iltasyazilim
FD Üye
Osmanlı devletinde kalyon gemisi hakkında veri
Yelkenli ve kürekli en büyük savaş ve tartı gemisi
Osmanlı kalyonlarının, üç ambarlı ve kapak adı verilen iki çeşidi vardı Üç ambarlı, en üst güvertesinden diğer iki daha aşağı güvertesinde top bataryası bulunan, ağır ve hantal yapılı, yalnız yelkenle yürütülen bir gemi tipiydi Kapak, asıl güvertesinden diğer iki daha aşağı güvertesinde top bataryası bulunan, daha hafif bir kalyondu Buna “karaka da denirdi Osmanlı denizciliğinde kalyon, ilk defa, Sultan İkinci Bayezid Han devrinde kullanıldı Kanunî Sultan Süleyman Han devrinde de, bin beş yüzden iki bin tonilâtoya kadar ağırlık taşımaya müsait, karaka türünden büyük gemi kullanılırdı Bu gemiler, her ne kadar kürekle sevk olunur ise de, hareketleri yelken ve direğe, yani rüzgâra bağlı olduğundan, savaş sırasında esinti esmediği zamanlarda pek fazla işe yaramazlardı Osmanlılar, bu nesil gemileri, taşımacılık işlerinde kullanırlardı
Kalyonda çalışanların aylıklarını, yiyecek ve içeceklerini ve levazım hesaplarını tutan, vazifeli kalyon kâtibi bulunurdu Kalyonlarda, bugünkü hekim albay rütbesinde, kalyon tabibi vardı Kalyonlarda vazifeli askerler, kalyoncu diye ifade edilirdi
Kalyoncuların özel bir kıyafeti vardı Bir metre uzunluğunda yatağan bıçaklar ve özel tabancalar kullanırlar, başlarına, bellerine şal takarlar, omuzlarına mevsime kadar yapılmış bornoz atarlardı Bazen başlarına sarıklar sararlar, sırma ve düz kaytandan işlemeli şalvar giyerlerdi
Ayakkabıları küt burunlu, üzerinden etap parmakları görülecek biçimdeydi Buharlı gemilerin yapımından daha sonra, öteki yelkenli harp gemileri gibi kalyonlar da ortadan kalktı *
Yelkenli ve kürekli en büyük savaş ve tartı gemisi
Osmanlı kalyonlarının, üç ambarlı ve kapak adı verilen iki çeşidi vardı Üç ambarlı, en üst güvertesinden diğer iki daha aşağı güvertesinde top bataryası bulunan, ağır ve hantal yapılı, yalnız yelkenle yürütülen bir gemi tipiydi Kapak, asıl güvertesinden diğer iki daha aşağı güvertesinde top bataryası bulunan, daha hafif bir kalyondu Buna “karaka da denirdi Osmanlı denizciliğinde kalyon, ilk defa, Sultan İkinci Bayezid Han devrinde kullanıldı Kanunî Sultan Süleyman Han devrinde de, bin beş yüzden iki bin tonilâtoya kadar ağırlık taşımaya müsait, karaka türünden büyük gemi kullanılırdı Bu gemiler, her ne kadar kürekle sevk olunur ise de, hareketleri yelken ve direğe, yani rüzgâra bağlı olduğundan, savaş sırasında esinti esmediği zamanlarda pek fazla işe yaramazlardı Osmanlılar, bu nesil gemileri, taşımacılık işlerinde kullanırlardı
Kalyonda çalışanların aylıklarını, yiyecek ve içeceklerini ve levazım hesaplarını tutan, vazifeli kalyon kâtibi bulunurdu Kalyonlarda, bugünkü hekim albay rütbesinde, kalyon tabibi vardı Kalyonlarda vazifeli askerler, kalyoncu diye ifade edilirdi
Kalyoncuların özel bir kıyafeti vardı Bir metre uzunluğunda yatağan bıçaklar ve özel tabancalar kullanırlar, başlarına, bellerine şal takarlar, omuzlarına mevsime kadar yapılmış bornoz atarlardı Bazen başlarına sarıklar sararlar, sırma ve düz kaytandan işlemeli şalvar giyerlerdi
Ayakkabıları küt burunlu, üzerinden etap parmakları görülecek biçimdeydi Buharlı gemilerin yapımından daha sonra, öteki yelkenli harp gemileri gibi kalyonlar da ortadan kalktı *