İslamiyetten Sonraki Türk Müziği

İslamiyetten Sonraki Türk Müziği hakkında veri

İslamla çoğalan ve çeşitlenen Türk hayatında şüphesiz ki müziğin de kayda değer bir yeri ve önemi vardır Türklerin İslam kültür dairesi içerisine girmesiyle birlikte müzik kültürlerindeki en esas değişim müzik sisteminde olmuştur Gerçi Makam müziği karakteri yalnız İslamla özdeşleştirilecek bir inşa değilse bile Türk müziğinin daha önceleri kullandığı daha öbür müzik sistemlerinin olduğu muhakkaktır Pentatonik ve Heptatonik ses sistemlerinin arkasından makamsal müziğin Ön Asyadaki ve Anadoludaki izleriyle tanışan Türkler bu alanda çok ileri artan bir şekilde şaheserler yaratmışlardır XIII Yüzyıldan itibaren İslami Türk edebiyatının da geliştiği görülür Yunus Emre, Mevlana gibi şair, zihin adamı kimliğindeki kişilerin çevresindeki hareket yeni müziğin oluşumunda da etkili olmuştur Osmanlı İmparatorluğuyla birlikte tarihin en aydınlık dönemlerini müzik kültürleriyle de yaşatmışlardır XIII Yüzyılın en manâlı müzik hareketlerinden bundan başka müziği sistemleştirme çabalarıdır fakat Safiyüddin Urmevinin Kitâbül Edvarı bu alandaki birincil ve en manâlı eserdir XIV Yüzyılın ikinci yarısıyla XV Yüzyılın ilk yarısında yaşamış Kırşehirli Yusuf b Nizameddin, Meragalı Abdülkadir, Hızır b Abdullah, Ahmedoğlu Şükrullah Osmanlı müziği ve müzik sistemleri konusunda ilk çalışmaları yapan kişilerdir sonradan Enderunda yapılan müzik eğitimi ile saray konservatuarı diyebileceğimiz Mızıkai Humayun müziğin Osmanlı elitleri aralarında yayıldığı çevrelerdirSelçuklu İmparatorluğunun Osmanlı İmparatorluğuna devrettiği ve Türklerin Anadolunun kadim halklarından aldıkları kültürel miras Osmanlı İmparatorluğunun her döneminde yaşatılmış ve en ileri düzeye götürülmüştür Kökleri İç Asyada olmakla birlikte, bütün Akdeniz havzasında yayılan Makam müziğinin özgün ve ileri düzeyde kullanımı Türk müziğinde görülebilir XX yüzyılın birincil çeyreğine gelene dek şehirlerde ve köylerde hayatın değişik aşamalarında kendine özgü nesil ve biçimleriyle yaşatılan bir Türk müziğinden söz etmek mümkündür Her dönemin ve sosyal olayın kendi doğurduğu şartlarla bezenen bu müzik günümüze kadar gelebilmiştir ve hala yaşatılmaktadır

Herzamanki OsmanlıTürk müziğinde XX Yüzyılın başlarına kadar şart böyle iken, tekrar köklerini Asyadaki müzik kültüründen bölge ve bugün Anadolunun dört bir yanında hala yaşayan bir de ahali geleneği bulunmaktadır Yerel sanatçıların ve âşıkların eliyle, Türk toplumunun yaşadığı bütün doğal ve sosyal olayları betimleyen geniş bir repertuar oluşturulmuştur

Kaynak *