iltasyazilim
FD Üye
İnat ve Münakaşa
Sual: Tartışmanın zararları nelerdir?
CEVAP
Hakkı açıklamak niyetiyle de olsa, başkalarını mağlup etmek için yapılan tartışmalar zararlıdır Bir kimsede tartışmada galip gelme sevgisi, hakkı karşısındakinin ağzından duymaktan daha sevimli gelirse, her kötülüğün içine girmiş demektir Tartışmayı kazanma arzusu, diğer kötülüklere sebebiyet verir
Münakaşanın zararları
İtiraz etmeyi âdet haline getirmek, “Hayır öyle değildir demek, çok çirkindir Mesela, biri, (Havanın sıcaklığı 25 derece) dese, buna, (Hayır 30 dan aşağı değil) demek, onun sözüne itirazdır Çünkü böyle söylemek, (Sen bilmiyorsun, bu işten sen anlamazsın, sen ahmaksın, ben akıllı ve bilgiliyim) demektir Bu ise, kendini büyük görüp, başkalarına hücum etmektir Lüzum yokken, karşımızdaki şahsın kusurlarını bulup kendisine göstermek günahtır Çünkü onun hatasını söylemekle üzmüş ve kalbini kırmış oluruz Zaruretsiz incitmek haramdır Böyle hususlarda başkasının hatasını söylemek gerekmez Susmak ise imanın kemalini gösterir Malik bin Enes hazretleri, (Tartışmanın dinde yeri yoktur Tartışma kalbleri katılaştırır, kin ve nefret doğurur) buyurdu (Çok sevdiğin sadık bir dostunu, tartışarak bir defacık kızdır, ondan sonra başına gelecek felaketi gör) demişlerdir
Bir insanın hiç günahı olmasa, insanları doğru yola davet ediyorum diye tartışmaya girse, bu hareketi günah olarak ona yeter İtirazı, tartışmayı huy edinen kimse mürüvvetsiz olur
İmamı Gazali hazretleri, (Ancak şöhret için uğraşan, tartışmayı sever Şöhret ise afettir) buyurdu Münakaşa, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını artırır Salih mümin kibirli olmaz, vakar sahibidir, dünya işlerinde kolaylık gösterir Din işlerinde sağlam olur Hiç münakaşa etmez!
Kötü ile münakaşa etme, seni üzer
Halim ile münakaşa etme, sana küser
Enes bin Malik hazretleri bildiriyor: Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik Buyurdu ki:
(Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır Mümin münakaşa etmez Münakaşa edene şefaat etmem) Taberani
Haklı olduğu halde tartışmayı terk etmek, haksız olduğu halde, tartışmayı terk etmekten daha zordur Bu bakımdan haklı olduğu halde münakaşayı terk etmek daha çok sevaptır
Dostlar arasındaki kin ateşini körükleyen münakaşadır Münakaşa, karşıdaki insanı cahil yerine koymak, sen bilmezsin, ben bilirim demektir Cahillikle suçlanan herkes az veya çok kızar Hadisi şerifte, (Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir) buyurulmaktadır Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur Hasanı Basri hazretleri buyurdu ki:
(Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!)
Münakaşa, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü ispata çalışmaktır Bu ise karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmektir Bu da düpedüz düşmanlıktır Hadisi şeriflerde buyuruluyor ki:
(Münakaşa etmeyen, kimseyi incitmeyen kimse Cennete girer) Tirmizi
(Konuşurken itiraz etmeyene veya haklı olduğu halde, münakaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir) Taberani
(Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavuşamaz) İbni Ebiddünya
(Mücadelede ısrar edeni Allahü teâlâ sevmez) Buhari
(Fitnesinden emin olunmayan mücadeleyi terk ediniz) Taberani
Dört grup insan vardır
Bilgi yönünden insanlar dört gruba ayrılır:
1 Bildiğini bilen,
2 Bildiğini bilmeyen,
3 Bilmediğini bilen,
4 Bilmediğini bilmeyen
Bildiğini bilen: Böyle kimseler makbuldür Kendinden emindir Cesurdur, bir çok işi başarır Bir arkadaş var Bilgisayar dahil, “Her aleti çalıştırabilirim, çünkü bunu da benim gibi bir insan yapmıştır diyor ve kendinden emin olduğu için de başarabiliyor
Bildiğini bilmeyen: Böyle kimseler ikaza muhtaçtır Çekingendir Ben bu işi başaramam diye korkar Gerekli ikaz yapıldığında o işi rahat başarır Mesela yine bir arkadaşım var Bilgisayardan anlamam, o bana konuşmaz dedi Yanına bir otur dedim, patlar, çatlar diye cesaret edemedi Israr ettim, “Bunun bilgi ile, kültür ile ilgisi yok Azıcık cesaret yeter dedim Şimdi bilgisayarı rahat kullanıyor
Bilmediğini bilen: Böyle kimseler haddini bilir Her şeye burnunu sokmaz Kendi işi ile meşgul olur Böyle kimseler her zaman takdir görür
Bilmediğini bilmeyen: Böyle kimseler hem kendine, hem topluma zarar verir Hem bilmez, hem de bilmediğini bilmez Yani hem kel, hem foduldur Her şeye burnunu sokar Burnu da pislikten kurtulmaz
Kendileri ile ilişki kurmak yönünden insanlar dörde ayrılır:
1 Tavşan pisliği gibi olanlar
2 Gıda besin gibi olanlar
3 İlaç gibi olanlar
4 Hastalık gibi olanlar
Tavşan pisliği gibi olanlar: Ne kokar, ne bulaşır Hiç kimseye yararı ve zararı dokunmaz Varlıkları ile yoklukları arasında fark olmayan kimselerdir
Gıda gibi olanlar: Herkesin her zaman ihtiyaç duyduğu kimselerdir Böyle kimseleri arayıp bulmalı, bulunca da, kaybetmemek için gerekli tedbirleri almalıdır
İlaç gibi olanlar: Ancak ihtiyaç zamanında işe yararlar Böyle kimseleri de ihmal etmemelidir
Hastalık gibi olanlar: Bu tip insanlara hiç ihtiyaç olmaz Fakat, kendileri insanlara musallat olurlar, bulaşırlar Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir
Hakkı kabul etmekte inat etmemeli
Sual: Münakaşa ettiğim arkadaşın haklı olduğunu anlıyorum Fakat yenilgiyi kabul etmemek için, hayır öyle değildir diyorum Bunun mahzuru nedir?
CEVAP
Doğru olan bir şeyi kabul etmemeye inat denir İnat, karşımızdakini aşağı görmek, ondan nefret etmek, ona düşmanlık beslemek, haset etmek gibi sebeplerden meydana gelir Hakkı, düşmanımız da söylese kabul etmeliyiz Hakkı kabul edememek kibirdendir Kibir ise büyük günahtır Hadisi şerifde buyuruldu ki:
(Hakkı küçük görmek kibirdendir) İGazali
Mümin kibirli olmaz; fakat vakar sahibi olur Vakarlı kimse, dünya işlerinde kolaylık gösterir Din işlerinde sağlam olur Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Mümin vakarlı ve yumuşak olur) Beyheki
Hiç kimse ile münakaşa etmemeliyiz!
(Allahü teâlâ, mücadelede ısrar edeni sevmez) Buhari
(Haklı iken, münakaşayı terk edene, Cennetin ortasında bir köşk verilir) Taberani
(Mücadelede ısrar edenler hariç, hiç kimse, hidayete kavuştuktan sonra sapıtmaz) Beyheki
Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur Hasanı Basri hazretleri buyurdu ki:
(Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!)
Münakaşa, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü ispata çalışmaktır Bu ise karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmek demektir Bu düpedüz düşmanlıktır Kendini karşısındakinden üstün görmek ise kibirdir Mahzurludur Münakaşa her yönden mahzurludur Münakaşa güzel ahlakın zıddıdır Halbuki müslüman güzel ahlaklı olmalıdır Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız!) Hakim
İyi insanın vasıfları
İyi insan, kimseyle münakaşaya girmeyen, herkesle iyi geçinen kimsedir İyi insan, yani müslüman, her işinde Allah’tan korkar, titrer Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır Sabreder, affeder Her geçimsizlikte, her sıkıntıda, kusuru kendisinde görür Her nefeste Rabbini düşünür Gaflet ile yaşamaz Bir kalbi incitmekten korkar Kalbleri Allahü teâlânın evi bilir Hâfızı Şirazinin, (Dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir) sözüne uyar Dinlerine ve dünyalarına zarar gelecek şeylerden sakınır Herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olur Af dileyeni affeder Hiç kimse ile münakaşa etmez Bilir ki, münakaşa etmek, dostluğu giderir, düşmanların çoğalmasına sebep olur Fitne çıkarmaz, dost ile de, düşman ile de tatlı konuşur, herkesle iyi geçinir Kimsenin sözüne karşı gelmez Herkese yumuşak söyler, sert konuşmaz Hadisi şerifte, (Mümin vakarlı ve yumuşak olur) buyuruldu Münakaşa edenlerin yanında oturmaz!
İyi huylu olmak için ve iyi ahlakını muhafaza edebilmek için, salih kimselerle, iyi huylularla arkadaşlık etmelidir Hadisi şerifte, (Kişinin dini, arkadaşının dini gibi olur) buyuruldu Ahlakı bozan kitap, gazete, radyo ve TV’den sakınmalıdır
Malı, mevkii hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan, rahata, huzura kavuşmuştur Hadisi şerifte, (Dünyada, yolcu gibi yaşa, öleceğini unutma) buyuruldu Vaktin kıymetini bilip gecegündüz ilim öğrenmelidir! İlim, ibadet içindir Kıyamette işten, ibadetten sorulur, çok ilim öğrendin mi diye sorulmaz İş ve ibadet de ihlas elde etmek içindir Evliyadan bir zat, (Bir kimsenin veli olduğu; tatlı dili, güzel ahlakı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile anlaşılır) buyurmuştur
İbni Abbas hazretleri buyurdu ki:
(Aklın başı, kendisine zulmedeni affetmek, kendinden aşağıda görünene tevazu göstermek, düşündükten sonra konuşmaktır Akılsızlığın başı ise, kendini beğenmek, lüzumsuz yere konuşmak ve kendisinin yaptığı şeylerde insanları ayıplamaktır Hadisi şerifte, (Akıllı şu kimsedir ki, açıkta yapınca utanacağı işi gizli yerde de yapmaz) buyuruldu Hikmet ehli, ibadetlerini ihlasla yapan, insanlarla iyi geçinen, onlara iyilik eden ve belalara sabredenin akıllı olduğunu bildirmiştir
Hakkı kabul etmek
Sual: Bazen bir hususta çocuğumla konuşurken, yanıldığımı anladığımda hatamı kabul edemiyorum Uygun mu?
CEVAP
Hakkı söyleyen kim olursa olsun kabul etmelidir! Çocuğumuz da söylese, cahil biri de söylese, itiraz etmeden kabul etmelidir! Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Hakkı söyleyen kimse, küçükbüyük ve hoşlanılmayan bir kimse de olsa kabul et, bâtılı da reddet!) Deylemi
Bir hususta körü körüne inat etmek çok kötüdür Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Bilmediği bir hususta inat edene, inadından vazgeçene kadar Allahü teâlâ gadap eder) İEbiddünya
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Sual: Tartışmanın zararları nelerdir?
CEVAP
Hakkı açıklamak niyetiyle de olsa, başkalarını mağlup etmek için yapılan tartışmalar zararlıdır Bir kimsede tartışmada galip gelme sevgisi, hakkı karşısındakinin ağzından duymaktan daha sevimli gelirse, her kötülüğün içine girmiş demektir Tartışmayı kazanma arzusu, diğer kötülüklere sebebiyet verir
Münakaşanın zararları
İtiraz etmeyi âdet haline getirmek, “Hayır öyle değildir demek, çok çirkindir Mesela, biri, (Havanın sıcaklığı 25 derece) dese, buna, (Hayır 30 dan aşağı değil) demek, onun sözüne itirazdır Çünkü böyle söylemek, (Sen bilmiyorsun, bu işten sen anlamazsın, sen ahmaksın, ben akıllı ve bilgiliyim) demektir Bu ise, kendini büyük görüp, başkalarına hücum etmektir Lüzum yokken, karşımızdaki şahsın kusurlarını bulup kendisine göstermek günahtır Çünkü onun hatasını söylemekle üzmüş ve kalbini kırmış oluruz Zaruretsiz incitmek haramdır Böyle hususlarda başkasının hatasını söylemek gerekmez Susmak ise imanın kemalini gösterir Malik bin Enes hazretleri, (Tartışmanın dinde yeri yoktur Tartışma kalbleri katılaştırır, kin ve nefret doğurur) buyurdu (Çok sevdiğin sadık bir dostunu, tartışarak bir defacık kızdır, ondan sonra başına gelecek felaketi gör) demişlerdir
Bir insanın hiç günahı olmasa, insanları doğru yola davet ediyorum diye tartışmaya girse, bu hareketi günah olarak ona yeter İtirazı, tartışmayı huy edinen kimse mürüvvetsiz olur
İmamı Gazali hazretleri, (Ancak şöhret için uğraşan, tartışmayı sever Şöhret ise afettir) buyurdu Münakaşa, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını artırır Salih mümin kibirli olmaz, vakar sahibidir, dünya işlerinde kolaylık gösterir Din işlerinde sağlam olur Hiç münakaşa etmez!
Kötü ile münakaşa etme, seni üzer
Halim ile münakaşa etme, sana küser
Enes bin Malik hazretleri bildiriyor: Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik Buyurdu ki:
(Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır Mümin münakaşa etmez Münakaşa edene şefaat etmem) Taberani
Haklı olduğu halde tartışmayı terk etmek, haksız olduğu halde, tartışmayı terk etmekten daha zordur Bu bakımdan haklı olduğu halde münakaşayı terk etmek daha çok sevaptır
Dostlar arasındaki kin ateşini körükleyen münakaşadır Münakaşa, karşıdaki insanı cahil yerine koymak, sen bilmezsin, ben bilirim demektir Cahillikle suçlanan herkes az veya çok kızar Hadisi şerifte, (Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir) buyurulmaktadır Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur Hasanı Basri hazretleri buyurdu ki:
(Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!)
Münakaşa, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü ispata çalışmaktır Bu ise karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmektir Bu da düpedüz düşmanlıktır Hadisi şeriflerde buyuruluyor ki:
(Münakaşa etmeyen, kimseyi incitmeyen kimse Cennete girer) Tirmizi
(Konuşurken itiraz etmeyene veya haklı olduğu halde, münakaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir) Taberani
(Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavuşamaz) İbni Ebiddünya
(Mücadelede ısrar edeni Allahü teâlâ sevmez) Buhari
(Fitnesinden emin olunmayan mücadeleyi terk ediniz) Taberani
Dört grup insan vardır
Bilgi yönünden insanlar dört gruba ayrılır:
1 Bildiğini bilen,
2 Bildiğini bilmeyen,
3 Bilmediğini bilen,
4 Bilmediğini bilmeyen
Bildiğini bilen: Böyle kimseler makbuldür Kendinden emindir Cesurdur, bir çok işi başarır Bir arkadaş var Bilgisayar dahil, “Her aleti çalıştırabilirim, çünkü bunu da benim gibi bir insan yapmıştır diyor ve kendinden emin olduğu için de başarabiliyor
Bildiğini bilmeyen: Böyle kimseler ikaza muhtaçtır Çekingendir Ben bu işi başaramam diye korkar Gerekli ikaz yapıldığında o işi rahat başarır Mesela yine bir arkadaşım var Bilgisayardan anlamam, o bana konuşmaz dedi Yanına bir otur dedim, patlar, çatlar diye cesaret edemedi Israr ettim, “Bunun bilgi ile, kültür ile ilgisi yok Azıcık cesaret yeter dedim Şimdi bilgisayarı rahat kullanıyor
Bilmediğini bilen: Böyle kimseler haddini bilir Her şeye burnunu sokmaz Kendi işi ile meşgul olur Böyle kimseler her zaman takdir görür
Bilmediğini bilmeyen: Böyle kimseler hem kendine, hem topluma zarar verir Hem bilmez, hem de bilmediğini bilmez Yani hem kel, hem foduldur Her şeye burnunu sokar Burnu da pislikten kurtulmaz
Kendileri ile ilişki kurmak yönünden insanlar dörde ayrılır:
1 Tavşan pisliği gibi olanlar
2 Gıda besin gibi olanlar
3 İlaç gibi olanlar
4 Hastalık gibi olanlar
Tavşan pisliği gibi olanlar: Ne kokar, ne bulaşır Hiç kimseye yararı ve zararı dokunmaz Varlıkları ile yoklukları arasında fark olmayan kimselerdir
Gıda gibi olanlar: Herkesin her zaman ihtiyaç duyduğu kimselerdir Böyle kimseleri arayıp bulmalı, bulunca da, kaybetmemek için gerekli tedbirleri almalıdır
İlaç gibi olanlar: Ancak ihtiyaç zamanında işe yararlar Böyle kimseleri de ihmal etmemelidir
Hastalık gibi olanlar: Bu tip insanlara hiç ihtiyaç olmaz Fakat, kendileri insanlara musallat olurlar, bulaşırlar Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir
Hakkı kabul etmekte inat etmemeli
Sual: Münakaşa ettiğim arkadaşın haklı olduğunu anlıyorum Fakat yenilgiyi kabul etmemek için, hayır öyle değildir diyorum Bunun mahzuru nedir?
CEVAP
Doğru olan bir şeyi kabul etmemeye inat denir İnat, karşımızdakini aşağı görmek, ondan nefret etmek, ona düşmanlık beslemek, haset etmek gibi sebeplerden meydana gelir Hakkı, düşmanımız da söylese kabul etmeliyiz Hakkı kabul edememek kibirdendir Kibir ise büyük günahtır Hadisi şerifde buyuruldu ki:
(Hakkı küçük görmek kibirdendir) İGazali
Mümin kibirli olmaz; fakat vakar sahibi olur Vakarlı kimse, dünya işlerinde kolaylık gösterir Din işlerinde sağlam olur Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Mümin vakarlı ve yumuşak olur) Beyheki
Hiç kimse ile münakaşa etmemeliyiz!
(Allahü teâlâ, mücadelede ısrar edeni sevmez) Buhari
(Haklı iken, münakaşayı terk edene, Cennetin ortasında bir köşk verilir) Taberani
(Mücadelede ısrar edenler hariç, hiç kimse, hidayete kavuştuktan sonra sapıtmaz) Beyheki
Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur Hasanı Basri hazretleri buyurdu ki:
(Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!)
Münakaşa, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü ispata çalışmaktır Bu ise karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmek demektir Bu düpedüz düşmanlıktır Kendini karşısındakinden üstün görmek ise kibirdir Mahzurludur Münakaşa her yönden mahzurludur Münakaşa güzel ahlakın zıddıdır Halbuki müslüman güzel ahlaklı olmalıdır Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız!) Hakim
İyi insanın vasıfları
İyi insan, kimseyle münakaşaya girmeyen, herkesle iyi geçinen kimsedir İyi insan, yani müslüman, her işinde Allah’tan korkar, titrer Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır Sabreder, affeder Her geçimsizlikte, her sıkıntıda, kusuru kendisinde görür Her nefeste Rabbini düşünür Gaflet ile yaşamaz Bir kalbi incitmekten korkar Kalbleri Allahü teâlânın evi bilir Hâfızı Şirazinin, (Dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir) sözüne uyar Dinlerine ve dünyalarına zarar gelecek şeylerden sakınır Herkese karşı, güler yüzlü, tatlı dilli olur Af dileyeni affeder Hiç kimse ile münakaşa etmez Bilir ki, münakaşa etmek, dostluğu giderir, düşmanların çoğalmasına sebep olur Fitne çıkarmaz, dost ile de, düşman ile de tatlı konuşur, herkesle iyi geçinir Kimsenin sözüne karşı gelmez Herkese yumuşak söyler, sert konuşmaz Hadisi şerifte, (Mümin vakarlı ve yumuşak olur) buyuruldu Münakaşa edenlerin yanında oturmaz!
İyi huylu olmak için ve iyi ahlakını muhafaza edebilmek için, salih kimselerle, iyi huylularla arkadaşlık etmelidir Hadisi şerifte, (Kişinin dini, arkadaşının dini gibi olur) buyuruldu Ahlakı bozan kitap, gazete, radyo ve TV’den sakınmalıdır
Malı, mevkii hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan, rahata, huzura kavuşmuştur Hadisi şerifte, (Dünyada, yolcu gibi yaşa, öleceğini unutma) buyuruldu Vaktin kıymetini bilip gecegündüz ilim öğrenmelidir! İlim, ibadet içindir Kıyamette işten, ibadetten sorulur, çok ilim öğrendin mi diye sorulmaz İş ve ibadet de ihlas elde etmek içindir Evliyadan bir zat, (Bir kimsenin veli olduğu; tatlı dili, güzel ahlakı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile anlaşılır) buyurmuştur
İbni Abbas hazretleri buyurdu ki:
(Aklın başı, kendisine zulmedeni affetmek, kendinden aşağıda görünene tevazu göstermek, düşündükten sonra konuşmaktır Akılsızlığın başı ise, kendini beğenmek, lüzumsuz yere konuşmak ve kendisinin yaptığı şeylerde insanları ayıplamaktır Hadisi şerifte, (Akıllı şu kimsedir ki, açıkta yapınca utanacağı işi gizli yerde de yapmaz) buyuruldu Hikmet ehli, ibadetlerini ihlasla yapan, insanlarla iyi geçinen, onlara iyilik eden ve belalara sabredenin akıllı olduğunu bildirmiştir
Hakkı kabul etmek
Sual: Bazen bir hususta çocuğumla konuşurken, yanıldığımı anladığımda hatamı kabul edemiyorum Uygun mu?
CEVAP
Hakkı söyleyen kim olursa olsun kabul etmelidir! Çocuğumuz da söylese, cahil biri de söylese, itiraz etmeden kabul etmelidir! Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Hakkı söyleyen kimse, küçükbüyük ve hoşlanılmayan bir kimse de olsa kabul et, bâtılı da reddet!) Deylemi
Bir hususta körü körüne inat etmek çok kötüdür Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Bilmediği bir hususta inat edene, inadından vazgeçene kadar Allahü teâlâ gadap eder) İEbiddünya
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız