Sonuverdi
MecUsiler bu ateş yığınını kendilerine ilah kabul etmişlerdi Efendimizin dunyaya teşrifleri ile birlikte bu kocaman ateş, sanki okyanusların istilasına uğramış basit bir ateşmiş gibi sonuverdi
Demek ki, gelen zat, putperestlik gibi, ateşperestliği de bir cırpıda ortadan kaldıracak ve yeryuzunu Tevhid meş’alesiyle aydınlatacaktı
Takdis Edilen Meşhur Save (Taberiyye) Golu Bir Anda Kuruyuverdi
Bu da, gelen zatın, Allah’ın izni ile olmayan şeylerin takdis edilmesini yasaklayacağının ifadesi idi
kynak: haberbizcom