Ölüm ve Ölmenin Ötesinde

Dünyevi yaşamın ebedi olmadığı kesindir ve vefat korkusu olduğu sürece, vefat ardından hayat umudu sürecektir ve acaba bilinçli ölmenin yolu var mıdır? Çoğunluğu Asya kıtasında elde etmek üzere milyonlarca insan ölüm sonrasına inanırlar fakat yaşamaya devam etmeyi de arzularlar Fakat Materyalist Devir ’da da ölüm bir gerçektir ve benzer korkuya yol açmaktadır Ölümden söz etmek şiddet bir gerçektir Öncelikli niçin temel olarak psikolojik ve kültüreldir Zira ölüm konusu tabudur Ölümü çoğu kez göz önünde bulundurmak bizi o gerçeğe daha da yakınlaştıracağı düşüncesiyle nefret edilen şey doğurur

Ölümden söz ettirmeyi zorlaştıran diğer bir neden ise kökünün dilin niteliğine kadar uzanmasıdır Bu, ölümü bildiğimiz şeylerle kıyaslamamız anlamına kazanç En yaygın benzetme ölümle uykunun kıyaslanmasıdır gibi her zaman kendimize “vefat etmek, uykuya dalmaya benzer deriz Her ne olursa olsun, ölüm bir doğa konunudur ve hepimizin başından geçecektir Belki bu sizin birincil ölümünüzdür olur ya de yüzüncüdür Ölümü olabildiğince az korkutucu, rahatlatan, huzur veren ve yeni yaşama ilk adımı atmanızı sağlayan bir reel olarak düşünmeye çalışabilir miyiz? Cevap bazendir

Ölümün korkunçluğu insandan insana değişir Bunca takvim alışık ortamı, eşimizi, dostumuzu, çocuklarımızı ve en önemlisi bedenimizi bu dünyada bırakırız İyi lakin herşeyi terkedersek niçin doğuyoruz? Tabii ancak evrimleşmek, bilgi alışverişinde bulunmak, ya da klasik cevap olarak da iyiyi kötüden ayırt yapabilmek için Bu bir görünüm Bizce vefat iç karartan, göz yaşartan, ne zaman geleceği belli olmayan ama mutlaka gerçekleşecek bir başlangıçtır Evet, başlangıç diyoruz çünkü ruh için vefat yoktur, ruh dünyada doğar, ahirette ya da spatyomda her yerde doğar ve yine dünyada doğar Ruh bedeni terkeder ve başka bedenlerde yaşamaya devam eder Ölüm bir son yok, öte alem yaşamının başlangıcıdır Lakin bunlar da birer inançtır…

Ruhsal alanda çalışan hiç kimse hayat ve ölüm konusunda kendisine özgün düşüncelerin ötesine geçemez Önemli parapsikologların kabul ettiği hakiki ölüm ötesi olaylar çok nadirdir hatta bazılarına kadar ölüm bir yandan yaşam da bir istisnadır Çok az sayıdaki araştırmacı, hayat sonrası için önerilen modellere inanır, ekseriyet ise yaşam sonrasını uygun bir girişim biçimi olarak görür, iyi bir uzmanın kanıtlarla inançları karıştırmaması gereği bu noktada açık olarak karşımıza çıkar Parapsikologların çoğunluğunun bakış açısı kolay, tehlikesiz ve kuşkucudur Böyle olması da doğaldır çünkü ulaşılan sonuçlar kısmen çevrili, birçok vakit da bütünüyle bireyseldir

Kamuoyu olan biteni duymuyor ya da duyurulmamakta ama artık bilim dünyasında, ölümsüzlük arkasından koşan, ölümsüzlüğü arayan ve hatta yakaladığını bahis eden gruplar var öte taraftan, insan bedeninin vefat etmek için doğmadığı da bahis ediliyor; eğer ebediyet fikri bilinçaltımızda yer alır ve hücrelerimize işlerse ölmeyebiliriz deniyor
Aslında Batı dinleri cennetin yükselmiş bilincin diyarı olduğunu savunuyorlar

Duygusal
Mutluluk doğu ve batı geleneklerin ortak fenomenidir Harvard University yöneticisi Lawrence E Sullivan batıdaki düşünce doğrultusunda cennetin ebedi bir bayram ve gösteri yeri olduğunu iddia etmektedir Gökyüzü, Tanrı ’nın sevgiyle ve barışla yıkanmış yüzü önüne çıkana kadar, ruhun yaşadığı yerdir Birçok dünya dinlerinde iki taraflı bir inanç var; Ölümden sonraki hayatın şartları dünyadaki davranışlara göre değişkendir Öbür dünyada yaşadıklarımız dünyadaki yaşam tarzımızın bir sonucudur Doğuda kader deniyor batıda ise davranışlarımızın ahlaki neticeleri İkisi de hayatımızı iyi yaşamaya mecbur edici

“Visions Of The AfterdeathVefat sonrası vizyonları
Proje: “Institude For The Study Of Afterdeath (ISA)
Öbür kültürlerin vefat sonrası inançları
Lider: Sukie Miller
Amaç: Amerikalıların ölüm üzerindeki tutumu için bir karşılaştırma olarak kullanıldı
Cevaplar Hindistan ’dan Sikhler ’in, Brezilya ’dan Guaraniler ’in ve Nigerya ’dan
Yorubalar ’ın inançlarıyla karşılaştırıldı

Denek kitle: 60000 kişi
* İstatistikler, katılımcıların, değişik dünyada neşenin, sevincin ve ışığın var olduğu
görüşünde birleştiklerini gösteriyor
* Insanlar yaşlandıkça gelecek hakkında daha eksik iyimser oluyorlar Bu halk değişik
dünyada sevincin ve huzurun var olmayacağını ve ölenle yaşamış aralarında bir irtibat
bulunmayacağına inanıyorlar
* Kadınlar, daha fazla ölüm sonrasının fena yok, daha ılımlı olduğunu düşünürken,
reearkarnasyona inanıyorlar
* Erkekler ise, ölümden sonraki yaşamın varlığının bilimsel olarak kanıtlanması gereğine
inandırılmışlar ve keza ölümden sonra duyu olarak yalnız kalacaklarına inanıyorlar
* Şimdilerde ise ölüm ve ölüm sonrasıyla ilgili sorular sormaya yeni bir cins alaka var Batıda AIDS ’den ölen genç bir tür var Bunlar ani ölümler değil, sürüp dışarı giden
hastalıklar İnsanların göz önünde bulundurmak için zamanları var, ölüme karşısında gelmeliler ve
hiddetlenmeliler
* İstatistiklerden de anlaşılacağı gibi öbür dünya hakkında fazla bir ümit var
* Modern millet dini kökenlerine olan dinç bağlılıklarını kaybetmiş gibi görünüyorlar
Bir birçok kiliseye gitmeye yük verilmeyen bir ortamda büyümüş, diğerleri ise
kiliseden vazgeçmişler Bu irk, ölünce İsa ’ya gideceğini söyleyen ölüm döşeğindeki büyük annelerine inanmakta gittikce zorlanıyorlar
* Modern batıda ölüm güncel yaşamın bir parçası değil, dini kurumlar tarafından
organize edilen ve sisteme bağlanan dinsel bir olay olarak yaşanıyor Diğerlerinde vefat
kapılar arkasına saklanan bir şey değil, atmosfer ruhlarla doymuş
* Soykırım; Cases of Reincarnation from the Holocaustun yazarı Rabbi Yonassan
Gersom diyor fakat: “Musevi geleneğinin öğrettiği gibi her yaşam değerli ve kendi içinde
önemlidir Bu yüzden ruh büyümeye devam ettiği gibi, bağımsızlık sonsuzlukta devam
ediyor
* Doğu dinleri öbür bir yol izliyorlar San Jose State Üniversitesi ’nde dinleri
karşılaştıran Prof Kenneth Kramer ’e göre, öbürdünya yolcusu bireysel yokolma fikrine yan olmamak için istiyor ve şöyle devam ediyor: “Bu bizi yüksek bilince bağlanmakta ve bizi yalnızca bir insan olmaktan kurtaran ve baki yapan şeydir
* Cehenneme inanç azalmıştır lakin cennete olan inanç aynı kalmıştır Insanlar tanrının
onlara kötü birşey yapabileceğine bundan böyle inanmıyorlar İyimserlik, ölümün çok güç ve acı
dolu bir yolculuk ile başladığını düşünen kültürlerle çatışıyor

*