Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Otistik Çocuklarda Müzik ve Müzikterapi

Otistik Çocuklarda Müzik ve Müzikterapi
0
71

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Otistik Çocuklarda Müzik ve Müzikterapi Annabel Stehli'nin hayatı bütün bir kabustu Büyük kızı kan kanserinden ölmüştü ve ufak kızı Georgie de otistikti Doktorlar kadar durumu ümitsizolarak nitelendirilince dört yaşındaki Georgie bir zihinsel hastalıklar hastanesine konmuştu Kocasıyla Avrupa'ya yaptığı bir yolculukta Stehli, Guy Berard adlı Fransız doktorun geliştirdiği bir tedavi olduğunu duydu Georgie'nin doktorunun karşı çıkmalarına rağmen Stehli, kızın Fransız doktorun Annecy'de bulunan kliniğine götürdü Burada Berard, kızın işitme duyusunun fazla alıngan olduğunu, hafif bir sarsıntının bile ona acı verdiğini, böylece yüksek seslerin onu isteri krizlerine ve şiddetli acılara sürükleyebileceğini fark etti Aldığı işitme eğitiminin sonucunda Georgie iyileşti ve sıradan bir şekilde gelişmeye devam etti, üniversiteden mezun olduktan sonra başarılı bir sanatkâr oldu Stehli kızının yürek parçalayıcı öyküsünü Bir Mucizenin Sesi (The Sound of a Miracle) adlı kitabında anlattı ve otistik öteki çocuklara ses ve müzik tedavisi yoluyla yardımcı olmak için Georgiana Derneği'ni kurdu Allah Vergisi beyni hasar görmüş, kör ve otistik olan Tony de Blois binlerce şarkıyı ezbere biliyordu ve yaptığı caz doğaçlamaları hayranlık uyandırıyordu Sadece bir defa duyduğu hemen hemen her ezgiyi piyanoda çalabiliyordu Ama öteki alanlarda çok yetersizdi ve doktorlarca Geri zekalı dehaolarak tanımlanmıştı Müziğe aleyhinde duyduğu bu alaka iki yaşındayken onun hala oturmayı öğrenemediğini görüp paniğe kapılan annesinin ona minik bir org vermesiyle başladı Annesi oğlunun en azından orga dürüst uzanırken dik oturmayı öğrenebileceğini düşünmüştü Ilk altı hafta cehennem gibi geçtidiye hatırlıyor Tony mümkün her nota bileşimini defalarca çalıyordu Ama bir gün ben mutfaktayken Parılda, Parılda Minik Yıldızın ilk notaları çalındı kulağıma Salona geldim ve ona o ezginin devamını öğrettimDerhal Tony'nin öylesine büyük bir yeteneği var ki Bach, Andrew Lloyd Webber ve karışık caz parçaları arasında hiç zahmet etmeden geçiş yapabiliyor Wendy Young'ın oğlu Sam altı haftalıkken bağırsaklarındaancak dağıtılmış adi dışı durum yüzünden ortaya çıkan şiddetli bir karın ağrısı çekmeye başladı Çocuk kendisini rahatlatacak hiçbir yol bulamıyordu; sabahtan saat on ya da on bir civarında ağlamaya başlıyor ve gece on bir, on ikiye dek da ağlamaya devam ediyordu Anne ve babası beşikte sallamaktan, şarkı söylemeye, yürütmeye, arabaya bindirmeye, şifalı bitkilere ve koca karı ilaçlarına kadar her yolu denediler Profesyonel bir müzisyen olan Young'ın evinde kesintisiz müzik çalınıyordu ama hiçbir şey oğlunu yatıştıramıyordu Bir gece Young kendi kendine tınlamaya başladı, o zamanlar bu yaptığının tınlama olduğunu bile bilmiyordu İki bambaşka perdeden söyleyerek çıkardığı sesler bir sis düdüğüne benziyordu ve oğlu ağlamayı kesince fazla şaşırdı Gerçekte bebek annesinin kollarında uykuya dalmıştı Aylar daha sonra çocuğun bağırsak sorunu geçti ve Young'ın ailesi (bundan başka şüphesiz sabırlı komşuları) bitmiş huzura kavuşabildi Öykü burada bitmiyor İki buçuk yaşındayken Sam'e otistik teşhisi kondu Geçmişe dönüp baktığında Young, oğlunun duyusal verileri sezgi yeteneğinin fazla küçükken bile varolmadığını görüyordu Sam acilen yedi yaşında ve öteki birçok otistik davranışının yanı sıra sese karşı tahammülü fazla düşük, Sam'in sokaktaki trafiğin gürültüsünü duyduğunda dertop olduğu ve evde elleriyle kulaklarını kapatıp mırıldandığı görememiş bir şey değildi Ayrıca Sam gittikçe daha şiddetli öfke nöbetleri geçiriyordu ve bu yüzden ilaç tedavisi görmeye de başladı Yaklaşık Olarak bir sene baştan başa Young benim atölye çalışmalarıma katıldı ve oğluna müzik ve sesle asistan olabilmenin yollarını araştırdı Sam'e şarkı söylemeye çalıştığında oğlu ona defolup gitmesinisöylüyordu Davul çalma denemeleri de nafile çıktı Sonra bir gün müzik ve kolik hastalığı ile ilgili bir makale okurken Young'ın aklına sis düdüğü sesi içeri almamak geldi Bu sesi çıkarmaya başlar başlamaz oğlu yanına geldi ve sesin en fazla titreştiği yer olan annesinin göğsüne sırtını dayadı Sam lahzanesinin başını kendine dürüst çekti ve ona gülümsedi Young şaşırmıştı Durup onun tepkisini gözledi Sam Devam etdedi Sis düdüğü konusunda şüphesi olan Young bunu teste tabi tuttu Tüm otistiklerde görüldüğü gibi Sam da bir filmi jeneriğindeki en son satır geçene dek izliyordu Young ona televizyonu kapatmaları gerektiğini söylediğinde Sam Benim Tatlı Meleğim (My Fair Lady) filminin şarkısına eşlik ediyordu Sam huzursuzlaşmaya başladığında Young ona Sam, cilalı canım(sis düdüğü sesi)…hemen gitmemiz lüzum(sis düdüğü sesi)daha sonra da seyredebiliriz bunu…(sis düdüğü sesi)dedi Sam sakinleşti Young'ın televizyonu kapatmasına izin vermiyordu fakat birden onunla beraber tınlamaya başladı Ona Tut beni,deyip kucağına oturdu, kollarını boynuna doladı ve fısıldadı Benimle birlikte mırıldandedi Sonunda Young filmi ileri sarıp jenerik bölümüne gelebildi, beraberce bu bölümü de seyredip televizyonu kapattılar Bir diğer olgu çalışmasında Wales'deki tıp araştırmacıları otistik ve irtibat kuramayan üç yaşındaki bir kızın iki sene boyunca müziğin ağırlıklı olduğu bir Tıbbi Etkileşim Tedavisi gördükten sonradan düzelme kaydettiğini bildirdiler Evde haftada iki kere yapılan yirmişer dakikalık seanslarda anne çocuğa içinde sallama, okşama ve gıdıklama olan oyunlar oynatır uyak, ses ve şarkı söyleme çalışmaları yaptırdı Ufak kıza güya iletişim sorunu yokmuş gibi davranıldı ve anneyle çocuk sırayla oyun oynadılar Eski gürültüsüz filmlere piyanistin eşlik etmesi gibi bir müzisyen de anne ve çocuğuna harple eşlik etti Harp müziği anne ve çocuk arasındaki etkileşimin ruhuna, zamanlamasına ve anlamına uygun olarak çalınıyordu Mesela, çocuk anneden uzakta durunca müzik daha hafifliyordu, etkileyici etkileşim anlarında işe yükseliyordu Sonuçlar çok açıktı Terapiden önce çocuk annesinin varlığını her altı dakikada bir ayrım ediyordu Terapiden sonraysa bu dakikada bir gerçekleşmeye başladı Tedavinin bir sonraki fazsında bu zaman dokuz saniyeye kadar düştü Göz teması eskiden üç dakikada bir gerçekleşirken, programın başlangıcında dakikada ikiye ve ilerleyen aşamalarında dakikada altıya kadar yükseldi Terapiden önce çocuk annesiyle zamanının yüzde 20'sinde iletişim kurabilirken bu sonra yüzde 75'e çıktı Eğitimin sonlarına dürüst çocuk annesini aniden yaramazlık etti ve bildik el çırpmalı bir şarkıda onunla göz teması kurup, annesinin eşofmanını açtı ve midesinin üzerinde el çırpmaya başladı Oyuncak bir hayvanı bisküviyle besledi, daha önce hiç yapmadığı halde bebeklerinin elbisesini yıkadı Alıştırma sona erdikten sonra iki yıl daha çocuk gözlendi ve bu olumlu etkilerin daimi olduğu anlaşıldı Amerikan Tıp Birliği Dergisi (Journal of the American Medical Association) davul çalan otistik bir çocukla piyano başındaki bir piyanist arasındaki sözsüz iletişimin çocuğu yalnızlıktan kurtarabildiğini bildirmiştir New York Üniversitesi'ndeki NordorffRobbins Müzikle Terapi Merkezi'nin yöneticisi olar Prof DrClive E Robbins Hayata başarılı bir şekilde düzen sağlayamayan, insani ilişkilere sabır edemeyen ya da ilerisim sorunu olan bir çocuğunuz varsa bu doğaçlama tekniği fazla etkin olabilirdiyor Müzikle sağlanan etkileşimi bir diyaloga benzeten Robbins şöyle der Bu çocuğun zihnine ulaşmanın bir yolu Konuştukça, sahiden doğaçlama yapmış oluruz Sen bir soru sorarsın ben de cevap veririm Bunun müzikle yapıldığını düşünün Dil öğrenme sorunu çeken çocuklara ulaşmak için kullandığımız söylev yöntemi değin elastik bir şekilde kullanılabilir müzik Müzik yöntemi bu sorunları çözmek için yan bir yoldur Sinirsel incelemeler beynin müziğe tepki olarak yapay bir etkinlik içine girdiğini göstermiştir Bazıları beynin organik bağlantıların mekanik olarak değil de bir orkestra gibi çalışabilmesi için temelde böyle programlandığını söyler Kaynaklar Campbell, Don (2002), Mozart Etkisi, (çev Feryal Çubukçu), İstanbul, Kuraldışı Yayıncılık (sayfa 318322)  
 
858,505Konular
982,807Mesajlar
33,076Kullanıcılar
CvvhvvSon üye
Üst Alt