nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,677
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 61
Luc Irigaray Kimdir Hayatı,
Luc ırigaray Kim,
Luc Irigaray Hakkında Data
Luc Irigaray; Çağdaş Fransız feminist düşünürdür
Felsefeye psikiyatri ya da psikoloji alanından gelen Irigaray çağın önemli kadın düşünürlerinin başında kazanç Derrida'nın metafiziğin gerekli kıldığı depresyon ve marjinalleştirmelere dair açıklamasından ilham alan Irigaray tüm dikkatini kültür kadar zorlama altına alınana yöneltmiştir O nitekim, kadının lüzum metafizik ya da felsefede ve gerekse de kültürde dışlanmış olduğunu öne sürer Bayan Batı'nın kültürel imarjinerinde var değildir Batı kültürü Freud ’un Totem ve Tabu ’sunun baba katlinden fazla daha eski olan bir ana katli üzerine inşa edilmiştir
Buna kadar, Irigaray öncelikle felsefe tarihinde unutulmuş olan kadını arar O bu bağlamda, görme duyusundan, nesne bilgisinden uzaklaşan ve özü varlığın, formu gerçekliğin ölçüsü yapan Platon ’dan başlayarak, günümüze dek olan bütün bir Batı felsefesi geleneğini eleştirir Irigaray bununla da kalmayıp, dildeki cinsel yönelimleri araştırmıştır Kadının fallik olan dilde temsil edilmediğini öne süren filozofa kadar, iletişimde bulunmak ve başkalarıyla ilişki kurabilmek, yani sosyal yapabilmek için kadınlar ya erkeklerin dilini konuşmak ya da kendi dillerini yaratmak zorundadırlar Geleneğin kendisini yetersiz bir Gestalt, erkek öznenin uçuk, akıldışı, hiçbir süre tam olamayan bir yansıması olarak gördüğünü söylediği kadının dilde temsil edilmediğini tekrar tekrar ifade eden Irigaray, özgül kadınca söylemin eskiyeni sözlerini etken düzenin dağıtılmış şekillerde yıkıldığı köşe taşlarına yerleştirmeye çalışmıştır Buna tarafından, o bayan cinsel organının biçimiyle ilgili ayrı yapılar ortaya atarak psikanalizin fallüsüyle alay etmiş, erkek düşüncesinin bayan için aynada oluşturduğu imgeyi parçalamaya veya boşaltmaya kalkışmıştır
Irigaray benzer şeyin kadının sosyal statüsü için de geçerli olduğunu dile getirdikten daha sonra, kadının erkeğin, erkeğin de kadının uygun hiçbir vakit olamayacağı bir çeşitlilik etiği geliştirmiştir Bir cinsel çeşitlilik etiğinin kadın jeneolojileriyle olan bağlarını tekrar kurması gerektiğini savunan Irigaray ’a tarafından, kadının jeneolojisini yeniden inşa etmek ya da yeniden can vermek, bastırılmış kadını desteklemek, ona bir ifade imkanı kazandırmak, kendine özgü kültürünü iade etmektir O kadınların son yıllarda kazandıkları hakların büyük bir bölümünün onların erkek postuna bürünmelerine müsade veren haklar 9lduğunu iddia eder Ona tarafından, eşit haklara sahip olma ve hukuk düzeninin objektif olduğu mitosuna karşısında, farklılık, ilk olarak haklarda kadınlar için ayrılık yapılmasıyla bariz ışık halkası getirilmelidir Zira bu durumda yapılan olağan hukukun erkek ,damgalı şekli karşısında kadınları eşitliğe sıkmak olacaktır İkinci olarak da, cinslerin hukukta ilk kez kendilerini göstermeleri gerekmektedir
Parlern Est Pas Jamais Neutre(Asla Yansız Olmayan Söylev), La Sexe linguistique(Linguistik Cinsiyeti), Sexes et Geneologies(Cinsiyetler ve Ata kütükleri), Je, tu, nous: Pour une Culture de la Diffarance(Ben, Sen, Biz: Bir Farklılık Kültürüne Dürüst) isimli eserleriyle ünlüdür *
Luc ırigaray Kim,
Luc Irigaray Hakkında Data
Luc Irigaray; Çağdaş Fransız feminist düşünürdür
Felsefeye psikiyatri ya da psikoloji alanından gelen Irigaray çağın önemli kadın düşünürlerinin başında kazanç Derrida'nın metafiziğin gerekli kıldığı depresyon ve marjinalleştirmelere dair açıklamasından ilham alan Irigaray tüm dikkatini kültür kadar zorlama altına alınana yöneltmiştir O nitekim, kadının lüzum metafizik ya da felsefede ve gerekse de kültürde dışlanmış olduğunu öne sürer Bayan Batı'nın kültürel imarjinerinde var değildir Batı kültürü Freud ’un Totem ve Tabu ’sunun baba katlinden fazla daha eski olan bir ana katli üzerine inşa edilmiştir
Buna kadar, Irigaray öncelikle felsefe tarihinde unutulmuş olan kadını arar O bu bağlamda, görme duyusundan, nesne bilgisinden uzaklaşan ve özü varlığın, formu gerçekliğin ölçüsü yapan Platon ’dan başlayarak, günümüze dek olan bütün bir Batı felsefesi geleneğini eleştirir Irigaray bununla da kalmayıp, dildeki cinsel yönelimleri araştırmıştır Kadının fallik olan dilde temsil edilmediğini öne süren filozofa kadar, iletişimde bulunmak ve başkalarıyla ilişki kurabilmek, yani sosyal yapabilmek için kadınlar ya erkeklerin dilini konuşmak ya da kendi dillerini yaratmak zorundadırlar Geleneğin kendisini yetersiz bir Gestalt, erkek öznenin uçuk, akıldışı, hiçbir süre tam olamayan bir yansıması olarak gördüğünü söylediği kadının dilde temsil edilmediğini tekrar tekrar ifade eden Irigaray, özgül kadınca söylemin eskiyeni sözlerini etken düzenin dağıtılmış şekillerde yıkıldığı köşe taşlarına yerleştirmeye çalışmıştır Buna tarafından, o bayan cinsel organının biçimiyle ilgili ayrı yapılar ortaya atarak psikanalizin fallüsüyle alay etmiş, erkek düşüncesinin bayan için aynada oluşturduğu imgeyi parçalamaya veya boşaltmaya kalkışmıştır
Irigaray benzer şeyin kadının sosyal statüsü için de geçerli olduğunu dile getirdikten daha sonra, kadının erkeğin, erkeğin de kadının uygun hiçbir vakit olamayacağı bir çeşitlilik etiği geliştirmiştir Bir cinsel çeşitlilik etiğinin kadın jeneolojileriyle olan bağlarını tekrar kurması gerektiğini savunan Irigaray ’a tarafından, kadının jeneolojisini yeniden inşa etmek ya da yeniden can vermek, bastırılmış kadını desteklemek, ona bir ifade imkanı kazandırmak, kendine özgü kültürünü iade etmektir O kadınların son yıllarda kazandıkları hakların büyük bir bölümünün onların erkek postuna bürünmelerine müsade veren haklar 9lduğunu iddia eder Ona tarafından, eşit haklara sahip olma ve hukuk düzeninin objektif olduğu mitosuna karşısında, farklılık, ilk olarak haklarda kadınlar için ayrılık yapılmasıyla bariz ışık halkası getirilmelidir Zira bu durumda yapılan olağan hukukun erkek ,damgalı şekli karşısında kadınları eşitliğe sıkmak olacaktır İkinci olarak da, cinslerin hukukta ilk kez kendilerini göstermeleri gerekmektedir
Parlern Est Pas Jamais Neutre(Asla Yansız Olmayan Söylev), La Sexe linguistique(Linguistik Cinsiyeti), Sexes et Geneologies(Cinsiyetler ve Ata kütükleri), Je, tu, nous: Pour une Culture de la Diffarance(Ben, Sen, Biz: Bir Farklılık Kültürüne Dürüst) isimli eserleriyle ünlüdür *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.