Sedef hastaları nasıl beslenmeli?

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektör Yardımcısı Prof Dr Asım Örem, yaptıkları araştırmada, sedef hastalarının sağlıklı kişilere göre omega 3 yağ asidi açısından yoksul olduklarının belirlendiğini ifade ederek, bu rahatsızlığı olanlara balık tüketmelerini önerdi id Gad300250Örem'in öncülüğünde, KTÜ Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı ile Dermatoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından sedef hastalığına yönelik araştırma yapıldıKTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri tarafından da desteklenen ve takriben 2 yıl süren araştırmada sedef hastalarının, dinç kişilere oranla omega 3 yağ asidi açısından yoksul oldukları ve bunun da kişilerdeki inflamasyonun daha ağır seyretmesi ile ilişkili olabileceği belirlendiAraştırma sonucunda, omega 3'ten varlıklı yiyecek tüketiminin inflamasyonu azaltıcı yönde yardımsever olabileceği kanaatine varıldıÖrem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmanın, Doğu Karadeniz'de yaygın görülen sedef hastalığının etkenleri ve ortaya çıkmasında nelerin etkili olduğu sorusu üzerine başlatıldığını söylediÇalışmanın KTÜ Dermatomoji Bölümünden Prof Dr Sevgi Bahadır ve Yrd Doç Dr Savaş Yaylı ile yüksek lisans öğrencisi araştırma görevlisi Serap Yaman'ın katkılarıyla tamamlandığını ifade eden Örem, hem üniversitenin Bilimsel Araştırma Projeleri tarafından da desteklendiğini, yaklaşık 2 yıl sürdüğünü kaydettiSedef hastaları için omega 3 manâlıSedef hastalığının tekrarlayan ve kişilerin ciltlerinde pullu kızarık döküntülerle seyreden bir rahatsızlık olduğunu anlatan Örem, şöyle devam etti:Bu hastalığın tedavisi değil ve ömür boyu sürüyor Stresin de bu rahatsızlık için etmen bir etmen olduğu söyleniyor Bu rahatsızlık aktif olarak yaşanmaya başlanınca vücudumuzda buna aleyhinde inflamatuar gerçekleşiyor Bu açıdan, bu inflamatuarı artıran, azaltan nedenler neler olabilir çerçevesinde değerlendirildi ve literatürde ileri sürülen bilgilerin ışığı altında vücudumuzda yer alan yağ asitlerinden omega 3 yağ asitlerinin düşük, omega 6 yağ asitlerinin yüksek olduğu durumda bu inflamasyonun biraz daha şiddetli olduğu ve ağır seyrettiği gözlemlendi Benzer durumun sedef hastalarında da olabildiğinin çalışmada değerlendirildiğini vurgulayan Örem, Hastaların ve dinç şahısların kan eritrositlerini laboratuvar ortamında izole ederek bu hücrelerin zarlarındaki omega 3 ve omega 6 yağ asitleriyle ileri seviye çözümlemeli sistemler kullanarak tayin ettik Gördük oysa fiilen sedef hastalığı olan hastalardaki eritrositlerin zarlarında omega 3 ve 6 oranı sağlıklı kişilere göre düşük Tekrar sedef hastalarında biyobelirteçlerin de yüksek olduğu ortaya çıktıbilgisini aktardıÜlkemizde omega 3 açısından en zengin kaynak çinekopturÖrem, düşük omega 3, omega 6 oranı ile inflamasyon belirteçleri aralarında bir ilişki olup olmadığına da baktıklarını anlatarak, şunları kaydetti:Orada da önemli bir ilişki saptandı Hipotezimizi destekleyen bir sonuç oldu Yaptığımız klinik çalışmada sedef hastalarının dinç kişilere tarafından omega 3 yağ asidi açısından fakir olduklarını belirledik Kişilerde yağ asitlerinden omega 3 ile 6 düşük olması gözden düşmüş bir koşul olup daha artı inflamasyon ürünlerinin oluşmasına niçin olmaktadır Tekrarlayan deri kabuklanmaları ve inflamasyonla karakterize olan sedef hastaları da böyle bir durumla karşı karşıyadırlar bu nedenle omega 3 yağ asitlerinden varlıklı gıdaların tüketilmesi hastalık tablosunun hafifletilmesinde manâlı olabilirÖrem, en varlıklı omega 3 kaynağının kırmızı somon olduğuna işaret ederek, Somon derin denizlerden elde edilip, ülkemize ithal ediliyor Ülkemizde omega 3 açısından en zengin kaynak çinekoptur ve oldukça yaygındır Sedef hastaları için tüketilmesi önemlidir Ülkemizde yaygın bulunması ve mevsim olarak uygun olması sebebiyle ilk önce çinakop almak üzere lüfer, hamsi, istavrit gibi omega 3'ten varlıklı balıkların tüketilmesinin sedef hastaları için önemli olduğunu düşünüyoruzdediÖrem, çalışmalarının devam ettiğini belirtti