iltasyazilim
FD Üye
Mudanya Mütarekesi'nden daha sonra, Lozan Uzlaştırma Konferansı için hazırlıklar başlayınca, Osmanlı Hükümeti, Türkiye Büyük Halk Meclisi Hükümeti yanında konferansa katılmak arzusunda olduğunu bildirdi İtilaf Devletleri'nin, hala İstanbul'da bir hükümet tanımak ve onu da Türkiye ile birlikte konferansa çağırmak istemeleri ve bu hükümetin de, delegeleri beraberce yeğlemek için Büyük Irk Meclisi'ne başvurması, Mustafa Kemal Paşa'yı harekete geçirdi
Sadrazamı Tevfik Paşa'nın uzlaşma konferansında görüş ve sözbirliği, Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na çektiği telgraf, Mecliste tepkiyle karşılandı Lüzum Mustafa Kemal Paşa'nın, 24 Nisan 1920 tarihli önergesinde ve gerekse 20 Ocak 1921 tarihli Anayasada egemenliğin millette olduğu duyuru edilmişti
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve böylece çok milletvekilinin karşılıklı teklifi 30 Ekim 1922 günü TBMM'de görüşülmeye başlandı Önergede Saltanatın kaldırıldığı belirtiliyordu Saltanatla birleşik olan halifelikise ondan ayrılacaktı Ateşli görüşmeler esnasında şu düşüncelerin Meclis Genel Kuruluna hakim olduğu görüldü: Saltanat, Halifelikten ayrılsın ve kaldırılsın Halifeyi biz seçelim; Saltanat ve Halifelik birbirinden ayrılamaz bu nedenle, eğer Saltanat kaldırılırsa Halifelik de kalkmış olur ancak, böyle bir şart düşünülemez
Görülen şuydu: Ilk Kez Hüseyin Rauf (Orbay) Bey ve Refet (Bele) Paşa gibi, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşlarının bulunduğu bir grup, Halifeliğin Saltanattan ayrılamayacağını ileri sürüyorlardı Saltanatın kaldırılması hakkında kanun tasarısı, Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi Karma Komisyonunda görüşülürken, hilafetle saltanatın ayrılamayacağı düşüncesi ileri sürüldü Ilk grubun içinde bulunanlar ise böyle bir ayrımın muhtemel olduğunu belirtiyorlardı
Mustafa Kemal Paşa söz alarak, tarihsel ve bilimsel açıklamalarda bulunarak, yüksek sesle şunları söyledi: Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, didişme ile verilemez Egemenlik, saltanat güçlü olarak, kudretle ve zorla alınır Osmanoğulları cebren Türk Milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı (zor kullanarak el koymuşlardı) Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir Acilen de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini uyarı ederek, egemenlik ve saltanatını ayaklanma ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor
Bu bir emrivakidir Mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir Bu behemehal olacaktır Burada içtima edenler (toplananlar) Meclis ve cümbür cemaat meseleyi natürel görürse, fikrimce muvafık olur Huysuz takdirde, yine realite usulü dairesinde açıklama olunacaktır Lakin olasılık bir takım kafalar kesilecektir
Mustafa Kemal Paşa'nın bu fazla manâlı ve tarihi konuşması sonunda, Karma Komisyon'da, görüşülen önerge hemen kabul edilmiş ve ivedilikle Genel Kurulda görüşülerek, 1 Kasım 1922'de 308 Numaralı karar olarak benimsenmiştir Yeni Türkiye'nin yeni temellerinin de bir ifadesi olan bu karar ile, hilafet ve saltanat birbirinden ayrılmış, saltanat kaldırılmıştır Ertesi gün, TBMM, Osmanlı veliahdı Abdülmecid Efendi'yi halife seçmiştir
Böylece, fazla önemli bir gelişme sağlanmıştır TBMM'nin Saltanatı kaldırma kararı, İstanbul Hükümeti göre da benimsenmiştir Hükümet istifa etmiştir Görev ve teslim işlerine hemencecik başlanmıştır Bu davranış, Saltanatın kaldırılmasının beklendiğini de gösterir Saltanatın kaldırılma kararı üzerine, 17 Kasım 1922'de Sultan Vahdettin, İngiltere himayesine sığınarak Malaya zırhlısı ile yurdu terketmiş ve Malta'ya gitmiştir Fakat Osmanlı tarihinde hiçbir padişahın düşmana sığınmak gibi bir davranış içine girdiği görülmemiştir *
Sadrazamı Tevfik Paşa'nın uzlaşma konferansında görüş ve sözbirliği, Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na çektiği telgraf, Mecliste tepkiyle karşılandı Lüzum Mustafa Kemal Paşa'nın, 24 Nisan 1920 tarihli önergesinde ve gerekse 20 Ocak 1921 tarihli Anayasada egemenliğin millette olduğu duyuru edilmişti
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve böylece çok milletvekilinin karşılıklı teklifi 30 Ekim 1922 günü TBMM'de görüşülmeye başlandı Önergede Saltanatın kaldırıldığı belirtiliyordu Saltanatla birleşik olan halifelikise ondan ayrılacaktı Ateşli görüşmeler esnasında şu düşüncelerin Meclis Genel Kuruluna hakim olduğu görüldü: Saltanat, Halifelikten ayrılsın ve kaldırılsın Halifeyi biz seçelim; Saltanat ve Halifelik birbirinden ayrılamaz bu nedenle, eğer Saltanat kaldırılırsa Halifelik de kalkmış olur ancak, böyle bir şart düşünülemez
Görülen şuydu: Ilk Kez Hüseyin Rauf (Orbay) Bey ve Refet (Bele) Paşa gibi, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşlarının bulunduğu bir grup, Halifeliğin Saltanattan ayrılamayacağını ileri sürüyorlardı Saltanatın kaldırılması hakkında kanun tasarısı, Türkiye Büyük Halk Müziği Meclisi Karma Komisyonunda görüşülürken, hilafetle saltanatın ayrılamayacağı düşüncesi ileri sürüldü Ilk grubun içinde bulunanlar ise böyle bir ayrımın muhtemel olduğunu belirtiyorlardı
Mustafa Kemal Paşa söz alarak, tarihsel ve bilimsel açıklamalarda bulunarak, yüksek sesle şunları söyledi: Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, didişme ile verilemez Egemenlik, saltanat güçlü olarak, kudretle ve zorla alınır Osmanoğulları cebren Türk Milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı (zor kullanarak el koymuşlardı) Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir Acilen de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini uyarı ederek, egemenlik ve saltanatını ayaklanma ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor
Bu bir emrivakidir Mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir Bu behemehal olacaktır Burada içtima edenler (toplananlar) Meclis ve cümbür cemaat meseleyi natürel görürse, fikrimce muvafık olur Huysuz takdirde, yine realite usulü dairesinde açıklama olunacaktır Lakin olasılık bir takım kafalar kesilecektir
Mustafa Kemal Paşa'nın bu fazla manâlı ve tarihi konuşması sonunda, Karma Komisyon'da, görüşülen önerge hemen kabul edilmiş ve ivedilikle Genel Kurulda görüşülerek, 1 Kasım 1922'de 308 Numaralı karar olarak benimsenmiştir Yeni Türkiye'nin yeni temellerinin de bir ifadesi olan bu karar ile, hilafet ve saltanat birbirinden ayrılmış, saltanat kaldırılmıştır Ertesi gün, TBMM, Osmanlı veliahdı Abdülmecid Efendi'yi halife seçmiştir
Böylece, fazla önemli bir gelişme sağlanmıştır TBMM'nin Saltanatı kaldırma kararı, İstanbul Hükümeti göre da benimsenmiştir Hükümet istifa etmiştir Görev ve teslim işlerine hemencecik başlanmıştır Bu davranış, Saltanatın kaldırılmasının beklendiğini de gösterir Saltanatın kaldırılma kararı üzerine, 17 Kasım 1922'de Sultan Vahdettin, İngiltere himayesine sığınarak Malaya zırhlısı ile yurdu terketmiş ve Malta'ya gitmiştir Fakat Osmanlı tarihinde hiçbir padişahın düşmana sığınmak gibi bir davranış içine girdiği görülmemiştir *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.