Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Osmanlıda Vakıflar Hakkında Bilgi

Osmanlıda Vakıflar Hakkında Bilgi
0
53

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
95
Osmanlıda Vakıflar Hakkında Kısa Bilgiler



Osmanlıda Vakıflar Osmanlı'da devlet, vatandaşın canını, malını gözetmek, asayişi sağlamak, sınırları saklamak, devlet düzenini ne bahasına olursa olsun her şeyden üstün tutmak, bu düzeni ilgilendiren her türlü yüksek menfaati sağlamakla mükelleftilerVakıf bir cami, mescid, medrese yaptırmak, kuru bina ortaya koyup, buyurun ibadet edin, okuyun seslenmek değildi Kocaman bir işti Yapılan binanın asırlarca yaşaması için önlem olmak demektir

Osmanlıda Fikir Almaz Vakıflar

II Bayezid devri (14811512) müelliflerinden Cantacasin, olağan eserlerinde o tayin için şöyle der Küçüğü ve büyüğü ile Türk ileri gelenleri cami ve hastane yaptırmaktan başka bir şey düşünmezler Onları zengin vakıflarla techiz ederler Yolcuların konaklaması için kervansaraylar inşa ettirirler Yollar, köprüler, imaretler yaptırırlar Türk büyükleri, bizim senyörlerimizden çok daha hayır sahibidirler, son derece misafir severler Türk, hristiyan ve yahudileri memnuniyetle konuk ederler Onlara gıda, içecek ve et verirler Bir Türk, karşı yemek yemek yemeyen bir adamla Hristiyan ve Yahudi bile olsa yemeğini paylaşmamayı fazla ayıp sayar

Hastaneler yalnız, yatan hastalara kasıtlı olarak değildi Ayakta çare de yapılırdı Her gelen hastanın tedavisi yapılır ve fakir olduğunu ifade edenlere (bunun dışında bir vesika falan istenmezdi) bedava hap verilirdi İstanbul, Edirne gibi büyük şehir halkı hastaneleri aynı zamanda hekimlerin uzmanlaşma yeri idi Hekimler burada, her dalda uzmanlaşma yaparlardı Umumî ve yalnız bir müşteri hastalığa kasıtlı olarak olanları dünyaca ünlüdür 1451'de kurulan Edirne ve 1514'te kurulan Karacaahmed (İstanbul) cüzzam hastaneleri de tıp literatüründe ünlüdür

İmâretler Çok Büyük bir sosyal yardım müessesesi imâretti İçlerinde hayret uyandıracak derecede koskocaman olanları varı Nisbeten minik bir müessese olan I Sultan Murad'ın İznik'teki İmârethanesi bile, günde 2000 muhtaca yemek yemek dağıtıyordu

İstanbul'da IIBayezid İmâreti, günde 1000 muhtaca iki öğün yemek yemek dağıtıyordu (Sarrâf Hovennesyan, v 72; İnciciyan tercümesi, 135, anekdot 2) Kânûni'nin yaptırdığı Süleymâniye İmâreti'nde ise, medresenin 600 softası ve hastalar dıştan sayısız muhtaca yemek yemek veriliyordu (Hovennesyan, v 68; İnciciyan, 135, n3) Bu imâret, bir büyük mutfakla üç yemek salonundan ibarettiHer yolcuya günde 50 dirhem bal, misafirin hayvanına günde bir şinik arpa veriliyordu

Vakıflar ve Sosyal Destek D'Ohsson (II,4601) şöyle diyor: İmâretlerde fakirlere her öğün bir ekmek, bir tabak dolusu koyun eti ve bir tabak dolusu sebze verilmektedir Fakir olarak ünlü ailelere hem günde 3 ilâ 6 akça nakdî takviye yapılıyordu

Fatih imâret ve kervansarayında her şeyin mükemmel ve bedava olduğunu, orada yalnız fakirlere yok, nazik yolcuları da gözleriyle gördüğünü nakleder

IIMurat'ın 1436'da yaptırdığı Edirne'deki Muradiye İmâreti için 436718 akça gelir getiren vakıflar tedarik etmişti

1611 yılı haziranında Polonyalı Simeon, Edirne'ye gelmiştir İstanbulEdirne yolunun iki tarafı kâmilen kaldırım döşelidir Her konakta hanlar, hastaneler, kervansaraylar, hamamlar vardır

Çok Büyük hayır müessesesi olduğu değin, ticareti ayakta ve yolları canlı tutan bir kuruluş, kervansaraylardırKervansarayların daha mütevazı olanlarına han denilmektedir Vakıf olmayan gezgin hanları yani bugünkü oteller ve şehirlerdeki ticaret hanları ile karıştırılmamalıdırHan ve kervansarayların ekserisinin vakıfnâmesinde, yolcuların, hayvanları ile beraber, üç gün konuk edileceği, yedirilip içirileceği şartı vardır

Türbelerin bakımı için de vakıflar yapılmış olması tabiîdir Bunların en muazzamı Eyüp Türbesi idi 10 türbedar, 72 hafız edinmek üzere türbenin hizmetinde 117 kişi bulunuyordu (T Öz, İstanbul camileri, I, 55) Zira dünya müslümanlarının büyük ziyaret yerlerinden biriydi ve her gün binlerce ziyaretçisi bitip tükenmek bilmezdi Avlusundaki binlerce leylek ve güvercinin beslenmesi için de tertibat alınmıştı

Su Vakıfları Son derece sevap farzedilen vakıflardan biri, su vakıfları idi Her taraftan su akardı Bazı camilerde abdest edinmek için yaz kış sıcak su akması, o caminin vakıfnâmesi icabı idi

D'Ohsson'a kadar bu derece hayırseverliğin menşei İslâm dînidir Şöyle der (VI, 302) : Kur'ân, Türkleri, dünyanın bütün milletlerinin en hayır ve en insan severi haline getirmiştir

Vakıf Çeşitleri Hayır sahipleri neler yaptırmışlardır

Akla gelen her şey: Cami, mescid, külliye, medrese, okul, çeşme, sebil, selsebil, şadırvan, yalak, fıskıye, havuz, kuyu, kaplıca, hamam, çifte hamam, ılıca, hela, yol, köprü, kervansaray, imaret, hastane, kütüphane, namazgah, musallâ, gasilhane, tekke, ribat, zaviye, hücreli, dergâh, türbe, künbed, çarşı, pazar, han, bahçe, tarh, lağım, kışla, kale, hisarbeçe, palanka, burç, hendek, tabya, kaldırım, sokak, park, bulvar, miskinhane, kalenderhane, darülkura, darülhuffâz, dârülhadis, muvakkıthane, liman, fener, deniz feneri, yunak (çamaşırhane), yağhane, mumhane, şekerhane, demirhane, dökümhane, fırın, tezgâh, kesimhane, tophane, güllehane, şişhane, ağıl, hara, dershane, tımarhane, dârüşşifâ, nişangâh, fetvâhane, menzilhane, nişantaşı, sâyebân, kameriyye, kameriye, suyolu, sarnıç, tâbhane (prevantoryum), müftihane, duruşma, sığınak, mezarlık, köşk, konak, saray, sâhilsaray, yalı, konut, meşrûtahane, liman, iskele, kahvehane, bozahane, şırahane, kıraathane, eczahane, mahzen, cedvel (kanal) ve daha böylece fazla şey

Bunların bir kısmı hayır eseri, bir kısmı da hayır eserlerine gelir karşılayan vakıf mal olarak yaptırılıyordu Her birinin çeşitleri de vardı *
 
858,505Konular
982,810Mesajlar
33,076Kullanıcılar
CvvhvvSon üye
Üst Alt