iltasyazilim
FD Üye
5 Aralık dünya kadın hakları günü
Bayan hakları günü ile ilgili data
Kadın hakları günü ne vakit
Bayan hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda geçen asırdan itibaren batı ülkelerinde ve toplumlarında yoğun mücadelelerin verildiği ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere' nin bu mücadelelerin en şiddetlilerini yaşadığı bilinmektedir Ülkemizde, lüzum Osmanlı İmparatorluğu ve gerek Cumhuriyet döneminde kadınlarımızın kendi hakları konusunda, batı ülkelerindekine benzer şekilde uğraş ettiklerini söylemek mümkün değildir Fakat biz kadınlara birçok batı ülkesinden daha evvel bu adalet Atatürk tarafından verilmiş ve hatta az daha sunulmuştur Cumhuriyet Dönemi ve Kadın Hakları teokratik bir devlet yapısının ve bayan haklarının kısıtlı olduğu bir toplum düzeninin olduğu Osmanlı İmparatorluğu' ndan, bayanerkek eşitliğinin kabul edildiği modern Türkiye Cumhuriyeti' ne geçiş, bir çok devrimler ile olası olabilmiştir Bu devrimler içinde, kadınların erkekler ile eşdeğer toplumsal varlıklar olarak toplum içinde yerlerini almaları bir uygarlık aşamasıdır ve Atatürk Devrimleri' nin en önde gelenlerinden birisidir 1926 yılında Büyük Irk Meclisi tarafından kabulle yürürlüğe giren ve Türk kadınlarını şeriatzincirinden kurtaran Medeni Kanun ile, Türk kadınına bin yıl evvel kaybettiği hakların iade edilmesinin temeli oluşmuştur Artık kadın güçlenmeye, kişiliğini bulmaya başlamış ve erkeğinin yanında sosyal faaliyetlere katılmaya hazırdır Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Haklarının Verilmesi Uygar Kanun ile erkeklerle eşdeğer haklara sahip olan Türk kadınına, 3 TBMM tarafından 3 Nisan 1930' da kabul edilen bir yasa ile belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır 1931 yılında da Türk kadını öncelikle tıp dünyasında varlığını göstermiş ve ilk kadın cerrahımız çalışmaya başlamıştır 4 Mayıs 1931' de ilk toplantısını yapan IV TBMM tarafından 26 EKim 1932' de kabul edilen bir yasa ile Türk kadınına muhtar, köy yaşlı kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı meşhur; ertesi yıl da, 8 Ekim 1934' de kabul edilen ve 5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren bir başka yasa ile bayanerkek eşitliği alanında bütün haklar, Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkının tanınmasıyla verilmiş oluyordu Atatürk' ün Bayan Hakları Konusundaki Görüşleri ve Gerçekleştirdikleri, bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı 'nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili düşünceler, Atatürk tarafından fazla önceleri dile getirilmiş ve genelde da kullanım alanına sokulmuştur Atatürk, Cumhuriyet' in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923 'de şöyle demiştir:
Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza aleyhinde gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir Yaşamak çağırmak faaliyet demektir Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir
Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir Atatürk' ün Türk kadınına beslediği sevgi ve hürmet, Kurtuluş Savaşı' ndaki gözlemleri ile adamakıllı perçinleşmiştir 1923 yılında Konya' da yaptığı bir konuşmada, bu hissiyatını büyük bir samimiyetle dile getirir
Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan her zaman onlar, her zaman o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza değin aziz ve tanrısal bilelim*
Bayan hakları günü ile ilgili data
Kadın hakları günü ne vakit
Bayan hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda geçen asırdan itibaren batı ülkelerinde ve toplumlarında yoğun mücadelelerin verildiği ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere' nin bu mücadelelerin en şiddetlilerini yaşadığı bilinmektedir Ülkemizde, lüzum Osmanlı İmparatorluğu ve gerek Cumhuriyet döneminde kadınlarımızın kendi hakları konusunda, batı ülkelerindekine benzer şekilde uğraş ettiklerini söylemek mümkün değildir Fakat biz kadınlara birçok batı ülkesinden daha evvel bu adalet Atatürk tarafından verilmiş ve hatta az daha sunulmuştur Cumhuriyet Dönemi ve Kadın Hakları teokratik bir devlet yapısının ve bayan haklarının kısıtlı olduğu bir toplum düzeninin olduğu Osmanlı İmparatorluğu' ndan, bayanerkek eşitliğinin kabul edildiği modern Türkiye Cumhuriyeti' ne geçiş, bir çok devrimler ile olası olabilmiştir Bu devrimler içinde, kadınların erkekler ile eşdeğer toplumsal varlıklar olarak toplum içinde yerlerini almaları bir uygarlık aşamasıdır ve Atatürk Devrimleri' nin en önde gelenlerinden birisidir 1926 yılında Büyük Irk Meclisi tarafından kabulle yürürlüğe giren ve Türk kadınlarını şeriatzincirinden kurtaran Medeni Kanun ile, Türk kadınına bin yıl evvel kaybettiği hakların iade edilmesinin temeli oluşmuştur Artık kadın güçlenmeye, kişiliğini bulmaya başlamış ve erkeğinin yanında sosyal faaliyetlere katılmaya hazırdır Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Haklarının Verilmesi Uygar Kanun ile erkeklerle eşdeğer haklara sahip olan Türk kadınına, 3 TBMM tarafından 3 Nisan 1930' da kabul edilen bir yasa ile belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır 1931 yılında da Türk kadını öncelikle tıp dünyasında varlığını göstermiş ve ilk kadın cerrahımız çalışmaya başlamıştır 4 Mayıs 1931' de ilk toplantısını yapan IV TBMM tarafından 26 EKim 1932' de kabul edilen bir yasa ile Türk kadınına muhtar, köy yaşlı kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı meşhur; ertesi yıl da, 8 Ekim 1934' de kabul edilen ve 5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren bir başka yasa ile bayanerkek eşitliği alanında bütün haklar, Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkının tanınmasıyla verilmiş oluyordu Atatürk' ün Bayan Hakları Konusundaki Görüşleri ve Gerçekleştirdikleri, bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı 'nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili düşünceler, Atatürk tarafından fazla önceleri dile getirilmiş ve genelde da kullanım alanına sokulmuştur Atatürk, Cumhuriyet' in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923 'de şöyle demiştir:
Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza aleyhinde gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir Yaşamak çağırmak faaliyet demektir Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir
Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir Atatürk' ün Türk kadınına beslediği sevgi ve hürmet, Kurtuluş Savaşı' ndaki gözlemleri ile adamakıllı perçinleşmiştir 1923 yılında Konya' da yaptığı bir konuşmada, bu hissiyatını büyük bir samimiyetle dile getirir
Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan her zaman onlar, her zaman o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza değin aziz ve tanrısal bilelim*