iltasyazilim
FD Üye
1Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol!
Öyleyse sen de, madde ve mânâ yoksulunun elinden tut ki, Allah da (celle celâlühü) sana uçsuz bucaksız ruh ufukları bağışlasın
Fukaraya kol kanat ger, malınmülkün bereketlensin, öte yurdun genişlesin
Bir ırmak gibi, geçtiğin yerleri yeşert, güzelleştir; Allah da (celle celâlühü) sana ebedî güzellik mülkü bağışlasın!
2 Şefkat ve merhamette güneş gibi ol!
Güneş, rahmet sıfatının tecellisidir
Görkemli varlığıyla hep görevdedir
Asırlar üst üste devrilir, çağlar art arda sıralanır, güneş hep aynı güneştir
Bir göreve koşulmuştur ki, ikinci bir emre kadar kayıtsız şartsız itaattedir
Işığıyla, hararetiyle bir sebildir bütün varlıklar için
Şu dünya yüzünde birkaç gün yok farz edelim güneşi, o zaman anlarız onun ne büyük nimet olduğunu
Ey Âdemoğlu, madem yaratılmışların en şuurlusu, en şereflisisin, güneş gibi ol!
Varlığına konmuş sevgi cevherinle, gönüllere yönel!
İyi kötü demeden herkesi, hattâ en çok da kötüleri, sevgisizleri kucakla!
Çoğu gönüllerin sevgisizlikle katılaşıp karardığını anla ki, beklentisiz sevginle kurumuş kalmış gönülleri yeşert, ışıldat!
Güneşin seni, beni aydınlatması; başkalarını aydınlatmasına engel değildir İlâhî kaynaktan beslenen sevgi, paylaşıldıkça çoğalır, bereketlenir
Sevgin güneş gibi köşe bucak her yanı, yürek yürek herkesi kuşatsın, aydınlatsın
Sevgi ve merhamette güneş gibi ol ki, ilâhî güneşin parıltıları da seni kucaklasın
Güneş gibi ol ki, Allah (celle celâlühü) sana, şu başımızda dönüp duran güneşten daha büyük ihsan güneşleri bağışlasın!
Aç herkese, açabildiğin kadar sîneni; ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül!1
3 Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol!
Başkalarının hatalarını örtmek, araştırmamak büyüklük Ve inancımızın gereği
İnsanın bir hatasını yüzüne vurmak, faydadan çok zarar getirir
Hâlbuki olacaksa, dolaylı hatırlatma olmalı
Gece nasıl her şeyi görünmez kılıyorsa
Sen de hataları öyle görünmezliğe büründür
Fahri Kâinat Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) buyurdular: Kim bir Müslüman'ın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da (celle celâlühü) o kimsenin ayıp ve kusurunu örter2
Sen birinin kusurunu örtersin, bu meziyete karşı sevap alırsın şüphesiz; ama bundan daha büyük bir mükâfat var: Yüce Allah da (celle celâlühü) senin kusurunu örter
Allah'ın (celle celâlühü) kusur örtmesi, kulun kusur örtmesine benzemez Hem dünyada bunun faydasını görürsün, hem ukbada
Birinin kusurunu örtmekle onu mahcubiyet ve utanma duygusundan kurtarırsın; ama Allah'ın (celle celâlühü) kusur örtmesi ilâhî bir lütuftur
Yüce Yaratıcı, bir kulunun kusurunu örtüyorsa, bunda inceden inceye bir af ihsanı var Öyleyse senin bir kusurun örtülecekse, bin kusur örtmeye değmez mi?
Kusurları örtmenin nice hikmetleri var Perde yırtılmasın, ara yerde pişmanlık ve tövbe için fırsat kalsın diye görmezden gelinmeli hata ve kusur Böylece nefsin arsızlaşmasına değil; vicdanın uyanmasına zemin hazırlanmalı
4 Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol!
Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır
Öfkenin mantığı yoktur
Gelince kovar insafı, sağduyuyu
Öfkeyi bir sel gibi kabarıkken frenlemek, en büyük yiğitlik
Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) buyuruyor: Öfke ateştir; Öfkelendiğiniz zaman hemen oturun, geçmediyse, uzanın yatın!; Öfke ânında abdest alın!Çünkü ateşi su söndürür
Ayakta olmak, harekete yakın olmaktır Oturalım ki, fiilî teşebbüsten bir adım uzak kalalım Olmadı, yatalım ki, öfke bizden daha da uzaklaşsın
5 Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol!
Toprak ayak altındadır Bitirdikleri, gönüllerde ve el üstündedir
Toprak hakir görünür, hep alçakgönüllüdür
Arz, âlemin kalbi olduğu gibi, toprak unsuru da arzın kalbidir Ve tevazu, mahviyet gibi maksuda isal eden yolların en yakını da topraktır Belki toprak, en yüksek semâvattan Hâlıkı Semâvata daha yakın bir yoldur(Mesnevii NûriyeŞûle)
6 Hoşgörüde deniz gibi ol!
Allah'ın (celle celâlühü) merhamet denizi sonsuz olduğu için herkesi, her şeyi kuşatır O'nun (celle celâlühü) geniş mülkünde herkese, her şeye yer vardır; müsamahası havsalalara sığmayacak kadar geniştir Yüce Rabb'imizin (celle celâlühü)
Deniz de kuşatıcı, uçsuz bucaksız oluşu ile sonsuzluğun remzidir
Denizde ne yaşamaz ki! Ama denizdeki varlıklar, kendi sınırlarını bilerek hayatlarını devam ettiriyor Denizde her varlığının fıtratına göre yaşamasına müsamaha gösteriliyor ki, bu masmavi sular âlemi böylesine sırlı ve âhenkli güzellik kazanıyor
Hoşgörü de, insanı yüceltir, vicdan sahibi kusurluyu insafa çağırır
Başka varlıklara müsamaha ile bakmak, onlara bağrını açmak, büyük olmanın gereğidir Bağrını açan, sevgi kazanır
7 Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!
Mü'min olmanın vasıflarındandır: Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmak
Herkesin elinden, belinden, dilinden emin olduğu, güvenilir kimsedir Müslüman
O hâlde içimiz dışımız bir olmalı; maskesiz!
İnsanları, kendin hakkında büyük beklentilere sokup işini zorlaştırma
Olduğumuz gibi görünmemek başımıza işler açar Bir gün mutlaka ortaya çıkar gerçek
İçi dışı bir olmak, bir meziyet değil; bir mecburiyet mü'min için
Dipnotlar
1 M Fethullah Gülen, Ölçü ve Yoldaki Işıklar, Nil Yay, İzmir, 1998
2 İbrahim Canan, Kütübi Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17315
~~alıntıdır~~
Öyleyse sen de, madde ve mânâ yoksulunun elinden tut ki, Allah da (celle celâlühü) sana uçsuz bucaksız ruh ufukları bağışlasın
Fukaraya kol kanat ger, malınmülkün bereketlensin, öte yurdun genişlesin
Bir ırmak gibi, geçtiğin yerleri yeşert, güzelleştir; Allah da (celle celâlühü) sana ebedî güzellik mülkü bağışlasın!
2 Şefkat ve merhamette güneş gibi ol!
Güneş, rahmet sıfatının tecellisidir
Görkemli varlığıyla hep görevdedir
Asırlar üst üste devrilir, çağlar art arda sıralanır, güneş hep aynı güneştir
Bir göreve koşulmuştur ki, ikinci bir emre kadar kayıtsız şartsız itaattedir
Işığıyla, hararetiyle bir sebildir bütün varlıklar için
Şu dünya yüzünde birkaç gün yok farz edelim güneşi, o zaman anlarız onun ne büyük nimet olduğunu
Ey Âdemoğlu, madem yaratılmışların en şuurlusu, en şereflisisin, güneş gibi ol!
Varlığına konmuş sevgi cevherinle, gönüllere yönel!
İyi kötü demeden herkesi, hattâ en çok da kötüleri, sevgisizleri kucakla!
Çoğu gönüllerin sevgisizlikle katılaşıp karardığını anla ki, beklentisiz sevginle kurumuş kalmış gönülleri yeşert, ışıldat!
Güneşin seni, beni aydınlatması; başkalarını aydınlatmasına engel değildir İlâhî kaynaktan beslenen sevgi, paylaşıldıkça çoğalır, bereketlenir
Sevgin güneş gibi köşe bucak her yanı, yürek yürek herkesi kuşatsın, aydınlatsın
Sevgi ve merhamette güneş gibi ol ki, ilâhî güneşin parıltıları da seni kucaklasın
Güneş gibi ol ki, Allah (celle celâlühü) sana, şu başımızda dönüp duran güneşten daha büyük ihsan güneşleri bağışlasın!
Aç herkese, açabildiğin kadar sîneni; ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül!1
3 Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol!
Başkalarının hatalarını örtmek, araştırmamak büyüklük Ve inancımızın gereği
İnsanın bir hatasını yüzüne vurmak, faydadan çok zarar getirir
Hâlbuki olacaksa, dolaylı hatırlatma olmalı
Gece nasıl her şeyi görünmez kılıyorsa
Sen de hataları öyle görünmezliğe büründür
Fahri Kâinat Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) buyurdular: Kim bir Müslüman'ın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da (celle celâlühü) o kimsenin ayıp ve kusurunu örter2
Sen birinin kusurunu örtersin, bu meziyete karşı sevap alırsın şüphesiz; ama bundan daha büyük bir mükâfat var: Yüce Allah da (celle celâlühü) senin kusurunu örter
Allah'ın (celle celâlühü) kusur örtmesi, kulun kusur örtmesine benzemez Hem dünyada bunun faydasını görürsün, hem ukbada
Birinin kusurunu örtmekle onu mahcubiyet ve utanma duygusundan kurtarırsın; ama Allah'ın (celle celâlühü) kusur örtmesi ilâhî bir lütuftur
Yüce Yaratıcı, bir kulunun kusurunu örtüyorsa, bunda inceden inceye bir af ihsanı var Öyleyse senin bir kusurun örtülecekse, bin kusur örtmeye değmez mi?
Kusurları örtmenin nice hikmetleri var Perde yırtılmasın, ara yerde pişmanlık ve tövbe için fırsat kalsın diye görmezden gelinmeli hata ve kusur Böylece nefsin arsızlaşmasına değil; vicdanın uyanmasına zemin hazırlanmalı
4 Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol!
Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır
Öfkenin mantığı yoktur
Gelince kovar insafı, sağduyuyu
Öfkeyi bir sel gibi kabarıkken frenlemek, en büyük yiğitlik
Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) buyuruyor: Öfke ateştir; Öfkelendiğiniz zaman hemen oturun, geçmediyse, uzanın yatın!; Öfke ânında abdest alın!Çünkü ateşi su söndürür
Ayakta olmak, harekete yakın olmaktır Oturalım ki, fiilî teşebbüsten bir adım uzak kalalım Olmadı, yatalım ki, öfke bizden daha da uzaklaşsın
5 Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol!
Toprak ayak altındadır Bitirdikleri, gönüllerde ve el üstündedir
Toprak hakir görünür, hep alçakgönüllüdür
Arz, âlemin kalbi olduğu gibi, toprak unsuru da arzın kalbidir Ve tevazu, mahviyet gibi maksuda isal eden yolların en yakını da topraktır Belki toprak, en yüksek semâvattan Hâlıkı Semâvata daha yakın bir yoldur(Mesnevii NûriyeŞûle)
6 Hoşgörüde deniz gibi ol!
Allah'ın (celle celâlühü) merhamet denizi sonsuz olduğu için herkesi, her şeyi kuşatır O'nun (celle celâlühü) geniş mülkünde herkese, her şeye yer vardır; müsamahası havsalalara sığmayacak kadar geniştir Yüce Rabb'imizin (celle celâlühü)
Deniz de kuşatıcı, uçsuz bucaksız oluşu ile sonsuzluğun remzidir
Denizde ne yaşamaz ki! Ama denizdeki varlıklar, kendi sınırlarını bilerek hayatlarını devam ettiriyor Denizde her varlığının fıtratına göre yaşamasına müsamaha gösteriliyor ki, bu masmavi sular âlemi böylesine sırlı ve âhenkli güzellik kazanıyor
Hoşgörü de, insanı yüceltir, vicdan sahibi kusurluyu insafa çağırır
Başka varlıklara müsamaha ile bakmak, onlara bağrını açmak, büyük olmanın gereğidir Bağrını açan, sevgi kazanır
7 Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!
Mü'min olmanın vasıflarındandır: Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmak
Herkesin elinden, belinden, dilinden emin olduğu, güvenilir kimsedir Müslüman
O hâlde içimiz dışımız bir olmalı; maskesiz!
İnsanları, kendin hakkında büyük beklentilere sokup işini zorlaştırma
Olduğumuz gibi görünmemek başımıza işler açar Bir gün mutlaka ortaya çıkar gerçek
İçi dışı bir olmak, bir meziyet değil; bir mecburiyet mü'min için
Dipnotlar
1 M Fethullah Gülen, Ölçü ve Yoldaki Işıklar, Nil Yay, İzmir, 1998
2 İbrahim Canan, Kütübi Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17315
~~alıntıdır~~