Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

kader nedir anlamı tanımı

kader nedir anlamı tanımı
0
104

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Kaderin başlıca anlamı Allah ’ın, olmuş olacak her şeyi bilmesi demektir Dikkat edersek insan iradesini yok saymıyor Çakmak bambaşka gerçekleştirmek ayrıdır Bilen Allah ’tır, yapan kuldur Bu konuya bir örnek verelim;

Peygamberimiz İstanbulun fethini ve komutanını yüz yıllar önce müjdelemiş ve haber vermiştir Zamanı gelince de dediği gibi çıkmış Şu Anda, İstanbul Peygamberimiz dediği için mi fethedildi, yoksa fethedileceğini bildiği için mi söyledi O vakit Fatih Sultan yatsaydı, çalışmasaydı, ordular hazırlatıp savaşmasaydı yine olacak mıydı Çağırmak oysa Allah Fatihin çalışıp İstanbul ’u fethedeceğini biliyordu ve bunu elçisi Hz Peygambere bildirdi

Buradaki ince nokta: Allah bildiği için yapmıyoruz Biz yapacağımız için Allah biliyor Zaten Allah ’ın geleceği bilmemesi düşünülemez Bilmese ya da bilemese marifetli olamaz

Buna bir örnek verelim; Allah dostu evliyadan bir hoca düşünelim Öğrencilerinden birisine “yarın seni şu kitaptan imtihan edeceğim diyor Lakin hoca Allah ’ın izniyle onun filim, maç, oyun, ziyafet, derken sabah okula çalışmadan geleceğini bile bile, akşamdan karnesine “0 yazıyor Ertesi sabahtan öğrenci sorulan sorulara cevap veremiyor ve sıfırı adalet ettiğini bildiği anda, hoca cebinden not defterini çıkarıp “senin çalışmayıp sıfır alacağını bildiğim için önceden deftere sıfır yazmıştım diyor Buna karşısında öğrenci “Hocam sen sıfır yazdığın için ben sıfır aldım Yoksa geçer puan yazsaydın geçerdim diyebilir mi?

Seslenmek ancak Allah yazdığı için biz yapmıyoruz, bizim yapacağımız şeyleri kasten Allah yazıyor İşte buna alın yazısı diyoruz

Dünyaya gelen her insan bir felek programına tabidir İnsanın ne yapacağını, başına ne geleceğini Ulu Allah ezeli ilminde biliyor Oysa Allah ’ın çokbilmiş olması, insanın o işi yapmasını zorlamaz Çünkü Allah, insanın önüne ölümsüz seçenekler koymuştur

İnsan kendi iradesini kullanarak, hangi yolu seçim ederse, Allah onu yaratır Dolayısıyla sorumluluk sahibi olan insanın kendisidir

Bu meselede şöyle bir misal verilir: Bir apartmanın üst katının nimetlerle, bodrum katının ise acımasızlık aletleriyle dolu olduğunu ve bir kişinin bu apartmanın asansörü içerisinde bulunduğunu farz edin Kendisine, apartmanın bu durumu daha önce anlatılmış bulunan bu birey, üstteki katın düğmesine bastığında nimetlere kavuşacak, daha aşağı katın düğmesine bastığında ise azaba uğrayacaktır

Burada iradenin yaptığı tek şey, yalnızca hangi düğmeye basılacağına karar vermesi ve teşebbüse geçmesidir Asansör ise, o kişinin gücü ve iradesiyle değil, açıklanmış fizik ve mekanik kanunlarla hareket etmektedir Yani, insan üst kata kendi gücüyle çıkmadığı gibi, daha alçak kata da kendi gücüyle inmemektedir bununla beraber asansörün nereye gideceğinin belirlenmesi, içindeki kişinin iradesine bırakılmıştır

İnsanın kendi iradesiyle yaptığı bütün işler, bu ölçüyle değerlendirilebilir Örneğin; Cenabı Hak, meyhaneye gitmenin günah, camiye gitmenin ise faziletli olduğunu bildirmiştir İnsan ise kendi iradesiyle, örnekteki asansör gibi her iki yere de gitmeye müsaittir

Hangi düğmeye basarsa, yani nereye gitmek isterse, beden oraya içten hareket etmekte, dolayısıyla da gideceği yerin mükafatı veya cezası o insana ait olmaktadır

Izaç de böyledir Evlenecek insanın önünde fazla sayıda seçenekler vardır Nasıl birisini arzu etmek sizin elinizde Tercihinize kadar Cenabı Yargı da yaratır Allah ’ın bilmesi böyle bir tercihte bulunmanızı zorlamaz

Gayri müslim birisiyle evlenmede islam ’ın getirdiği ölçü şöyle: Müslüman bir erkek ehli kitab olan Musevi ve Hristiyan bir kadınla evlenebilirken, ehli kitab olmayan gayri müslim bir kadınla evlenemez

Bunun yanında, Müslüman bir kadının ehli kitab da olsa gayri müslim bir erkekle evlenmesine müsade vermiyor

Kaderi ikiye ayırabiliriz: ızdırari felek, ihtiyari alın yazısı

ızdırari kaderde bizim hiçbir tesirimiz değil O, en ince ayrıntısına kadar irademiz dıştan yazılı Dünyaya geleceğimiz yer, annemiz, babamız, şeklimiz, kabiliyetlerimiz ızdırari kaderimizin konusu Bunlara kendimiz karar veremeyiz Bu nevi kaderimizden nedeniyle mesuliyetimiz de değil

İkinci kısım kader ise, irademize bağlıdır Biz neye karar vereceksek ve ne yapacaksak, Allah ezeli ilmiyle ukala, böylece takdir etmiştir Sizin sorduğunuz soruda bu alanda görüşme edilmektedir Yani siz bir aday tipi belirliyorsunuz ve arıyorsunuz Allah ’ta sizin istediğiniz vasıflara sahip birkaç kişiyi önünüze çıkarıyor Sizde bunlardan birini iradenizle beğenip kabul ediyorsunuz Alah ’ın alacağınız eşin kim olduğunu ezelde bilmesi felek, lakin sizin iradenizle seçmeniz cüz ’i irade dediğimiz insanın yükümlülük sınırlarıdır

Kalbimiz çarpıyor, kanımız temizleniyor, hücrelerimiz büyüyor, çoğalıyor, ölüyor Vücudumuzda, bizim bilmediğimiz birçok işler yapılıyor Bunların hiçbirini yapan biz değiliz Uyuduğumuz süre bile bu cins etkinlikler devam ediyor

Lakin şunu da mükemmel biliyoruz ancak, kendi isteğimizle yaptığımız işler de var Yemek, içmek, konuşmak, yürümek gibi fiillerde karar veren biziz Kuvvetsiz da olsa bir irademiz, eksik da olsa bir ilmimiz, çelimsiz da olsa bir gücümüz var

Yol kavşağında hangi yoldan gideceğimize kendimiz karar veriyoruz Hayat ise, yol kavşaklarıyla batmış

Şu halde, bile bile tercih ettiğimiz, hiçbir zorlamaya maruz kalmaksızın karar verip işlediğimiz bir suçu kendimizden diğer kime yükleyebiliriz?

İnsanın cüzi ihtiyari adı bahşedilen iradesi, önemsiz gibi görülmekle beraber, kainatta geçerli olan kanunlardan istifade ederek büyük işlerin meydana gelmesine sebep olmaktadır

Bir apartmanın üstteki katının lütuflarla, bodrum katının ise acımasızlık aletleriyle doymuş olduğunu ve bir şahsın bu apartmanın asansörü içerisinde bulunduğunu farz ediniz Kendisine, apartmanın bu keyfiyeti daha önce anlatılmış bulunan bu zat, üstteki katın düğmesine bastığında lütfa mazhar olacak, daha alçak katın düğmesine bastığında ise azaba duçar olacaktır

Burada iradenin yaptığı tek şey, sadece hangi düğmeye basılacağına karar vermesi ve teşebbüse geçmesidir Asansör ise, o zatın kudret ve iradesiyle değil, belirtilen fizik ve mekanik kanunlarla hareket etmektedir Yani, insan üstteki kata kendi iktidarıyla çıkmadığı gibi, alt kata da kendi iktidarıyla inmemektedir aynı zamanda asansörün nereye gideceğinin tayini, içindeki şahsın iradesine bırakılmıştır

İnsanın kendi iradesiyle yaptığı bütün işler, bu ölçüyle değerlendirilebilir Örneğin; cenabı yargı, meyhaneye gitmenin haram, camiye gitmenin ise faziletli olduğunu insanlara bildirmiş bulunmaktadır İnsan bedeni ise kendi iradesiyle, misaldeki asansör gibi her iki yere de gitmeye müsait bir yapıdadır

Kainattaki faaliyetlerde olduğu gibi, gövde içindeki faaliyetlerde de insanın iradesi söz konusu olmamakta ve insan bedeni, kanunu külli adı verilen ilahi kanunlarla hareket etmektedir Lakin onun nereye gideceğinin tayini, insanın irade ve ihtiyarına bırakılmıştır O hangi düğmeye basarsa, yani nereye gitmek isterse, beden oraya doğru hareket etmekte, dolayısıyla da gideceği yerin mükafatı ya da cezası o insana ait olmaktadır
Uyarı edilirse, kaderi mazeret ederek, “benim ne suçum var diyen kişinin, iradeyi değil saydığı görülür

Eğer insan, “rüzgarın önünde sürüklenen bir yaprak ise, seçme kabiliyeti yahut, yaptığından yükümlü değilse, o süre suçun ne manası kalır? Böyle diyen birey, bir haksızlığa uğradığı vakit mahkemeye müracaat etmiyor mu?

Halbuki, anlayışına tarafından şöyle düşünmesi gerekirdi: “bu adam benim evimi yaktı, namusuma dil uzattı, çocuğumu öldürdü, lakin mazurdur Kaderinde bu fiilleri işlemek varmış, ne yapsın, başka türlü faydalanmak elinden gelmezdi ama *
 
858,542Konular
981,896Mesajlar
32,544Kullanıcılar
dino babaSon üye
Üst Alt