Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

İlkbahar Hastalıkları

İlkbahar Hastalıkları

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Bahar Hastalıkları,
İlkbahar Hastalıkları Nelerdir,
İlkbahar Hastalıkları

İlkbaharın gelmesiyle birlikte tüm doğada bir başkalaşım başlar İlkbahar genellikle uyanışı temsil eder insan da bu değişimin dıştan değildir

İlkbahar Hastalıkları

İnsan vücudu, kış mevsiminden çıkıp yeni mevsime uyum sağlama sürecinde bazı sorunlarla karşılaşabilir, ilkbaharın beraberinde getirdiği değişimlere karşısında vücutta meydana gelen rahatsızlıklara ilkbahar hastalıklarıdenir İnsan vücudunda ilkbaharda ortaya çıkan bu negatif etkilerin sebebi bütünüyle bilinmiyor Bir Takım araştırmacılar, bu etkilere havadaki elektrik yükünün artmasının yol açtığını belirtiyor Bu araştırmacılara göre havadaki pozitif iyonların artması vücuda zindelik verirken, negatif yüklü iyonların artması yorgunluğa, halsizliğe ve gerginliğe niçin oluyor Yoğun araç trafiği, bu taşıtların yol açtığı hava kirliliği, sanayi atıkları havadaki elektrik yükünü artıran unsurlardır

Elektrik yükü sinirsel gerginliği ve stresi tırmandırdığı gibi damarlardaki büzülmeyi artırır ve mide ülserlerine bile yol açabilir, ilkbahar yorgunluğuna yol açan diğer bir sebep de güneş ışınlarının Dünya'ya daha düşey gelmesi ile ısınan denizlerden daha pozitif su buharlaşması ve böylece ortamdaki nemin artmasıdır Sıcak ve nemli hava, sıcak ve kuru havaya göre fazla daha rahatsız edici bir etki yapar Yüksek nem ciltteki buharlaşmanın etkisini değil ederek ortamın reel sıcaklığını daha yüksekmiş gibi hissetmemize yol açar Soğuk ve kuru kış günlerinin geride kalmasıyla, beden hava sıcaklığının aniden artmasına ve yüksek nem oranına alışmakta zorlanır Havadaki bu şartların değişmesi, vücudu negatif yönde etkileyerek bir takım şikâyetlere yol açar Nem artışı öncelikle burun ve boğaz elde etmek üzere tüm solunum yollarında genişlemeye (yani ödeme) yol açarak akciğere dışarı giden oksijen miktarını azaltır Solunum yollarındaki genişleme nefes darlığına ve öksürüğe yol açabilir Solunum yollarındaki değişikliklerin dengelenmesi, yani düşen oksijen miktarının olumsuz etkilerinin azaltılması için vücudun değişik bölgelerindeki kan damarları büzülür Mideye dışarı giden damarların büzülmesine tabi olarak gastrit ve mide ülserleri oluşabilir

Kalp damarlarının ve diğer damarların daralmasına tabi olarak hipertansiyon ve kalp krizi riski artar Deri damarlarındaki şansın dönmesi ise deri kurumasına ve saç dökülmesine yol açar Ortamın nem oranındaki çoğalma vücudun terleme işlevini bozar Terleme işlevinin bozulması keza vücuttan zararlı maddelerin (yani toksinlerin) atılmasını engeller hem de vücudun akıcımineral dengesini bozabilir Bu durumda genel bir halsizlik ve bitkinlik hissedilebilir, baş dönmesi ve denge kaybı yaşanabilir İlkbaharla beraber havada uçuşmaya başlayan polenler alerjik nezleye ve astıma yol açabilir Mevsim değişikliğine armoni sağlayamayan vücudun soğuk algınlığına yakalanma riski de ilkbahar aylarında yüksektir Ani hava değişiklikleri ve gecelerin kısalıp gündüzlerin uzaması ilkbahar hastalıklarına yol açabilir Bu aylarda ısınan havalar bilhassa romatizma, astım, kalp, mide ülserleri ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkları bulunanları da ciddi şekilde etkileyebilir


İlkbahar hastalıklarının başında ilkbahar yorgunluğu gelir İlkbaharın gelmesiyle birlikte görülebilen dermansızlık, mutsuzluk, uyuşukluk hissi, uykuya dalamamak ve uyanamamak gibi sorunlar ve sürekli can sıkıntısı hali ilkbahar yorgunluğunun belirtileri arasındadır İlkbahar yorgunluğunun altında yatan sebep net olarak anlaşılamamış da olsa, en kayda değer iki etkenin havadaki elektrik yükünün ve nem oranının artması olduğu düşünülmektedir Havadaki elektrik yükü kişiyi sinirli ve stresli bir ülkü getirebilir İlkbahar yorgunluğuna yol açan öteki bir öğe da günlerin uzaması ve saatlerin değişmesine tabi olarak uyku düzeninde oluşan bozukluklardır


ilkbahara harmoni sağlamaya çalışan karoser daha uzun süre gün ışığına maruz kalır Gecelerin kısalması ve günlerin uzaması vücudun hormon dengesini değiştirerek uyku düzenini negatif etkiler Uyku düzenindeki bu değişiklikler vücudun yeterince dinlenememesine ve kişinin kendisini kesintisiz halsiz hissetmesine yol açar Yaptıkları iş gereği pozitif yükümlülük üstlenen, stresli işlerle uğraşan kişilerde ilkbahar yorgunluğu daha sık görülür Kesintisiz takâtsizlik şehvetli, halsizlik, kırıklık, boğaz ve baş ağrıları oluşur Birey, gözlerinin önünde beneklerin uçuşmasından, sürekli baş ağrılarından yakınır Bunlara ilave olarak, özellikle sırt kaslarında ve vücudun değişiklik li eklemlerinde ağrılar olur Ara Sıra birey, bu ağrılara ek olarak güya kerpetenle ensesinin sıkıldığı hissine kapılır Ceset yorgunluğunun yanı sıra beyin yorgunluğu da kişileri etkiler Konsantrasyon azalır öğrenme güçleşir ve meslek verimi düşer


İlkbahar kişinin psikolojik durumunu da etkiler, ilkbahar aylarındada buhran riski manâlı oranda artar Hatta, yapılan bir takım araştırmalara göre ilkbahar aylarında intihar vakalarında artma görülür 19922003 yılları aralarında meydana gelen 14 bin intihar vakasını inceleyen ve sonuçları geçtiğimiz ay yayımlanan bir çalışmaya kadar ilkbahar aylarında intihar olayları önemli oranda artış gösteriyor İsveç'te yapılan bu çalışmaya göre ilkbaharda erkeklerde bunalım, kadınlardaysa fazla çabuk sinirlenme haliyle kendini bildiren psikolojik rahatsızlıklar artmaktadır


İlkbahar Nezlesi

İlkbaharın başlamasıyla birlikte bazı kişilerde hapşırık, burunda akıntı ve kaşıntı, gözlerde kızarıklık gibi belirtilerle ortaya çıkar İlkbahar nezlesi olarak tanıdık bu hastalığa çoğunlukla havada uçuşan polenler, yani çiçek ve bitki tozları yol açar Ur ilkbahar aylarında uyanır ve havaya çokça çiçek tozu salar Nefes aracılığıyla vücuda giren polenler bazı şahısların bağışıklık sistemini fazla harekete geçirir Harekete geçen bağışıklık sistemi hücreleri, öncelikle IgE olmak üzere farklı alanlara yönlendirilmiş antikorlar salgılar
Bu antikorlar ve Mast hücrelerinden (allerjik şoktan sorumluluk sahibi hücreler) salgılanan histamin adlı bir molekül, vücutta dağıtılmış alerjik değişimlere yol açar Çiçek Tozu alerjisi denilen bu koşul, saman nezlesinin kökeninde yatan mekanizmadır Toplumun yüzde 10'u ila 20'si çiçek tozu alerjisine yakalanır

Bu kişilerde kaşıntı, gözlerde kızarma, ciltte döküntüler, sık hapşırma ve nefes darlığı gibi şikâyetler görülebilir İlkbahar nezlesi ağırlık verilmesi gereken bir hastalıktır
Çiçek Tozu alerjisi, çare edilmediği durumlarda astım ve bronşit gibi hastalıklara niçin olabilir Şikâyetleri ciddiye alınmaz ve bir hekime başvurulmazsa burun hücrelerindeki alerjik değişimler tüm hava yollarında ortaya çıkabilir Tedavi edilmeyen kişiler fazla yüksek oranda (%20 civarında) astıma yakalanabilir bu nedenle ilkbahar nezlesi olan kişiyi derhal çare altına olmak gerekir En uygun tedavinin uygulanabilmesi için deri ve kan testleri yapılarak hastalığın hangi bitkinin polenlerine karşısında oluştuğu belirlenmelidir Alerjiyi yaratıcı sebebin bulunması durumunda hedefe karşın çare yapılabilir Şikâyetlerin arttığı dönemlerde dağıtılmış göz ve burun damlaları kullanılır Antihistaminikler denilen bir grup hap, alerjinin yol açtığı şikâyetleri büyük oranda çare eder Bunlara ek olarak duyarsızlaştırma yöntemi (aşı tedavisi olarak bilinir) kullanılabilir Bu tedavide, belirtilmiş aralıklarla vücuda az miktarda çiçek tozu verilerek bağışıklık sisteminin duyarsızlaşması sağlanır

Soğuk Algınlığı

Soğuk algınlığı özellikle mevsim geçişlerinde en fazla görülen hastalıktır, ilkbaharda soğuk algınlığına polenlerin sebep olduğu alerji ve saman nezlesi de eklenince insanı rahatsız eden bir tablo ortaya çıkar İlkbahar aylarında soğuk algınlığı az kalsın kış aylarında olduğundan daha sık görülür Yeni mevsime ve hava koşullarına alışmaya çalışan vücudun bağışıklık sisteminin direnci bu aylarda azalır Çok küçük mikroplar olan ve 200'den pozitif türü olan virüsler vücuda kolaylıkla girerek nezle, burun akıntısı, boğazda yanma, hafif ateş ve eklem ağrılarına niçin olur Antibiyotik tedavisi gerektirmeyen soğuk algınlığında genelde ateş çıkmaz ve 45 gün içinde hastalık geçer Bu işlem içerisinde vitaminli gıdalar ve bol akıcı alınması, istirahat önerilir Kas ve eklem ağrıları için analjezik veya adale gevşetici ilaçlar kullanılabilir Şikâyetler 45 günden daha uzun sürerse mutlaka bir hekime uygulamak gerekir Uzun süren soğuk algınlığı, kafa kemikleri arasındaki boşlukların iltihaplanması çağırmak olan sinüzite ve zatürree olarak adlandırılan akciğer enfeksiyonuna dönüşebilir

Kaynak:Bilim ve Teknik *
 
858,497Konular
982,566Mesajlar
30,311Kullanıcılar
inzebygameSon üye
Üst Alt