Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

kurtuluş yıllarında Anadolu'da neler oldu ?

kurtuluş yıllarında Anadolu'da neler oldu ?

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
kurtuluş yıllarında Anadolu'da neler oldu ?

I Dünya Savaşı'nda dört sene savaşan Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesinden sonradan Türkiye'nin kurtuluşu için yapılan Milli Kurtuluş Savaşı'nın kaynakları her bakımdan fazla kötü durumda idi Balkan Savaşı ve I Dünya Savaşı peş peşe gelince 1918 sonunda mütareke imzalandığında Türkiye altı yıl savaşmıştı Bu savaşlar zaten finansal ve idareli yönden perişan olan Türk kaynaklarını tüketmişti Mondros'tan sonra artık Arapların yaşadığı topraklar İmparatorluktan ayrılmış, hem ülkenin en verimli toprakları dört yandan işgal edilmişti Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı Devleti 2850000 kişiyi silah altına almıştı Yararlanabildiği nüfusu o tarihte 15 milyon değin olduğuna göre, bu sayı yaklaşık beşte bir oluyordu Bu büyük savaşta 325000 şehit 400000 yaralı 250000 esir verilmişti Salgın hastalıklardan ölenler ve göçler sırasında Türk halkındaki kayıplar toplanınca Türkiye'nin savaş kayıpları milyonla belirtilir Birinci Dünya Savaşı sonunda Türkiye'nin nüfusu, idareli,finansal kaynakları yeni bir savaşı kaldıramayacak durumda görüldüğü için, ülkenin kurtuluşunu İngiliz, Amerikan mandalarında arayanlar çıktığı gibi yöresel kurtuluş çareleri arayan Müdafaai Hukuk hareketi de oluştu
Nüfus
Osmanlı İmparatorluğu'nda bütün dinç bir nüfus sayımı yapılmadığı için nüfus konusunda yeterli data bulmak muhtemel olamamaktadır 1902'de kabul edilen Sicil Nüfus Nizamnamesi(Nüfus Sicil Yönetmeliği) gereğince 1905'de nüfus sayımı yapıldı Ancak bu sayıma Arap vilayetlerinin birçok (Hicaz, BağdatBasra, vs) ve Doğu illerinin çok ilkel durumda yaşamış aşiretleri alınamamıştı Bu durumda Osmanlı İmparatorluğu'nun nüfusu 1914 yılında 18520016 dolaylarında idi Mondros Ateşkesi'nin imzalanmasından sonra Halep, Suriye, Beyrut nüfusları toplamı olan 2805534'ü bu sayıdan fikir 16714428 kalıyordu Ayrıca Türk Ordusu'nu arkadan vurdukları ve iç güvenliği bozdukları için 700000 dek Ermeni de sınır dışı edilmişti bunun dışında ülkede Rum, Ermeni, Musevi, Latin, Bulgar, Sırp ve Ulahların nüfus toplamı 3314965 idi Bunlar da genel nüfustan düşülünce İstiklal Savaşı'nın başladığı tarihte Türkiye nüfusu 13 milyon kadardı Ancak İzmir ve Batı Anadolu (3365308) ve Trakya(546280) Yunan işgali aşağı idi Buraların nüfusundan yararlanmak da mümkün olmuyordu Bu bakımdan yararlanılabilen nüfus toplamı 9000000 kadardı Ama, bu nüfus, arzu, her çeşitlilik, gereksinim malzemesinin yokluğu, salgın hastalıklar (kolera, tifüs, tüberküloz, sıtma, çiçek, firengi, vb) yüzünden perişan durumda idi Savaştaki insan kayıpları yüzünden erkek nüfusunun 1835 yaş grubunda büyük açık oluşmuştu Toplumun üretici ve tüketici oranı bozulmuş, tüketici olan çocuk, yaşlı ve kadın nüfusu artarken üretici yaş grubundaki düşüş üretime ve ekonomiye kötü etki yapmıştı Ülkenin en okumuş tabakası olan yerine koyma subaylar savaşta ağır kayıplar vermişti
Hesaplı Şart
Birinci Dünya Savaşı'nda ülkenin gençleri üretim alanından alınıp cepheye gönderilince, bu nüfusun tüketici duruma gelmesi sebebiyle üretimde büyük düşüş oldu Her ne kadar kadınlardan üretimde adet edinmek yoluna gidildiyse de ihtiyacı karşılayamadı Savaş ekonomisi kuralları uygulandığı için, ülkenin bütün kaynakları ordunun gereksiniminde kullanıldı Yatırımlar durdu Bunun yanı sıra finansal buhran, enflasyon daha çok arttı Savaş bittiğinde Kapitülasyonlarve Duyunu Umumiyeyeniden devreye girdiler
Mondros Ateşkesi'nden sonradan ülkenin en verimli toprakları ve gelişmiş şehirleri işgal edildiler Yunanlıların da İzmir ve Ege Bölgesi'ni işgal etmeleri üzerine, bu kent ve yörelerin üretiminden ve vergilerinden faydalanma olanağı bulunamadı Bu Nedenle nüfus kaynağının yetersizliği yanı sıra, en bereketli ve zengin ticari şehirlerin de düşman işgalinde bulunması yüzünden, İstiklal Savaşı her tarafında ordunun insan kaynağı ve bunların beslenmesi, giydirilmesi, her türlü bakımı, tabanca ve cephane sağlanması, maaş ve diğer masrafların karşılanması için geri kalan, çoğu yoksul, üretimi fazla düşük topraklardan ve minik ticari işletmelerin bulunduğu şehirlerin kaynaklarından yararlanıldı insan ve dağıtılmış imal mallarından yararlanılan vilayet ve sancaklar fazla azdı Doğu Anadolu'dan (Birinci Dünya Savaşı'nda Rus ve Ermeni işgaline uğramış, nüfus içerilere göç etmiş olduğu için biçare durumda idi) yararlanmak olası olmadı Değişik yiyecek ve malzemeyi taşımak çok güçtü Bu sebeple buradan ancak silah ve cephane taşınabildi Ulusal Savunma Bakanlığı 1921 yılı sonunda bütün illerin hesaplı durumunu öğrenmek için data istedi Menteşe, İzmit, Bolu, Eskişehir, Afyon, Teke, Kastamonu, Ankara, Konya, Niğde, Silifke, Samsun, Sivas, Kayseri, Trabzon, Elazığ, Erzurum, Diyarbakır, Bitlis, Van, Kars ve Ardahan'dan gelen raporlar bu yörelerin zirai ve hayvancılıkla ilgili imal mallarına sahip olduğunu gösteriyordu Kıymetli madenlerin üretimi çok düşük olduğu gibi, işletmeciliğinin büyük kısmı yabancıların elindeydi En önemli maden olan kömürün 1921 yılında üretimi 342041 ton, 1922'de ise 410000 ton idi Ama kömürün bulunduğu Zonguldak bir vakit Fransız işgalinde kalmıştı
Yollar ise fazla kötü durumda idi Karayolları şose ve toprak olup, kullanılamayacak durumdaydı Bu yollarda kullanılan ulaşım araçlarının birçok, ilkel araçlardı Cephane Arabası, iki ya da dört tekerlekli atlı arabalar, deve, eşekle, taşımacılık yapılıyordu Bunlar durumlarına kadar 100140 km arası tartma taşıyabiliyorlar ve günde (cephane arabası 1520 km) 1540 km arası gidebiliyorlardı Kamyon ve sözde motorlu araçlar yok denecek kadar azdı
Demiryolları İstanbulBağdat hattı ve diğer hatlardan oluşuyordu İzmit'e dek İngiliz işgalinde idi Eskişehir'de bulunan İngilizler, Türk kuvvetlerinden kaçarlarken üç tren kullandılar İşletme veznesindeki 20000 lirayı önemli memurları ve 13 lokomotif ve 100'den çok vagonu da beraber götürdüler Ulusal kuvvetlerin elinde OsmaneliEskişehir (118 km), EskişehirAnkara (268 km), KonyaUlukışla (237 km) hatları vardı Bunlar toplam 1000 km değin tutuyordu Bu hatlarda ise kömürlü 15 ve mazotlu 5 Lokomatif ve 717 değin vagon vardı M Kemal Paşa 25 Mart 1920 tarihinde bu hatlara el koydurtarak askeri idare altına aldırttı Oysa EskişehirKütahya Savaşları sırasında kömür olmadığı için odun ve hatta vagonlar yakılarak nakliye yapılmaya çalışıldı
Fakat taşıma yetersizliği ve haberleşme olanaksızlıkları yüzünden Eskişehir'de çok araç gereç kaldı Sakarya Savaşı sırasında bu hatta günde ama 320 ton malzeme taşınabildi Büyük Taarruz öncesi ise 600 tona, ara sıra de 900 tona ulaştı
Deniz taşımacılığı, özellikle yurt dışından gelen malzemenin taşınması için büyük önem taşıyordu Osmanlı Donanması İtilaf Devletleri'nin elinde bulunuyordu Bu sebeple İstiklal Savaşı baştan başa TBMM çok sınırlı olanaklarla çalıştı 24 Ağustos 1920'de Mili Savunma Bakanlığı Umuru Bahriye Müdüriyetikuruldu Eylül 1920 tarihinden itibaren Rus limanlarından başlayan taşımada sivil motorlar çalıştılar Öteki yandan Samsun'da Deniz Harp Okulu kuruldu, fakat oysa altı ay çalışabildi Birkaç gemiyle başlayan bu ulaşım Rusların yardımı ile güçlendi
Heyeti Temsiliye Dönemi
Yunan işgali ve M Kemal Paşa'nın Anadolu'ya çıkıp, Milli Mücadele'ye başlaması aynı tarihlere rastlıyordu Bu sebeple M Kemal Paşa Erzurum'dan itibaren Heyeti Temsiliye'nin kurulması ile birlikte, parasal kaynak bulgu sorunlarıyla karşılaşırken; Yunan işgaline aleyhinde direnişi başlatan Kuvayı Milliyecilerin de insan ve para kaynağı bulmaları gerekiyordu Bu iki durum Sivas Kongresi'nde M Kemal tarafından birleştirildi
M Kemal Paşa Anadolu'ya 16 şahsiyet bir heyetle gelmişti Başlangıçta bu heyetin masrafları, peşin alınan üç aylık ödenekleri ile karşılanabilmişti Fakat Amasya Genelgesi'nin duyulmasından daha sonra İstanbul Hükümeti kendisini görevden aldı Bu sebeple masrafların karşılanması zorlaştı Amasya'dan Erzurum'a ise M Kemal Paşa'nın biriktirdiği 800 lira ile gidildi Erzurum Kongresi'ne gönderilen delegelerin masrafları, gönderen ilin Müdafaai Hukuk gruplarınca karşılandı Erzurum Müdafaai Hukuku ise , ev sahibi olarak masrafları üstlendi Erzurum Şubesi Erzurum halkının manevi desteği yanı sıra, maddi yardımda bulunmasını şükranla anıyordu Kongre giderlerinin ve temsilcilerin ağırlanması için toplanan para 1500 liraydı Kongre sona erdiğinde kasada 80 lira kalmıştı M Kemal Paşa Erzurum'da askerlik mesleğinden ayrıldığından, kendisinin ve yanındakilerin Erzurum'dan Sivas'a gitmeleri için para bulmak gerekiyordu Yine De Heyeti Temsiliye Başkanı olduğundan mevzuat gereğince masrafların Vilayeti Şarkiye Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nce karşılanması gerekiyordu, lakin kasada 80 lira kalmıştı M Kemal Paşa'nın bu sıkıntılı hemencecik, Emekli Binbaşı Süleyman Bey (60 yaşında), Cemiyet'e, Ulusun selametinden başka bir dileğim değil Bu parayı size veririm Lakin bu parayı verdiğimizi ne Paşa ne de diğer kimse bilmeyecek, ileride Müdafaai Hukuk'un parası olursa verirsiniz, olmazsa helal olsundiyerek biriktirdiği 900 lirayı verdi İşte M Kemal Paşa ve yanındakiler Erzurum'dan bu para ile yola çıktılar
Sivas Kongresi'ne katılan delegelerin masrafları Müdafaai Hukuk örgütlerince karşılandı Ama bazı yerlerin temsilcileri, temsilcisi oldukları şehirlerde anlaşmazlık olduğundan kendi paralarıyla geldiler Sivas'a gelen temsilcilerin barındırılma ve yemek yemek ihtiyaçlarını Şekeroğlu İsmail Efendi karşıladı 28 delegeyi 32 gün ağırladı Sivas Kongresi'nde seçilen Heyeti Temsiliye'nin de parası yoktu Erzurum'da alınan para tükenmişti Rauf Bey 100 altın vererek bir vakit ihtiyacı giderdi Sivas'tan Ankara'ya değin aynı sorunlar devam etti Ankara'da TBMM'nin açılması ile yeni dönem başladı Meclis'in açılışına kadar ise 2 Kolordu Komutanlığı masrafları karşıladı
Kuvayı Millîye Dönemi
Yunan işgali ile birlikte Batı Anadolu'da başlayan Kuvayı Milliye kuruluşları insan, finanse etmek için çeşitli yollara başvurdular Balıkesir Kongresi'nde alınan kararlarla, levazım örgütleri ve Milli Menzil Müfettişliği kurulması yerinde bulundu Halktan tabanca ve para yardımı alınması esasa bağlandı Nazilli Kongresinde ise, cephelere tatmin edici asker ve malzeme yollanması, bunların masraflarının karşılanması için halktan para ve ayni destek alınmasına ve bu işlerin yürütülmesi mücahit başkanlarının yetkisine bırakıldı Alaşehir Kongresi'nde ise ulusal ve genel seferberlik ilanı kararı alındı Asker ve para toplamakla yetkili kurulların çalışmasının devamı yerinde bulundu Bu kongrelerde Batı Anadolu Kuvayı Milliye'sinin bir otorite altına alınması, asker, para ihtiyacının karşılanması için fazla manâlı kararlar alındı Batı Anadolu Kuvayı Milliyesi, Sivas Kongresi'nde Ali Fuat Paşa'nın Kuvayı Milliye Komutanlığı'na atanması ile birleşti
Gerek şehirlerde gerekse köylerde kurulan heyetler, Kongrelerin kararlarını gerçekte büyük güçlüklerle karşılaşmadılar Lakin başlıca güçlük, eşkıyadan oluşan Kuvayı Milliye birliklerinin bir düzene konulamaması ve bunların başlarında bulunanların kendilerini Kongrelerin kararlarına emrindeki saymamaları yüzünden kendi başlarına hareket etmelerinden doğuyordu Eşkıyalıktan gelen bu örgütler, cephe gerisinde halktan, ihtiyaçlarından daha fazla para ve dağıtılmış malları cebren almışlar bu sebeple birçok durum çıkmıştı Bunların içinde, kendi başına buyruk ve kendi yöntemleriyle çalışarak yörelerinde yaklaşık olarak mutlak baskın duruma gelmiş olan Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe manâlı yer alırlar
Ethem, 1919 Haziran'ından itibaren Yunanlılara karşı Salihli yöresinde silahlı direnişe başladı Eski İzmir Valisi Rahmi Bey'in oğlunu kaçırarak 50000 lira karşılığında özgürlük bıraktı Bu para doğru kuvvetlerinin uzun süre ihtiyacını karşıladı Kuvayı Milliye komutanlarının halktan Nakti ve Aynitakviye almaları ile silâh, mühimmat, ve askerlerinin beslenmesi, ikamet masrafları karşılanıyordu Ethem'in başvurduğu bu yöntem Demirci Mehmet Efe ve bazıları tarafından kullanılıyordu Bu durum Milli Mücadele'ye karşı olanların, Padişah'ın asker toplamayı ve ödenti almayı yasakladığı propagandalarını yapanların halkı isyana kışkırtmasına yol açıyordu Halktan toplanan paraların nasıl ve nerelere harcandığını atamak ise muhtemel değildi Ethem ve onun gibi çalışanlar emirlerindekilere ücret verdikleri için 1920 yılı sonunda bu birliklerin düzenli ordu durumuna geçirilmesinde büyük güçlüklerle karşılaşıldı
Güney Anadolu Kuvayı Millîyesi ise Batıdaki gibi değildi Tam bir insanlar savaşı veriliyordu Savunma savaşları yapan şehirler kendi kıt olanakları ile savaşı sürdürdüler Maraş'ın savunmasından sonra, şehir çok yoksul düşmüş olduğu için M Kemal Paşa 10 Şubat 1920'de 12 Kolordu Komutanlığına dikte vererek, toplanacak para yardımının Maraş Müdafaai Hukuku'na verilmesini bildirdi Bu yörede de silâh ve mühimmat yokluğu fazla duyuldu Kuvayı Milliye'nin desteklenmesi için zenginlerin ve halkın fedakârlıkları ile toplanan yardımlar yardımcı oldu Antep Savaşı BMMnin açılmasından sonra da sürdü Lakin yol olmadığı için Antep'e tatmin edici takviye yapılamadı 18000 Antepli yiyecek bulamadıkları için ot kökü ve ağaç kabukları, zerdali çekirdeği yemek yemek zorunda kalmışlardı Sonunda açlık ve cephanesizlik yüzünden teslim oldu
TBMM Dönemi Finansal Kaynakları
İstiklal Savaşı'nın koskocoman yokluklar içinde başladığını gördük Ekonomik çökme BMM'nin açıldığı sırada Meclis'in para bulmakta büyük sorunlarla karşılaşmasına yol açtı Mebusların oturduğu yerler bile bin türlü güçlükle sağlanabildi Yemekleri askerlere pişen yemek ile aynıydı Cephedeki askerin bezginlik çekmemesi için her türlü sıkıntıya göğüs geriliyordu Meclis tutanakları, uygulama kağıtlarına yazılıyor, mektup zarfları tekrar tekrar kullanılıyordu
Meclis'in açıldığı tarihte en büyük sorun bütçe hazırlamaktı Yeni bir bütçe aranje etmek uzun zaman alacağı için, Meclisi Mebusan göre çıkarılan bütçenin 1920 yılının Mart ve Nisan ayına ait olan kısımları geçici bütçe olarak kabul edildi Bütçe hazırlanamadığı için geçici bütçeler (avans kanunları biçiminde) gerçekleştirmek yoluna gidildi 1 Mayıs31 Ekim 1920 tarihleri aralarında birincil altı aylık dönem için 30000000 lira harcama yetkisi tanındı Bunun 10775303 lirası Milli Savunmaya aitti Mayıs l920'de değişik illerden toplanan para oysa 20479 lira idi Cephelere araç gereç taşınması için 250 lira masraf yapılmasına bile M Kemal'in imzası gerekmişti Mayıs ayı sonunda Niğde'den 100000 ve Kastamonu'dan gelen 200000 lira büyük para sayılmıştı Maliye bu paraları fazla tedbirli bir şekilde harcıyordu Subayların 614 ay ücret alamadıkları bir sırada bu paralar silah ve cephane için kullanılıyordu Ekim ayında ikinci bütçe hazırlanmasına başlandı Ama araştırmalar sürdüğü için KasımAralık ayları için 11923400 liralık geçici bütçe ile harcama yetkisi tanındı OcakŞubat 1921 ayları için de 10300000 liralık (300000 lirası fakir köylüye takviye idi) masraf yetkisi tanındı 1920 yılı esas bütçe kanunu ise ancak 28 Şubat 1921'de, yani mali yılın bitmesine iki gün kala kabul edildi Bu kanunla kazanç arttırıcı yollar aranırken, Kuvayı Milliye ve Müdafaai Hukuk Cemiyetlerinin ve Birlik Komutanlarının, halktan kazanç toplamaları da yasaklandı Bütçe gelirleri 61388626 lira, giderler ise 63018358 liradır Açık 11629732 lira yani % 20'ye yaklaşmaktadır Mali kaynak temin etmek için Duyunu Umumiye ve Tütün Rejisi İdareleri ve Osmanlı Devleti'ne ait borç ödemeleri barışta ve yalnız Misakı Milli sınırlarına düşen hisseye ait olanının ödenmesi koşuluyla durduruldu Ama bu kurumların TBMM'nin bulunduğu yerlerde devlet kuruluşlarına zarar vermeden çalışmalarına müsade verildi Osmanlı Bankası'ndan geçici avanslar alınması kabul edildi Savaş yılları içinde, olağanüstü sebepler dolayısıyla, devlet harcamaları kısa vadeli avans kanunlarıyla yapılırken, gelirler gelir kanunlarına kadar yapıldı
Meclis açılır açılmaz ele alınan konuların başında kazanç kaynağı bulmak geliyordu Ama aidat ve asker toplanabilmesi için, Meclis'in Anadolu'da otoritesinin kurulması gerekliydi Ancak Meclis'in açıldığı tarihte Anadolu'nun çoğu uygun iç ayaklanmalar çıkmış ve sürmekteydiler Bu sebeple buralardan vergi olmak mümkün olmuyordu Meclis'in 24 Nisan 1920'da birincil ele aldığı kanun Ağnam Devlete Ait(Hayvanlar Vergisi) ile ilgili kanun oldu Ağnam Devlete Ait'nin önceden olduğu gibi dört kat alınması kabul edildi Duyunu Umumiye gelirlerine el kondu Birincil kazanç getirici kanun 28 Temmuz 1920'de kabul edildi Anadolu'ya getirilen mallardan vergi alınması için, gümrük vergisi beş kat arttırıldı daha sonra Zonguldak yöresinden çıkartılan kömürden gümrük vergisi dışarıya, ayrıca ton başına 23 lira arası ihracat vergisi alınması için kanun çıkartıldı Pul gelirleri için Maliyeye yetki tanındı İhracat vergisi öteki mallara da uygulanmaya başlandı Öteki yandan 1914 tarihli Gelir Vergisi Kanunu'ndaki oranlar 510 misli arttırıldı Tüm bu gelir kaynağı bulmaya yönelik çalışmalarda köylüyü aidat yükü altına sokmamaya büyük itina gösterildi Kazanç kaynağı aranırken tasarruf önlemleri de alındı Mebus ücret ve yolluklarından ücret kesildi boşu boşuna soba ve geceleri lamba yakılmaması, kışın öğlen saatlerinde çalışılıp, gündüzden yararlanılması, patavatsız telgraf haberleşmelerinin yapılmaması gibi yöntemler uygulanırken, 14 Eylül 1920'de Meni Müskiyrat(içki yasağı) ve 25 Kasım 1920'de de Meni İsrafat(israfı müdahale etme) kanunları kabul edildi
1920 yılı bu önlemlerle geçirildi 1921 yılı ise İnönü, EskişehirKütahya ve Sakarya Savaşları'nın yapıldığı yıl olduğu için, para sıkıntısı en üst düzeye ulaştı Cephane ve araç gereç yokluğu I İnönü Savaşı'nda kendini gösterdi 10 Ocak günü cepheden, mühimmat olmadığı için yenilmek üzere olunduğu haberleri geliyordu Fevzi Paşa cephe Komutanı'na telgrafla Size bir tren cephane gönderdim Elinize varıncaya kadar mukavemet imkanını tedarik edinizyanıtını verdi Oysa bir kaç sandık cephane ancak bulunabilmişti Bu çaresiz durumda askere moral gönderen Fevzi Paşa'nın gözyaşlarını tutamadığı acı bir gerçektir II İnönü Savaşı da aynı kıt olanaklarla sürdürüldü EskişehirKütahya taarruzuna başlayan Yunanlıların ordularını ve kaynaklarını iki kat arttırmalarına karşılık Türkiye'nin kaynakları bu hıza yetmedi Bu sebeple Başkomutan Tekâlifi Milliye Emirleriile yeni bir kazanç kaynağına başvurup, halktan bir çift çoraba dek vergi olmak zorunda kaldı Sakarya Savaşı bu yöntemlerle kazanıldı
1921 yılı bütçe giderleri yalnız ordu için 45000000 liraya gereklilik gösteriyordu Fakat varsayım edilen gelir 55000000 lira idi Gerçek ihtiyaçlar için ise 81000 000 lira gerekliydi Daha başlangıçtan açık 26000000 lira olarak görülüyordu 1921 yılı da avans kanunları ile geçiştirildi Bütün bütçe yapılamadı Bütçe kanunu ise oysa yılın sonuna içten kabul edildi Buna tarafından 52285000 kazanç, 77325399 lira gider vardı Açık ise 25039899 lira idi Birçok giderden tasarruf yapılmaya çalışıldıysa da açık kapanamadı Bu sebeple dış para yardım kaynaklarına başvuruldu
1922 yılında da, daha önceki yıllarda olduğu gibi toplu bir bütçe yapılmayıp, avans kanunları ile finansal şart yönetildi Belirli bütçe oysa finansal sene sonunda ortaya çıktı 22 Şubat 1923'de kabul edilen kanuna göre bütçe 87735 lira olup Ulusal Savunma'Bütçesi 49207924 lira idi *
 
858,507Konular
982,858Mesajlar
33,082Kullanıcılar
iptvmaSon üye
Üst Alt