iltasyazilim
FD Üye
Psikologların bozucu tesir kurallarıyla ilgilenmeleri bunların sınırlı kullanım değerlerinden nedeniyle yok, unutmadaki kayda değer rollerinden dolayıdır Bu kurallar kısmen de olsa, neden unuttuğumuzu açıklamaktadır Çünkü bize unutmamızın, öğrendiklerimizin yâd etmek istediklerimiz üzerindeki bozucu etkisine tabi olduğunu gösterir Lakin, acaba bu kurallar unutmanın ne kadarını açıklayabilir?
Kuramsal açıdan, unutmanın iki nedeni olabilir Bunlardan biri bozucu etki, diğeri ise bellekteki çözülmedir Her iki gösterme de hipotez olarak sunulmuştur, ikincisi bazen sızankova hipotezi(leakybucket hypothesis) adıyla anılır (Miller, 1956) birincil bakışta bu varsayım daha albenili gelmektedir; çünkü, çoğu kimse unutmanın doğal olarakkendiliğinden meydana geldiğini kabul eder Oysa yapılan deneyler, bozucu etkinin unutmada kayda değer bir rolü olduğunu, dolayısıyla unutmanın sadece bellek izinin silinmesi olamayacağını göstermiştir (Underwood, 1957)
Bu durumda, unutmayı açıklarken etkenlerden tanesine ne kadar yük verebiliriz?Laf konusu kuramlar, denek olarak karşılaştırılamaz Çünkü, laboratuvarda bile bozucu etkiden adamakıllı arınık bir şart düzenleme olanağımız yoktur Denekler, deneyden önce bir takım faaliyetler yapmışlardır; ve bunlardan bazıları deneyde söz konusu olan faaliyete aynı olabilir (ileri dürüst bozucu etki) Aynı şekilde, öğrenme işlemiyle hatırlama işlemi arasında da bu nesil etkinlikler yer alabilir (geriye bozucu etki) Psikologlar, yalnızca bozucu etkiyi en üye indirmeye ya da meydana geldiğinde ne ölçüde olduğunu tahsis etmeye çalışabilirler
geriye doğru bozucu etkiyi azaltmanın bir yolu, deneklerin bir malzemeyi öğrenmeleri ile anımsama testi aralarında uyumalarını sağlamaktır Bu yolla yapılan eski bir deney, bu gün psikolojide klasikleşmiştir (Jenkins ve Daltenbach, 1924) Deneklere laboratuvardaki yatağa yatmadan önce, 10 yararsız heceden oluşan bir liste öğretilmiştir Uykuya dalmalarından itibaren 1, 2, 4 ve 8 saat gibi öbür süreler sonunda uyandırılan deneklerin hatırda alıkoyma miktarı, hatırlama tekniğiyle saptanmıştır
Aynı deneklere daha sonra, ilkine eşdeğerde başka bir liste öğretilip, bu sefer 1, 2, 4 ve 8 saatlik olağan, jurnal faaliyetlerinden sonra hatırlama miktarları yeniden aynı yöntemle ölçülmüştür Uykudan sonraki hatırlamanın çok daha iyi olduğu görülmüştür Her iki koşulda da hatırlama miktarı ilk bir kaç saat içinde tez azalmıştır sonradan, günlük faaliyetlerine sürekli denekler için yaklaşık olarak sıfıra değin düşen hatırlama, uyuyan deneklerde %50 civarında kalmıştır
Bu cins incelemeler, çözülme kuramlarının aleyhine delil olarak kullanılmış, bozucu etkiye dayanan açıklamaları ise desteklemiştir Lakin yukarıda sözü edilen deney, yalnızca geriye bozucu etkiyi ele almış, ileriye doğru bozucu etkiyi kapsamamıştır
İleriye doğru bozucu etkiyi analiz etmek için daha öbür bir deney deseni gerekir, mesela, deneklere yararsız hecelerden oluşan tek bir listenin öğretildiğini ve 24 saat sonra hatırlamanın ölçüldüğünü farzedin Çoğunlukla o zamana kadar listenin %65'i unutulmuş olur Bu yüksek unutma miktarı, deneğin öğrenmeyle anımsama aralarında yaptığı şeylerin etkisiyle açıklanamaz Çünkü, deneğin laboratuvar dışındaki faaliyetleri, deneydeki faaliyetlerinden böylece farklıdır ancak, bozucu etkinin fazla az olması beklenir Fakat, üstelik deneğin daha önceki sözel öğrenmeleri vardır Yıllar baştan başa yapılan bu sözel öğrenmeler, deneyde ileri doğru bozucu tesir yaratmış olabilir
Psikologlar bu olasılığı doğrudan doğruya test edemezler Çünkü, bozucu etki yapabilecek daha önceki öğrenmeyi dakik şekilde ölçemezler Buna karşılık deneyciler, deneklere iki ya da daha fazla liste öğretirler (Underwood, 1957); sonra da, bir listenin hatırlanmasının daha önce öğrenilen liste sayısından ne derecede etkilendiğine bakarlar Bu nesil deney sonuçları önceki öğrenmenin zinde bir etken olduğunu göstermektedir Daha önce öğrenilen liste sayısı ne kadar çoksa, test edilen listenin hatırlanması pek azdır
Şu halde, hatırda alıkoyma büyük ölçüde, yeni öğrenilen malzeme üzerinde ileriye doğru bozucu tesir yapan eski öğrenmelerin varlığına bağlıdır Bu bulguya laboratuvar dışına genelleyecek olursak eski öğrenmelerin, özellikle iyice yerleşmiş alışkanlıkların, sözel malzemenin hatırlanmasında bozucu tesir kaynağı olacağı sonucuna varabiliriz Bu olayın, unutmanın %100'ünü açıklayıp açıklamadığını bilemiyoruz; hiç bir vakit da öğrenemeyebiliriz Mevcut bilgilere kadar yapılacak bir tahminle, insanların unutmaları, büyük ölçüde önceki öğrenmelerine, ama bir ölçüde de sonraki öğrenmelerine bağlıdır *
Kuramsal açıdan, unutmanın iki nedeni olabilir Bunlardan biri bozucu etki, diğeri ise bellekteki çözülmedir Her iki gösterme de hipotez olarak sunulmuştur, ikincisi bazen sızankova hipotezi(leakybucket hypothesis) adıyla anılır (Miller, 1956) birincil bakışta bu varsayım daha albenili gelmektedir; çünkü, çoğu kimse unutmanın doğal olarakkendiliğinden meydana geldiğini kabul eder Oysa yapılan deneyler, bozucu etkinin unutmada kayda değer bir rolü olduğunu, dolayısıyla unutmanın sadece bellek izinin silinmesi olamayacağını göstermiştir (Underwood, 1957)
Bu durumda, unutmayı açıklarken etkenlerden tanesine ne kadar yük verebiliriz?Laf konusu kuramlar, denek olarak karşılaştırılamaz Çünkü, laboratuvarda bile bozucu etkiden adamakıllı arınık bir şart düzenleme olanağımız yoktur Denekler, deneyden önce bir takım faaliyetler yapmışlardır; ve bunlardan bazıları deneyde söz konusu olan faaliyete aynı olabilir (ileri dürüst bozucu etki) Aynı şekilde, öğrenme işlemiyle hatırlama işlemi arasında da bu nesil etkinlikler yer alabilir (geriye bozucu etki) Psikologlar, yalnızca bozucu etkiyi en üye indirmeye ya da meydana geldiğinde ne ölçüde olduğunu tahsis etmeye çalışabilirler
geriye doğru bozucu etkiyi azaltmanın bir yolu, deneklerin bir malzemeyi öğrenmeleri ile anımsama testi aralarında uyumalarını sağlamaktır Bu yolla yapılan eski bir deney, bu gün psikolojide klasikleşmiştir (Jenkins ve Daltenbach, 1924) Deneklere laboratuvardaki yatağa yatmadan önce, 10 yararsız heceden oluşan bir liste öğretilmiştir Uykuya dalmalarından itibaren 1, 2, 4 ve 8 saat gibi öbür süreler sonunda uyandırılan deneklerin hatırda alıkoyma miktarı, hatırlama tekniğiyle saptanmıştır
Aynı deneklere daha sonra, ilkine eşdeğerde başka bir liste öğretilip, bu sefer 1, 2, 4 ve 8 saatlik olağan, jurnal faaliyetlerinden sonra hatırlama miktarları yeniden aynı yöntemle ölçülmüştür Uykudan sonraki hatırlamanın çok daha iyi olduğu görülmüştür Her iki koşulda da hatırlama miktarı ilk bir kaç saat içinde tez azalmıştır sonradan, günlük faaliyetlerine sürekli denekler için yaklaşık olarak sıfıra değin düşen hatırlama, uyuyan deneklerde %50 civarında kalmıştır
Bu cins incelemeler, çözülme kuramlarının aleyhine delil olarak kullanılmış, bozucu etkiye dayanan açıklamaları ise desteklemiştir Lakin yukarıda sözü edilen deney, yalnızca geriye bozucu etkiyi ele almış, ileriye doğru bozucu etkiyi kapsamamıştır
İleriye doğru bozucu etkiyi analiz etmek için daha öbür bir deney deseni gerekir, mesela, deneklere yararsız hecelerden oluşan tek bir listenin öğretildiğini ve 24 saat sonra hatırlamanın ölçüldüğünü farzedin Çoğunlukla o zamana kadar listenin %65'i unutulmuş olur Bu yüksek unutma miktarı, deneğin öğrenmeyle anımsama aralarında yaptığı şeylerin etkisiyle açıklanamaz Çünkü, deneğin laboratuvar dışındaki faaliyetleri, deneydeki faaliyetlerinden böylece farklıdır ancak, bozucu etkinin fazla az olması beklenir Fakat, üstelik deneğin daha önceki sözel öğrenmeleri vardır Yıllar baştan başa yapılan bu sözel öğrenmeler, deneyde ileri doğru bozucu tesir yaratmış olabilir
Psikologlar bu olasılığı doğrudan doğruya test edemezler Çünkü, bozucu etki yapabilecek daha önceki öğrenmeyi dakik şekilde ölçemezler Buna karşılık deneyciler, deneklere iki ya da daha fazla liste öğretirler (Underwood, 1957); sonra da, bir listenin hatırlanmasının daha önce öğrenilen liste sayısından ne derecede etkilendiğine bakarlar Bu nesil deney sonuçları önceki öğrenmenin zinde bir etken olduğunu göstermektedir Daha önce öğrenilen liste sayısı ne kadar çoksa, test edilen listenin hatırlanması pek azdır
Şu halde, hatırda alıkoyma büyük ölçüde, yeni öğrenilen malzeme üzerinde ileriye doğru bozucu tesir yapan eski öğrenmelerin varlığına bağlıdır Bu bulguya laboratuvar dışına genelleyecek olursak eski öğrenmelerin, özellikle iyice yerleşmiş alışkanlıkların, sözel malzemenin hatırlanmasında bozucu tesir kaynağı olacağı sonucuna varabiliriz Bu olayın, unutmanın %100'ünü açıklayıp açıklamadığını bilemiyoruz; hiç bir vakit da öğrenemeyebiliriz Mevcut bilgilere kadar yapılacak bir tahminle, insanların unutmaları, büyük ölçüde önceki öğrenmelerine, ama bir ölçüde de sonraki öğrenmelerine bağlıdır *