Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Nevruz'un Tarihcesi

Nevruz'un Tarihcesi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
nevruzun tarihi kaynakları
Nevruz ’un Tarihi Kaynakları nedir
nevruz bayramı tarihi

Nevruz'un Tarihcesi

En eski Türk bayramı olan Nevruz`u, Türkler yoluyla Avrasya ’ya yayılmıştır Eski Doğu geleneklerinin devamı olarak yaşamıştır Çin kaynaklarına dayanarak Hunların milattan yüzlerce yıl önceleri 21 Mart ’ta hazır yemeklerle kıra çıktıklarını, bahar şenlikleri yaptıklarını, bugün Nevruz kutlamalarındaki geleneklerin o zamanda da yer aldığını biliyoruz Aynı gelenekler, Hunlardan sonra Uygurlarda da görülmüş ve bugüne değin uzanmıştır Çağdaş Uygur resminde Uygurların Nevruz kutlamalarını temsil eden tablolar yapılmıştır ‘u İran geleneğine bağlayan Firdevsi ’nin Şehnamesi ve öteki kaynaklar yanıltıcıdır Çünkü Nevruz hakkındaki bilgiler orada XI yüzyıldan itibaren görülür Milâttan önceki yıllardaNevruz hakkında İran metinlerinde herhangi bir iz ve kayıt yoktur Ancak Hunlarda bu arşiv mevcuttur
Nizamü ’lMal de XI yüzyıl yazarı olarak Siyasetnâme adlı eserinde bu bayramdan laf eder Bu bayramın bununla birlikte yeni yıl olduğunu belirterek Nevruz geleneklerini anlatır Benzer zamanın yazarlarından Kaşgarlı Mahmut da Divânı Lügati ’tTürk ’te Türklerde sene başlangıcının Nevruz olduğunu açıklama eder Keza, 12 Hayvanlı Türk Takvimi‘nin başlangıcının da 21 Mart olduğu bilinmektedir Selçuklularda Nevruz bayramı eğlencelerinin kutlandığı, şenlikler yapıldığı, özel yemekler pişirildiği, özel hediyeler alınıp verildiği de bilinmektedir Selçuklularda yeni yıl, güneşin koç burcuna girdiği gün olan Nevruz günü olarak kabul edilmiştir Osmanlı devrinde de Nevruz, fazla canlı biçimde kutlanmaktaydı Osmanlı ailesini çıkarmış olan Kayı Boyu ’na mensup Karakeçililerin, Karakeçili aşireti mensuplarının 21 Mart tarihinde Ertuğrul Gazi ’nin türbesi etrafında toplanarak burada bayram yaptıklarını biliyoruz Bu bayramın bir diğer adı da “Yörük Bayramıdır Osmanlı Devrinde 21 mart günü bilhassa padişahın yani sultanın nevruz tebriklerini kabul ettiği, halkın Nevruz ’unu kutladığı, Nevruzşenliklerinde bulunduğu gün almak hasebiyle, 21 Mart tarihinin Nevruzı Sultanî, yani sultana bile bile, sultan tarafından ya da sultanın katılmasıyla kutlanan Nevruz günü elde etmek bakımından böyle bir ad aldığı söylenilebilir
Osmanlı devrinde kutlanan Nevruz kutlamaları Cumhuriyetin ilk yıllarında da resmî olarak devam etmiştir Bu konuda Prof Dr Reşat Genç şu bilgileri veriyor: “Geri planlarda bırakılmış ve unutulmaya yüz tutmuş olan Türk insanına kendi kültür kimliğini, kişiliğini, benliğini, hüviyetini kazandırmak hareketi Atatürk ’ün başlattığı bir hareketti Bu ne ile muhtemel olurdu? İşte bu, öze dönmekle, kendi kültürel değerlerimize, örfümüze, âdetimize, geleneğimize dönmekle muhtemel olurdu Bu yüzden Atatürk diyor fakat “Bilelim ki, kendi benliğine sahip olamayan milletler diğer milletlerin şikârıdır, yani yaşayamaz O yüzden, yine, Atatürk der ancak, “Gençlerimize, çocuklarımıza görecekleri eğitimin hududu ne olursa olsun en evvel ve herşeyden evvel kendi geleneklerine, millî ananelerine ve Türkiye ’nin bağımsızlığına düşman olan unsurlarla uğraş etmek lüzumu öğretilmelidir Millî hareketin özü bu diğer taraftan kendi kimliği, kişiliği, millî benliği kazandırılmış olan millete modern olma yolunu açıklamak da Atatürk hareketinin temellerindendir
İşte bu öze dönme, kendi tarihine, kültürüne dönme hadisesi millîciliğin özü idi Bu yüksek idrakinin icabı olarak , O ’nun ulusal kültür unsurlarının her biri üstünde, en ufak ayrıntısına değin çok büyük bir dikkatle durduğunu biliyoruz Nitekim, Nevruz ile ilgili hassasiyeti bunun bir göstergesi olmuştur Bilindiği gibi Atatürk 22 Mart 1922 tarihinde Ankara ’nın Keçiören semtinde Nevruzşenlikleri düzenletmiş ve kendisi de bu şenliklerde hazırlanmış bulunmuştur
Sonuç itibariyle görülmektedir ki, kaynağı neresi olursa olsun MÖ 3 Yüzyıldan, Mete Han zamanından beri Türklerde var olan bir bayram, bir bahar bayramı geleneğidir Bilhassa 1200 yıldır öbür Türk gruplarının hemen hiç birisi ile ilgisi kalmamış olan Saha yani Yakut Türklerinde Nevruz geleneklerinin izlerinin adaleli bir şekilde bugün de var oluşu dikkate değerinde Doğrusu, eğer Nevruz batı kaynaklı bir gelenek idiyse, bu, Nevruz bayramının Sahalara kadar nasıl gittiğini ve 1200 yıldır, öteki Türk boylarıyla ilgisi olmayan bu Sahalara nasıl tesir ettiğini de tarihî olarak, kaynaklara müracaat ederek izah etmek gerekir Değilse acilen kaynak Hunlar olarak veya daha eski bir tarihte Türkler olarak ağır basar görülmektedir Ama neticesi itibariyle bugün Afganistan ’da da yaşatılmaktadır, İran ’da da yaşatılmaktadır, Irak ’ta, Suriye ’de en azından emin kesimlerde ve bütün öteki Türk dünyasında; Çin Seddi ’nden Adriyatik ’e değin, Hindistan ’dan, Afganistan ’dan, Yakutistan ’a, Çuvaşistan ’a, Tataristan ’a, Moldova ’ya, Macaristan ’a ve Balkanlara dek geniş bir coğrafyada bugün canlı bir şekilde yaşamakta ve yaşatılmaktadır

Nevruz duası:

Ya mügallib'el gulubi vel ehsar
Ya müdebbire'el hevli velehval
Hevvil halena ila ehsen'in hal
Nevruz

Manası:

Ey kalpleri ve gözleri cevirip döndüren,
Ey gece ve gündüzü çeviren!
Ey güc ve halleri degistirip, döndüren,
Halimizi en hoş hale döndür *
 
858,506Konular
983,085Mesajlar
33,115Kullanıcılar
smrnr16Son üye
Üst Alt