İlk Bakışta Sıradan Bir Düğüne Benzese de Gizli Detaylarıyla Hüzünlendiren Tablo: Arnolfini'nin Evlenmesi

Yüzyıllardır tartışmalara konu olan, gizemleri hala çözülemeyen binlerce sanat eseri artık internet sayesinde tek tıkla karşımıza geliyor. Biz de bizzat gezemediğimiz müzelerden değerli bir tabloyu incelemeye aldık: Jan van Eyck'ın 1434 tarihli 'Arnifolni'nin Evlenmesi' eseri. Merak edilen Arnifolni'nin hikayesiyle beraber en ince detaylarıyla sizin için derledik. Buyrun içeriğe! ????

Kaynak:

Ziyaretçiler için gizlenmiş link , görmek için Giriş yap veya üye ol.

...
Eski çağlar boyunca insanlar sanat eserlerini görmek amacıyla uzun yollar kat etmiş, neredeyse servetler harcamış. Ancak bizler içinde bulunduğumuz teknoloji çağı sayesinde bizzat göremediğimiz eserlerin en ince detaylarına tek tıkla ulaşabiliyoruz.



O yüzden sizinle beraber değerli bir tabloyu incelemeye alalım dedik!

Görmüş olduğunuz tablonun adı 'Arnolfini'nin Evlenmesi' ve Belçika doğumlu ressam Jan van Eyck'a ait. Eserin sanat tarihi içerisinde büyük ilgi görmesinin sebebi ise hem gizlenmiş simgeleri, hem de ressamın kullandığı özgün perspektif...



1434 yılında tahta pano üzerine yağlı boya ile yapılan eser an itibariyle Londra'da bulunan National Gallery'de sergilenmekte. Eserin boyutları ise 82 cm x 60 cm.



Öncelikle tabloya ilk bakışımızda evlenmekte olan bir çifti konu aldığını görüyoruz ve adından anlaşıldığı üzere damat, tüccarlıkla uğraşan Arnolfini ailesinin bir ferdi.



Sanat tarihçilerinin araştırmalarına göre resimdeki adam, Belçikalı sanatçının arkadaşı Giovanni di Nicolao Arnolfini, yanındaki de eşi Costanza Trenta.



Ancak burada önemli bir detay devreye giriyor...

Çünkü gelin olduğu tahmin edilen Costanza'nın, tablonun çizilmesinden bir yıl önce yani 1433'te doğum yaparken hayatını kaybettiği ortaya çıkıyor!



Uzun yıllar boyunca düğün portresi olduğu düşünülen tablonun tüm anlamı bu bilgiyle değişiyor tabii. Sanat tarihçisi Margaret Koster, resmin aslen bir düğün portresi değil de Arnolfini'nin vefat eden eşi Costanza'nın anısına yapılmış bir hatıra tablosu olduğunu öne sürüyor.

Akıllarda soru işaretleri yaratan bir diğer konuya, çiftimizin ellerini tutma pozisyonuna geliyoruz. Arnolfini'nin, açık elini tutmasını hayatı ellerinden kayarken hala ona tutunması olarak yorumlanıyor.



Daha önceleri ise sanat tarihçileri çiftin sağ ellerini tutmalarını Antik Roma inanışlarına göre evlilik, birlik olma gibi anlamlara yoruyorlardı.

Çiftin ellerine biraz daha yakından bakalım...



Arka planda gözümüze çarpan 'gargoyle' ya da Türkçeye geçmiş haliyle çörten, gotik mimarisinde sık sık kullanılan ve ölümü sembolize eden bir yaratık.

Ellerle ilgili göze çarpan bir diğer detay ise elbisesinin katlanmış kısmını karnının üzerinde tutan Costanza'nın hamile olup olmadığı sorusu.



Constanza'nın hemen yanında yatağın başında duran Aziz Margaret figürü de doğumu sembolize eden detaylardan bir diğeri.



Aslında tüm bu ipuçları, hem Costanza'nın hamileliğini hem de doğum sırasında hayatını kaybettiğini işaret ediyor olabilir.

Arnolfini'nin hemen yanındaki pencerenin önünde ve yerde duran portakallar aşkı ve evliliği, ayrıca Adem ile Havva'nın cennetten kovulmadan önceki masumiyetlerini simgeliyor.



Biraz da çiftin kıyafetlerine göz atalım. Adamın şapkasına, ikisinin de giymiş olduğu kürklere ve altın yüzüklerine baktığımızda soylu sınıfa mensup bir aile olduğu göze çarpıyor Arnolfinilerin.



Costanza'nın yeşil elbisesindeki detaylara da bir göz atalım;



Ayakkabı olarak resimde bir çift takunya ve kırmızı saten terlikler bulunuyor;



Zenginliklerinin göstergesi sadece kıyafetlerde değil, odanın tavanından sallanan göz alıcı avize ve yerdeki doğuya özgü halı da dikkat çeken detaylar arasında.



Avizeye biraz daha yakınlaşarak can alıcı bir detaya daha değinelim. Avizede Arnolfini'nin kafasının üzerindeki mum hala yanmaktayken Costanza'nın durduğu tarafta erimiş halde...



Halının hemen yanında gözümüze nadir görünen cinsten bir köpek takılıyor. Köpeğin neredeyse insana benzer bir ifadeyle direkt olarak karşısındakinin gözlerine bakması da enteresan detaylardan biri.



Köpeğin neyi simgelediği konusunda araştırmacı Koster, Antik Roma döneminde kadınlara öteki dünyaya kadar eşlik ettiği düşünüldüğü için mezarlarında köpeklerin durduğunu söylüyor. Köpeğin ayrıca Costanza'nın eteklerinin ucunda durması bunun bir göstergesi olabilir.

Sonlara yaklaştıkça inceleyeceğimiz son detay, belki de resimdeki en önemli obje olan ayna! O döneme kadar tablolarda kullanılan bir obje olmamasına ek olarak aynanın yansımasında, ressamımız Van Eyck'ın kendisini de çizdiğini görüyoruz!



Aynanın etrafını saran çerçevedeki 10 ufak dairenin ortasında ise Hz. İsa'nın çarmıha gerilişini konu alan farklı resimler bulunuyor...

Veee son olarak, aynanın üzerine resmin tarihiyle beraber Latince 'Johannes van Eyck fuit hic' yani 'Jan van Eyck buradaydı' yazarak kendisinden bir imza bırakan ressamın selamıyla bitirelim.



Siz nasıl buldunuz bu tabloyu? Yorumlarda buluşalım!