andoromedia
FD Üye
Kişilik bozukluğu, çeşitli türleriyle karşılaşılabilen bir tür psikolojik düzensizlik ve rahatsızlık halidir. Hastalık psikoloji ve tıp dünyasında borderline adıyla da anılmaktadır. Kişilik bozukluğu hastanın gündelik hayatını doğrudan etkileyebilen bir bozukluktur. Aynı zamanda kişilik bozukluğu tanısı koyulan birisi sosyal çevresiyle olan ilişkilerinde, iletişimde ve insanlarla olan bağlarında anlamlandırma ve bağlantı kurma konusunda çeşitli sorunlarla karşılaşabilir.
Tanı koyulmuş hastalarda sıklıkla denk gelinen yeme ve içme bozukluklarının yanı sıra, alkol ve uyuşturucu maddelere karşı ilgi de bu rahatsızlığın oluşturduğu etkiler arasında sayılabilir. Aynı zamanda maalesef tanılanmış hastaların çevrelerine ve kendilerine zarar verme eğilimlerinin bulunduğu da gözlemlenmiş konular arasında yer alır.
Kişilik bozukluğunun çeşitli türleri bulunmaktadır, bu türler arasında hastaların çeşitli benzer davranışları bulunsa da ayrımı sağlanabilen ayırt edici özellikleri de bulunmaktadır. Buna karşın psikolojik sorunların daha saydam ve soyut olduğunu unutmamak lazım. Eğer kendiniz ya da çevrenizle ilgili şüpheleriniz bulunuyorsa bir profesyonelden yardım almanızı özellikle tavsiye ediyoruz. Peki, bu tür ve çeşitler nelerdir?
Kişilik Bozukluğu Türleri ve Çeşitleri
Hastalık genel olarak 3 ana kümede ve bu kümelerin altında çeşitli alt türlerle birbirlerinden ayrışmaktadır. Tedavi süreçleri de, tanılar da benzer olsalar da bozukluk bulunan bireylerin çevrelerine önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluklar da kümelere ve alt türlere göre ayrışabildiğinden bilinçli bir hasta yakını tedavi ve rahatsızlığa sahip kişinin gündelik hayatında kritik farklar yaratabilir.
Ekstantrik kişilik bozukluğu kümesi, borderline bireylerde sıklıkla denk gelinen bir kümedir. Kümenin altında paranoid, şizoid gibi alt türlerle birlikte şizotipal kişilik bozukluğu da adını andırır. Bu kümede sosyal açıdan yalnızlık, paranoya ve batıl inançlara olan bağlılık kendisini belli etmektedir.
Dramatik kişilik bozuklukları kümesinde de yer alan pek çok hasta bulunmaktadır. Bu kümede sınırda kişilik bozukluğu olan hastalarla birlikte, nasisistik, histriyonik ve antisosyal kişilik bozukluğu alt türlerine denk gelmek mümkündür. Kümede kaygı bozukluğu ve sosyal yalnızlık seçimi sık sık görülüyor olsa da dürtüsel davranışın yoğunluğu da görülebilmektedir. Cinsel ve bağımlılık açısından kararsız hareket etmek kümenin genel özellikleri arasında sayılabilir.
Endişeli kişilik bozuklukları bir küme olarak karşımıza çıkar, paranoid alt türüyle benzerlik gösteriyor olsa da bir küme olarak kendi alt türlerini barındırır ve ayrışır. Bu kümenin alt türleri arasında çekingen, bağımlı ve obsesif kompulsif kişilik bozukluğu bulunur. Korku hali kümenin genelinde sıklıkla görülüyor olsa da bu durum zaman zaman bağımlılıkla, kimi zaman dürtülerle, kimi zamansa mükemmeliyetçi bir tavırla kendisini gösterebilir ya da yerini bırakabilir.
Rahatsızlık sevilen birisinin kaybıyla, büyük bir çöküşle ya da bir uyuşturucu maddenin kullanımıyla ortaya çıkabilir. Ancak ailede böyle benzer bir rahatsızlığın hikâyesi de nedenler arasında kabul edilmektedir. Hastalıkta erken teşhis ve müdahale tedavi açısından oldukça önemlidir. Bundan ötürü en yakın sağlık kuruluşundan destek aranılması gerekmektedir. Tedavi yollarında psikoterapinin oldukça önemli bir yer kapladığını söylemekte de fayda var.
Tanı koyulmuş hastalarda sıklıkla denk gelinen yeme ve içme bozukluklarının yanı sıra, alkol ve uyuşturucu maddelere karşı ilgi de bu rahatsızlığın oluşturduğu etkiler arasında sayılabilir. Aynı zamanda maalesef tanılanmış hastaların çevrelerine ve kendilerine zarar verme eğilimlerinin bulunduğu da gözlemlenmiş konular arasında yer alır.
Kişilik bozukluğunun çeşitli türleri bulunmaktadır, bu türler arasında hastaların çeşitli benzer davranışları bulunsa da ayrımı sağlanabilen ayırt edici özellikleri de bulunmaktadır. Buna karşın psikolojik sorunların daha saydam ve soyut olduğunu unutmamak lazım. Eğer kendiniz ya da çevrenizle ilgili şüpheleriniz bulunuyorsa bir profesyonelden yardım almanızı özellikle tavsiye ediyoruz. Peki, bu tür ve çeşitler nelerdir?
Kişilik Bozukluğu Türleri ve Çeşitleri
Hastalık genel olarak 3 ana kümede ve bu kümelerin altında çeşitli alt türlerle birbirlerinden ayrışmaktadır. Tedavi süreçleri de, tanılar da benzer olsalar da bozukluk bulunan bireylerin çevrelerine önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluklar da kümelere ve alt türlere göre ayrışabildiğinden bilinçli bir hasta yakını tedavi ve rahatsızlığa sahip kişinin gündelik hayatında kritik farklar yaratabilir.
Ekstantrik kişilik bozukluğu kümesi, borderline bireylerde sıklıkla denk gelinen bir kümedir. Kümenin altında paranoid, şizoid gibi alt türlerle birlikte şizotipal kişilik bozukluğu da adını andırır. Bu kümede sosyal açıdan yalnızlık, paranoya ve batıl inançlara olan bağlılık kendisini belli etmektedir.
Dramatik kişilik bozuklukları kümesinde de yer alan pek çok hasta bulunmaktadır. Bu kümede sınırda kişilik bozukluğu olan hastalarla birlikte, nasisistik, histriyonik ve antisosyal kişilik bozukluğu alt türlerine denk gelmek mümkündür. Kümede kaygı bozukluğu ve sosyal yalnızlık seçimi sık sık görülüyor olsa da dürtüsel davranışın yoğunluğu da görülebilmektedir. Cinsel ve bağımlılık açısından kararsız hareket etmek kümenin genel özellikleri arasında sayılabilir.
Endişeli kişilik bozuklukları bir küme olarak karşımıza çıkar, paranoid alt türüyle benzerlik gösteriyor olsa da bir küme olarak kendi alt türlerini barındırır ve ayrışır. Bu kümenin alt türleri arasında çekingen, bağımlı ve obsesif kompulsif kişilik bozukluğu bulunur. Korku hali kümenin genelinde sıklıkla görülüyor olsa da bu durum zaman zaman bağımlılıkla, kimi zaman dürtülerle, kimi zamansa mükemmeliyetçi bir tavırla kendisini gösterebilir ya da yerini bırakabilir.
Rahatsızlık sevilen birisinin kaybıyla, büyük bir çöküşle ya da bir uyuşturucu maddenin kullanımıyla ortaya çıkabilir. Ancak ailede böyle benzer bir rahatsızlığın hikâyesi de nedenler arasında kabul edilmektedir. Hastalıkta erken teşhis ve müdahale tedavi açısından oldukça önemlidir. Bundan ötürü en yakın sağlık kuruluşundan destek aranılması gerekmektedir. Tedavi yollarında psikoterapinin oldukça önemli bir yer kapladığını söylemekte de fayda var.