iltasyazilim
FD Üye
Tüm bir hayat boyunca kişiliğimiz nasıl değişir?
Bizi biz yapan şey kişiliğimizdir ve şahsiyet tek bir özelliği esas alarak oluşmaz Bilim adamlarının hesaplamalarına tarafından bizi biz yapan 5 bin şahsiyet özelliği vardır Bunlar dağıtılmış kombinasyonlarla karışıp her birimizi farklı biri yapıyor
Kişiliğimiz daha hemen şimdi anne karnındayken oluşmaya başlar Anne ve babanın genlerinden oluşan çocuk, annebabadan aldığı genlerle yeni bir karakter kombinasyonu oluşturur Annebabadan alınan bu servet gelecekte oysa kişiliğin temellerini oluşturur*Bir insan dışa dönükte olabilir, içe kapanıkda olabilir Bu ve bunun gibi çoğu kişilik özelliği kalıtsaldır İçe kapanıklık veya dışa dönüklüğün tespiti için yapılan bir deneyde; Bir grup, Londra İmperial Üniversitesi fizikçilerinden, diğer grup tatil tanıtımcılarından almak üzere iki grup oluşturuldu Deneyin amacı 30 saniye içerisinde ne dek tükürük salgılandığını bulabilmektir*Bunun için deneklerin dillerine bir damla limon sıkarak, yapışık bir bantı yalamaları isteniyor Burada oysa limonun kullanılış amacı insanda ki tat reseptörlerini harekete geçirerek tükürük salgısı açılmak*10 kişiden oluşan tatil tanıtımcıları grubu deney sonunda yaklaşık olarak 8 metre bant yaladılar, yeniden 10 kişilik fizikçi grubu ise tamı tamına 12 metre bant yalamayı başardılar
Peki bu nasıl oluyor?
Her şey beynimizin uyarılara verdiği tepkilere emrindeki, beynimizde ayrıca limon suyuna ayrıca insanlarla tanışmaya tepki gösteren bir bölüm vardır İçe dönükler için bu alan fazla hassas yani limon suyuna daha çok tepki veriyorlar ama partileri ve insanlarla beraber olmayı sevmiyorlar Dışa dönüklerde ise bu alan pek da hassas yok Yani limon suyuna az tepki verirken, partilere bayılıyorlar*Birçok şahsiyet özelliğimiz, daha hayata başladığımız ilk yıllarda yaşadığımız olaylarla şekillenmeye başlar
Bütün annebabalar bebeklik dönemlerinde oynadıkları oyunlar ve öğretme şekilleriyle çocuklarının beyninin fiziki gelişimini öbür şekillerde etkiler Çocukluk, kişiliğimizin gelişiminde en kayda değer bölümdür ve beynimizde olanlardan ötürü çocukken yaşadığımız deneyimler ileri fakat yıllarda oluşan kişiliğimiz üstünde çok etkilidir Her çocuğun beyni olağanüstü bir şekilde büyür Her şey fazla kısa sürelerde gerçekleşir
Minik bir çocukken beyin hücrelerimiz veya başka bir deyişle nöronlarımız kollarını birbirlerine uzatarak daha artı temas oluştururlar fakat bununla birlikte diğer bağlantıları da körelmeye başlar Yani biz büyüdükçe beynimizde de farklı karakter özellikleri oluşmaktadır Bebeğin beyninde oysa bu ani yükselme ve körelmeler etraflarında olan olaylar ve onlara verdikleri tepkilerle şekillenir Özet Olarak bebeklikte yaşanan açıklanmış şansın dönmesi, belirtilmiş kişiliklerin oluşmasına destek eder Çocukluk dönemlerimizde geliştirdiğimiz karakter özelliklerinin büyük çoğunluğu hayatımızın sonuna kadar bizimle kalır
Karakter özelliklerinden bazılarını sevebiliriz lakin bazıları da hiç hoşumuza gitmeyebilir Şahsiyet laf konusu olduğunda beyin tıpkı bir orkestra gibidir Tıpkı orkestranın müzik çalmak için vurmalı, üflemeli ve daha çoğu bölümden oluşması gibi beynimizin de ayrı bölümleri vardır ve bunlar kişiliklerimizi oluştururlar Ön loblar tıpatıp orkestra şefi gibidir, bir orkestra şefi orkestrasının ayrı bölümlerini nasıl yönetiyorsa, ön loblarda kişiliğimizin farklı yönlerini benzer şekilde yoklama ederler Denetleme ön loblarda iken kişiliğimiz özenle ve ahenkle çalınan bir müzik parçası gibidir Ama davranışlarımızda ki yoklama her zaman bu dek uyumlu değildir Batonu orkestra şefi yerine bir çocuk alırsa ortaya büyük bir güçlük ve kulağı tırmalayan sesler bütünü çıkar Ufak çocuklar çoğunlukla kendilerini denetleme edemezler bunun nedeni ön loblarının beynin geri kalanını idare edebilecek kadar gelişmemiş olmasıdır Çocukluk zamanlarımızda dürtülerimiz üstünde ancak denetleme eksikliği çoğu kez uyumdan çok karmaşa yaratır Bu yüzden çocuklar aksilik nöbeti geçirdiğinde beyinlerinde ne olduğunu hatırlamaya çalışmalıyız
Gelişmemiş ön loblar sadece çocukların davranışlarında yoklama zorluğuna neden olmaz, dürtülerine karşısında dirençlerini de azaltır Uzmanlar bunu bir deney olarak gerçekleştirdiler*Bunun için 20 asıl okulu öğrencisi gizli bir şekilde kameraya alındı ve çocuklara 5 dakika baştan başa en sevdikleri şekeri yemezlerse sonra onlara 2 şeker fazladan verileceği söylendi Çocuklar bakımlı kameralardan habersiz bir şekilde izlenip davranışları değerlendirildi Değerlendirmeler önce oysa deneylerle büyük oranda örtüştü ve daha sonra 2 şeker fazladan alacaklarını bilmelerine karşın çocukların 3te 2si o anda karşılarında duran şekere karşı koyamadılar Çünkü beyinleri demin dürtülerini teftiş edebilecek erişkinliğe ulaşamadı Sonraki birkaç yıl içerisinde ön lobları gelişecek ve kalan 3te 1lik kısımda fakat gibi hareket edip yeme dürtüsüne karşısında koyabilecekler
Çocukluk dönemimizde beynimiz gelişirken yavaşça kim olduğumuzu kavramaya başlarız, kişiliğimiz kendini oluşturmaya başlarken onunla birlikte yoklama yeteneğimiz de gelişir Oysa çocukluğumuzun sonunda kişiliğimize çok kayda değer bir şey olur, bu şey pek etkilidir fakat ara sıra bizi geçici olarak yoldan çıkartabilir*Bu önemli şey ise buluğ çağı çağıdırErgenliğin vücudumuzda büyük etkilerinin olduğunu biliriz ama beynimizde fazla dramatik etkileri olur Yani ergenlik çağındakilerin kendilerine has kişilikleri vardır, genellikle çelik gibi ve sosyal açıdan tutarsız olarak bilinirler*Yapılan bir deneyde erginlik çağına yeni girmiş kişiler ve az önce buluğ çağı çağına girmemiş kişilerden oluşan iki gruba 1 saniyelik anlarla, mutlu, kızgın, ağlayan ve duygusuz olan yüzler gösteriliyor ve gruplara doğru olanı seçmeleri söyleniyor Mantıklı bakıldığında erginlik çağına girmiş çocukların bu deneyde daha çok dürüst cevap bilmeleri beklenir ne de olsa büyük olanlar daha tecrübeli olmalı Lakin hayret verici bir şekilde küçük olanlar büyük olanlardan duygu değerlendirmesi bakımından daha iyi çıktı Bilim adamları bu durumun buluğ çağı çağının kendine has karakter özelliğiyle açıklanabileceğini düşünüyor
Bunun açıklaması yine ön loblarda yatıyor
Erginlik döneminde beyin bir kere daha nöronlar aralarında şahane sayıda yeni bağlantı oluşturur ama bu yeni bağlantılarının çoğunun demin açıklanmış bir fonksiyonu yoktur Bu fazla sayıda ama patikalar yüzünden sinyaller ara sıra karışır, karışan bu sinyaller diğer insanların duygularını anlamada zorluk yaşamalarına niçin olur
Ergenlik çağında ön loblarda çok pozitif şey olur bu da kontrolü ele almayı zorlaştırır İşte bu yüzdendir fakat erginlik çağında olan halk, aklı karışık, şahlanmış ve huysuz olarak hatırlanırlar Lakin buluğ çağı çağı şahsiyet özellikleri sırf bunlardan ibaret değil, bu çağda geliştirdiğimiz bazı kişilik özellikleri hayatımızın sonuna dek bizimle kalabilir Bunlardan en önemlisi de riske girmektir
Riske girmek beyinde dopamin adlı bir hormonun salgılanmasını niçin olur, bu da kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar Buluğ Çağı çağında ne dek çok risk alırsak dopamine böylece bağımlı ayla geliriz ve yetişkinlikte aynı etkiyi yaratabilmek için daha büyük dozlar gerekir Yani erginlik döneminde riske girmeyi seven insanlardansanız, büyük ihtimalle hayatınızın sonuna kadar riske atılacaksınız*Beyin vücutta ki en özel organdır çünkü kendini değiştirebilir Beynimizi, dönüşmek ve onu ilerletmek için kullanabiliriz, bunu insan dışında hiçbir canlı yapamaz Karakter açısından bakıldığında ise bu, sahip elde etmek istediğimiz kişiliğe mümkün olduğu dek yaklaşabileceğimizi gösterir
Litaratür:
http:sciencehowstuffworkscomlifeinsidethemindhumanbrainbrainhtm
http:harvardmagazinecom200811whatmakesthehumanminhtml
http:wwwnewscientistcomarticledn9969instantexpertthehumanbrainhtml#VBL4cZRu70
http:enwikipediaorgwikiPersonality
Bizi biz yapan şey kişiliğimizdir ve şahsiyet tek bir özelliği esas alarak oluşmaz Bilim adamlarının hesaplamalarına tarafından bizi biz yapan 5 bin şahsiyet özelliği vardır Bunlar dağıtılmış kombinasyonlarla karışıp her birimizi farklı biri yapıyor
Kişiliğimiz daha hemen şimdi anne karnındayken oluşmaya başlar Anne ve babanın genlerinden oluşan çocuk, annebabadan aldığı genlerle yeni bir karakter kombinasyonu oluşturur Annebabadan alınan bu servet gelecekte oysa kişiliğin temellerini oluşturur*Bir insan dışa dönükte olabilir, içe kapanıkda olabilir Bu ve bunun gibi çoğu kişilik özelliği kalıtsaldır İçe kapanıklık veya dışa dönüklüğün tespiti için yapılan bir deneyde; Bir grup, Londra İmperial Üniversitesi fizikçilerinden, diğer grup tatil tanıtımcılarından almak üzere iki grup oluşturuldu Deneyin amacı 30 saniye içerisinde ne dek tükürük salgılandığını bulabilmektir*Bunun için deneklerin dillerine bir damla limon sıkarak, yapışık bir bantı yalamaları isteniyor Burada oysa limonun kullanılış amacı insanda ki tat reseptörlerini harekete geçirerek tükürük salgısı açılmak*10 kişiden oluşan tatil tanıtımcıları grubu deney sonunda yaklaşık olarak 8 metre bant yaladılar, yeniden 10 kişilik fizikçi grubu ise tamı tamına 12 metre bant yalamayı başardılar
Peki bu nasıl oluyor?
Her şey beynimizin uyarılara verdiği tepkilere emrindeki, beynimizde ayrıca limon suyuna ayrıca insanlarla tanışmaya tepki gösteren bir bölüm vardır İçe dönükler için bu alan fazla hassas yani limon suyuna daha çok tepki veriyorlar ama partileri ve insanlarla beraber olmayı sevmiyorlar Dışa dönüklerde ise bu alan pek da hassas yok Yani limon suyuna az tepki verirken, partilere bayılıyorlar*Birçok şahsiyet özelliğimiz, daha hayata başladığımız ilk yıllarda yaşadığımız olaylarla şekillenmeye başlar
Bütün annebabalar bebeklik dönemlerinde oynadıkları oyunlar ve öğretme şekilleriyle çocuklarının beyninin fiziki gelişimini öbür şekillerde etkiler Çocukluk, kişiliğimizin gelişiminde en kayda değer bölümdür ve beynimizde olanlardan ötürü çocukken yaşadığımız deneyimler ileri fakat yıllarda oluşan kişiliğimiz üstünde çok etkilidir Her çocuğun beyni olağanüstü bir şekilde büyür Her şey fazla kısa sürelerde gerçekleşir
Minik bir çocukken beyin hücrelerimiz veya başka bir deyişle nöronlarımız kollarını birbirlerine uzatarak daha artı temas oluştururlar fakat bununla birlikte diğer bağlantıları da körelmeye başlar Yani biz büyüdükçe beynimizde de farklı karakter özellikleri oluşmaktadır Bebeğin beyninde oysa bu ani yükselme ve körelmeler etraflarında olan olaylar ve onlara verdikleri tepkilerle şekillenir Özet Olarak bebeklikte yaşanan açıklanmış şansın dönmesi, belirtilmiş kişiliklerin oluşmasına destek eder Çocukluk dönemlerimizde geliştirdiğimiz karakter özelliklerinin büyük çoğunluğu hayatımızın sonuna kadar bizimle kalır
Karakter özelliklerinden bazılarını sevebiliriz lakin bazıları da hiç hoşumuza gitmeyebilir Şahsiyet laf konusu olduğunda beyin tıpkı bir orkestra gibidir Tıpkı orkestranın müzik çalmak için vurmalı, üflemeli ve daha çoğu bölümden oluşması gibi beynimizin de ayrı bölümleri vardır ve bunlar kişiliklerimizi oluştururlar Ön loblar tıpatıp orkestra şefi gibidir, bir orkestra şefi orkestrasının ayrı bölümlerini nasıl yönetiyorsa, ön loblarda kişiliğimizin farklı yönlerini benzer şekilde yoklama ederler Denetleme ön loblarda iken kişiliğimiz özenle ve ahenkle çalınan bir müzik parçası gibidir Ama davranışlarımızda ki yoklama her zaman bu dek uyumlu değildir Batonu orkestra şefi yerine bir çocuk alırsa ortaya büyük bir güçlük ve kulağı tırmalayan sesler bütünü çıkar Ufak çocuklar çoğunlukla kendilerini denetleme edemezler bunun nedeni ön loblarının beynin geri kalanını idare edebilecek kadar gelişmemiş olmasıdır Çocukluk zamanlarımızda dürtülerimiz üstünde ancak denetleme eksikliği çoğu kez uyumdan çok karmaşa yaratır Bu yüzden çocuklar aksilik nöbeti geçirdiğinde beyinlerinde ne olduğunu hatırlamaya çalışmalıyız
Gelişmemiş ön loblar sadece çocukların davranışlarında yoklama zorluğuna neden olmaz, dürtülerine karşısında dirençlerini de azaltır Uzmanlar bunu bir deney olarak gerçekleştirdiler*Bunun için 20 asıl okulu öğrencisi gizli bir şekilde kameraya alındı ve çocuklara 5 dakika baştan başa en sevdikleri şekeri yemezlerse sonra onlara 2 şeker fazladan verileceği söylendi Çocuklar bakımlı kameralardan habersiz bir şekilde izlenip davranışları değerlendirildi Değerlendirmeler önce oysa deneylerle büyük oranda örtüştü ve daha sonra 2 şeker fazladan alacaklarını bilmelerine karşın çocukların 3te 2si o anda karşılarında duran şekere karşı koyamadılar Çünkü beyinleri demin dürtülerini teftiş edebilecek erişkinliğe ulaşamadı Sonraki birkaç yıl içerisinde ön lobları gelişecek ve kalan 3te 1lik kısımda fakat gibi hareket edip yeme dürtüsüne karşısında koyabilecekler
Çocukluk dönemimizde beynimiz gelişirken yavaşça kim olduğumuzu kavramaya başlarız, kişiliğimiz kendini oluşturmaya başlarken onunla birlikte yoklama yeteneğimiz de gelişir Oysa çocukluğumuzun sonunda kişiliğimize çok kayda değer bir şey olur, bu şey pek etkilidir fakat ara sıra bizi geçici olarak yoldan çıkartabilir*Bu önemli şey ise buluğ çağı çağıdırErgenliğin vücudumuzda büyük etkilerinin olduğunu biliriz ama beynimizde fazla dramatik etkileri olur Yani ergenlik çağındakilerin kendilerine has kişilikleri vardır, genellikle çelik gibi ve sosyal açıdan tutarsız olarak bilinirler*Yapılan bir deneyde erginlik çağına yeni girmiş kişiler ve az önce buluğ çağı çağına girmemiş kişilerden oluşan iki gruba 1 saniyelik anlarla, mutlu, kızgın, ağlayan ve duygusuz olan yüzler gösteriliyor ve gruplara doğru olanı seçmeleri söyleniyor Mantıklı bakıldığında erginlik çağına girmiş çocukların bu deneyde daha çok dürüst cevap bilmeleri beklenir ne de olsa büyük olanlar daha tecrübeli olmalı Lakin hayret verici bir şekilde küçük olanlar büyük olanlardan duygu değerlendirmesi bakımından daha iyi çıktı Bilim adamları bu durumun buluğ çağı çağının kendine has karakter özelliğiyle açıklanabileceğini düşünüyor
Bunun açıklaması yine ön loblarda yatıyor
Erginlik döneminde beyin bir kere daha nöronlar aralarında şahane sayıda yeni bağlantı oluşturur ama bu yeni bağlantılarının çoğunun demin açıklanmış bir fonksiyonu yoktur Bu fazla sayıda ama patikalar yüzünden sinyaller ara sıra karışır, karışan bu sinyaller diğer insanların duygularını anlamada zorluk yaşamalarına niçin olur
Ergenlik çağında ön loblarda çok pozitif şey olur bu da kontrolü ele almayı zorlaştırır İşte bu yüzdendir fakat erginlik çağında olan halk, aklı karışık, şahlanmış ve huysuz olarak hatırlanırlar Lakin buluğ çağı çağı şahsiyet özellikleri sırf bunlardan ibaret değil, bu çağda geliştirdiğimiz bazı kişilik özellikleri hayatımızın sonuna dek bizimle kalabilir Bunlardan en önemlisi de riske girmektir
Riske girmek beyinde dopamin adlı bir hormonun salgılanmasını niçin olur, bu da kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar Buluğ Çağı çağında ne dek çok risk alırsak dopamine böylece bağımlı ayla geliriz ve yetişkinlikte aynı etkiyi yaratabilmek için daha büyük dozlar gerekir Yani erginlik döneminde riske girmeyi seven insanlardansanız, büyük ihtimalle hayatınızın sonuna kadar riske atılacaksınız*Beyin vücutta ki en özel organdır çünkü kendini değiştirebilir Beynimizi, dönüşmek ve onu ilerletmek için kullanabiliriz, bunu insan dışında hiçbir canlı yapamaz Karakter açısından bakıldığında ise bu, sahip elde etmek istediğimiz kişiliğe mümkün olduğu dek yaklaşabileceğimizi gösterir
Litaratür:
http:sciencehowstuffworkscomlifeinsidethemindhumanbrainbrainhtm
http:harvardmagazinecom200811whatmakesthehumanminhtml
http:wwwnewscientistcomarticledn9969instantexpertthehumanbrainhtml#VBL4cZRu70
http:enwikipediaorgwikiPersonality