iltasyazilim
FD Üye
Otistik Çocuklar İçin Vakıf,
Otistik Çocuklar İçin Vakıf Kuruldu
Otistik çocuğu olan anne ve babalar bir araya gelerek Otizm Vakfını kurdu
Otistik çocuk sahibi anne ve babalar, otizmlilere bakım, rehabilitasyon, eğitim ve mesleki eğitim hizmeti verecek ''hayat merkezini'' hayata geçirmek için bir araya gelerek, Otizm Vakfını kurdu
OTİZM NEDİR?
Otizm 3 yaşından önce başlayan, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan bir hastalık olarak tanımlanıyor Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan ayırıyor Otizm beynin birçok kısmını etkiliyor Ebeveynler çoğunlukla çocuklarının yaşamının ilk 2 yılında belirtileri fark ediyor Erken davranışsal veya kavrayışsal müdahaleler, çocukların kendine bakabilme yetisi ile sosyal ve iletişimsel yetiler kazanmasına yardımcı olabiliyor
Otizm Vakfı Yaşam Merkezi'nde oluşturulacak özel eğitim ve rehabilitasyon birimleri, üretim atölyesi, spor tesisleri ve hayat evleriyle, otistik bireylerin gelişimleri desteklenerek toplumla kaynaşmaları sağlanacak
Vakıf, hayvancılık, organik tarım, çiçekçilik gibi uğraşlarla otistik çocukların üretime de katkıda bulunacakları merkezin kurulması için yardım bekliyor
Vakfın Yönetim Kurulu üyesi Cengizhan Soneren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, otizmli çocukları yer alan 42 anne ve babanın katılımıyla kurulan vakfın amacının, otizmli çocuklar için hayat merkezi projesini hayata geçmek olduğunu söyledi
Otistiklerin küçük yaştan itibaren yoğun eğitim verilerek hayata kazandırılmasını sağlayacak, spor olanaklarına kavuşturacak, onları hayata hazırlayacak ve bakımlarının yapılacağı kampüs kurmak istediklerini açıklayan Soneren, şöyle konuştu:
''Bizim çocuklarımız hayata entegre olmada güçlük çekiyorlar Devletin mesleki eğitimleri var lakin onlar daha fazla otizm dışındaki zihinsel engellilere yönelik Çocuklarımızın hangi alanda ne değin iyi olabildiklerini anne baba olarak bizler daha iyi biliyoruz bu nedenle otizmlilerin mesleki eğitim alabileceği, hayata entegre olacağı, hayattan hoşgörü alacağı, alıcı halden üretici ülkü gelebileceği yöntemleri uygulayacak bir merkez meydana getirmek istiyoruz Otizmin dereceleri var, hafif ve orta durumdakileri bu nedenle hayata entegre etmeye çalışabiliriz Ağır durumda olanlarda bunu başaramazsak bile, sahip oldukları iyi yaşantıyı sürdürecek bakım, barınma ünitelerine kavuşsunlar istiyoruz''
Otistiklerin değişikliğe katlanamayan bir yapıları olduğuna dikkat çekici eden Soneren, ''Otistik çocuklara anne babanın sağladığı imkanları yokluklarında sağlayamazsanız, yıllarca bahşedilen emeğiniz bir anda değil olur Onun için gözümüzü kapatmadan önce, onların sahip oldukları rahat ve düzende yaşamlarını sürdürecekleri kampüs oluşturmayı amaçlıyoruz'' diye konuştu
''ÇOCUĞUMA NE OLACAK?''
Vakıf Yönetim Kurulu üyesi Güzide Tekeş de engelli çocuğu olan her aile gibi ''Ben öldükten daha sonra çocuğuma ne olacak'' endişesi yaşadıklarını söyledi
Otizmin fazla zor ve ağır bir engel grubu olduğunu anlatan Tekeş, şunları kaydetti:
''Son zamanlarda otizme engel bile demiyorlar, bambaşka gelişim belirten çocuklar diyorlar Onlarda pırıl pırıl bir zeka var ancak sosyal ve şehvetli olarak farklılık taşıyorlar Onlar bizim evlerimizin prens ve prensesleri Çok itinayla bakılıyorlar Ritüel oluşturmada fazla becerikliler, bir davranışı hemencecik rutine sokuyorlar ve her gün onun yinelenmesini bekliyorlar Bizden sonra alıştığı lüksler onlara temin edilmeyince, algı şekli 'ritüellerim bozuldu, şimdi ne yapacağım' olacak Bunun bunalımını yaşayacak Yaşadıkları düzenin daima süregelmesi gerekiyor fakat kendilerini mutlu hissetsinler böylece böyle bir merkezin hayata geçirilmesi önemli''
Otizm konusunda hukuki çoğu hakları olduğunu ancak ilgili birimlerce uygulanışında sıkıntılarla karşılaştıklarını belirten Tekeş, ''Otizmliler de her birey gibi zorunlu eğitime devam eder, kaynaştırma eğitimine gider, engelli bireye fazla ayrımcılık yapılır Ancak kreş aşamasında bile şahsa alt itirazlarla karşılaşıyoruz Toplumda bilgilendirmeyle ilgili açık var'' dedi
''İYİ EĞİTİMLE CIDDI GELİŞME GÖSTERİYORLAR''
Genellikle vakıf senetlerinde ''rahat hakkı'' denilen bir maddenin bulunduğunu gösteren Tekeş, şöyle devam etti:
''Yani yönetim kurulu üyelerinden memur olmayanlara vergi ödenir Biz ise refah hakkını kesinlikle istemedik, vakıf senedine koymadık Çünkü idare kurulunda ben de elde etmek istiyorum diyen her kişinin, yalnızca bu amaçlara hizmet etmesini temin etmek istedik Paraların harcanmasına yönelik maddeyi koyanken, 'Gelirlerin üçte ikisinden fazlası amaçlar doğrultusunda harcanacaktır' dedik Yani refah hakı yok, idare giderlerinden nedeniyle size masraf ödenmeyecek Yönetim Kurulu üyesi kendi cebinden harcayacak, masraf edecek, gönüllülük esasına dayanacak''
Otizm Vakfı Idare Heyeti üyesi Güngör Yıldız da otizmli bireylerin erken teşhisle iyi eğitim aldıklarında ciddi anlamda topluma entegrasyon sağladığını ve gelişme gösterdiğini vurguladı
Otistik çocuklar için sürükleyici ve yoğun bir eğitim sisteminin önemine sinyâl eden Yıldız, ''Otistiklerde bedensel bozukluk olmuyor, o nedenle halk durumu bazen algılayamıyor Davranışsal problemler gözleniyor böylece toplumun fazla saldırgan tepkisi olabiliyor Ailede de sosyal korku oluşabiliyor Davranışsal problemleri çözmede geri adım atmamak, bunun üstüne gitmek fazla önemli'' diye konuştu *
Otistik Çocuklar İçin Vakıf Kuruldu
Otistik çocuğu olan anne ve babalar bir araya gelerek Otizm Vakfını kurdu
Otistik çocuk sahibi anne ve babalar, otizmlilere bakım, rehabilitasyon, eğitim ve mesleki eğitim hizmeti verecek ''hayat merkezini'' hayata geçirmek için bir araya gelerek, Otizm Vakfını kurdu
OTİZM NEDİR?
Otizm 3 yaşından önce başlayan, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan bir hastalık olarak tanımlanıyor Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan ayırıyor Otizm beynin birçok kısmını etkiliyor Ebeveynler çoğunlukla çocuklarının yaşamının ilk 2 yılında belirtileri fark ediyor Erken davranışsal veya kavrayışsal müdahaleler, çocukların kendine bakabilme yetisi ile sosyal ve iletişimsel yetiler kazanmasına yardımcı olabiliyor
Otizm Vakfı Yaşam Merkezi'nde oluşturulacak özel eğitim ve rehabilitasyon birimleri, üretim atölyesi, spor tesisleri ve hayat evleriyle, otistik bireylerin gelişimleri desteklenerek toplumla kaynaşmaları sağlanacak
Vakıf, hayvancılık, organik tarım, çiçekçilik gibi uğraşlarla otistik çocukların üretime de katkıda bulunacakları merkezin kurulması için yardım bekliyor
Vakfın Yönetim Kurulu üyesi Cengizhan Soneren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, otizmli çocukları yer alan 42 anne ve babanın katılımıyla kurulan vakfın amacının, otizmli çocuklar için hayat merkezi projesini hayata geçmek olduğunu söyledi
Otistiklerin küçük yaştan itibaren yoğun eğitim verilerek hayata kazandırılmasını sağlayacak, spor olanaklarına kavuşturacak, onları hayata hazırlayacak ve bakımlarının yapılacağı kampüs kurmak istediklerini açıklayan Soneren, şöyle konuştu:
''Bizim çocuklarımız hayata entegre olmada güçlük çekiyorlar Devletin mesleki eğitimleri var lakin onlar daha fazla otizm dışındaki zihinsel engellilere yönelik Çocuklarımızın hangi alanda ne değin iyi olabildiklerini anne baba olarak bizler daha iyi biliyoruz bu nedenle otizmlilerin mesleki eğitim alabileceği, hayata entegre olacağı, hayattan hoşgörü alacağı, alıcı halden üretici ülkü gelebileceği yöntemleri uygulayacak bir merkez meydana getirmek istiyoruz Otizmin dereceleri var, hafif ve orta durumdakileri bu nedenle hayata entegre etmeye çalışabiliriz Ağır durumda olanlarda bunu başaramazsak bile, sahip oldukları iyi yaşantıyı sürdürecek bakım, barınma ünitelerine kavuşsunlar istiyoruz''
Otistiklerin değişikliğe katlanamayan bir yapıları olduğuna dikkat çekici eden Soneren, ''Otistik çocuklara anne babanın sağladığı imkanları yokluklarında sağlayamazsanız, yıllarca bahşedilen emeğiniz bir anda değil olur Onun için gözümüzü kapatmadan önce, onların sahip oldukları rahat ve düzende yaşamlarını sürdürecekleri kampüs oluşturmayı amaçlıyoruz'' diye konuştu
''ÇOCUĞUMA NE OLACAK?''
Vakıf Yönetim Kurulu üyesi Güzide Tekeş de engelli çocuğu olan her aile gibi ''Ben öldükten daha sonra çocuğuma ne olacak'' endişesi yaşadıklarını söyledi
Otizmin fazla zor ve ağır bir engel grubu olduğunu anlatan Tekeş, şunları kaydetti:
''Son zamanlarda otizme engel bile demiyorlar, bambaşka gelişim belirten çocuklar diyorlar Onlarda pırıl pırıl bir zeka var ancak sosyal ve şehvetli olarak farklılık taşıyorlar Onlar bizim evlerimizin prens ve prensesleri Çok itinayla bakılıyorlar Ritüel oluşturmada fazla becerikliler, bir davranışı hemencecik rutine sokuyorlar ve her gün onun yinelenmesini bekliyorlar Bizden sonra alıştığı lüksler onlara temin edilmeyince, algı şekli 'ritüellerim bozuldu, şimdi ne yapacağım' olacak Bunun bunalımını yaşayacak Yaşadıkları düzenin daima süregelmesi gerekiyor fakat kendilerini mutlu hissetsinler böylece böyle bir merkezin hayata geçirilmesi önemli''
Otizm konusunda hukuki çoğu hakları olduğunu ancak ilgili birimlerce uygulanışında sıkıntılarla karşılaştıklarını belirten Tekeş, ''Otizmliler de her birey gibi zorunlu eğitime devam eder, kaynaştırma eğitimine gider, engelli bireye fazla ayrımcılık yapılır Ancak kreş aşamasında bile şahsa alt itirazlarla karşılaşıyoruz Toplumda bilgilendirmeyle ilgili açık var'' dedi
''İYİ EĞİTİMLE CIDDI GELİŞME GÖSTERİYORLAR''
Genellikle vakıf senetlerinde ''rahat hakkı'' denilen bir maddenin bulunduğunu gösteren Tekeş, şöyle devam etti:
''Yani yönetim kurulu üyelerinden memur olmayanlara vergi ödenir Biz ise refah hakkını kesinlikle istemedik, vakıf senedine koymadık Çünkü idare kurulunda ben de elde etmek istiyorum diyen her kişinin, yalnızca bu amaçlara hizmet etmesini temin etmek istedik Paraların harcanmasına yönelik maddeyi koyanken, 'Gelirlerin üçte ikisinden fazlası amaçlar doğrultusunda harcanacaktır' dedik Yani refah hakı yok, idare giderlerinden nedeniyle size masraf ödenmeyecek Yönetim Kurulu üyesi kendi cebinden harcayacak, masraf edecek, gönüllülük esasına dayanacak''
Otizm Vakfı Idare Heyeti üyesi Güngör Yıldız da otizmli bireylerin erken teşhisle iyi eğitim aldıklarında ciddi anlamda topluma entegrasyon sağladığını ve gelişme gösterdiğini vurguladı
Otistik çocuklar için sürükleyici ve yoğun bir eğitim sisteminin önemine sinyâl eden Yıldız, ''Otistiklerde bedensel bozukluk olmuyor, o nedenle halk durumu bazen algılayamıyor Davranışsal problemler gözleniyor böylece toplumun fazla saldırgan tepkisi olabiliyor Ailede de sosyal korku oluşabiliyor Davranışsal problemleri çözmede geri adım atmamak, bunun üstüne gitmek fazla önemli'' diye konuştu *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.