Kalp Nakli Hastaları için Kılavuz
Kalp nakli, Aralık-1967 tarihinde, Güney Afrika’ nın Capetown şehrinde yapılan ilk operasyondan günümüze, tüm dünyada kalp yetmezliği olan hastalarda uygulanan başarılı bir tedavi olarak kabul edilmiştir.
KALBİN YAPI VE FONKSİYONU
Kalp, akciğerlerin arasında, göğüs kemiğinin altında yer alan yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde kastan oluşmuş bir organdır. Kalp düzgün ve organize bir biçimde gevşeyip kasılarak (atarak) kanı kalp odacıklarından büyük atardamarlar yoluyla vücuda pompalar. Kan dokulara oksijen ve besinleri taşırken, zararlı ürünleri ve artıkları, akciğerler, böbrekler ve karaciğer yoluyla vücuttan uzaklaştırır.
KARDİOMYOPATİ
Kardiomyopati, kalp yetmezliğine neden olabilen bir kalp kası hastalığıdır. Kalp kası büyür ve kasılma fonksiyonlarını kaybeder, kanı organ ve dokulara etkin olarak pompalayamaz hale gelir, sonunda kalp yetmezliği gelişir. Vücuttaki fazla su, damarlarda, akciğerde, karaciğerde, karın boşluğunda ve bacaklarda birikmeye başlar.Oksijen ve gıdayı yeteri kadar alamayan diğer organlar da zaman içinde bu durumdan zarar görür.
Kardiomyopati sebepleri:
1. Dilate (genişlemiş) kardiomyopatiaşağıdaki nedenlere bağlı olabilir:
[*]Viral (enfeksiyon) [*]Loğusalık (doğum sonrası dönem) [*]Alkol (kronik alkoliklerde gelişir) [*]Uyuşturucu ilaç kullanımı [*]Sebebi bilinmeyen
2.İskemik kardiyomyopati
Koroner arter hastalığına bağlı kalp kasının yetersiz kan alması veya kalp krizi(enfarktüs) sonrası kalbin kas gücünü kaybetmesidir.
3.Konjenitalsebeplere bağlı kardiomyopati: Doğumdan itibaren kalpte hastalığı olanlarda görülen kardiomyopati cinsidir.
4.Sertleşmiş ve duvarları kalınlaşmış kardiomyopatiler:
- Kalınlaşmış (Hipertrofik)
- Gevşeyemeyen (Restriktif)
Kalp yetmezliği ilaç tedavisine yanıt vermeyen veya cerrahi bir yöntemle düzeltilemeyen hastalar kalp nakli adayı olarak değerlendirilir.
TRANSPLANTASYON ÖNCESİ DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Transplantasyon öncesi değerlendirme süreci hastanın Kalp Damar Cerrahisi Kliniğinin transplantasyon bölümüne başvurması ile başlar. Gerekli tetkiklerin yapılması ve hastanın uygun bir alıcı aday olarak hazırlanması için hastanede geçen süredir.
Kalp nakli ekibi
Kalp nakli koordinatörü:Transplantasyon süreci boyunca hasta, aile ve diğer transplantasyon ekibi arasında iletişimi sağlar.
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı:Oluşabilecek enfeksiyonlara karşı hastaları korumak, oluşmuş olan hastalıkları tedavi etmekle görevli uzmandır.
Patoloji Uzmanı:Doku reddini anlamak için yapılan biopsilerin değerlindirilmesini yapar. Biopsi sonucu verilecek tedavi konusunda doktora yol gösterir.
Kalp transplantasyon cerrahı:Cerrahi olarak kalp nakli ameliyatının olabilirliğini değerlendirir. Ameliyatı ve ameliyat sonrası takibi yapar.
Kalp transplantasyon kardioloğu:Kalbi ve varsa (şeker hastalığı gibi.) diğer hastalıkları değerlendirir, transplantasyon öncesi ve sonrası kontrolleri ve gerekli tedavileri verir.
Hemşire:Transplantasyon ekibi ile beraber çalışır, tedavi ve hasta bakımını verir.
Fizyoterapist:Akciğerler ve kaslar için gerekli egsersizleri verir.
Diyetisyen:İdeal kiloyu belirler, kalp yetmezliğindeki diet kısıtlamaları konusunda bilgi verir.
Nakil öncesi tetkikler
Elektrokardiografi (EKG)
EKG çekilerek kalp ile ilgili herhangi bir ilave problem olup olmadığı kontrol edilir.
Ekokardiografi (EKO)
Bu test kalbin pompa fonksiyonunu, kalp duvarının hareketlerini, kapakların çalışmasını ve kalp odacıklarının boyutlarını belirlemek için yapılır.
Akciğer filmi
Kalbin boyutları ve akciğer de olabilecek sorunlar için gereklidir.
Laboratuar testleri
Kalp damar cerrahisi kliniğinde kan grubu ve doku tipi belirlemesi, hepatit, HIV gibi enfeksiyon parametrelerine bakılır, anemi, kanama problemleri , böbrek ve karaciğer hastalıklarıya ilgili araştırmalar yapılır.
Kateterizasyon ve Anjiografi (Anjio)
Kasıktan atardamar yoluyla girilip kalbe opak madde verilerek yapılan bu tetkikte koroner arterlerdeki tıkanıklıklar gösterilmekte, kalp odacıklarının basınçları ölçülebilmekte ve kalbin fonksiyonları tespit edilebilmektedir.
Periferik doppler testi
Kasık, bacaklar ve ayakların ultrasonu yapılarak damarlarda darlık ve tıkanıklar incelenir.
Karotid doppler testi
Boyunda karotis (şah) damarlarının ultrason ile incelenmesidir. Tıkanıklık ve darlıklar önceden tespit edilerek ameliyat sonrası felç ve inme riski azaltılır.
Karın ultrasonu
Bu çalışma ile karındaki tüm organların, karaciğer, böbrekler, pankreas, safra kesesi, ve dalağın ultrasonu yapılarak herhangi bir hastalık olup olmadığı araştırılır.
Akciğer fonksiyon testleri
Akciğerlerin fonksiyonunu ve havalanma kapasitesini ölçmektedir.
Aşılama
Grip, zatüree ve hepatit (sarılık) aşıları yapılır.Tüberküloz (verem) olup olmadığı cilt testi ile araştırılır.
Kalp nakli hastasının seçimi
Hasta için ,kalp naklinin uygun olup olmadığı ,kalp nakli ekibinin her birinin fikri ve önerileri alınarak ortak bir karar ile belirlenir.
Bir adayda kalp nakil operasyonu kararı vermek için temel alınan kriterler şunlardır:
ü İlaç tedavisine yanıt vermeyen son dönem kalp yetmezliği olup tıbbi ve cerrahi olarak başka bir tedavi seçeneği olmayan hastalar kalp nakli adayı olarak transplantasyon proğramına alınınır.
Kalp yetmezliği olupta kalp nakli için uygun olmayan durumlar şunlardır:
- Akciğer hipertansiyonu
- Kanser
- Düzelmesi mümkün olmayan karaciğer, kalp veya akciğer fonksiyon bozukluğu.
- Aktif enfeksiyon
- 65-70 üzeri yaş
- Vasküler (damar) hasarı yapmış diabet (şeker hast.)
- İleri dönem beyin damarları hastalığı
- Aşırı şişmanlık veya zayıflık
- Madde bağımlılığı
- Verilecek ilaçları kullanamayacak kadar beyin ve vücut fonksiyonu bozukluğu durumlarında kalp nakli ameliyatı yapılamaz
Kalp nakli bekleme listesine alındıktan sonra donör (verici) kalbi bekleme süreci başlar. Kan grubuna göre (A,B,AB veya O grubu) ve vücut ölçülerine uygun bir verici bulunduğunda alıcı hastalar hastaneye davet edilir. Çağrılan hastalardan uygun olan birisi alıcı olarak seçilir. Görevli doktorlar seçimi yaparken diğer birçok kriteri de göz önünde bulunduracaktır. Bunlar aktif enfeksiyon varlığı, akciğer hipertansiyonu gibi nakil esnasında ilaç tedavisi gerektirebilecek veya amaliyatı riske sokacak sorunlar olabilir.
Donör (verici) hakkında alıcıya herhangi kişisel bir bilgi verilmeyecektir.Verilecek bilgiler transplantasyon koordinatörünün uygun gördüğü kadar olacaktır..
Bekleme süreci
Uygun bir donör için geçen bekleme süreci uzun sürebilir, duygusal ve fiziksel olarak sıkıntılı geçebilir.Hasta bu süreci verilecek ilaçlara göre evde veya hastanede geçirebilir.
Alıcı hasta evde bekliyorsa , çağrıldığında vakit kaybetmeden evden çıkabilmesi ve hastaneye çabuk ulaşabilmesi için önceden belli hazırlığının olması gerekmektedir. Aşağıda hazır bulundurulması gereken eşyaların listesi verilmiştir.
- Kişisel eşyaların , pijama, havlu, gözlük ve çamaşırların bulunduğu hazır bir çanta.
- Sosyal güvenlik belgeleri (Emekli sandığı, Bağ-Kur karnesi).
- Kullanılan ilaçların listesi.
- Ev ve yakınlarının telefon numaraların.
Donör kalp bulununca, transplantasyon koordinatörü donör değerlendirme ekibi ile kalp nakli ekibi arasında bir köprü olur. Nakil ameliyatı için hazırlık ve zamanlama, nakil ekibi ile donör ekibi arasında kararlaştırılır. Diğer organlar da kullanılacağı için şartlar uygun olduğunda ameliyata başlanacaktır.
Kalp nakli ameliyatı esnasında , kalbin büyük bir bölümü çıkarılacaktır. Cerrah sadece tabanı (atrium) içeren küçük bir parçayı, yeni kalbi üzerine dikebilmek için içeride bırakacaktır. Ameliyat yaklaşık 4-5 saat sürecektir.
Transplantasyon ameliyatı sırasında ve sonrasında nakil koordinatörü aileye hastanın durumu hakkında bilgi verir.
Ameliyat sonrası bakım
Yoğun Bakım Ünitesi:Hasta ameliyattan sonra , yoğun bakım ünitesine alınır. Bu konuda eğitim almış doktorlar ve hemşireler tarafından çok yakın takip edileceği bu dönemde hastanın ve ziyarete gelen yakınlarının bilmesi gereken kurallar vardır:
a.Odaya giren herkesin ellerini yıkaması gerekir. Hastayı mikroplardan korumak için, ziyaretçilerden steril gömlek, eldiven ,maske gibi koruyucu kıyafetler giymeleri istenir.
b.Yoğun bakımdaki ilk saatlerde anestezik maddeler etkisini yitirip hastanın kendi solunumu gelinceye kadar solunum makinesine bağlı tutulacaktır.
c.Hastanın ihtiyacı olan sıvı ve ilaçları alabilmesi ve ayrıca gerektiğinde kan tetkikleri için örnek alınabilmesi için kol ve boynundan, damar yolları takılı olacaktır.
d. İdrar çıkışının takibi ve böbreklerin çalışmasını takip etmek için bir idrar sondası takılır. Bu sonda ameliyattan sonra 1-2 gün içinde çekilecektir.
e.Göğüs duvarına yerleştirilen tüpler, içeride biriken sıvıları dışarı atmak için takılmış olup kısa bir süre içinde doktor tarafından çıkarılacaktır.
f.Göğüs kesisinin altında bulunan 2 adet ince tel ,ihtiyaç duyulursa kalp pilini bağlamak için yerleştirilmiş olup taburcu olmadan önce çekilecektir.
h.Yoğun bakımda hasta ,belirli aralıklarla öksürtülerek ve solunum egsersiz cihazıyla çalıştırılarak akciğerleri güçlendirmeye çalışılır.
Ameliyat sonrası egsersiz
Hastanın yoğun bakımda solunum makinesinden ayrıldıktan sonra oturması ve yürümesi istenir.Günlük aktiviteleri her gün biraz daha arttırarak birkaç gün içinde yardımsız kendi işlerini yapabilir hale gelmesi sağlanır.
KOMPLİKASYONLAR (ÇIKABİLECEK PROBLEMLER)
Transplantasyon sonrası bir takım beklenilmeyen problemlerle karşılaşılabilir.
Transplantasyon ekibi bu problemlerin oluşmasını önceden önlemek için gerekli tedbirleri alacaktır. Hastanın uyarıları dikkate alması, , problemler karşısında erken davranarak doktorunu bilgilendirmesi gereklidir.
Enfeksiyonlar
Antirejeksiyon (doku reddini önleyen ) ilaçlar, vücudun mikroplara karşı doğal savunma mekanizmasını bozmakta, ve kişiyi enfeksiyona açık ve korumasız hale getirmektedir.Aşağıda sık karşılaşılan enfeksiyonlar sıralanmıştır.
Viral enfeksiyonlar
Sitomegalovirüs (CMV) :Nakil hastalarında en sık görülen viral enfeksiyonlardan biridir. Ameliyattan sonraki ilk aylarda daha sık görülür.Yorgunluk, ateş, gece terlemeleri, eklem ağrıları, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve nefes darlığı görülebilir.Bu durum hastaneye yatmayı gerektirebilir.
Herpes Simplex (tip 1 ve 2 ) :Bu virüs daha çok cildi tutar, fakat nadiren akciğer veya gözlerde de görülebilir.Tip 1 ağız çevresinde uçuk, tip 2 ise genital (cinsel) bölgede kabartılarla karakterize yaralar yapar. Bulaşıcı bir hastalıktır.Çoğu herpes enfeksiyonları hafiftir, nadiren ciddi olurlar. İğne, ilaç veya kremlerle kısmen tedavi edilmektedirler.
Belirtileri arasında zayıflık, ağız ve cinsel bölgede ağrılı, içi sıvı dolu uçuklar olmasıdır. Hastanın yutkunma ile ağrısı oluyorsa, kadınlarda anormal vajinal akıntı varsa durumu doktoruna bildirmesi gereklidir.
Herpes Zoster (Zona)Döküntü veya küçük su toplamış bölgeler olarak ortaya çıkar.Göğüs, sırt veya kalçada görülür.Lezyonlar ağrılı ve ağrısız olabilir.
Varicella Zoster (Suçiçeği)Suçiçeği , daha çok çocukluk çağlarında olan döküntülü bir hastalıktır. Hasta eğer çocukluğunda geçirmemişse hastalanmayı beklemeden doktoruna haber vermelidir.
Fungal (Mantar) enfeksiyonlar
Kandida (Pamukçuk)Kandida, nakil hastasında çeşitli enfeksiyonlara neden olabilecek bir mantar türüdür.Genelde ağız ve boğazda başlar, gözleri, solunum ve boşaltım organlarını da tutabilir.
Ağızda ve boğazda görülürsepamukçukdenir. Beyaz, parçalı bir görünümü vardır. Ağrı, hassasiyet ve yutma güçlüğü yapar.
Kandida aynı zamanda ağızdan mideye kadar giden yemek borusunu veya kadınlarda vajinayı tutabilir. Vajinal enfeksiyon genelde kaşıntılı olup yoğun sarı beyaz akıntı ile görülür.
Bakteriyel enfeksiyonlar
Yara Enfeksiyonları
Bakteriyel yara infeksiyonları ameliyat bölgesinde olur. Ateş, kızarıklık,şişlik, hassasiyet veya akıntı oluyorsa bu durum doktota bildirilmelidir.
Pnömosistis Karini :Normal olarak akciğerde bulunan bir tür mantardır. Savunma sistemi zayıflamış insanlarda (örneğin nakil hastalarında), bu mikrop ciddi zatürreye neden olabilir.Erken dönemde, hafif, kuru öksürük ve ateş vardır. Hasta soğuk algınlığı geçirmekte olduğunu düşünüyor olsa bile durumu doktoruna bildirmelidir.
REJEKSİYON (ORGAN REDDİ)
Bulgu ve belirtiler
Vücudun savunma sistemi ,bakteri ve virüs gibi yabancı maddeleri algılayıp yok ederek kişiyi mikroplardan ve hastalıklardan korur. Vücuttaki bu savunma sistemi yeni kalbi de yabancı bir madde olarak algılayarak onu yok etmek eğilimindedir.
Rejeksiyon yani organ reddi, vücudun savunma sisteminin yeni kalbi yabancı olarak algılayarak onu yok etmeye çalışması girişimidir. Reaksiyonu önlemek için, anti-rejeksiyon ilaçların kullanılması gerekmektedir.
Kalp nakli hastalarının yarısına yakını, anti-rejeksiyon ilaç kullanmalarına rağmen , ilk bir yıl içinde en az bir yada iki kez rejeksiyon yaşamışlardır.İlk atak genelde ilk 6 ay içinde olur. Rejeksiyonlar ilaç dozlarının artırılması ve yeni ilaç eklenmesi ile kontrol edilirler. Rejeksiyon oluşması kalbin yetmezliğe gireceği anlamına gelmez.
Rejeksiyon erken tespit edilirse tedavisi daha kolay olacağından, hastanın aşağıda sıralanan şikayetleri olursa doktoruna haber vermesi gereklidir:
- Yorgunluk/zayıflık
- 37’ üzeri ateş
- Nefes darlığı
- Hızlı veya atlayan kalp ritmi (aritmi)
- Ellerde vaya ayaklarda şişlik
- Hızlı kilo alımı
- Kan basıncında düşme
- Rahatsızlık hissi, nezle türü kırıklık,yorgunluk,halsizlik
Biopsi:Günümüzde hala rejeksiyonun tespiti için en kesin tanı yöntemi kalp biopsisidir. Biopsiler programlı bir şekilde ameliyattan sonra belirli aralıklarla yapılırlar.
Biopsi işlemi, anjio-kateter laboratuarında yapılır. Hastanın boynunun sağ tarafından santral damar yolu açılır, biopsi kateteri bunun içinden ilerletilir ve kalbin iç kas kısmından 3-4 minik parça mikroskop ile incelenmek üzere alınır.Alınan bu parçalar patolog tarafından değerlendirilir. Bu tetkik yaklaşık 15-20 dakika sürmektedir.
Hastanın hiçbir şikayeti olmadığı halde biopsisi anormal çıkabilir. Bu yüzden belirli takvime bağlanmış olan biopsilerin yapılması son derece önemlidir. Sonuca göre transplantasyon ekibi en iyi tedaviyi planlayacaklardır.
Biopsilerin incelenmesi sonucunda, rejeksiyon bulguları varsa , geçici olarak ilaç dozları arttırabilir.
DİABET (Şeker Hastalığı)
Antirejeksiyon ilaçlarının bazıları, özellikle prednol ( ve deltakortil) diabet hastalığına yatkınlık yapabilir. Diabet kandaki şeker oranının artmasıdır.
Diabetin belirtileri, artan susuzluk hissi, sık idrara çıkma, bulanık görme, ve konsantrasyon güçlüğüdür. Erken teşhis, ilaç kaynaklı bu hastalığın düzeltilmesi veya kontrolü için önemlidir. Kandaki şeker seviyesinin ayarlanması kilo vererek, diyet ve egsersiz yaparakta sağlanabilir.Rejeksiyon için verilen ilaç dozu azaltılınca, kan şekeri de zamanla normal değerlerine ulaşacaktır.
YÜKSEK KAN BASINCI (HİPERTANSİYON)
Yüksek kan basıncı, alınan ilaçların bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilir.Kan basıncını kontrol etmek için ilave bir ilaca ihtiyaç duyulabilir. Doktorunuz bu ilacı belirleyecek ve dozajını ayarlayacaktır.
İLAÇLAR
Reçete edilen ilaçlar tarif edildiği gibi düzenli olarak kullanılmalıdır. İlaçların dozlarının çok iyi bilinmesi gereklidir. İlaçların adı ve amacı ,kullanma şekli ve dozu, ne zaman alınacağı , nasıl alınacağı, ne kadar devam edileceği, yan etkileri, ilaçsız kalmamak için ne sıklıkta yazdırılması gerektiği, ilaç alırken nelerden uzak durulması gerektiği doktorunuz tarafından anlatacaktır.
Doktora danışmadan kesinlikle ilaç kesilmez veya dozu değiştirilmez!
Tüm tedavi süresince ilaçlar nasıl kullanılmalı ve saklanmalı ?
1.İlaçlar orijinal kutularında saklanmalı ve ağızları sıkıca kapatılmalıdır.
2.Direkt güneş ışığından korunmalı, serin ve kuru bir yerde saklanmalıdır.
3.Aynı ilaç hergün aynı saatte alınmalıdır.
- İlaçlar önerilen dozda kullanılmalıdır.Bulantı, kusma veya ishal varsa doktora başvurulmalıdır çünkü bu durum ilaçların etkisiz olmasına sebep olabilir. İlaç alımı unutulduysa doktora haber verilmelidir. Hasta kendini öncesine göre daha iyi hissetse bile kesinlikle tek doz bile atlamamalıdır. Çünkü kalbin reddi olasılığı ömür boyu vardır. İlaçların alınması kesinlikle bırakılmamalıdır.
Anti-rejeksiyon ilaçlar kullanılmasından ötürü vücudun savunma sistemi zayıflayacağından, aşağıda yazılı olan hususlara dikkat ederek hastanın kendini enfeksiyonlara karşı daha fazla koruması gerekecektir.
- Doktorun hasta için yazdığı tüm ilaçlar önerilen biçimde alınmalıdır. Yazılandan daha yüksek dozda immunosupresif ilaç kullanılması enfeksiyon riskini arttırır. İlacın alınması unutulmuşsa çift doz alınmamalı ve durum doktora bildirilmelidir.
- Planlanan tüm tetkiklerin zamanında yapılması gerekmektedir.
- Soğuk algınlığı, suçiçeği ve diğer bulaşıcı hastalığı olan kişilerden uzak durulmalıdır..
- Ailedeki kişilerden birinde soğuk algınlığı yada grip varsa, o kişi iyileşinceye kadar maske takılmalı ve eşyaları ayrılmalıdır.
- Hastanın öksürük şikayeti varsa ve sürekli ise, mutlaka akciğer filmi çektirilmeli ve doktora başvurulmalıdır.
- Nakil sonrasında steroid dozu 20 mg’ın altına ininceye kadar yada iki ay sonrasına kadar kapalı olan kalabalık ortamlarda (cami,spor salonları, okul,sinema, tiyatro, otobüs vs) bulunulmamalıdır.
- Kalp nakli sonrası ilk ayda hastanın bulunduğu ortamda ikiden fazla kişi olmamasına özen gösterilmelidir.
- Sık sık eller yıkanmalıdır..
- Evde evcil hayvan varlığı çeşitli parazit ve mikropların üremesine neden olacağı için bu hayvanlar hastalık taşıyabilir. Kuş kafesleri ve kedi pislikleri hasta tarafından temizlenmemelidir..Mümkünse ev içerisinde hayvan beslemekten kaçınılmalıdır.
- Doktorun iznini almadan dişlerde herhangi bir işlem yaptırılmamalıdır.
- Ağız içi temizliğine özen gösterilmelidir.
- Bütün kesik yada sıyrıklar antiseptik solüsyonlarla (batikon, tentürdiyot gibi) temizlenmeli ve üzerine daha önce doktorun önerdiği antibiyotikli merhemler sürülmelidir.
- Herhangi bir aşı doktora danışmadan yaptırılmamalıdır. Canlı virüs içeren aşılar yapılmamalıdır.
- Ateşin 37,0 C’nin üzerine çıkması.
- Üşüme ,titreme, baş ağrısı ve baş dönmesi.
- Halsizlik ,kas ağrısı ve kırgınlık.
- Boğazda yanma hissi
- Bulantı ve kusma yada ishal
- Ameliyat yerinde ağrı
- İdrar yaparken yanma ve ağrı
- Sık idrara çıkma
- Kötü kokulu idrar yapma
- Cilt üzerinde ödem, kızarıklık, yanma yada iyileşmeyen yara ve bu yara üzerinde akıntı olması
KALP NAKLİ SONRASI BESLENME
Nakledilen kalbin vücut tarafından reddini önlemek için belirli ilaçların ömür boyu kullanılması gereklidir. Bu ilaçları kullananların beslenme ile ilgili dikkat etmesi gereken kurallar vardır. Örneğin kortizonlu ilaçlar iştahı çok açar. Ek olarak, bu tedaviler ile şeker hastalığı ortaya çıkabilir, kan yağları yükselebilir veya kemiklerde zayıflık görülebilir. Tüm bu istenilmeyen etkilerden kaçınabilmek için uygun şekilde beslenilmek gereklidir. Alınan ilaçlar vücut için faydalı bazı maddelerin eksikliğine yol açabilir. Bilinçli bir diyetle bu maddeler yerine koyulabilir. Hastalar uygun şekilde beslenilirse çok daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürebilmeleri mümkün olacaktır. Tuz vücuttaki su miktarını arttıracağı ve tansiyonu yükselteceği için alımına dikkat edilmeli ,yiyecekler tuzsuz veya az tuzlu olmalıdır.Vücudun elektrolit ve vitamin ihtiyacı için her türlü sebze ve meyve düzenli olarak tüketilmeli, süt ve meyve suyu içilmelidir. Sebze ve meyveler çok temiz bir şekilde yıkanmalı, mümkünse kabukları soyularak yanmelidir.Çiğ ve az pişmiş et, yumurta ve deniz ürünleri yememelidir.Pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri kullanılmalıdır. Yağda kızarmış gıdalardan kaçınılmalıdır. Az yağlı ve az şekerli diyet ile kan şekeri ve kolestol seviyesinin düşük olmasına dikkat edilmelidir. Kilo alınmaması için unlu, şekerli ve yağlı gıdaların tüketimi kontrollu olmalıdır. Bitkisel kökenli ilaçlar ve çayların anti-rejeksiyon ilaçlar ile etkileşimi tam olarak bilinmediğinden kullanılmaları doğru değildir.
EGZERSİZ
Kortizonlu ilaçların kullanımına bağlı olarak kaslar zayıflamış olabilir. Yapılan egzersizler kasların çalışıp güçlenmesine yardım eder.Tansiyon daha kolay kontrol edilir, kolesterol seviyesi düşer, hastanın daha rahat uyumasını sağlar, kilo kontrolü daha kolay sağlanır, kemikler daha çok güçlenir, ayrıca düzenli egzersiz kırmızı kan hücrelerinin sayısını (alyuvar) artırır.
Egzersiz Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:
- Egzersize başlamak için öncelikle ameliyattan sonra 6 hafta geçmesi beklenmelidir.
- Egzersize başlamadan önce sağlık kontrolü yapılması ve kas ve iskelet sisteminin egzersiz için uygun olup olmadığı ve uygun egzersizin hangisi olduğu konusunda doktorun onayının alınması gereklidir.
- Sürekli olarak yapılabilecek ve geniş kas gruplarını etkileyen bir egzersiz yada spor türü seçilmelidir. Aerobik, düz bisiklete binme ,yürüyüş, temiz denizde yüzme hem kalp hem de kas iskelet sistemi için en iyi ,en güvenilir egzersizlerdir.
- Vücuda darbe gelebilecek yada aşırı enerji harcanmasını gerektirecek olan futbol, basketbol, tenis, judo, vb. ve ağırlık kaldırarak vücut geliştirmeyi amaçlayan sporlar kesinlikle yapılmamalıdır.
- Haftada en az 3-5 kez ve ortalama 30 dakika sürecek bir egzersiz planlanlanmalıdır.
- Egzersize kolaydan başlanmalı ve daha sonra yavaş yavaş zora geçilmelidir.
- Egzersiz için en uygun zamanı seçilmelidir. Büyük öğünlerden hemen sonra ,yatmadan hemen önce yada havanın çok sıcak, soğuk olduğu zamanlar egzersiz için uygun değildir.
- Egzersiz sırasında pamuklu ve teri emecek kumaşlardan yapılmış giysiler seçilmelidir.
- Egzersiz sırasında herhangi bir ağrı yada rahatsızlık hissedilirse hemen egzersiz bırakılmalıdır.
- Yüzmek için havuzlar tercih edilirse temizliğinden emin olunmalıdır.
Kalp nakli sonrası kadınlarda hem de erkeklerde cinsel arzu ve cinsel güçte artma olur. Kalp nakli sonrasında bireyin vücudundaki hormonlar düzene girer. Ancak bazı hastalarda iktidarsızlık (cinsel güçte azalma) ve bazen de çocuk sahibi olamamak sorun olabilmektedir.
Erkeklerde ortaya çıkabilen cinsel güçte azalma rahatsız edici olmakla beraber tedavi edilebilir bir sorundur.
Kalp nakli sonrasında hastanın cinsel yaşamında dikkat etmesi gereken kurallar şunlardır:
- Nakilden sonra ilk 6-8 hafta cinsel ilişkiye girilmemelidir.
- Eşlerden birinde akıntılı herhangi bir hastalık varsa mutlaka kondom (prezervatif) kullanılmalıdır.
- Enfeksiyon bulaşma riski fazla olduğu için evlilik dışı ilişkilerden mutlaka kaçınılmalıdır..
- Nakil sonrasında bayanlarda yumurtalıkların çalışması normale döndüğünden, istenmeden hamile kalınabilir. Doğum kontrol hapları damar problemlerine ve yüksek tansiyona ,spiral ise enfeksiyona neden olabileceği için en iyi korunma yöntemi erkeklerin prezervatif (kondom) kullanmalarıdır.
- Bayan hastaların, her yıl rahim ağzından (servikal smear) alınması ve testler yapılması gerekir.Yılda bir kez kadın doğum doktorları tarafından genel jinekolojik muayene ve meme muayenesinin yapılması gerekir.
- Erkek hastalar yılda bir kez üroloji doktorları tarafından testis ve prostat muayenesi yaptırmalıdırlar.
Sivilce ve Akne Bakımı
Kullandığınız steroid nedeniyle göğsünüzde, omuzlarınızda veya sırtınızda çok sayıda sivilceler oluşabilir. Cilt bakımında dikkat edilecekler;
- Sivilcelerin olduğu yerleri günde 2 kez uygun bir sabunla yıkanmalıdır.
- Her temizlemeden sonra sadece size ait olan bir havlu ile yada kağıt havlu ile kurulanmalıdır.
- Eğer cilt çok kuru ise su bazlı olan bir nemlendirici kullanılmalıdır.
- Eğer sivilcelerde bir düzelme olmuyorsa doktor kontrolünde uygun bir ilaç kullanabilir.
- Makyaj yapılmamalıdır. Çünkü makyaj gözenekleri kapatacağından sivilcelerin iyileşmesini azaltır.
- Sivilceler sıkılmamalıdır ve onlara mümkün olduğunca dokunulmamalıdır.
Hastanın cildinde kuruluk varsa banyodan sonra nemlendirici kullanılabilir .
Bahçe işleri yapılacaksa , eldiven giyilmelidir. Bu şekilde toprak yada bitkilerden mikroorganizma bulaşması engellenir.
Yüzde ve dudaklarda sulu kabarcıklar (uçuk) çıktığında , suçiçeği ve kızamık gibi hastalıklarda doktora başvurmalıdır.
Saç Bakımı
Steroid ve İmuran saç sağlığını olumsuz etkilediği için, perma yapılmasıve saç boyaları saçın kırılmasına ve dökülmesine neden olabilir. Steroid dozu 20 mg’ın altına düşene kadar bu tür işlemler yaptırılmamalıdır.
Kıllanma
Özellikle yüzdeki kıllanma kadınlarda oldukça rahatsız edici bir durumdur. Bu durum ilaç dozları azaltıldığında kendiliğinden düzelir. Kılları temizlemek için jilet kullanılmamalıdır. Jilet hem kıllanmayı artırır hem de kesiklere neden olabilir. Kesikler de enfeksiyon nedeni olabilir.
Güneşe Maruz Kalma
Prednizolon sizi güneşe daha duyarlı hale getirdiği için güneşe uzun süreli maruz kalmamaya dikkat edilmelidir.
Sigara
Sigara kesinlikle kullanılmamalıdır!
Akciğerlerde hasara neden olarak akciğer enfeksiyonları gelişmesine neden olur. Bu hastalıklar hem immünosupresif ilaçlar nedeniyle yaşamı tehdit edici olmakta hemde yeni kalbin ömrünü azaltmaktadır.
Sigarada kalp ve damar hastalıklarına neden olduğu gibi nikotin mide asit salgısını arttırarak ülsere de neden olabilir.
Alkol
Alkol karaciğeriniz için zararlıdır. Alınan bazı ilaçlar karaciğerde işlem gördüğünden alkol ile birlikte daha fazla hasar ve yetmezlik gelişebilir.
Aşılar
Çiçek, kızamık, kızamıkçık (rubella) veya canlı virüs içeren herhangi bir aşı asla yaptırılmamalıdır. Tetanoz tehlikesi varsa aşı yaptırmadan önce gerekli olup olmadığını sorulmalıdır. Bu karar yaralanmanın tipi ve yapılan son tetanoz aşısı tarihine göre verilir. Tetanoz aşısının koruyuculuğu 7-10 yıl arasında değişir.
Seyahatler
Kalp naklinden sonra seyahat edilmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Uzun mesafeli yolculuklar için doktora danışılmalı ve gidilecek yerde herhangi bir sorun geliştiğinde nereye gitmesinin daha uygun olacağı önceden öğrenilmelidir.
Yolculuklarda hasta yanında kullandığı ilaçlardan oluşan bir çanta bulundurmalı ve bu çantayı yanınızdan ayırmamalıdır..
POLİKLİNİK TAKİBİ
Poliklinik takiplerine düzenli olarak gelinmelidir.Kesinlikle kontroller aksatılmamalıdır.Hasta polikliniğe geldiğinde kilosu tartılacak, kan basıncı ve nabzı ölçülecek .Rejeksiyon, enfeksiyon ve organ fonksiyonlarının araştırılması için kan ve idrar tahlilleri istenecek, gerekiyorsa EKG ve EKO ile değerlendirilecektir. Polikliniğe herhangi bir ilaç almadan aç olarak gelinmelidir.
KARDİYAK TRANSPLANTASYON TAKİP PRENSİPLERİ
A)Hipertansiyon tedavisi
- Hipertansiyon tedavisinde ilk tercih edilecek grup kalsiyum kanal blokörleridir. Diltizem SR 90 mg tb 2x1 başlanır. Diltiazemin, ek bir fayda olarak serum siklosporin düzeyini %15-20 artırır.
- Hipertansiyon tedavisinde rutin kullanılmalıdır.
- Kalsiyum kanal blokörü ve ACEİ kombinasyonu ile kontrol altına alınamayan hasta grubunda tedaviye diüretik eklenir.
- Beta blokörler transplantasyon hastalarında hipertansiyon tedavisinde tercih edilmemelidir. Eğer mutlak endikasyon mevcutsa hastaya Karvedilol başlanabilir.
Siklosporinin nefrotoksisitesi bulunur. Serum kreatinin düzeyi 2 mg/dl’nin üzerine çıktığında siklosporin ve takrolimus dozu azaltılmalıdır. Benzer şekilde Amfoterisin B, aminoglikozidler, NSAİ ilaçlar ve baktrim nefrotoksisiteleri nedeniyle bu hastalarda kesilmeli ya da doz ayarlanmalıdır. Kalsiyum kanal blokörleri ve ACEİ preparatları kullanılmaya devam edebilir.
C)Hiperlipidemi tedavisi
Hiperlipidemi tedavisinde ilk tercih ilaç grubu statinlerdir. Hastaya Pravastatin ( Pravachol ) başlanır. Trigliserid yüksekliği mevcutsa Gamfibrozil (Lopid) verilmelidir. Gamfibrozil statin preparatları ile rabdomiyoliz riski nedeniyle kombine edilmemelidir.
D)Osteoforoz tedavisi
Hastaya yılda bir kez kemik dansitometrisi yapılır. Düzenli egzersiz yapması önerilir. 45 yaş üzerinde ve bayan hastalarda egzersiz özellikle önemlidir. Medikasyona kalsiyum ve vitamin D preparatları eklenir. Postmenapozal dönemdeki transplantasyon hastaları östrojen kullanmalıdır.