Kolera nedir?
Doğal afetlerden etkilenen ve savaşan toplumlar ile yoksul kalabalık gruplarda kolayca yayılarak ölümcül etkilere neden olan kolera hastalığı, vibrio cholerae bakterisinin ince bağırsakta oluşturduğu bir enfeksiyondur. Vibrio cholerae, ince bağırsakta protein yapıya sahip ve enterioksin adı verilen bir zehir üretir. Enterioksin, ince bağırsakların duvarında yer alan epitelyum hücrelerinden adenil sikloz adlı bir enzimin salgılanmasına neden olur. Bu enzim sikloz endorozinin 3,5 monofosfat adlı bir maddenin üretimini artırarak vücut sıvısının boşluğa geçmesine sebep olur. Vücuda alınan sıvı ve elektrolitler ince bağırsaklardan geri emilmeden dışarıya atılır ve ciddi hastalık belirtileri patojen bakterinin vücuda alınmasını takip eden ilk 6-48 saat içinde kendini göstermeye başlar.
Kolera belirtileri nelerdir?
Kolera hastalığının ilk belirtisi şiddetli ishaldir. Çok sulu ve ağrısız olarak başlayan ishale kusmada eşlik ettiğinde koleradan şüphelenmeye başlanır. Bu belirtilere ek olarak;
- Sıvı kaybından dolayı şok,
- Karın ağrısı ve karın şişliği,
- Kusma ve ishal nedeniyle vücuttan elektrolitlerde de kayıp yaşanır ve buna bağlı olarak kas krampları gelişir,
- Solunum yetersizliği ve morarma,
- Ağızda kuruluk ve koleraya özgü kısık ses,
- Gözler çöker, karın çöker, cilt kırışır,
- Düşük tansiyon, bitkinlik, halsizlik ve inleme,
- Nabız yükselmesi,
- Aşırı susama.
Kolera nedenleri nelerdir?
Kolera hastalığının nedeni vibrio cholerae olarak adlandırılan patojen bir bakteridir. Kanalizasyonun içme suyuna karışması, hastalığın en önemli yayılma sebeplerinden biridir. Mikrobun karıştığı suyun içilmesi ya da kullanılması vücuda girişi için yeterlidir. Kirli su ile sebze ve meyvelerin yıkanması, sebze ve meyvelerin yıkanmadan tüketilmesi koleranın bulaşma nedenleri arasında yer alır. Kolera hastasının kullandığı tabak, bardak, çatal ile yemek yemek, havlusunu kullanmak, çamaşırlarını giymek hastalığın bulaşmasına neden olur. Kâğıt paralar ve karasinekler de koleranın yayılmasında önemli rol oynar. Az pişmiş ve çiğ deniz ürünlerinin tüketilmesi de kolera hastalığına yakalanma riskini yükseltir.
Kolera tanısı nasıl konulur?
Koleranın kuluçka süresi 6 saat ile 48 saat arasında değişir. Ağrısız bir ishal vardır ve dışkı bağırsaklardan boşalma şeklindedir. Kokusuz ve pirinç suyunu andıran dışkıda pirinç tanelerine benzeyen beyaz maddeler bulunur. Koleralı hastanın kusması da fışkırma şeklindedir. Vücut sıcaklığı 32-35 dereceye kadar düşebilir ve hastaların %10’luk bir kısmında böbrek yetmezliği görülür. Az idrar çıkarma (oligüri) ya da hiç idrar çıkaramama(anüri) durumu gözlenir. Anüri durumu 24 saatten fazla sürerse hasta kaybedilebilir. Koleradan şüphelenilen hastanın dışkısı laboratuvara gönderilir ve mikroskop altında ilk anda çok hızlı hareket eden basiller gözlenir. Kesin tanının konması için dışkı kültürü yapılır. Kültür içinde çoğalan bakteri eğer toksin üretiyorsa büyük çaptaki salgınların habercisi olabilir.
Kolera tedavi yöntemleri nelerdir?
Kolera hastalığı tedavisi için ilk yapılması gereken kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konmasıdır. Hasta acilen hastaneye yatırılır ve damar yolu açılarak sıvı ve ile tedavisine başlanır. Koleraya neden olan ince bağırsaktaki bakterilerin dışarı atımının gerçekleşmesi için zamanında ve doğru yapılan müdahalenin önemi büyüktür. Hastaya paketlenmiş, şeker ve tuz içeren oral rehidrasyon çözeltisi bol bol içirilir. Damardan uygulanan sıvı tedavisi hastaların % 99'unu iyileştirici etkiye sahiptir. Kolera aşısı özellikle salgın dönemlerinde oldukça önemlidir. Aşı %50 oranında hastalıktan korur. Kolera hastalarının durumu normale dönse bile patojen bakterinin vücuttan atımı 7 gün daha sürer. Bakterinin vücuttan tamamen atıldığını anlamak için 24 saat ara ile 2 dışkı kültürü alınması gerekir. Her iki kültürün de negatif olması bakterinin tamamen dışarı atıldığının göstergesidir.