Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Nefs ve insan ; Okumanızı tavsiye ederim..

Nefs ve insan ; Okumanızı tavsiye ederim..
0
135

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Sual: İnsanlarda nefs olmasaydı ne olurdu?

CEVAP
Nefse uyan kimse, hep İslamiyet’in dışına çıkar Hayvanlarda akıl ve nefs olmadığı için, ihtiyaçlarını bulunca kullanırlar Yalnız bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten şeylerden kaçarlar

İslam dini, rahat ve huzur içinde yaşamak için gereken şeylerden ve dünya lezzetlerinden faydalı olanları yasak etmiyor Bunların elde edilmesinde ve kullanılmasında, akla ve dine uymayı emrediyor
İslam dini, insanların dünyada da, ahirette de rahat ve huzur içinde yaşamasını istiyor Bunun için, akla uymayı emrediyor Nefse uymayı yasak ediyor Akıl yaratılmasaydı, insan hep nefsine uyar, felaketlere sürüklenirdi Nefs olmasaydı, insan, yaşaması ve medeni hayat için çalışmasında kusur ederdi Nefs ile cihad sevabından mahrum kalırdı den daha üstün olma yolu kapalı kalırdı Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Ahirette olacaklardan, sizin bildiklerinizi hayvanlar bilselerdi, yemek için et bulamazdınız!) Beyheki

Yani hayvanlar ahiretteki azapların korkusundan dolayı, yemekten, içmekten kesilirlerdi Bir deri, bir kemik kalırlardı İnsanlarda nefs olmasaydı, hayvanlar gibi, korkudan, yiyemez, içemez, yaşayamazlardı İnsanların yaşayabilmeleri, nefslerinin gafleti ve dünya lezzetlerine düşkün olması iledir Nefs, iki tarafı keskin bıçak gibidir Hem de, zehirli ilaç gibidir Tabibin tavsiyesine göre kullanan, bundan fayda kazanır Aşırı kullanan helak olur İslamiyet, nefsin helak edilmesini, yok edilmesini değil, terbiye edilmesini, ondan istifade edilmesini emretmektedir

İnsanlarda nefs olmasaydı, insanlık kalmaz, meleklik hasıl olurdu Halbuki, beden birçok şeylere muhtaçtır Yemek, içmek, uyumak, istirahat etmek gerekir Süvariye hayvan gerektiği gibi, insana da beden gerekir Hayvana bakmak gerektiği gibi, bedene hizmet etmek de gerekir İbadetler beden ile yapılmaktadır

Nefsin arzuları
İmamı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, (Şehvetlerinizi, yani nefsin arzularını haramlardan almamaya uğraşın ve bu cihadda sebat edin, dayanın) buyuruyor Bunun içindir ki, aklı olanlar, din büyükleri, bu dünyanın bir pazar yeri gibi olduğunu ve burada, nefs ile alışverişte olduklarını anlamışlardır Bu ticarette kâr Cennet, zarar da Cehennemdir Yani kârı, ebedi saadet, ziyanı da, sonsuz felakettir

Akıllılar, nefslerini, ticaretteki ortak yerine koyup, gerekli nasihati yapmışlardır Bunlardan altısı şöyle:
1 Ticaret ortağı, insanın para kazanmakta ortağı olduğu gibi, bazen de, hıyanet yapınca, düşmanı olur Halbuki dünyada kazanılan şeyler geçicidir Aklı olan, buna kıymet vermez
Her nefes, kıymetli bir cevher gibidir ki, bunlardan bir hazine yapılabilir

Akıllı kişi, her gün, nefsine demeli ki:
(Benim sermayem, yalnız ömrümdür Bu sermaye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes, hiçbir şeyle tekrar ele geçemez ve nefesler sayılıdır, azalmaktadır Ömür bitince, ticaret sona erer Ticarete sarılalım ki, vaktimiz azdır Günlerimiz, o kadar kıymetlidir ki, ecel gelince, bir gün izin istense de ele geçemez Bugün, bu nimet elimizdedir Aman nefsim, çok dikkat et de, bu büyük sermayeyi elden kaçırma! Sonra ağlamak fayda vermez Bugün, ecelin geldiğini, şimdi, o günde bulunduğunu, farz et! O halde, bugünü elden kaçırmaktan, bununla, saadete kavuşmamaktan daha büyük ziyan olur mu? Yarın ölecekmiş gibi haramdan kaç!)

Asi nefsimiz, emirleri yapmak istemez ise de, riyazet yapmak, istediklerini vermemek, ona tesir eder İşte nefs muhasebesi böyle olur Resulullah efendimiz, (Akıllı, ölmeden önce hesabını gören, ölümden sonra kendine yarayacak şeyleri yapan kimsedir) ve (Yapacağın her işi, önce düşün, Allahü teâlânın razı olduğu, izin verdiği bir iş ise, onu yap! Böyle değilse, o işten kaç!) buyurdu

2 Nefsi kontrol edip ondan gafil olmamalı! Ondan gafil olursa, kendi şehvetine ve tembelliğine döner Allahü teâlânın, her yaptığımız, her düşündüğümüz şeyi bildiğini unutmamalıyız Bunu bilenin, işleri ve düşünceleri edepli olur Zaten buna inanmayan kâfirdir İnanıp da, yapmamak ise, büyük felakettir

3 Her gün yatarken, o gün yaptığı işler için nefsi hesaba çekmeli, sermayeyi, kâr ve zarardan ayırmalıdır Sermaye farzlar, kâr da, nafilelerdir Ziyan ise, günahlardır

4 Nefsin kusurları görülüp, ona ceza verilmez ise, cesaret bulur, şımarır Kendisi ile başa çıkılamaz Şüpheli şey yemiş ise, ceza olarak, aç bırakmalı, yabancı kadınlara bakmış ise, iyi mubahlara baktırmamalı Hep böyle ceza vermelidir!

5 Büyükler, nefsleri kabahat yapınca, ceza olarak çok ibadet ederlerdi Mesela bazısı, bir namazda, cemaate yetişmeseydi, bir gece uyumazdı İbadetleri seve seve yapamayan kimseye en iyi ilaç, salih bir zatın yanında bulunmaktır

6 Nefsi azarlamalı Nefs yaratılışta iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur, tembeldir ve şehvetlerine kavuşmak ister Dinimiz, nefsimizi, bu huyundan vazgeçirmeyi emrediyor Bu vazifeyi başarmak için, onu bazen okşamak, bazen zorlamak ve bazen söz ile, iş ile, idare etmek gerekir Çünkü nefs, öyle yaratılmıştır ki, kendine iyi gelen şeylere koşarken, rastlayacağı güçlüklere sabreder Nefsin, saadete kavuşmaya mani olan en büyük perdesi, gafleti ve cehaletidir Gafletten uyandırılıp, saadetinin nelerde olduğu gösterilirse, kabul eder Zira Allahü teâlâ (Onlara nasihat et! Nasihat, müminlere elbette fayda verir) buyurdu (Zariyat 55)

Kalb, ruh ile nefs arasındaki bir köprü gibidir Marifetler, feyzler kalbe ruh vasıtası ile gelir Kalb, his organlarına da bağlıdır His organları, ne ile meşgul olursa, kalb ona bağlanır İnsan güzel bir şey görünce, güzel bir ses duyunca, kalb bunlara bağlanır Ruha veya nefse tatlı gelenleri sever Bu sevgi insanın elinde olmaz Güzel, tatlı demek, kalbe güzel, tatlı gelen şey demektir İnsan, çok defa hakiki güzelliği anlayamaz Nefse güzel gelen ile, ruha güzel geleni karıştırır Ruh kuvvetli ise, gerçek güzelliği anlayıp, onu sever, bağlanır Âyeti kerimeler, hadisi şerifler, evliyanın sözleri gibi kıymetli şeyler, aslında güzeldir Çok tatlıdır Kalbin nefse bağlılığı azalıp nefsin elinden kurtulunca, bunları okuduğu, duyduğu zaman, bunların güzelliğini anlar ve bağlanır da, insanın haberi olmaz İbadetleri yapınca, Allahü teâlâyı sever

Kalbi, nefsin elinden kurtarmak için, nefsi ezmek, kalbi kuvvetlendirmek gerekir Bu da, Resulullah efendimize uymakla olur Kalbini, nefsinin pençesinden kurtaran kimse, bir evliyanın Resulullahın vârisi, Allah’ın sevgili kulu olduğunu anlar Allahü teâlâyı çok sevdiği için, Allahü teâlânın sevdiğini de çok sever


Kaynak ; Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
 

Similar threads

Sual: Kalb, yürek, gönül, nefs hakkında bilgi verir misiniz? CEVAP Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir Buna, yürek denir Yürek, hayvanlarda da bulunur Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir Görülmez Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir Buna, gönül diyoruz Ampul yürek ise...
Cevaplar
0
Görüntüleme
148
Hz Âişe (ranh) Resûlullah’a (sav), “İnsan rabbini ne zaman tanır? diye sorduğunda, Peygamber Efendimiz, “Nefsini tanıdığı zaman; zira nefsini bilen rabbini bilir buyurmuştur (Aclûnî) Nefsi emmare (kötülüğü emreden nefis) ile mücadele iki yolla olur: 1 Riyazet 2 Mücahede Nefs, Arapça bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
134
1 Can Allahü teâlâ Kur'ânı kerîmde meâlen buyurdu ki: Her nefs, ölümü tadıcıdır (Âli İmrân sûresi: 185) 2 İnsanın kendisi, kişi, beden İnsan ben deyince, nefsini göstermektedir (İmâmı Rabbânî) 3 Hakîkat, cevher, asıl, öz İnsanda ve cinde şer, kötülük kuvveti Şerîate yâni dîne uymayan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
155
Sual: İnsanların kötülemelerine, çekiştirmelerine, ayıplamalarına üzülmek caiz midir? CEVAP Küfri cühudiye sebep olan şeylerden birisi de, insanlardan utanmak ve başkalarının kötülemelerinden, ayıplamalarından korkmaktır Ebu Talibin küfrü böyledir Ebu Talib, Resulullah efendimizin Peygamber...
Cevaplar
0
Görüntüleme
80
Küfri cühudiye sebep olan şeylerden birisi de, insanlardan utanmak ve başkalarının kötülemelerinden, ayıplamalarından korkmaktır Ebu Talibin küfrü böyledir Ebu Talib, Resulullah efendimizin Peygamber olduğunu biliyordu İnsanların kötüleyeceklerinden korkarak ve ayıplayacaklarını düşünerek...
Cevaplar
0
Görüntüleme
96
858,500Konular
982,392Mesajlar
32,981Kullanıcılar
ilkinsanSon üye
Üst Alt