iltasyazilim
FD Üye
1400 YIL ÖNCE ONLAR NE İDİ… BİZ NE İDİK
BAŞTANBAŞA GENEL DURUM
760’lardan,1977 şu günlerimize dek neler oldu da, bugün yeniden girişiyoruz hiç yokmuş gibi Neden tatminkâr değil milletimiz, bireylerimiz? Bunun cevabını, İspanya’da ki medeniyetimizden günümüze kadar aradık Nicel olayların, nitel kısımlarını izledik Saadet güllüğümüze haşaratlar dadanmış
Bireylerimizin, ailelerimizin derinliklerinden yönetimlere dek gözledik İspanya Endülüs’teki parlak kültürümüzden, Anadolumuzda ki Selçuk devrine sıçramış Sönerken, yiğitlerimiz yetişmiş, kurtarmışlar
Osmanlı Devletimiz kurulurken medeniyetimiz parlamış Sultan Fatih mahluklara yüz vermiş Kanuni işine biraz karıştırmış İkinci Mahmut, Sultan sözlerine biraz uymuş Velhasıl, biraz gözlerimiz alınca büsbütün faydalanmışlar Uykumuzda iyice girmişler Bizim bu günkü halimiz, uykuya dalmamızdan, hayvan tiplerin dadanmasından olmuş Nasıl olduğunu belgeleriyle sergileyelim, nasıl gerekse öyle edelim
Türkiye’mizde bizim tarihlerimiz yok Olanlar da bölük pörçük Bu gidiş nereye?
Bizim bizden haberimiz olmaz ki İşte bundan gençlerimiz şaşırgındır Çünkü bizim tarihimiz yok elimizde Baştanbaşa işte Türkiye! Endülüs’teki medeniyet tarihimiz yok 1942’lerden beri aradık Yok ki bulamadık
Nihayet Batı ülkelerinden buldurduk Endülüs medeniyetimizden bazı eserler İzlerimizin yarısı kaybolmuş, birazı silinmiş Ufak tefek bazı izlerde şunları görüyoruz 770’lerden başlamış teknolojimiz Uçaklarımız, taşıtlarımız, matbaalarımız Günümüzden daha ileri o zamanki tekniklerimiz Kültürümüz, medeniyet hamlelerimizin her yönlü ilerlemelerini şöyle okuyoruz batı yazarlarının kalemlerinden:
Endüstride pamuktan yapılan Cepken yelek ve ceketler, özel bir mahiyet arzediyordu ki, giyenlerin üstüne türkü yakılıyordu Günümüzde henüz ona yetişilememiştir
Kâğıt imali ve geliştirmeleri her cins kağıdı ortaya koymuştu Bu devirde batı, yazı yazmayı dahi biliniyordu Bizim o zamanki matbaamız, bugünkünden farksız sayılır Üçüncü Abdurrahman’ın Halifenin devlet dairelerinin evrak sistemini matbu yaptırdığı batıda takdirle anılır
Teknikte: Pusula ve mıknatıs, daha gelişmelere yol açmıştı Barut formülleri bir yandan, ateşli savaş araçları, torpillerin de geliştirilmesi devam ediyordu Topların gelişkin oluşunu ayrıca anmak yerinde olacaktır Motorlu vasıtaların modeli antikadır batıda
Sulama usullerine ince su serpişi eklenmesi de hayret vericidir ki, batılıların o zaman yıkanmadıkları, yılda bir iki defa soğuk su ile silindikleri kaydedilir
Buyurun medeniyeti Kendimizi hiçe sayan beyefendiler hemen şuraya baksalar yetecek Batıda kendi vücutlarını yıkamak bilmezlerken, biz, yağmurlama usulü bahçelerimizi suluyoruz Dünyada ilk defa sayı işaretleri ve matematik bizden çıkmıştır Dünya, matematik bilimini de öteki dallarda olduğu gibi Müslüman Türklere borçludur
Meridyen dairesinin bir derecesini tam sıhhatli bir şekilde ölçen Ebu Muhammed’i, dünya anmaktadır Her saate bakanın da; Ahmet’in, ilk bakırdan yaptığı saati hatırlaması doğaldır
Bu iki kardeş, yıldızların doğuş ve batışlarındaki değişiklikleri hesaplamış, ona göre son derece doğru çalışan bir aleti meydana getirmişlerdir Astronominin tamlaşması bizdendir ki, o zaman gökle ilgilenmek, batıda en büyük günah sayılıyordu Hal böyle iken, Hekim İbni Firnas başkanlığında uçağın en alası yapılmıştır Üzerine süs olarak da kumaş ve tüy işlenmiş, semalara hâkimiyet kurulmuştur
Bugünkü uçakların onun kadar havada durmaya, süzülmeye henüz yetişemediği kaydedilmektedir Usturlap ve Azimut Devvar aynaları, ayrıca güneş saatleri dünyada ilk defa yine bizde yapılmıştır Ayrıca saat yapımları o kadar ileri ve cazipleştirilmiştir ki, bugün henüz daha ona yetişilmemiş olduğu kayda değer Işınların kırılmasını bulan İbnülHeysem’in, Endülüs’e yeni bir devir, dünya’da anılacak bir girişimi de inkâr edilemez
İnnsbruck da Stam manastırına o zaman götürülmüş olan meşeden yapılmış masa ile: Altı gezegenin hareketlerini tayin eden ve bizden giden araç, kimliğimize kısmen tanıklık eder ki; altı gezegenin hareketlerini de Müslüman Türkler tayin etmiştir
Oklid ve Ptolomeus nazariyeleri ve uygulaması yine İbnül Heysem’indir Ayrıca cazip nazari düşünceleri metodlayan ve denemelerle birleştiren yine odur Bugün “Ekliptik meyl denen, keşif ve hesabı da Fergani’nin yaptığı bir gerçektir Sarkalı usturlabı Ali’nin icadıdır (Sarığını çok güzel yakıştırdığı için sarıklı Ali diye isim yapmıştı Konuşma pratiğinde sarkalı oldu)
Astronomi gelişiminin dördüncü hamlesi gezegenlerin sürüklenmeleri, dış merkezli daireleri de ElBitruci keşfetmiştir
Geometride ilk defa açılan pergel ile ölçen, sıvıların da, izafi ağırlıklarını hesaplayan El Kindi’dir Difransiyel hesapları da yapılırken heyetin arasında bu zat bulunuyordu
Ayrıca, “Yukarıdan Aşağı Düşen Cisimlere Dair eseri de, bu zat yazmıştır (İsaac Newton’dan 800 yıl önce)
Optik nazariyeleri ElHeysem, Atom nazariyesini Süleyman Dünyanın gece gündüz değişikliği ve dünyanın hem kendi etrafında, hem de güneş etrafında döndüğünü de ElBiruni ortaya koymuştur Hani Kopernik keşfetmişti? İşte yalanlar böyle ortaya çıkar Gerçekte Kopernik’ten 500 yıl önce ElBiruni’nin keşfettiği tespit edilmiştir
Cebir’i ilk defa El Hivarizmi geliştirdi Sinüs, Tanjant, kaideleriyle Trigonometri’yi esas formüllerle oluşturan, Müslüman Türklerdir Matematiğin gelişimi ElBattani Ebulvefa Nasir’üddinEltuzi, İbni Sina, ElFarabi tarafından daha geliştirilmiştir
Kurtuba’daki hastanelerle Tıp Fakülteleri bir aradaydı Bayıltmak için narkoz ve asepsiantibiyotik ve penisilin boldu Daha önceden yapılmıştı ki boldu Horasanlı ERRAZİ en büyük hekim, dünyada da ilk hekimdir
Kan deveranını bulan İbni Nefis’dir Cüzzam’ın sebebi ve tedavisine ait kitap; İbni Cessar’ındır Vebanın bulaşıcı hastalık olduğunu keşfeden yine İslam hekimleridir
Hemofili, atrit, fıkra tüberkilozlarıyla kadın hastalıkları ve büyük damarların bağlanması konusunda Ebül Kaasım müspet olarak tespit ve tedavi usulleriyle tıbba daha büyük bir adım attırmıştır Ayrıca doğuma yardımcı Kolpeurynter aletini de icat etmiştir
İbni Sina eski şarabın sterlize edici tesiri bulunduğunu keşfetmiş, cerahatsiz yara tedavisini ortaya koymuştur
Ruh hastalıklarında da İslam dünyası önemli buluşlar, yöntemler ortaya koydu
ÜNLÜ MÜSLÜMAN HEKİMLER:
Ali İbni Abbas Huneyn İbni Rıdvan İbni Butlan İbni Cessar Ebü’ül Kaasım İbni Zühr İbni Sina İbni Rüşd
Bu zatlar özellikle Müslüman Türk hekimler olarak tıbbın öncüleridir
XI yüzyılda (1070–1080) Salerno Tıp Okulu, Müslüman mirası olarak üstün bir tababet fışkırır
Müslümanların öncülük ettikleri şeylerden mesela rakamları, cebri usturlabları gibi şeylerden hemen hemen hiç birinin patent hakkı batı’da tanınmış değildir Aksine pek çok icad günümüzde İngiliz, Fransız, Alman malı sayılmaktadır
KAPKAÇLAR
Konstantin adlı biri doğu’ya seyahatlar yaparak Müslüman tıp ilmini öğrenir Mısır’da olgun bir insan olarak, planlı bir şekilde tıp ilmiyle dikkat çeker Salerno’ya dönünce ardarda eserler yazar Latincesini akıcılaştırmak için papaz Atto ve Jahannes’den yardım görür Oluşturduğu eserlerle üstün, bir zekaya sahip, emsalsiz bir alim intibaını uyandırır “Liber Pantegni adlı kitabın aslında İbni Abbas’ın “El Kitab’ul Melikidir Diğer kitapları da ünlü İslam alimlerinin kitaplarını, isimlerini düşüncesince silerek yaptığı kitaplardır
Sonunda bazı ilim adamlarının anlaması üzerine çeşitli taarruzlarla karşılaşıyor ama her şeye rağmen Müslüman eserlerini Latinceye ilk tercüme etmesiyle batıya aktarma yolunu tutuyor
Hügo isimli biri de 5Haçlı seferleri sırasında Harp’de ordu operatörü olarak çalışır Bu arada Müslüman doktorların yanında çok şeyler öğrenir, büyük tecrübeler edinir 122l’den sonra Polonya’da bu tecrübelerle hastalarını iyileştirir Müslümanlardan Öğrendiklerini de, oğulları ve torunlarına öğretir Aynı şekilde Teodorik, Gerhard… İbni Sina’nın, Hunayn İbni İshak’ın, İbni Ridvan’ın, Ebü’lKaasım’ın, İbni Rüşd’ün, İbni Zühr (Asıl Zühtü’dür) eserlerini tercüme ederek batı’yı uyandırırlar
Emevi halifesi ElVelid’in ilk Müslüman hastanesini tesisinden ve oraya doktorlar tayininden ancak 800 sene sonra batı’da ilk olarak Strasburger Hastanesi kuruldu Uzun bir süre İslam tababetinin noksan bir klişesi ve karikatürü olmakla yetinen batı, 16 Asırda bu durumdan utanç duymaya başlar Fakat yine de 16 Asırda bile bütün batı üniversitelerinin ders malzemesi Huneyn’in “İsagori si, İbni Zühr’ün “Tesir i, İbni Rüşd’ün “Külliyatı, İbni Sina’nın “Kanun u olmuştur
17 Asırda da İbni Sina ve ErRazi’nin fikirleri ders programlarının temelini oluşturuyordu
Buna karşın İslam tababetinin Konstantin ile birlikte Avrupa topraklarına ayak basmasından sonra tıbbın batı’da yayılmasında ve gelişmesinde oynadığı rol bugün, kimse bilmeyecek şekilde gizlenmeye çalışılmış ve gizlenmiştir
İki kardeş sayılan doktorluk ve eczacılık da, ilk defa Müslümanlarda iki dal halinde gelişmiştir İbn’ul Baytar devrin bütün farmakoloji (ilaç bilimi) malzemesini içeren bir eser yazmıştır Tecrübî kimyayı ilk kez Müslümanlar vücuda getirdiler
Sülfürik asid, saf alkol ve antimuan tozunu ilk defa ErRazi imal etti Batıda ErRazi’ye “RHASIS denir Kimyayı da şuurlu olarak tıbbın hizmetine ilk olarak ErRazi soktu
İmbik, şap, aldehid, alhandal, alizarin, alkali, alkol, aludel, malgam, anilin antiman, rakı, azurblan, benzin, benzol, panzehir, panzehir taşı, bonax, ilaç, eczame, iksir, potas, potasyum, vernik, lacivert taşı, pirit, sodyum, soda, radyalgar, shellack, talk gibi kimyevi kelimelerin menşeinin Arapça olması da, Müslüman dünyasının kimya sahasındaki başarılarının delilidir Flaster, pansuman, pomat, sargı ve pudraları Müslümanlar gözler önüne serdiler
KAVRAM KARIŞTIRMALARI
Hayvan Tipler plan ve teşkilat yaparlar Her ülkede en başa sokulup, yaranmak, plarının başında gelir Baş, yönetim demektir Baştakilerin, milleti için ne düşündüğünü ne yapacağını anlar bozma planını ona göre yaparlar
Sonra da hayvanlarına planlarını birer birer uygulattırırlar Biz Türklere kavram (1) karışıklığını, Müslümanlıkla birlikte sokuşturmaya başlamış olacaklar ki, okuma konusunda kavramlarımızı karıştırmışlar
Oku Okumak, okutmak İnsanlar okumayı isterler, severler ama, nasıl okunacağını, okumaktan ne sonuç alınacağını hesaba katmadan okurlar İşte bu durum kavram karışıklığından gelmiştir
Aslında okumak, hayatı ve hayatta lazım olanları kendine dokumaktır
Böyle okunmadığı içindir ki, okumuşlar, okumamışlar kadar hayatı bilmezler
İnsanlar için okumak kadar iyi bir şey olmadığı halde, bugün okumuşların hayattan habersiz, pratiksiz oluşları, yüzyıllardan beri okuma kavramının bozulmasından olmuştur Hayatta hiç lazım olmayanları okumaktan gözleri bozulanlar, çarşıdan eve bir şey almasını bilemezler
Bunları uzun uzun izaha gerek görmüyoruz Okumuş adamlar ve fakülte mezunlarımız ortada
Hayata gerekenleri, gerektiği gibi okumak anlamı, kimsenin aklına gelmez Çünkü kavram karıştırılmıştır Hayata lazım olanları seçmek için kavram, okumaktan öncedir “Okuyacağım, ama ne için okuyacağım diyebilenler gereksizi okumaz Gerekliyi okur, okuduğunu uygular pratik sahibi olursa, ona okumuş insan denir
Böyle okumak tabidir ki, hayvan tiplerin işine gelmez Çünkü kafa karıştıracak ve insanları malzeme durumuna sokacak eserlerini okutamazlar Onlar önceden okumanın kavramını karıştırırlar Sonra da Darvinizm, Froydizm, Hümazim, Marksizm gibi aslı astarı olmayan dizmeceleri okutur, kavgalara, kargaşalıklara yollar açarlar Bugün üniversite mensuplarını yoklayın, hepsi hayattan uzak, hayalen yaşayanlardır Roman okuyan hayalperestler gibi
Hele ki hayvan tiplerin hayvanları (hainler) neler yaparlar da, bir de Müslüman Türklük iddası sürerler Umulmadık yazarların öyle sinsi eserleri vardır ki, okuyanlar bir şeyler öğrendiğini sanar Oysa öğrendiklerinin her harfi hayvan tiplere yarar Tarihlerimize iyi bakınBakın işte bakın Uyanık olarak bakın İçindeki gerçek dışı yuvarlak cümlelere dikkat edin; göreceksiniz ki maksatlar nasıl sırıtacak
(1) Kavram: Manaanlam demek oluyor Kavram karışıklığı: Yapılacak işle söylenen sözün birbirinden ayrı yönlere gitmesini temin ederek bozmalarıdır
kaynak: abdulkadir durukulağımızdan bizi kimler yönetiyor
BAŞTANBAŞA GENEL DURUM
760’lardan,1977 şu günlerimize dek neler oldu da, bugün yeniden girişiyoruz hiç yokmuş gibi Neden tatminkâr değil milletimiz, bireylerimiz? Bunun cevabını, İspanya’da ki medeniyetimizden günümüze kadar aradık Nicel olayların, nitel kısımlarını izledik Saadet güllüğümüze haşaratlar dadanmış
Bireylerimizin, ailelerimizin derinliklerinden yönetimlere dek gözledik İspanya Endülüs’teki parlak kültürümüzden, Anadolumuzda ki Selçuk devrine sıçramış Sönerken, yiğitlerimiz yetişmiş, kurtarmışlar
Osmanlı Devletimiz kurulurken medeniyetimiz parlamış Sultan Fatih mahluklara yüz vermiş Kanuni işine biraz karıştırmış İkinci Mahmut, Sultan sözlerine biraz uymuş Velhasıl, biraz gözlerimiz alınca büsbütün faydalanmışlar Uykumuzda iyice girmişler Bizim bu günkü halimiz, uykuya dalmamızdan, hayvan tiplerin dadanmasından olmuş Nasıl olduğunu belgeleriyle sergileyelim, nasıl gerekse öyle edelim
Türkiye’mizde bizim tarihlerimiz yok Olanlar da bölük pörçük Bu gidiş nereye?
Bizim bizden haberimiz olmaz ki İşte bundan gençlerimiz şaşırgındır Çünkü bizim tarihimiz yok elimizde Baştanbaşa işte Türkiye! Endülüs’teki medeniyet tarihimiz yok 1942’lerden beri aradık Yok ki bulamadık
Nihayet Batı ülkelerinden buldurduk Endülüs medeniyetimizden bazı eserler İzlerimizin yarısı kaybolmuş, birazı silinmiş Ufak tefek bazı izlerde şunları görüyoruz 770’lerden başlamış teknolojimiz Uçaklarımız, taşıtlarımız, matbaalarımız Günümüzden daha ileri o zamanki tekniklerimiz Kültürümüz, medeniyet hamlelerimizin her yönlü ilerlemelerini şöyle okuyoruz batı yazarlarının kalemlerinden:
Endüstride pamuktan yapılan Cepken yelek ve ceketler, özel bir mahiyet arzediyordu ki, giyenlerin üstüne türkü yakılıyordu Günümüzde henüz ona yetişilememiştir
Kâğıt imali ve geliştirmeleri her cins kağıdı ortaya koymuştu Bu devirde batı, yazı yazmayı dahi biliniyordu Bizim o zamanki matbaamız, bugünkünden farksız sayılır Üçüncü Abdurrahman’ın Halifenin devlet dairelerinin evrak sistemini matbu yaptırdığı batıda takdirle anılır
Teknikte: Pusula ve mıknatıs, daha gelişmelere yol açmıştı Barut formülleri bir yandan, ateşli savaş araçları, torpillerin de geliştirilmesi devam ediyordu Topların gelişkin oluşunu ayrıca anmak yerinde olacaktır Motorlu vasıtaların modeli antikadır batıda
Sulama usullerine ince su serpişi eklenmesi de hayret vericidir ki, batılıların o zaman yıkanmadıkları, yılda bir iki defa soğuk su ile silindikleri kaydedilir
Buyurun medeniyeti Kendimizi hiçe sayan beyefendiler hemen şuraya baksalar yetecek Batıda kendi vücutlarını yıkamak bilmezlerken, biz, yağmurlama usulü bahçelerimizi suluyoruz Dünyada ilk defa sayı işaretleri ve matematik bizden çıkmıştır Dünya, matematik bilimini de öteki dallarda olduğu gibi Müslüman Türklere borçludur
Meridyen dairesinin bir derecesini tam sıhhatli bir şekilde ölçen Ebu Muhammed’i, dünya anmaktadır Her saate bakanın da; Ahmet’in, ilk bakırdan yaptığı saati hatırlaması doğaldır
Bu iki kardeş, yıldızların doğuş ve batışlarındaki değişiklikleri hesaplamış, ona göre son derece doğru çalışan bir aleti meydana getirmişlerdir Astronominin tamlaşması bizdendir ki, o zaman gökle ilgilenmek, batıda en büyük günah sayılıyordu Hal böyle iken, Hekim İbni Firnas başkanlığında uçağın en alası yapılmıştır Üzerine süs olarak da kumaş ve tüy işlenmiş, semalara hâkimiyet kurulmuştur
Bugünkü uçakların onun kadar havada durmaya, süzülmeye henüz yetişemediği kaydedilmektedir Usturlap ve Azimut Devvar aynaları, ayrıca güneş saatleri dünyada ilk defa yine bizde yapılmıştır Ayrıca saat yapımları o kadar ileri ve cazipleştirilmiştir ki, bugün henüz daha ona yetişilmemiş olduğu kayda değer Işınların kırılmasını bulan İbnülHeysem’in, Endülüs’e yeni bir devir, dünya’da anılacak bir girişimi de inkâr edilemez
İnnsbruck da Stam manastırına o zaman götürülmüş olan meşeden yapılmış masa ile: Altı gezegenin hareketlerini tayin eden ve bizden giden araç, kimliğimize kısmen tanıklık eder ki; altı gezegenin hareketlerini de Müslüman Türkler tayin etmiştir
Oklid ve Ptolomeus nazariyeleri ve uygulaması yine İbnül Heysem’indir Ayrıca cazip nazari düşünceleri metodlayan ve denemelerle birleştiren yine odur Bugün “Ekliptik meyl denen, keşif ve hesabı da Fergani’nin yaptığı bir gerçektir Sarkalı usturlabı Ali’nin icadıdır (Sarığını çok güzel yakıştırdığı için sarıklı Ali diye isim yapmıştı Konuşma pratiğinde sarkalı oldu)
Astronomi gelişiminin dördüncü hamlesi gezegenlerin sürüklenmeleri, dış merkezli daireleri de ElBitruci keşfetmiştir
Geometride ilk defa açılan pergel ile ölçen, sıvıların da, izafi ağırlıklarını hesaplayan El Kindi’dir Difransiyel hesapları da yapılırken heyetin arasında bu zat bulunuyordu
Ayrıca, “Yukarıdan Aşağı Düşen Cisimlere Dair eseri de, bu zat yazmıştır (İsaac Newton’dan 800 yıl önce)
Optik nazariyeleri ElHeysem, Atom nazariyesini Süleyman Dünyanın gece gündüz değişikliği ve dünyanın hem kendi etrafında, hem de güneş etrafında döndüğünü de ElBiruni ortaya koymuştur Hani Kopernik keşfetmişti? İşte yalanlar böyle ortaya çıkar Gerçekte Kopernik’ten 500 yıl önce ElBiruni’nin keşfettiği tespit edilmiştir
Cebir’i ilk defa El Hivarizmi geliştirdi Sinüs, Tanjant, kaideleriyle Trigonometri’yi esas formüllerle oluşturan, Müslüman Türklerdir Matematiğin gelişimi ElBattani Ebulvefa Nasir’üddinEltuzi, İbni Sina, ElFarabi tarafından daha geliştirilmiştir
Kurtuba’daki hastanelerle Tıp Fakülteleri bir aradaydı Bayıltmak için narkoz ve asepsiantibiyotik ve penisilin boldu Daha önceden yapılmıştı ki boldu Horasanlı ERRAZİ en büyük hekim, dünyada da ilk hekimdir
Kan deveranını bulan İbni Nefis’dir Cüzzam’ın sebebi ve tedavisine ait kitap; İbni Cessar’ındır Vebanın bulaşıcı hastalık olduğunu keşfeden yine İslam hekimleridir
Hemofili, atrit, fıkra tüberkilozlarıyla kadın hastalıkları ve büyük damarların bağlanması konusunda Ebül Kaasım müspet olarak tespit ve tedavi usulleriyle tıbba daha büyük bir adım attırmıştır Ayrıca doğuma yardımcı Kolpeurynter aletini de icat etmiştir
İbni Sina eski şarabın sterlize edici tesiri bulunduğunu keşfetmiş, cerahatsiz yara tedavisini ortaya koymuştur
Ruh hastalıklarında da İslam dünyası önemli buluşlar, yöntemler ortaya koydu
ÜNLÜ MÜSLÜMAN HEKİMLER:
Ali İbni Abbas Huneyn İbni Rıdvan İbni Butlan İbni Cessar Ebü’ül Kaasım İbni Zühr İbni Sina İbni Rüşd
Bu zatlar özellikle Müslüman Türk hekimler olarak tıbbın öncüleridir
XI yüzyılda (1070–1080) Salerno Tıp Okulu, Müslüman mirası olarak üstün bir tababet fışkırır
Müslümanların öncülük ettikleri şeylerden mesela rakamları, cebri usturlabları gibi şeylerden hemen hemen hiç birinin patent hakkı batı’da tanınmış değildir Aksine pek çok icad günümüzde İngiliz, Fransız, Alman malı sayılmaktadır
KAPKAÇLAR
Konstantin adlı biri doğu’ya seyahatlar yaparak Müslüman tıp ilmini öğrenir Mısır’da olgun bir insan olarak, planlı bir şekilde tıp ilmiyle dikkat çeker Salerno’ya dönünce ardarda eserler yazar Latincesini akıcılaştırmak için papaz Atto ve Jahannes’den yardım görür Oluşturduğu eserlerle üstün, bir zekaya sahip, emsalsiz bir alim intibaını uyandırır “Liber Pantegni adlı kitabın aslında İbni Abbas’ın “El Kitab’ul Melikidir Diğer kitapları da ünlü İslam alimlerinin kitaplarını, isimlerini düşüncesince silerek yaptığı kitaplardır
Sonunda bazı ilim adamlarının anlaması üzerine çeşitli taarruzlarla karşılaşıyor ama her şeye rağmen Müslüman eserlerini Latinceye ilk tercüme etmesiyle batıya aktarma yolunu tutuyor
Hügo isimli biri de 5Haçlı seferleri sırasında Harp’de ordu operatörü olarak çalışır Bu arada Müslüman doktorların yanında çok şeyler öğrenir, büyük tecrübeler edinir 122l’den sonra Polonya’da bu tecrübelerle hastalarını iyileştirir Müslümanlardan Öğrendiklerini de, oğulları ve torunlarına öğretir Aynı şekilde Teodorik, Gerhard… İbni Sina’nın, Hunayn İbni İshak’ın, İbni Ridvan’ın, Ebü’lKaasım’ın, İbni Rüşd’ün, İbni Zühr (Asıl Zühtü’dür) eserlerini tercüme ederek batı’yı uyandırırlar
Emevi halifesi ElVelid’in ilk Müslüman hastanesini tesisinden ve oraya doktorlar tayininden ancak 800 sene sonra batı’da ilk olarak Strasburger Hastanesi kuruldu Uzun bir süre İslam tababetinin noksan bir klişesi ve karikatürü olmakla yetinen batı, 16 Asırda bu durumdan utanç duymaya başlar Fakat yine de 16 Asırda bile bütün batı üniversitelerinin ders malzemesi Huneyn’in “İsagori si, İbni Zühr’ün “Tesir i, İbni Rüşd’ün “Külliyatı, İbni Sina’nın “Kanun u olmuştur
17 Asırda da İbni Sina ve ErRazi’nin fikirleri ders programlarının temelini oluşturuyordu
Buna karşın İslam tababetinin Konstantin ile birlikte Avrupa topraklarına ayak basmasından sonra tıbbın batı’da yayılmasında ve gelişmesinde oynadığı rol bugün, kimse bilmeyecek şekilde gizlenmeye çalışılmış ve gizlenmiştir
İki kardeş sayılan doktorluk ve eczacılık da, ilk defa Müslümanlarda iki dal halinde gelişmiştir İbn’ul Baytar devrin bütün farmakoloji (ilaç bilimi) malzemesini içeren bir eser yazmıştır Tecrübî kimyayı ilk kez Müslümanlar vücuda getirdiler
Sülfürik asid, saf alkol ve antimuan tozunu ilk defa ErRazi imal etti Batıda ErRazi’ye “RHASIS denir Kimyayı da şuurlu olarak tıbbın hizmetine ilk olarak ErRazi soktu
İmbik, şap, aldehid, alhandal, alizarin, alkali, alkol, aludel, malgam, anilin antiman, rakı, azurblan, benzin, benzol, panzehir, panzehir taşı, bonax, ilaç, eczame, iksir, potas, potasyum, vernik, lacivert taşı, pirit, sodyum, soda, radyalgar, shellack, talk gibi kimyevi kelimelerin menşeinin Arapça olması da, Müslüman dünyasının kimya sahasındaki başarılarının delilidir Flaster, pansuman, pomat, sargı ve pudraları Müslümanlar gözler önüne serdiler
KAVRAM KARIŞTIRMALARI
Hayvan Tipler plan ve teşkilat yaparlar Her ülkede en başa sokulup, yaranmak, plarının başında gelir Baş, yönetim demektir Baştakilerin, milleti için ne düşündüğünü ne yapacağını anlar bozma planını ona göre yaparlar
Sonra da hayvanlarına planlarını birer birer uygulattırırlar Biz Türklere kavram (1) karışıklığını, Müslümanlıkla birlikte sokuşturmaya başlamış olacaklar ki, okuma konusunda kavramlarımızı karıştırmışlar
Oku Okumak, okutmak İnsanlar okumayı isterler, severler ama, nasıl okunacağını, okumaktan ne sonuç alınacağını hesaba katmadan okurlar İşte bu durum kavram karışıklığından gelmiştir
Aslında okumak, hayatı ve hayatta lazım olanları kendine dokumaktır
Böyle okunmadığı içindir ki, okumuşlar, okumamışlar kadar hayatı bilmezler
İnsanlar için okumak kadar iyi bir şey olmadığı halde, bugün okumuşların hayattan habersiz, pratiksiz oluşları, yüzyıllardan beri okuma kavramının bozulmasından olmuştur Hayatta hiç lazım olmayanları okumaktan gözleri bozulanlar, çarşıdan eve bir şey almasını bilemezler
Bunları uzun uzun izaha gerek görmüyoruz Okumuş adamlar ve fakülte mezunlarımız ortada
Hayata gerekenleri, gerektiği gibi okumak anlamı, kimsenin aklına gelmez Çünkü kavram karıştırılmıştır Hayata lazım olanları seçmek için kavram, okumaktan öncedir “Okuyacağım, ama ne için okuyacağım diyebilenler gereksizi okumaz Gerekliyi okur, okuduğunu uygular pratik sahibi olursa, ona okumuş insan denir
Böyle okumak tabidir ki, hayvan tiplerin işine gelmez Çünkü kafa karıştıracak ve insanları malzeme durumuna sokacak eserlerini okutamazlar Onlar önceden okumanın kavramını karıştırırlar Sonra da Darvinizm, Froydizm, Hümazim, Marksizm gibi aslı astarı olmayan dizmeceleri okutur, kavgalara, kargaşalıklara yollar açarlar Bugün üniversite mensuplarını yoklayın, hepsi hayattan uzak, hayalen yaşayanlardır Roman okuyan hayalperestler gibi
Hele ki hayvan tiplerin hayvanları (hainler) neler yaparlar da, bir de Müslüman Türklük iddası sürerler Umulmadık yazarların öyle sinsi eserleri vardır ki, okuyanlar bir şeyler öğrendiğini sanar Oysa öğrendiklerinin her harfi hayvan tiplere yarar Tarihlerimize iyi bakınBakın işte bakın Uyanık olarak bakın İçindeki gerçek dışı yuvarlak cümlelere dikkat edin; göreceksiniz ki maksatlar nasıl sırıtacak
(1) Kavram: Manaanlam demek oluyor Kavram karışıklığı: Yapılacak işle söylenen sözün birbirinden ayrı yönlere gitmesini temin ederek bozmalarıdır
kaynak: abdulkadir durukulağımızdan bizi kimler yönetiyor