Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Sağlıklı Beslenme 2

Hoş geldin! gakgun tarafından topluluğumuza katılmaya davet edildiniz. Kaydolmak için lütfen burayı tıklayın.
Sağlıklı Beslenme 2
0
131

makaleci

FD Üye
Katılım
Ocak 14, 2020
Mesajlar
87,772
Etkileşim
8
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
73


Kan insülin düzeyinin sürekli yüksek olması, ileride oluşabilecek dejeneratif hastalıklara (diyabet, hipertansiyon, kalp krizi, kronik artritler, Alzheimer, fibromyozit, polikistik meme hastalığı, polikistik over hastalığı) zemin hazırlar. Bütün organlarımızın içinde ve etrafında yağlar birikmeye devam eder. Bacaklar, kalçalar, karaciğer, kalp, böbrek ve karında yağlar birikmiştir. Aç kalarak kısa sürede kilo verilse bile, bu insülin ve leptin direnci devam ettiği sürece vücuttaki yağların azalması mümkün değildir. İnsülin ve Leptin direncini kırmak, yaşam ve beslenme değişikliği ile mümkündür. Bu yeni yaşam biçimindeki unsurlarını şöyle sıralayabiliriz.

Düşük Glisemik İndeksli Gıdaları Tüketmek :

Glisemik indeks(Gİ), herhangi bir yiyeceğin içinde bulunan karbonhidrat miktarına göre hesaplanır. Gİ karbonhidrat içeren bir yiyeceğin hazmedilip kana geçtiğinde, kan şekerini yükseltme hızını gösterir.

Glisemik indeksi

  • 70-100 arasında olanlar yüksek,

  • 50-70 arasında olanlar orta,

  • 0-55 arasında olanlar düşük glisemik indeksli olarak kabul edilir.
Rafine edilmiş, öğütülmüş tahılların ve işlenmiş hazır yiyeceklerin glisemik indeksleri de şeker gibi çok yüksektir ve 100 olarak kabul edilir. Fabrikalarda rafine edilmiş bütün yiyecekler raf ömürlerinin uzatılması için, doğal olarak faydalı liflerinden, yağlarından ve vitaminlerinden arındırılır. Bu işlenmiş ürünlerin lifleri yok edildiğinden, mideden çabucak geçerek, incebağırsağa ulaşır ve bağırsağın son bölümüne ulaşmadan hemen emilir ve bu da bağırsakların kısa sürede boşalmasına neden olur. Sonuçta bu organlardan mide ve bağırsakların boşalmış olduğu mesajını ileten bazı hormonlar salgılanır. Böylece acıkma hissi ve yeme isteği oluşur. Gİ yüksek gıdalar kısa sürede emilerek kan şekerimizin dolayısıyla kan insülin seviyesini hızlı bir şekilde yükseltir. Bu da, yukarıda anlattığımız insülin direncinin gelişmesinin en önemli sebebidir.

Mükemmel bir yemekten kısa bir süre sonra, aşırı açlık hissi, mide ezilmesi gibi rahatsızlıkların olması ve bunun giderilmesi için tatlı yeme isteği, insülin ve leptin direncinin en önemli göstergesidir. Bu kısır döngünün biran önce kırılması, kilo vermeniz açısından çok önemlidir. Yukardaki gıdaların aksine Gİ ‘si düşük gıdalar tükettiğinizde, içerdikleri kaba ve doğal lifler nedeniyle mide ve bağırsaklarımızdaki hazım süreleri daha uzun olacağı için, dolayısıyla kana geçme süreleri ve kan şekerini ve kan insülin düzeylerini arttırma hızı da yavaş olacaktır. Sonuç olarak acıkma hissi de daha geç ortaya çıkacaktır. Bu süre içinde leptin hormonu salgılanacağından ihtiyacımız olan enerji depolanmış yağlarımızdan sağlanmış olur.

Düşük Gİ ‘li bütün karbonhidratların ve Gİ sıfır olan protein ve yağların tüketilmesi ile 3-4 saat tokluk hissi oluşmaktadır. Diyabet hastaları, düşük Gİ’li karbonhidratlarla beslenip, sık sık hamurişi veya meyve yemedikleri zaman kan şekeri kontrolleri daha kolay ve sağlıklı olmaktadır.

Bu şekilde beslenildiği zaman, ara öğün olarak göbekte biriken yağımızı ve iç organlarımızdaki yağı kullanırız ve kilolarımız yavaş yavaş azalır. Kan insülin seviyesi normal olacağı için, ileride oluşabilecek dejeneratif hastalıkların (tansiyon, kalp, şeker, artrit, kanser, inme , Alzheimer, fibromyalji vs.) ortaya çıkması da önlenir.

Yiyeceklerimizin glisemik indeks değerleri, yemeğin pişirme şekline göre de farklılık gösterir. Çiğ yendiğinde Gİ değeri düşük olan bir besin, pişirildiğinde Gİ değeri daha yüksek çıkabilir. Buna sebep, gıdanın içerdiği liflerin pişirme esnasında parçalanmasına bağlı olarak bağırsaklardan daha hızlı emilmesi ve kana daha hızlı geçmesidir.


 

Similar threads

Reaktif Hipoglisemi Siz de yemekten hemen sonra acıkıyor musunuz? Sürekli tatlı yeme ihtiyacı, açlık halinde konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yemekten 3 -4 saat sonra anormal acıkma ve tatlı isteği gibi şikayetler ‘Reaktif hipoglisemi’ tehdidi altında olduğunuzun habercisi olabilir. Hatta...
Cevaplar
0
Görüntüleme
184
Obezite (aşırı kilo), günümüzde gerek kendisi ve gerekse yol açtığı komplikasyonlar açısından en önemli sağlık problemlerinin başında gelmektedir. Son yıllarda, bütün dünyada ve özellikle endüstrileşmiş ülkelerdeki çocuk ve erişkinlerde obezite giderek daha sık görülmektedir. Ülkemizde de...
Cevaplar
0
Görüntüleme
124
Yediğimiz yemeğin içeriğine bağlı olarak kan şekerimizde yemek yedikten sonra hızlı bir artış olur. Normal şartlarda yemekten 2 saat sonra kan şekerimizin normal seviyelere inmesi gerekir. Yemek sonrası kan şekerinde görülen artış hızı diyetin içerisinde neler bulunduğuna göre farklılık...
Cevaplar
0
Görüntüleme
147
İnsülin Direnci Ve Beslenme : İnsülin, pankreasın beta hücrelerinden salgılanan ve kan şekerini düşürmeye yaran bir hormondur.Glukoz (şeker), insülin reseptörlerine bağlanarak hücre içine girer ve kan şekerini dengeler. Ancak insülin direnci olan kişilerde hücredeki insülin reseptörleri...
Cevaplar
0
Görüntüleme
156
Ani kan şekeri yükselme ve alçalmalarının önüne geçmek için 2-3 dakikalık “tatlı” bir sohbet konusu: Glisemik indeksi en basit anlatımla karbonhidrat (şeker) içeren bir yiyeceğin kan şekerini yükseltme potansiyeli olarak tanımlamak mümkündür. Şekerler doğada farklı formlarda...
Cevaplar
0
Görüntüleme
106
858,505Konular
982,720Mesajlar
33,057Kullanıcılar
yaramaz61Son üye
Üst Alt