

Münhasıran obez bireylerin 25(OH) D eksikliği açısından risk altında olduğu, artan VKİ’ nin 25(OH)D seviyelerinde azalmaya yol açtığını gözlenmektedir Obez bireylerdeki düşük 25(OH) D seviyelerinin, kilo nedeniyle azalan hareket sebebiyle direkt güneş ışığından daha az yararlanma ve 25(OH) D’nin adipoz dokuda sekresyona uğramaması üzere birden ziyade faktöre bağlı olduğu düşünülmektedir. Birebir devranda bu hastalarda yükselen parathormon (PTH) seviyesinin de negatif geribildirim tesiriyle 25(OH)D’nin karaciğerdeki sentezini baskıladığı belirtilmektedir. Vitamin D eksikliği ile epidemiyolojik doneler gözden geçirildiğinde, kişideki metabolik sendromun bütün elementleri ile 25(OH) D3 seviyeleri arasında zıt bir ilgi olduğu anlaşılmıştır.
Vitamin D Eksikliğinin Neden Olduğu Sıhhat Meseleleri
Osteoporoz, osteomalazi, osteoartrit, çocuklarda raşitizm
Metabolik sendromun ögeleri olan kardiyovasküler sistem bozuklukları, obezite, glukoz intoleransı oluşumu
Kanser( göğüs, kolon, prostat, pankreas)
Otoimmün rahatsızlıkar (Multipl skleroz, romatoid artrit, Tip 1 DM )
Astım,
Depresyon- Şizofreni
Kas güçsüzlükleri, kas ağrıları gözlenebilir.
25-OH D 3 seviyelerinin vücutta vitamin D durumunun en uygun göstergesi olduğu kabul edilir. Kan 25-OH D3 konsantrasyonlarının 30 ng/mL’nin üzerinde idamesi yahut 20-29 ng/mL arasında oluşu sırasıyla vitamin D yeterliliği ve zayıflığı olarak tanımlanır. 20 ng/mL’nin altındaki seviyeler vitamin D eksikliği olarak tanımlanır. Düşük vitamin D seviyeleri bağırsaktan kalsiyum emiliminin maksimale çıkarılmasında kıymetli olduğu kadar, böbrek dışı dokularda, sitokin rolü oynayarak iç muhitte konakçının immün karşılıklarını düzenlemek üzere, parakrin ve otokrin tesirler göstermek için 1,25 (OH)2 D3’ün prodüksiyonunu artırır.
Serum 25-OH D3 konsantrasyonlarının yıllık olarak ölçümü, vitamin D eksikliğini ortaya çıkarmaya yardımcı olur. Umumide haftada 3-4 sefer yüz, bacaklar ve kolların 10-20 dakika güneşe maruz bırakılması ve diyette vitamin D’nin artırılması eksikliği önler. Günlük 1000 IU yahut seçilmiş bireylerde (yaşlılar gibi) 2000 IU vitamin D desteği, vitamin D yeterliliğini sağlamak için mantıklı bir tavsiyedir.
Araştırmalar intestinal by-pass geçiren morbid obezlerde 25-OH D3 seviyelerinin yükseldiği gösterilmiştir, bu da yağ dokusunun alışılagelmiş 25-OH D3 seviyelerinde süratle kaybedildiğini göstermektedir. Düşük 25-OH D3 seviyelerinin obezite ile birlikteliğinin nedeni; yağda eriyen Vitamin D’ nin deride sentez edildikten sonra mevcut olan çok yağ dokusundaki yayılımı nedeniyle dolaşımdan arındırıldığını, kısmen de Vitamin D’ nin bu depolarda tercihen yerleşmesi nedeniyle olduğu düşünülebilir.
Vitamin D’ nin besinsel kaynakları sonlu olmakla birlikte;
Yağlı balıklar (somon, sardunya),
Yumurta sarısı,
Dana karaciğeri,
Çok az ölçüde da olsa; peynir, et çeşitleri
Vitamin D ile zenginleştirilmiş süt eserleri ve tahıl gevreklerinde Vitamin D bulunmaktadır.
Vitamin D Toksisitesi
Vitamin D toksisitesinin gelişme ihtimali besinler yoluyla olmaktan çok takviye olarak D vitamini alımı nedeniyle olur. Ölçüsüz vitamin D tüketimi serum kalsiyum seviyesinde artışa yol açarak toksisiteye neden olur. Serum kalsiyum seviyesinde artışa bağlı olarak da;
Kalsinozis (Kalsiyumun böbrekler, kalp ve akciğerler üzere çeşitli organlarda birikmesi)
Hiperkalsemi ve buna bağlı olarak; kalp ritm bozuklukları, mental durum değişiklikleri (konfüzyon gibi), konjuktivit, ağrı, anoreksi, ateş, kusma ve kilo kaybı gelişebilir.