iltasyazilim
FD Üye
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi
Kadınlar, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en kayda değer unsurlarından biriydi ve Mustafa Kemal, Cumhuriyet'in ilanından sonra kadın hareketine büyük ağırlık verdi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İkinci Meşrutiyet sırasında başlayan bayan uyanışı, cumhuriyetle birlikte büyük bir ivme kazandı Bayan hareketinin ve haklarının en büyük savunucusu ise, her öncü eylemde olduğu gibi, Mustafa Kemal'di
Atatürk, kadınların siyasal örgütlenişini Kurtuluş Savaşı yıllarında destekliyordu 1923 yılının yaz aylarında, daha Halk Müziği Fırkası ve Cumhuriyet kurulmadan Kadınlar Ahali Fırkası kurulmuştu Bu siyasi örgüt, her açıdan Cumhuriyet hükümetlerine baskı yaparak kadın haklarının savunucusu oldu Şubat 1924'te Türk Bayan Birliği kuruldu, lakin Türk kadınının çağdaş hukuki haklara kavuşmaları, birazcık vakit aldı
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin her toplumsal kademesinde öncülük eden kadınlara ilk siyasal hakları, 1930 yılında çıkarılan Belediyeler Kanunu ile verildi Gerisinde 1934 yılında Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve 191 arkadaşının verdikleri bir yasa değişikliği teklifiyle Türk kadını milletvekili seçilme hakkını kazandı O tarihlerde Avrupa ve Amerika'da kadınların böylesine modern hakları az önce yoktu 1 Mart 1935 yılında toplanan TBMM'de bütün 18 bayan milletvekili yer aldı
Türk kadını seçme ve seçilme hakkına çoğu Batı ülkesinden daha önce sahip oldu Atatürk, kadının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasıyla ilgili olarak, Uygar memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu adalet, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktırdiyerek kararlılığını belirtmiştir
İtalya'da kadınlar 1948'de, Japonya'da ise oysa 1950'de seçme hakkını kazandı Türkiye'nin Uygar Kanun'u aldığı İsviçre'de ise kadınlar seçme ve seçilme hakkını 1971'e kadar alamadı İsveç ve Danimarka örneklerinde de şart ayrı değildi
Türk kadını, Atatürk hayattayken yapılan son seçimde (1935) ilk önce seçilme hakkını kullandı ve TBMM'ye 18 milletvekiliyle girdi
Kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesinden önce de 1926'da Büyük Irk Meclisi onayıyla Medeni Kanun yürürlüğe girdi ve kadını 'şeriat'tan kurtararak, haklarını 'iade etti'
TBMM kadar 3 Nisan 1930'da kabul edilen bir başka yasa ile kadına belediye seçimlerine katılma hakkı tanındı 26 Ekim 1932'de ise kadına muhtar, köy yaşlı kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı getirildi
8 Ekim 1934'de kabul edilen ve 5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren son yasayla da kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındıAncak 2000'li yıllarda nüfusun yarısını oluşturan kadınların Meclis'teki temsilcilik oranı değil denecek kadar eksik Bayan milletvekili sayısı, erkek milletvekillerinin yalnızca yüzde 42'si oranında *
Kadınlar, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en kayda değer unsurlarından biriydi ve Mustafa Kemal, Cumhuriyet'in ilanından sonra kadın hareketine büyük ağırlık verdi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde İkinci Meşrutiyet sırasında başlayan bayan uyanışı, cumhuriyetle birlikte büyük bir ivme kazandı Bayan hareketinin ve haklarının en büyük savunucusu ise, her öncü eylemde olduğu gibi, Mustafa Kemal'di
Atatürk, kadınların siyasal örgütlenişini Kurtuluş Savaşı yıllarında destekliyordu 1923 yılının yaz aylarında, daha Halk Müziği Fırkası ve Cumhuriyet kurulmadan Kadınlar Ahali Fırkası kurulmuştu Bu siyasi örgüt, her açıdan Cumhuriyet hükümetlerine baskı yaparak kadın haklarının savunucusu oldu Şubat 1924'te Türk Bayan Birliği kuruldu, lakin Türk kadınının çağdaş hukuki haklara kavuşmaları, birazcık vakit aldı
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin her toplumsal kademesinde öncülük eden kadınlara ilk siyasal hakları, 1930 yılında çıkarılan Belediyeler Kanunu ile verildi Gerisinde 1934 yılında Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve 191 arkadaşının verdikleri bir yasa değişikliği teklifiyle Türk kadını milletvekili seçilme hakkını kazandı O tarihlerde Avrupa ve Amerika'da kadınların böylesine modern hakları az önce yoktu 1 Mart 1935 yılında toplanan TBMM'de bütün 18 bayan milletvekili yer aldı
Türk kadını seçme ve seçilme hakkına çoğu Batı ülkesinden daha önce sahip oldu Atatürk, kadının seçme ve seçilme hakkına kavuşmasıyla ilgili olarak, Uygar memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu adalet, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktırdiyerek kararlılığını belirtmiştir
İtalya'da kadınlar 1948'de, Japonya'da ise oysa 1950'de seçme hakkını kazandı Türkiye'nin Uygar Kanun'u aldığı İsviçre'de ise kadınlar seçme ve seçilme hakkını 1971'e kadar alamadı İsveç ve Danimarka örneklerinde de şart ayrı değildi
Türk kadını, Atatürk hayattayken yapılan son seçimde (1935) ilk önce seçilme hakkını kullandı ve TBMM'ye 18 milletvekiliyle girdi
Kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesinden önce de 1926'da Büyük Irk Meclisi onayıyla Medeni Kanun yürürlüğe girdi ve kadını 'şeriat'tan kurtararak, haklarını 'iade etti'
TBMM kadar 3 Nisan 1930'da kabul edilen bir başka yasa ile kadına belediye seçimlerine katılma hakkı tanındı 26 Ekim 1932'de ise kadına muhtar, köy yaşlı kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı getirildi
8 Ekim 1934'de kabul edilen ve 5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren son yasayla da kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındıAncak 2000'li yıllarda nüfusun yarısını oluşturan kadınların Meclis'teki temsilcilik oranı değil denecek kadar eksik Bayan milletvekili sayısı, erkek milletvekillerinin yalnızca yüzde 42'si oranında *