iltasyazilim
FD Üye
İLKYARDIM NEDİR?
İlkyardım nedir? Böyle bir soru yönelttiğimde nasıl olursa olsun birçoğunuz “ne dek anlamsız bir soru bu diye düşünecektir Çünkü adı üzerinde, bir sorun çıktığında yapılacak birincil yardımı açıklama etmektedir Haklısınız Ancak bir şeyin farkında olan mısınız? Kaçımız bir sorun oluştuğunda bu birincil yardımı yapabiliyoruz, ya da ne dek dürüst yapabiliyoruz? Hepimiz iyi fena bir destek yapılması gerektiğini okuduk veya duyduk ama yapmaya gelince orada dona kalıyoruz, neden acaba?
İlkyardımın yazılışı konusunda bir us birliği olmasa da TDK(Türk Dil Kurumu) ILK YARDIM şeklinde yazılmasını önerirken ben buna karşısında çıkıp İLKYARDIM olması gerektiğine inanıyorum Çünkü farklı yazıldığında çoğu alanda (örneğin otomobil yolda kaldığında yapılacak takviye gibi) ilk yardımı ifade ederken, birleşmiş yazıldığında sıhhat alanında kullandığımız bir kavramı ifade etmesi açısından farklı bir önemi olacaktır diye düşünüyorum
İlkyardımın genel bir tanımını yaparak konuya antre yapmak istiyorum
Ani olarak hastalanan veya yaralanan kimseye hemencecik, olay yerinde ve çevre imkânlarından yararlanılarak yapılan, tıbbî olmayan geçici müdahaleye İLKYARDIM denir
Bu tanımı açacak olursak:
Bir birey hastalandığı (kalple ilgili sorun, bayılma, sara nöbeti gibi)
ya da bir kaza sonucu yaralandığı (ekmeği keserken parmağını kesmek, merenden inerken düşmek, futbol oynarken topun karna çarpması gibi) anda yanındaysanız anında müdahale etmeniz gerekir Bu müdahaleyi çevrenizdeki olanaklardan yararlanarak yapmalısınız İlerdeki haftalarda açıklayacağım uygulamalarla ilkyardım yapabilirsiniz
İlkyardım için ihtiyacınız olan üç şey var: bilginiz, aklınız ve elleriniz (bazen de nefesiniz) Bunların dışarıda araç gereç çağırmak için vakit kaybetmeyin Aklınızı ve bilginizi birleştirdiğinizde tüm malzemelerin yanı başınızda olduğunu göreceksiniz
İlkyardımı gözünüzde büyütmeyin, korkmayın çünkü fazla kolaydır; sadece ciddiye alın Eğer ciddiye almazsanız yapacağınız hatalar siz dâhil herkesi üzebilir
İlkyardım sonrası hasta veya yaralı genel olarak hastane tedavisine ihtiyaç duyar, işte böylece geçici bir müdahale denilmektedir Bir Takım durumlarda (örneğin küçük bir sıyrık veya kesikte) hastaneye gitmek gerekmez lakin derin bir yara, büyük bir damar kanaması söz konusuysa mutlaka hastaneye gitmelidir
İlkyardımda şüphesiz hap(tıbbi tedavi) kullanılmaz, Ahmet beye iyi gelen bir hap Ayşe hanıma iyi gelmeyip ölümüne bile neden olabilir O nedenle özellikle hastalanmalarda ilaç vermeyin, yaralanmalarda zaten ilaca gerek yoktur
İlkyardımla ilgili bilmeniz gereken diğer bir şey: ilkyardım yapıldığı yere veya ortama kadar değişmeyen yani trafik kazasında, depremde, sporda, dağda, bayırda, okulda ilkyardım aynıdır (eğer bir yerde afetlerde ilkyardım başlığını görürseniz ciddiye almayın) Çünkü kanama hangi şekilde oluşursa oluşsun üstüne bastırmazsanız durmaz veya kişi hangi nedenle bayılırsa bayılsın ayılması için sırt üstü yatırmanız gerekir O nedenle hastalanma veya yaralanmanın oluş şekli ile ortamı ilkyardım uygulamasını değiştirmez
Sağlık personelinin (hekim, hemşire vs) ya da konut hanımının (öğretmenin, köylünün, işçinin) yapacağı ilkyardım arasında fark yoktur; elinin altında malzemesi yoksa sağlık personeli de olsa fark etmez benzer ilkyardımı yapar Eğer sağlık durumu personeli ambulansla gelmişse ve malzemesi varsa veya hastanedeyse o vakit yapılan zaten ilkyardım değil acil bakımdır
Sanılanın aksine sağlık durumu personeli ilkyardımı bilmeyebilir; çünkü ilkyardım bambaşka bir data alanıdır Tıpkı, bilgisayar tamircisinin program yapamaması ya da bilgisayar programcısının tamir yapamaması gibi bir şeydir Bir örnekle açıklamaya çalışayım:
Sanırım1998 yılıydı, öğrencilerle İzmir ’in en büyük, bölge hastanesi gibi çalışan hastanesinin acele servisinde stajdaydık Öğrencileri değişik birimlere yerleştirdik Bir süre sonra cerrahi müdahaledeki öğrenci geldi ve hocam orada bir hasta kanıyor gelir misiniz dedi Hastayı görür görmez kanamayı niye durdurmayıp beni çağırdığını sorduğumda öğrencinin cevabı düşündürücüydü:Hocam buranın görevli sıhhat memuru var, hemşire ve doktorlar gelip gidip görüyorlar onlar bir şey yapmayınca ben çekindim onun için sizi çağırdım Bu Arada, benim dikkatimi çektiği kadarıyla, orada bir birey görevini iyi yapmıştı Kim dersiniz? Temizlikçi! Kan yere akmasın diye kanayan kolun tam altına bir çöp kovası yerleştirmişti
Karşımdaki müdahale masasında 1820 yaşlarında bir genç yatıyordu, vücudunun üstteki kısmı çıplaktı, sol kolunun dirseğe yakın kısmında kesi vardı ve damla damla kanıyordu Kan kaybeden genç adam soğuğa yakın bir odada sanki çıplak yatıyor ve kimse haberdar değil, oysa tüm şok konularında şöyle yazan: kan kaybı varsa, kişinin şoka girmesini durdurmak için kişinin üstü örtülmelidir
Durumun korkunçluğunu anlayabildiniz mi? O birey nereden getirilmişse getirilmiş ama bir Allahın kulununda o kanamaya baskı kullanmaksargıyla kapatmak aklına gelmemiş, hadi o getiren kişiler sağlıkçı değil peki hastanedeki afiyet personeli niçin yapmamış? Müdahaleyi yapacak cerrah gelene değin kaybedilen kanın hesabını kim verecek? Çünkü kaybedilen her gram kan şoka götüren bir olgudur, onu da bırakın savunma sistemi alt üstteki oluyor; kan kaybı olmayan birey o bere kapatıldıktandikildikten sonra ertesi gün ayağa kalkabilecekken kan kaybının arttığı durumlarda iyileşme gecikecek ve kişinin halsizliği geçene dek belki üç gün ola ki de bir hafta yatacak Aradaki farkı gördünüz mü? O hastanede çalışan sağlık durumu personeli (hekim, hemşire, afiyet memuru) okullarından mezun olana değin çoğu kere kanama ve şok konularında sınava girmiş ve geçmişlerdir O anda bir sözlü sınav yapsanız her birinin papağan gibi o konuları tekrarlayabileceğinden eminim Fakat tekrar kötüleşmek yani ezberlemek yetmiyor Kavramak öğrenmek gerekiyor Kanamayı ve şoku kalıp gibi ezberlemekle iyi uygulamacı olunmaz Hele üstelik tıbbi terim safsatasıyla tanıdık olmayan kelimelerle doymuş kişilerin içselleştiremediği bilgiler laf konusuysa netice ummak gereksizce *
İlkyardım nedir? Böyle bir soru yönelttiğimde nasıl olursa olsun birçoğunuz “ne dek anlamsız bir soru bu diye düşünecektir Çünkü adı üzerinde, bir sorun çıktığında yapılacak birincil yardımı açıklama etmektedir Haklısınız Ancak bir şeyin farkında olan mısınız? Kaçımız bir sorun oluştuğunda bu birincil yardımı yapabiliyoruz, ya da ne dek dürüst yapabiliyoruz? Hepimiz iyi fena bir destek yapılması gerektiğini okuduk veya duyduk ama yapmaya gelince orada dona kalıyoruz, neden acaba?
İlkyardımın yazılışı konusunda bir us birliği olmasa da TDK(Türk Dil Kurumu) ILK YARDIM şeklinde yazılmasını önerirken ben buna karşısında çıkıp İLKYARDIM olması gerektiğine inanıyorum Çünkü farklı yazıldığında çoğu alanda (örneğin otomobil yolda kaldığında yapılacak takviye gibi) ilk yardımı ifade ederken, birleşmiş yazıldığında sıhhat alanında kullandığımız bir kavramı ifade etmesi açısından farklı bir önemi olacaktır diye düşünüyorum
İlkyardımın genel bir tanımını yaparak konuya antre yapmak istiyorum
Ani olarak hastalanan veya yaralanan kimseye hemencecik, olay yerinde ve çevre imkânlarından yararlanılarak yapılan, tıbbî olmayan geçici müdahaleye İLKYARDIM denir
Bu tanımı açacak olursak:
Bir birey hastalandığı (kalple ilgili sorun, bayılma, sara nöbeti gibi)
ya da bir kaza sonucu yaralandığı (ekmeği keserken parmağını kesmek, merenden inerken düşmek, futbol oynarken topun karna çarpması gibi) anda yanındaysanız anında müdahale etmeniz gerekir Bu müdahaleyi çevrenizdeki olanaklardan yararlanarak yapmalısınız İlerdeki haftalarda açıklayacağım uygulamalarla ilkyardım yapabilirsiniz
İlkyardım için ihtiyacınız olan üç şey var: bilginiz, aklınız ve elleriniz (bazen de nefesiniz) Bunların dışarıda araç gereç çağırmak için vakit kaybetmeyin Aklınızı ve bilginizi birleştirdiğinizde tüm malzemelerin yanı başınızda olduğunu göreceksiniz
İlkyardımı gözünüzde büyütmeyin, korkmayın çünkü fazla kolaydır; sadece ciddiye alın Eğer ciddiye almazsanız yapacağınız hatalar siz dâhil herkesi üzebilir
İlkyardım sonrası hasta veya yaralı genel olarak hastane tedavisine ihtiyaç duyar, işte böylece geçici bir müdahale denilmektedir Bir Takım durumlarda (örneğin küçük bir sıyrık veya kesikte) hastaneye gitmek gerekmez lakin derin bir yara, büyük bir damar kanaması söz konusuysa mutlaka hastaneye gitmelidir
İlkyardımda şüphesiz hap(tıbbi tedavi) kullanılmaz, Ahmet beye iyi gelen bir hap Ayşe hanıma iyi gelmeyip ölümüne bile neden olabilir O nedenle özellikle hastalanmalarda ilaç vermeyin, yaralanmalarda zaten ilaca gerek yoktur
İlkyardımla ilgili bilmeniz gereken diğer bir şey: ilkyardım yapıldığı yere veya ortama kadar değişmeyen yani trafik kazasında, depremde, sporda, dağda, bayırda, okulda ilkyardım aynıdır (eğer bir yerde afetlerde ilkyardım başlığını görürseniz ciddiye almayın) Çünkü kanama hangi şekilde oluşursa oluşsun üstüne bastırmazsanız durmaz veya kişi hangi nedenle bayılırsa bayılsın ayılması için sırt üstü yatırmanız gerekir O nedenle hastalanma veya yaralanmanın oluş şekli ile ortamı ilkyardım uygulamasını değiştirmez
Sağlık personelinin (hekim, hemşire vs) ya da konut hanımının (öğretmenin, köylünün, işçinin) yapacağı ilkyardım arasında fark yoktur; elinin altında malzemesi yoksa sağlık personeli de olsa fark etmez benzer ilkyardımı yapar Eğer sağlık durumu personeli ambulansla gelmişse ve malzemesi varsa veya hastanedeyse o vakit yapılan zaten ilkyardım değil acil bakımdır
Sanılanın aksine sağlık durumu personeli ilkyardımı bilmeyebilir; çünkü ilkyardım bambaşka bir data alanıdır Tıpkı, bilgisayar tamircisinin program yapamaması ya da bilgisayar programcısının tamir yapamaması gibi bir şeydir Bir örnekle açıklamaya çalışayım:
Sanırım1998 yılıydı, öğrencilerle İzmir ’in en büyük, bölge hastanesi gibi çalışan hastanesinin acele servisinde stajdaydık Öğrencileri değişik birimlere yerleştirdik Bir süre sonra cerrahi müdahaledeki öğrenci geldi ve hocam orada bir hasta kanıyor gelir misiniz dedi Hastayı görür görmez kanamayı niye durdurmayıp beni çağırdığını sorduğumda öğrencinin cevabı düşündürücüydü:Hocam buranın görevli sıhhat memuru var, hemşire ve doktorlar gelip gidip görüyorlar onlar bir şey yapmayınca ben çekindim onun için sizi çağırdım Bu Arada, benim dikkatimi çektiği kadarıyla, orada bir birey görevini iyi yapmıştı Kim dersiniz? Temizlikçi! Kan yere akmasın diye kanayan kolun tam altına bir çöp kovası yerleştirmişti
Karşımdaki müdahale masasında 1820 yaşlarında bir genç yatıyordu, vücudunun üstteki kısmı çıplaktı, sol kolunun dirseğe yakın kısmında kesi vardı ve damla damla kanıyordu Kan kaybeden genç adam soğuğa yakın bir odada sanki çıplak yatıyor ve kimse haberdar değil, oysa tüm şok konularında şöyle yazan: kan kaybı varsa, kişinin şoka girmesini durdurmak için kişinin üstü örtülmelidir
Durumun korkunçluğunu anlayabildiniz mi? O birey nereden getirilmişse getirilmiş ama bir Allahın kulununda o kanamaya baskı kullanmaksargıyla kapatmak aklına gelmemiş, hadi o getiren kişiler sağlıkçı değil peki hastanedeki afiyet personeli niçin yapmamış? Müdahaleyi yapacak cerrah gelene değin kaybedilen kanın hesabını kim verecek? Çünkü kaybedilen her gram kan şoka götüren bir olgudur, onu da bırakın savunma sistemi alt üstteki oluyor; kan kaybı olmayan birey o bere kapatıldıktandikildikten sonra ertesi gün ayağa kalkabilecekken kan kaybının arttığı durumlarda iyileşme gecikecek ve kişinin halsizliği geçene dek belki üç gün ola ki de bir hafta yatacak Aradaki farkı gördünüz mü? O hastanede çalışan sağlık durumu personeli (hekim, hemşire, afiyet memuru) okullarından mezun olana değin çoğu kere kanama ve şok konularında sınava girmiş ve geçmişlerdir O anda bir sözlü sınav yapsanız her birinin papağan gibi o konuları tekrarlayabileceğinden eminim Fakat tekrar kötüleşmek yani ezberlemek yetmiyor Kavramak öğrenmek gerekiyor Kanamayı ve şoku kalıp gibi ezberlemekle iyi uygulamacı olunmaz Hele üstelik tıbbi terim safsatasıyla tanıdık olmayan kelimelerle doymuş kişilerin içselleştiremediği bilgiler laf konusuysa netice ummak gereksizce *