Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Otizmde Çocukluk Psikozları

Otizmde Çocukluk Psikozları
0
123

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
Çocukluk Psikozları

Kanner 1943 yılında, yaşamın birincil yıllarında görülen, sosyal ilişki ve iletişim alanlarında bozukluk ve alışılmış dışı çevresel tepkilerle karakterize, şizofreniden kayıtlı çizgilerle ayrılabilen bir bozukluk olarak erken bebeklik otizminitanımlamıştır DSM I ve II'de (DSM: İstatistiksel teşhis elkitabı) genel bir teşhis olarak çocukluk şizofrenisiterimi kullanılmış, ama infantil otizmtanısı 1980'de DSM III'e bir sınıflandırma tanımı olarak girmiştir En son olarak DSM IV'de ise yaygın gelişimsel bozukluklarbaşlığı altında otistik bozukluk olarak sınıflandırılmıştır

Tanısal Özellikler:
Otistik bozukluğun temel özellikleri; toplumsal etkileşim ve iletişimin önemli ölçüde bozuk ve anormal gelişimi, ilgi ve etkinliklerin keskin sınırlı oluşudur Bozukluğun görünümleri bireyin kronolojik yaşı ve gelişim düzeyine ast olarak büyük değişimler gösterir
Ortak toplumsal etkileşimdeki deformasyon fazla keskin ve süreklidir Toplumsal etkileşim ve iletişimi aranjör sözel olmayan davranışların (mesela gözgöze gelme, takınılan yüz ifadesi, alınan karoser konumu, yapılan elkol hareketleri) kullanılmasındaki biçimsizleşme çok belirgindir Bilhassa göz göze ilişki kurmamaları fazla temel belirtilerdendir ve bebeklikten beri bulunur Yaşıtlarıyla gelişim düzeyine yerinde ilişkiler kurmada başarısızdırlar Erken yaşlarda arkadaşlık kurma arzu ve ilgileri yoktur veya çok azdır Daha geç yaşlarda ise arkadaşlığa ilgi gösterebilirler ama toplumsal etkileşimin gereklerini anlamada eksiklikleri vardır Sevinçlerini, ilgilerini ya da başarılarını diğer insanlarla kendiliğinden paylaşma arayışında değildirler Toplumsal veya hissi ilişkilere girmede zorlukları vardır (örn kolay sosyal oyunlara etkili biçimde katılmama, kimsesiz olduğu etkinlikleri yeğleme, başkalarının etkinliklerine yalnızca robot gibi katılma) Yaşı ilerlese de hayali ya da taklitlere dayanan oyun oynamada büyük güçlükler yaşarlar, örneğin hayali bir fincandan hüüpyapıp nehir içme oyununu kavrayamaz, eliyle hoşçakal şeklinde muhabere yapmakta zorlanır Çoğu zaman başkalarının etrafında olduğunun haberdar değil gibidir Diğer insanlara karşı ilgisizdir, başkalarının gereksinimlerinin ve sıkıntılarının haberdar olma ve anlamada zorlukları vardır

İletişimdeki bozulma bariz ve kalıcıdır, ve bozukluğun en kayda değer özelliklerindendir Ayrıca sözel hem de sözel olmayan becerileri etkiler Söylev hiç gelişmemiştir ya da gecikme vardır Konuşabilenlerde ise başkalarıyla konuşmayı başlatma ya da sürdürme becerilerinde belirgin bir bozukluk vardır Konuşma gelişiminin olduğu durumlarda söylev hızı, tonlaması, sıklığı, ritmi ve vurgusu olağandışı olabilir Mesela ses tonu biteviye olabilir veya düz bir tümce soru vurgusuyla bitebilir Sterotipik konuşmaya da (amaca yönelik olmayan, sık tekrarlanan) sık rastlanır Bu kelime veya cümle biçiminde olabilir Dilbilgisi kurallarını sık sık öğrenmede güçlükleri olur Dili kavramada zorluk kolay şaka, soru ve emirleri anlayamama şeklinde ortaya çıkar Zamirleri kullanmada güçlüğü olurken, bilhassa ben, benimgibi kendiyle ilişkili anlatımları yapamaz Kendisinden laf ederken, örneğin benim kalemim var yerine Ahmet'in kalemi vardiye kendisinden 3 kişiymiş gibi laf eder

Otistik bozukluğu olan bireyler sınırlı, yineleyici ve sterotipik davranış, alaka ve etkinliğe sahiptir Olağandışı sayılabilecek bir ya da ansızın fazla sınırlı ilgiler içine kapanıp kalırlar İletişimin gerekmediği tek ve kuytu bir alaka alanında çok kabiliyetli olabilirler (örn takmasökme işlerindeki maharet, futbol istatistikleri ile ilgili detaylı bilgileri) Alışageldiği üzere yapılan gündelik işlere veya etkinliklere esneklik göstermeksizin sıkı sıkıya uyarlar, aynılıkta ısrar ederler ve önemsiz değişikliklere direnirler (örn masada benzer yara oturma, benzer kazağı giyme, yolun benzer yerinden yürüme) Belirtilmiş oyuncaklarla aynı şekilde ve daima oynama görülebilir Kayıtlı bir eşyanın bütününden çok parçalarıyla ilgilenirler (elbisenin düğmesi, oyuncağın bir parçası) Cansız eşyalara (örn bir ip, yastık) aşırı ve tuhaf bağlanmalar gösterebilirler Sterotipik ceset hareketleri bedenin bir kısmında ya da tümünde görülebilir (sallanmak, eğilmek, el çırpma, parmak şıklatma), çocuk koşarken her iki elini kanat çırpar gibi sallayabilir

Bozukluk 3 yaşından önce etkileşimirtibat veya dil gelişimi veya gerçek dışı oyun işlevlerinde belirlenecek bulgularla başlamış olmalıdır Teşhis ölçütlerinin bir parçası olarak gelişimde alışılagelmiş bir dönem varsa bile bu 3 yaşın ötesine gitmez

Eşlik eden özellikler
Bir çok olguda eşlik eden mental retardasyon tanısı vardır, çoğunluğu orta düzeydedir (IQ 3550), fakat sıradan düzeylerde de olabilir Otistik bozukluğu olan çocukların yaklaşık % 75'i işlevsel olarak geridir Bilişsel gelişim genelde geridir, genel zeka düzeyinden bağımsız olarak bilişsel becerile yelpazesinde dengesizlikler vardır (örn otistik bozukluğu olan 45 yaşındaki bir çocuk okuyabilir hiperleksi) Yüksek işlevsellik düzeyi olan otistik çocuklarda dili algılama becerisi, sözel anlatımdan daha geridir Otistik bozukluğu olan çocuklar hiperaaktivite, dikkat eksikliği, dürtüsellik, saldırganlık, kendine hasar verme ve bilhassa minik çocuklarda hiddet nöbetleri gibi davranışsal belirtiler gösterebilirler Duyusal uyaranlara uygun olmayan yanıt verebilirler Örneğin yüksek sancı eşiğinin olması, ses ve konuşmaya karşısında alınganlık, ışığa ve renklere abartılı tepkiler Yeme ve uyku alışkanlığında sorunlar, duygudurum ve duygulanımında oynamalar olabilir Öbür derecelerde kendine hasar verici davranışları olabilir (örn kafa dövme, parmak, el ya da bilek ısırma) Buluğ Çağı dönemlerinde bilişsel yeterlilikleri olan otistik bireyler sorunlarını fark ettiklerinde depresyona girebilirler

Otistik bozukluk bir sendromdur ve diğer bir tıbbi hastalık ile birlikte bulunabilir, bu durumda tıbbi rahatsızlık II Aks tanısı olarak kodlanır Otistik bozukluk genel bir tıbbi şart ile ilişkili ise bu genel tıbbi durumla ilişkili laboratuar bulguları gözlenebilir Serotonerjik aktivite ölçümlerinde gruplar aralarında çeşitlilik olduğu bildirilmiştir, ancak bulgular Otistik bozukluk için tanı koydurucu değildir Bazı olgularda görüntüleme çalışmaları bayağı olmayabilirse de net olarak hiçbir özel görünüm tanımlanmamıştır Konvülsiyon bozukluklarının yokluğunda bile EEG bozuklukları yaygındır

Otistik bozuklukta bir fazla özgül olmayan nörolojik bulgu ya da bulgu eşlik edebilir (örn ilkel refleksler, el dominansı gelişiminde gecikme) Bozukluk ara sıra nörolojik veya tıbbi durumlarla ilişkili olarak ortaya çıkabilir örn ansefalit, fenilketonüri, tüberoskleroz, frajil X sendromu (otistik bozuklukta frajil X oranı % 77 olarak bildirilmektedir), doğum sırasında anoksi, doğumsal rubella Olguların % 25'ine yakın bir kısmında özellikle ergenlerde, epileptik nöbetler görülebilir Ağır mental retardasyon ile sara riski artar Çocuklukta en sık infantil spazm bildirilirken, epilepsi olmada EEG bozukluğunun %5080 oranında görülebildiği bildirilmektedir

Yaşa ve cinse yan özellikler
Otistik bozuklukta toplumsal ilişkilerdeki bozukluğun doğası zaman içinde değişken ve çocuğun gelişim düzeyine göre istikrarsızlık gösterebilir Bebekler sarılma, kucaklaşma gibi davranışları sergileyemezler Göz ve fiziksel temastan kaçınırlar, sevgi, şefkat gereksinimi duymazlar Sosyal gülüş yoktur, yüz ifadesi ile katılım gelişmemiştir Asılbabanın seslenişine karşılık vermede yetersizlik vardır ve aile çocuğun sağır olduğunu düşünebilir Daha büyük çocuklar yakınlık veya tanıdık olmayan ayırımı yapmadan yetişkinlere veya özel bir kişiye karşısında yararsız, mekanik tarzda bir asılma, yapışma davranışı gösterirler Gelişim dönemi içerisinde çocuk toplumsal etkileşimlere edilgen bile olsa katılım gösterebilir Ama gerçi ilişkilerinde uygunsuzluk ve olağandışılık vardır Uzak belleği taşıyan beceriler (tren tarifeleri, tarihi olaylar, yıllar önce duyulan şarkı sözü gibi) hatasız olabilir ama uygunsuz ortamlarda kesintisiz yinelenir
Bozukluk erkeklerde kızlara kadar 45 kat fazla görülür Mental retardasyonun görülme sıklığı ve şiddeti kızlarda daha yüksektir

Yoğunluk ve Epidemiyoloji
Otizmde epidemiyolojik çalışmalar oldukça sınırlıdır Sendromun heterojen oluşu, izah etme ve metodolojik sorunlar ve Ciddi Mental Retardasyonu olan çocuklarda otizm benzeri belirtilerin sıklığı da karışıklığı arttırmaktadır
Epidemiyolojik çalışmalar sıklığının 10000'de 25 arası olduğunu göstermektedir Son zamanlarda sıklığın doğrusu fazla daha yüksek olabileceği düşünülmektedir Türkiye'de yapılmış bir yoğunluk çalışması yoktur

Etyoloji
Otizmin etyolojisinde demin rol oynayan etmenler demin iyice bilinmemektedir Son 20 yıldır yapılan incelemeler sonucunda bu sendromda medikal bozuklukların ( Ör Sara, mental retardasyon vb) insidansının yüksek oluşu göz önüne alındığında, biyolojik bir etyolojinin daha yerinde bir izah etme olacağı düşünülmektedir Son yıllarda özelllikle beyin görüntüleme tekniklerindeki gelişmelere emrindeki olarak otizmin etyolojisiyle ilgili çalışmalarda nörobiyolojik etkenlerin rolü gitgide artarak tartma kazanmaktadır *
 
858,506Konular
983,058Mesajlar
33,112Kullanıcılar
fekaSon üye
Üst Alt