iltasyazilim
FD Üye
İslâm, yeryüzünden bütün ahlâksızlıkları, kötülükleri kaldırmak için gelmiştir ve bunları yasaklamıştır İslâm dini müslümanlara her türlü kötülükleri, haramları yapmayı değil; yapmamayı emrediyor Sadece, ‘ben de müslümanım, kalbim temiz’ diyerek yaptığı kötülüklerin zararını görmeyeceğini sananlar, kendilerini kandırmaktadırlar
“İnsanlar imtihana tâbi tutulmadan sadece iman ettik (biz de müslümanız) demeleriyle bırakılacaklarını (kurtulacaklarını) mı sandılar? Andolsun ki Biz onlardan öncekileri de imtihan ettik Allah elbette (imanda) doğru olanları bilir, yalancıları da bilir Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini (cezadan kurtulacaklarını) mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar! 1 buyrulmaktadır İman, teslimiyet ister, itaat ister İmanın gereği sâlih ameldir Mü’minler imanın gereği olan sâlih amel işlemeli ve onu bir davranış şekli olarak ortaya koymalıdırlar
Her türlü günahı, haramı işlediği halde “ben de müslümanım demek, “ben de cennete giderim demek ahmaklıktır Rasûlullah (sas) şöyle buyuruyor: “Akıllı kimse nefsini kontrol altına alıp (her türlü günahlardan korunmaya çalışarak) ölümden sonraki hayat için hazırlık yapan; Âciz (aklını gereği gibi kullanmayan) insan da, nefsinin hevâsına (istek ve tutkularına, kötü arzularına) uyup da Allah’tan (olmayacak şeyleri ve cenneti) temenni eden kimselerdir 2
Ebu Hureyre (ra)’dan rivâyetle Rasûlullah (sas) şöyle buyurur: “Şüphesiz ki Allah sizin sûretlerinize ve mallarınıza (makam ve mevkilerinize) bakmaz Lâkin kalplerinize ve amellerinize bakar 3
“İnsana çalışmasından başkası yoktur4 “Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere sürükleyen de ziyan etmiştir 5
Âyet ve hadislerden de görüldüğü gibi, “ben müslümanım demekle iş bitmiyor Asıl o zaman, İslâm’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınmak gerekiyor Zaten İslâm’ın emirleri, amelî yönü müslüman olmayanlara değil, müslüman olan kişileredir Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Yoksa kötülükleri yapan (İslâmî değerleri çiğneyip, putlaşan arzularına göre yaşayan) kimseler, kendilerini hayatlarında ve ölümlerinde, inanıp da iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar (Çok yanlış düşünüyorlar)! Bu sebeple herkes (dünyada) yaptığının karşılığını görecek ve kimseye haksızlık edilmeyecektir 6
“O halde gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkup, emirlerine uygun yaşayın (emir ve yasaklarını) dinleyin, itaat edin (gereği ne ise yapın) 7 buyrulmaktadır
Müslüman kişinin Allah’tan korkması, sadece büyük bir tehlikeden duyulan korku gibi olmayıp, bununla birlikte, Allah’a karşı bir saygının da ifâdesidir Korkan, korktuğundan kaçar; fakat Allah’tan korkan, O’na yaklaşır ve O’nun lütfuna, ikramına mazhar olur “Allah katında ikrama en lâyık olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır8 Allah’tan korkmak ise, O’nun emirlerine itaati ve yasaklarından kaçınmayı gerektirir İslâm’ı gereği gibi bilmeyenler veya İslâm’a karşı olanlar: “Allah’tan korkulmaz, Allah sevilir, Allah affedicidir gibi sözlerle insanları Allah korkusundan uzaklaştırmaya ve günah işlemeye sebep olmaktadırlar Tabiî ki, Allahu Teâlâ’nın rahmeti boldur, Allah “Gafûrdur, günahları bağışlayıcıdır Fakat bununla beraber, Allah aynı zamanda “Kahhârdır Küfür, şirk, isyan içinde olanları, tevbe etmeyenleri cezalandırıcıdır Allah Teâlâ, iman edip sâlih amel işleyenleri mükâfat olarak cennete koyacaktır Fakat Allah’ın emir ve yasaklarını çiğneyenlere de ceza olarak cehenneme atacaktır Dünya hayatı imtihandan ibarettir, imtihanı kazananlar kurtuluşa erecektir İmtihanı kaybedenler perişan olacaklardır İşte azaba, perişanlığa düşmekten korkmalı ve Allah’ın emir ve yasaklarına uymada titizlik göstermeliyiz Böylece Allah’tan gereği gibi korkarak Allah’a iyi kul olmaya çalışmalıyız ki, korktuğumuz Cehennemden kurtulalım, umduğumuz cennete nâil olalım
Merhum Mehmet Âkif Ersoy’da:
“Ne irfandır ahlâka yükseklik veren, ne vicdandır;
Fazilet hissi, insanda Allah korkusundandır diyerek Allah’tan korkmanın önemini belirtmiştir
“Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder9 Şeytan, müslümanların apaçık bir düşmanı olduğundan, insanların faydasına olanı değil, zararına olacak şeyleri aklına getirir Birtakım lüzumsuz, zararlı korkulara sürüklemeye çalışarak doğru şeyleri yapmaktan alıkoymaya çalışır
Dolayısıyla mü’min her aklına geleni değil, doğru olan şeyi yapmalıdır “Rasûlullah (sas): “Allah’ım, korkaklıktan Sana sığınırım10 diye dua ederek, lüzumsuz korkulara kapılmamak için, mü’minlere bu şekilde dua etmesini öğretmiş oluyor
Mü’minler de birtakım korkulara kapılabilir Fakat bu korkular, lüzumsuzyersiz ise bunlardan kendisini dua ederek kurtarmaya çalışmalıdır
Fakat, korku ile tedbiri birbirine karıştırmamalıdır Korku, kalp ve duyularla ilgilidir Gerçek mü’minlerin Allah’tan başka hiç kimseden korkmayışları, onların tedbirsiz olmalarını gerektirmez Kendisine, mü’min kardeşine ve onlardan daha önemli olan dâvâsına gelebilecek zarardan dolayı, tâğutlara, müşrik ve kâfir egemen güçlere karşı tedbirli olmaya, gerekli konularda gizliliğe son derece dikkat etmek, dâvâ adamının şiarıdır Çünkü teşkilatlanma ve cihadla ilgili gerekli durumlarda gizlilik ve tedbir Rasûlullah (sas)’in sünneti ve ashâbın prensibidir 11
Rabbimiz Allah Teâlâ mü’minlerin korku ve ümit içerisinde olmalarını beyan ediyor: “(Rasûlüm!) Kullarıma Benim çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver Benim azabımın da acıklı (şiddetli) azap olduğunu bildir 12
Allah Teâlâ’nın affı boldur O, kullarını bağışlayıcıdır Fakat Allah’ın ve Rasûlü’nün emirlerine karşı çıkanlar, hemen yaşadığı çağı hatırlatıp İslâm’ın emirlerini, hükümlerini reddedenler, İslâm’a göre değil de gayri İslâmî hevâ ve heveslerine göre yaşayanlar, bu yaşamlarının devamı için, İslâm’a aykırı yaşamdan yana olanlara ve küfür, şirk içinde kalanlara Allah (cc)’nün beyanıyla: “(Rasûlüm) Benim azabımın acıklı (şiddetli) azap olduğunu bildir 13 buyrulmaktadır
“Ey insanlar! Rabbinizin emrine uygun yaşayın Babanın çocuğuna fayda veremeyeceği, çocuğun da babasına fayda veremeyeceği bir günden korkun Şüphesiz bilin ki Allah’ın verdiği söz gerçektir Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan Allah’ın affına güvendirerek sizi aldatmasın (günaha sokmasın ve ibâdetten alıkoymasın) 14 “O halde gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkup emirlerine uygun yaşayın (emir ve yasaklarını) dinleyin, itaat edin 15
Mü’min bütün gayretiyle İslâm’ın prensiplerine uygun hareket etmeye çalışmalıdır Buna rağmen günah işlediğinde hemen tevbe ederek kendisine çeki düzen vermelidir Ne için tevbe etmişse bir daha onu yapmamaya çalışmalıdır Allah affeder düşüncesiyle kesinlikle günah işlememeli, günahtan sakınmalıdır Rabbimiz yukarıdaki âyeti kerimede bizleri apaçık bir şekilde uyarmaktadır
Günah işlendiğinde Allah affetmez diyerek tevbeyi kesinlikle terk etmemeli, çünkü “Allah tevbeleri kabul edicidir16 Fakat Allah günahları affediyor diye de bile bile kesinlikle günah işlememeli “Artık kim azgınlık etmişse ve (âhiret karşılığında) dünya hayatını tercih etmişse işte muhakkak ki o alevli ateş (cehennem) onun varacağı tek yerdir Ama kim de, Rabbinin (huzurunda duracağı) makamdan korkup (gereğini yapar) nefsini de kötü hevesten (günahlardan) men ederse, işte muhakkak ki cennet onun varacağı tek yerdir 17Mü’minler, korku ve ümit içerisinde ölçülü ve dengeli olmalı, ifrat ve tefritten sakınmalıdır
1 Ankebût, 2924
2 İbn Mâce, Zühd 31; Tirmizî, Kıyâmet 25
3 Müslim, Birr 34; İbn Mâce, Zühd 9
4 Necm, 2739
5 Şems, 91910
6 Câsiye, 452122
7 Teğâbûn, 6416
8 Hucurât, 4913
9 Bakara, 2268
10 Müslim, Zikir 50; Ebû Dâvud, Vitir 32; Nesâî, İstiâze 7
11 Ahmed Kalkan, Kur’ânı Kerim Kavram Tefsiri, Korku kavramı, kavram no: 70, s 1130
12 Hicr, 154950
13 Hicr, 1550
14 Lokman, 3133
15 Teğâbün, 6416
16 Bakara, 2160
17 Nâziât, 793741
“İnsanlar imtihana tâbi tutulmadan sadece iman ettik (biz de müslümanız) demeleriyle bırakılacaklarını (kurtulacaklarını) mı sandılar? Andolsun ki Biz onlardan öncekileri de imtihan ettik Allah elbette (imanda) doğru olanları bilir, yalancıları da bilir Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini (cezadan kurtulacaklarını) mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar! 1 buyrulmaktadır İman, teslimiyet ister, itaat ister İmanın gereği sâlih ameldir Mü’minler imanın gereği olan sâlih amel işlemeli ve onu bir davranış şekli olarak ortaya koymalıdırlar
Her türlü günahı, haramı işlediği halde “ben de müslümanım demek, “ben de cennete giderim demek ahmaklıktır Rasûlullah (sas) şöyle buyuruyor: “Akıllı kimse nefsini kontrol altına alıp (her türlü günahlardan korunmaya çalışarak) ölümden sonraki hayat için hazırlık yapan; Âciz (aklını gereği gibi kullanmayan) insan da, nefsinin hevâsına (istek ve tutkularına, kötü arzularına) uyup da Allah’tan (olmayacak şeyleri ve cenneti) temenni eden kimselerdir 2
Ebu Hureyre (ra)’dan rivâyetle Rasûlullah (sas) şöyle buyurur: “Şüphesiz ki Allah sizin sûretlerinize ve mallarınıza (makam ve mevkilerinize) bakmaz Lâkin kalplerinize ve amellerinize bakar 3
“İnsana çalışmasından başkası yoktur4 “Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere sürükleyen de ziyan etmiştir 5
Âyet ve hadislerden de görüldüğü gibi, “ben müslümanım demekle iş bitmiyor Asıl o zaman, İslâm’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınmak gerekiyor Zaten İslâm’ın emirleri, amelî yönü müslüman olmayanlara değil, müslüman olan kişileredir Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Yoksa kötülükleri yapan (İslâmî değerleri çiğneyip, putlaşan arzularına göre yaşayan) kimseler, kendilerini hayatlarında ve ölümlerinde, inanıp da iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar (Çok yanlış düşünüyorlar)! Bu sebeple herkes (dünyada) yaptığının karşılığını görecek ve kimseye haksızlık edilmeyecektir 6
“O halde gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkup, emirlerine uygun yaşayın (emir ve yasaklarını) dinleyin, itaat edin (gereği ne ise yapın) 7 buyrulmaktadır
Müslüman kişinin Allah’tan korkması, sadece büyük bir tehlikeden duyulan korku gibi olmayıp, bununla birlikte, Allah’a karşı bir saygının da ifâdesidir Korkan, korktuğundan kaçar; fakat Allah’tan korkan, O’na yaklaşır ve O’nun lütfuna, ikramına mazhar olur “Allah katında ikrama en lâyık olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır8 Allah’tan korkmak ise, O’nun emirlerine itaati ve yasaklarından kaçınmayı gerektirir İslâm’ı gereği gibi bilmeyenler veya İslâm’a karşı olanlar: “Allah’tan korkulmaz, Allah sevilir, Allah affedicidir gibi sözlerle insanları Allah korkusundan uzaklaştırmaya ve günah işlemeye sebep olmaktadırlar Tabiî ki, Allahu Teâlâ’nın rahmeti boldur, Allah “Gafûrdur, günahları bağışlayıcıdır Fakat bununla beraber, Allah aynı zamanda “Kahhârdır Küfür, şirk, isyan içinde olanları, tevbe etmeyenleri cezalandırıcıdır Allah Teâlâ, iman edip sâlih amel işleyenleri mükâfat olarak cennete koyacaktır Fakat Allah’ın emir ve yasaklarını çiğneyenlere de ceza olarak cehenneme atacaktır Dünya hayatı imtihandan ibarettir, imtihanı kazananlar kurtuluşa erecektir İmtihanı kaybedenler perişan olacaklardır İşte azaba, perişanlığa düşmekten korkmalı ve Allah’ın emir ve yasaklarına uymada titizlik göstermeliyiz Böylece Allah’tan gereği gibi korkarak Allah’a iyi kul olmaya çalışmalıyız ki, korktuğumuz Cehennemden kurtulalım, umduğumuz cennete nâil olalım
Merhum Mehmet Âkif Ersoy’da:
“Ne irfandır ahlâka yükseklik veren, ne vicdandır;
Fazilet hissi, insanda Allah korkusundandır diyerek Allah’tan korkmanın önemini belirtmiştir
“Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder9 Şeytan, müslümanların apaçık bir düşmanı olduğundan, insanların faydasına olanı değil, zararına olacak şeyleri aklına getirir Birtakım lüzumsuz, zararlı korkulara sürüklemeye çalışarak doğru şeyleri yapmaktan alıkoymaya çalışır
Dolayısıyla mü’min her aklına geleni değil, doğru olan şeyi yapmalıdır “Rasûlullah (sas): “Allah’ım, korkaklıktan Sana sığınırım10 diye dua ederek, lüzumsuz korkulara kapılmamak için, mü’minlere bu şekilde dua etmesini öğretmiş oluyor
Mü’minler de birtakım korkulara kapılabilir Fakat bu korkular, lüzumsuzyersiz ise bunlardan kendisini dua ederek kurtarmaya çalışmalıdır
Fakat, korku ile tedbiri birbirine karıştırmamalıdır Korku, kalp ve duyularla ilgilidir Gerçek mü’minlerin Allah’tan başka hiç kimseden korkmayışları, onların tedbirsiz olmalarını gerektirmez Kendisine, mü’min kardeşine ve onlardan daha önemli olan dâvâsına gelebilecek zarardan dolayı, tâğutlara, müşrik ve kâfir egemen güçlere karşı tedbirli olmaya, gerekli konularda gizliliğe son derece dikkat etmek, dâvâ adamının şiarıdır Çünkü teşkilatlanma ve cihadla ilgili gerekli durumlarda gizlilik ve tedbir Rasûlullah (sas)’in sünneti ve ashâbın prensibidir 11
Rabbimiz Allah Teâlâ mü’minlerin korku ve ümit içerisinde olmalarını beyan ediyor: “(Rasûlüm!) Kullarıma Benim çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver Benim azabımın da acıklı (şiddetli) azap olduğunu bildir 12
Allah Teâlâ’nın affı boldur O, kullarını bağışlayıcıdır Fakat Allah’ın ve Rasûlü’nün emirlerine karşı çıkanlar, hemen yaşadığı çağı hatırlatıp İslâm’ın emirlerini, hükümlerini reddedenler, İslâm’a göre değil de gayri İslâmî hevâ ve heveslerine göre yaşayanlar, bu yaşamlarının devamı için, İslâm’a aykırı yaşamdan yana olanlara ve küfür, şirk içinde kalanlara Allah (cc)’nün beyanıyla: “(Rasûlüm) Benim azabımın acıklı (şiddetli) azap olduğunu bildir 13 buyrulmaktadır
“Ey insanlar! Rabbinizin emrine uygun yaşayın Babanın çocuğuna fayda veremeyeceği, çocuğun da babasına fayda veremeyeceği bir günden korkun Şüphesiz bilin ki Allah’ın verdiği söz gerçektir Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan Allah’ın affına güvendirerek sizi aldatmasın (günaha sokmasın ve ibâdetten alıkoymasın) 14 “O halde gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkup emirlerine uygun yaşayın (emir ve yasaklarını) dinleyin, itaat edin 15
Mü’min bütün gayretiyle İslâm’ın prensiplerine uygun hareket etmeye çalışmalıdır Buna rağmen günah işlediğinde hemen tevbe ederek kendisine çeki düzen vermelidir Ne için tevbe etmişse bir daha onu yapmamaya çalışmalıdır Allah affeder düşüncesiyle kesinlikle günah işlememeli, günahtan sakınmalıdır Rabbimiz yukarıdaki âyeti kerimede bizleri apaçık bir şekilde uyarmaktadır
Günah işlendiğinde Allah affetmez diyerek tevbeyi kesinlikle terk etmemeli, çünkü “Allah tevbeleri kabul edicidir16 Fakat Allah günahları affediyor diye de bile bile kesinlikle günah işlememeli “Artık kim azgınlık etmişse ve (âhiret karşılığında) dünya hayatını tercih etmişse işte muhakkak ki o alevli ateş (cehennem) onun varacağı tek yerdir Ama kim de, Rabbinin (huzurunda duracağı) makamdan korkup (gereğini yapar) nefsini de kötü hevesten (günahlardan) men ederse, işte muhakkak ki cennet onun varacağı tek yerdir 17Mü’minler, korku ve ümit içerisinde ölçülü ve dengeli olmalı, ifrat ve tefritten sakınmalıdır
1 Ankebût, 2924
2 İbn Mâce, Zühd 31; Tirmizî, Kıyâmet 25
3 Müslim, Birr 34; İbn Mâce, Zühd 9
4 Necm, 2739
5 Şems, 91910
6 Câsiye, 452122
7 Teğâbûn, 6416
8 Hucurât, 4913
9 Bakara, 2268
10 Müslim, Zikir 50; Ebû Dâvud, Vitir 32; Nesâî, İstiâze 7
11 Ahmed Kalkan, Kur’ânı Kerim Kavram Tefsiri, Korku kavramı, kavram no: 70, s 1130
12 Hicr, 154950
13 Hicr, 1550
14 Lokman, 3133
15 Teğâbün, 6416
16 Bakara, 2160
17 Nâziât, 793741