Öğretmenliğin Altın Kuralları Nelerdir

Öğretmenliğin Kuralları,
iyi bir öğretmen olmanın altın kuralları

öğretmenlik mesleğinin altın kuralları şöyle sıralanabilir;
Öğretmen mesleğini sevmelidir bununla beraber mesleğini bilmeli ve alanında söz sahibi olmalıdır Derslerin iyi bir şekilde işlenmesi, öğretmenin kendisini öğrencilere sevdirmesi açısından fazla önemlidir Ders yılına nasıl başlarsak öyle gider Bu bakımdan derslik içindeki hal ve hareketlerimizi çok iyi ayarlamalı ve öğrencilerle olan ilişkilerimizde araya kesin bir uzaklık koymalıyız Öğretmen önce dersin amacını ve önemini kavratmakla işe başlamalıdır Öğrenci dersi öğrenmesi gerektiğine inanmalı Çünkü insanın tabiatında men edildikleri ve ikna oldukları şeylere karşı bir yatkınlık ve istek vardır Bu bakımdan öğretmen mevzuları akla mantığa yerinde gerekçe ve ölçüleriyle anlatmalıdır Hoca konuşurken usandırmamalıdır Öğrenciye vermek istediklerini, az konuşarak lakin öz ve ayrıntılı bir şekilde vermelidir Lafı çok uzatarak öğrenciyi sıkmamalıdır Öğretmen, konuları öğrencilerin yetenek, karakter ve anlayış seviyelerine göre anlatmalı ve ona kadar alaka göstermelidir Somurtkan halde öğrenciler ?dersi anlamıyoruz? diye hem öğretmene hem de derse karşı hitabe alabilir Hem öğretmen, kayda değer konuların üstünde hassasiyetle durmalı, gerekli yerlerde tekrarlar yapmalıdır Hoca, geçen dersin genel bir tekrarını yapıp dikkatleri topladıktan sonradan diğer konulara geçmelidir Huysuz halde öğrenciler derse bütün motive olamadıklarından dolayı aldırışsız ve isteksiz olabilirler Eğer öğrencilerin dikkatleri dağılmış başka şeylerle meşgul oluyorlarsa öğrencilerde derse karşısında aşk ve şevk uyandırmak gerekir Böyle durumlarda derse birazcık ara verilmelidir Sınıfın genel durumuna kadar toplumda sevilen insanlardan örnekler verilerek ya da kısa fıkralar anlatarak öğrencilerin dikkatleri toplandıktan sonra derse devam edilmelidir Tabiki burada zaman ve ölçüyü iyi koymak öğretmene düşüyor Öğretmen derste gerektiği yerde espri yapmasını da bilmelidir Oysa mizah yapılırken ölçü kaçırılmamalıdır Burada esprinin yeri yemekteki tuz gibi olmalıdır Eğer mümkünse dersler öğrencilerin kişisel olarak aktif katılımlarıyla işlenmeli ve uygulamaya karşın konulara önem verilmelidir Çünkü bu cins konular öğrenciler kadar istenerek yapılmakta ve daha daimi olmaktadır (soruyanıt, görüşme, deney vb) Öğrencilere sert davranmak çok sakıncalıdır Öyleyse öğretmen öğrencilerle münasebetini çok iyi ayarlamalı, olur olmaz şekilde kızmamalıdır Bilhassa herkesin ortasında öğrencilerin onur ve izzetlerini rencide etmemeye maksimum gayret göstermelidir Öğretmen öğrencilere son derece sevgi, şefkat ve merhamet batmış bir ilgi göstermeli, hal ve hatırlarını sormalı, dersleriyle ilgilenmeli ve onların somut, manevi dertleriyle meşgul olmalıdır fakat öğrenciler hocalarını sevsinler, öğütlerini tutup ona itaat etsinler Öğrenciler genelde sevdikleri şahısları örnek alırlar ve onlar gibi olmak isterler Bu bakımdan hoca başkalarının yanında kendini arkadaşlarıyla hafif düşürecek gayri önemli söz ve davranışlardan kaçınmalıdır *