iltasyazilim
FD Üye
Ölünün iyiliklerinden mi söz edilir, kötülüklerinden mi? Kur'ân'ın kişiler hakkında değerlendirmesi ışığında ilahiyatçı yazar Mehmet Paksu, bu soruya bakın nasıl yanıt veriyor?
Bir kişi hayatta iken nasıl anılır? İyi bir adamsa iyi adamdı, kötü adamsa kötü adamdıdenir ve hakkında bir kanaate varılır
Fakat hem iyi yönleri, hem de kötü yönleri varsa, iyi yönleri de anlatılır, kötü yönleri de Çünkü iyiliklerini herkes görmüş, duymuş, öğrenmiştir, kötülüklerinden de aynı şekilde herkesin haberi olmuştur Bu kişi bir yönetici ve doğrudan halkın önünde ve arasında ise, yapabildikleri de olacaktır, yapamadıkları da Doğruları da vardır, yanlışları da, sevapları da vardır, günahları da, inancı da vardır, inkâr ettikleri de
Tarihe mal olmuş kişiler hakkında yapılan değerlendirmeler de bu şekilde değil midir? Bunlar devlet adamıdır, şairdir, yazardır, sanatçıdır veya bir iş adamıdır Nasıl bir adamdı? Fikri, zikri neydi, inancı ve düşüncesi nelerdi, geride hangi hizmetleri bırakıp gitti, gerçekten herkesin gönlünde taht mı kurdu, yoksa gönüllere giremedi mi?Kur'ân'ın kişiler hakkında değerlendirmesi de böyle Kur'an kötü kişilerin kötülüklerinden söz ederken, başta peygamberler olmak üzere kendi toplumuna hizmet etmiş olanların da iyiliklerini anlatır Bu arada iyilik yapanların, zerre kadar da olsa iyiliklerinin karşılığını göreceklerini, kötülük edenlerin de aynı şekilde yaptıklarının cezasını çekeceklerini haber verir
* * *
Yine Kur'ân bazı peygamberlerin hayatını anlatırken, onların zelletabir edilen kusurlarını dile getirir Hz Adem'in şeytanın vesvesesine kulak vererek yasak ağaçtan yediğini söyler (7:22) Musa Aleyhisselâm'ın bir adamın ölümüne sebep olduğunu bildirirken, Hz Musa'nın, Rabbim, ben kendime yazık ettimdiye yakarışını belirtir (28:1516) Yunus Peygamber'in de Rabbinden izinsiz olarak yerini terk edişini eleştirisel bir anlatımla kaydeder (21:87) Bu konuda peygamberleri bile istisna tutmaz
Peygamberimizin ölmüş kimseler hakkındaki değerlendirmesi benzer bir durumtutum arz etmektedir Bir gün Resulullah'ın (asm) huzurundan bir cenaze geçmişti Orada bulunan sahabeler vefat eden zatı övmüştü Peygamber Efendimiz (asm), Cennet ona vacip oldubuyurdular Bir süre sonra bir cenaze daha gelmiş, bu sefer sahabeler onu yermişlerdi Resulullah (asm) ise onun için, Cehennem vacip oldubuyurdular Sahabeler bunun sebebini sorunca, Resulullah (asm) şu cevabı verdiler Müminler, Allah'ın şahitleridir(Buhari, 3148)
* * *
Diğer yandan ölmüş bir insan nasıl bir iz ve bir eser bırakmışsa ona göre anılır Gerçekten hayırlı işlere mi vesile olmuş, yoksa yanlış bir yolun açılmasına mı önayak olmuş Hadiste ölçü şöyle veriliyor: Her kim İslam'da güzel bir çığır açar da kendisinden sonra onunla amel edilirse, o kimseye açtığı bu çığırla amel edenlerin sevabı kadar sevap yazılır Amel edenlerin ecirlerinden de bir şey eksilmez
Her kim de İslam'da kötü bir çığır açar ve kendisinden sonra onunla amel olunursa, o kimseye açtığı bu çığırla amel edenlerin günahı kadar günah yazılır Amel edenlerin günahından da bir şey eksilmez(Müslim, İlim: 6) Bunun için Ölülerinizin iyiliklerini anınhadisini mutlak bir hüküm olarak anlamamak lazım Çünkü o zaman da haksızlığı gizlememeselesi ortaya çıkar ki, bu da hakkaniyet prensibine aykırı düşer
Bir kişi hayatta iken nasıl anılır? İyi bir adamsa iyi adamdı, kötü adamsa kötü adamdıdenir ve hakkında bir kanaate varılır
Fakat hem iyi yönleri, hem de kötü yönleri varsa, iyi yönleri de anlatılır, kötü yönleri de Çünkü iyiliklerini herkes görmüş, duymuş, öğrenmiştir, kötülüklerinden de aynı şekilde herkesin haberi olmuştur Bu kişi bir yönetici ve doğrudan halkın önünde ve arasında ise, yapabildikleri de olacaktır, yapamadıkları da Doğruları da vardır, yanlışları da, sevapları da vardır, günahları da, inancı da vardır, inkâr ettikleri de
Tarihe mal olmuş kişiler hakkında yapılan değerlendirmeler de bu şekilde değil midir? Bunlar devlet adamıdır, şairdir, yazardır, sanatçıdır veya bir iş adamıdır Nasıl bir adamdı? Fikri, zikri neydi, inancı ve düşüncesi nelerdi, geride hangi hizmetleri bırakıp gitti, gerçekten herkesin gönlünde taht mı kurdu, yoksa gönüllere giremedi mi?Kur'ân'ın kişiler hakkında değerlendirmesi de böyle Kur'an kötü kişilerin kötülüklerinden söz ederken, başta peygamberler olmak üzere kendi toplumuna hizmet etmiş olanların da iyiliklerini anlatır Bu arada iyilik yapanların, zerre kadar da olsa iyiliklerinin karşılığını göreceklerini, kötülük edenlerin de aynı şekilde yaptıklarının cezasını çekeceklerini haber verir
* * *
Yine Kur'ân bazı peygamberlerin hayatını anlatırken, onların zelletabir edilen kusurlarını dile getirir Hz Adem'in şeytanın vesvesesine kulak vererek yasak ağaçtan yediğini söyler (7:22) Musa Aleyhisselâm'ın bir adamın ölümüne sebep olduğunu bildirirken, Hz Musa'nın, Rabbim, ben kendime yazık ettimdiye yakarışını belirtir (28:1516) Yunus Peygamber'in de Rabbinden izinsiz olarak yerini terk edişini eleştirisel bir anlatımla kaydeder (21:87) Bu konuda peygamberleri bile istisna tutmaz
Peygamberimizin ölmüş kimseler hakkındaki değerlendirmesi benzer bir durumtutum arz etmektedir Bir gün Resulullah'ın (asm) huzurundan bir cenaze geçmişti Orada bulunan sahabeler vefat eden zatı övmüştü Peygamber Efendimiz (asm), Cennet ona vacip oldubuyurdular Bir süre sonra bir cenaze daha gelmiş, bu sefer sahabeler onu yermişlerdi Resulullah (asm) ise onun için, Cehennem vacip oldubuyurdular Sahabeler bunun sebebini sorunca, Resulullah (asm) şu cevabı verdiler Müminler, Allah'ın şahitleridir(Buhari, 3148)
* * *
Diğer yandan ölmüş bir insan nasıl bir iz ve bir eser bırakmışsa ona göre anılır Gerçekten hayırlı işlere mi vesile olmuş, yoksa yanlış bir yolun açılmasına mı önayak olmuş Hadiste ölçü şöyle veriliyor: Her kim İslam'da güzel bir çığır açar da kendisinden sonra onunla amel edilirse, o kimseye açtığı bu çığırla amel edenlerin sevabı kadar sevap yazılır Amel edenlerin ecirlerinden de bir şey eksilmez
Her kim de İslam'da kötü bir çığır açar ve kendisinden sonra onunla amel olunursa, o kimseye açtığı bu çığırla amel edenlerin günahı kadar günah yazılır Amel edenlerin günahından da bir şey eksilmez(Müslim, İlim: 6) Bunun için Ölülerinizin iyiliklerini anınhadisini mutlak bir hüküm olarak anlamamak lazım Çünkü o zaman da haksızlığı gizlememeselesi ortaya çıkar ki, bu da hakkaniyet prensibine aykırı düşer