iltasyazilim
FD Üye
Bir gazete köşesinde, televizyon veya radyo programında, romanda, şiirde, resimde, sohbette, muhabbette, hülasa hayatın her alanında “mutluluk reçetesi(!) vermeye çalışan yığınla aymaz, gafil ve gaflete düşmüş insan tanıdım
Bunlar; keyifle ya da şımartma ’la hatta ara sıra memnun etme duygusu veya rıza ’yla “mutluluğu birbirine karıştırdılar her zaman
Sandılar oysa mutluluk “gastrit türü bir rahatsızlık!
Ve yeniden sandılar oysa bunun reçetesine yerinde (Her kim yazıyorsa bundan böyle!)hap kullanılırsa sorun hallolur!
Bunları anlatanların içinde “dallamalar da var “sevinç lafzını tercüme edemeyecek kadar yaşı ufak olanlar da!
Mutlulukla hiç tanışmamış olanlar ve mutsuzluğunu gizlemeye çalışan da
Ha üstelik “hayvani istekleri bu duyguyla karıştıran iki ayaklı ucubeler var oysa onların adını bile anmaya değmez!
***
Ve bilhassa mutlu görünmeye çalışanlar!!!!
En çekilmez problemleri kahkahaların ve umursamaz tavırların ardına gizlemeye çalışan ama doğrusu “kendinden saklanan, ortalıkta fakat tozları halının altına süpüren, ille de “her şey toz pembedir diyenler!
Yani mecburi gülümseme ve zorunlu mutluluk!(Nasıl oluyorsa!)
Fakat söyleyecek bir şeyleri daima vardır!
* * *
NE DİYORLAR MESELA?
1Diyorlar fakat; “Kafana hiçbir şey takma
(Toka bu yasaktan muaf tutulmuştur)
Yani ot gibi yaşa ve öl Dünyaya geliş sebebini bile araştırmana gerek yok Başına gelenler gelmiştir zaten, aklına gelenleri de bir tarafa beygir gitsin!
2Diyorlar ama; “Hiçbir şeye küplere binme
(Fakat herkesi sinirlendir)
Yani kişiliğin ve oturmuş bir karakterin olmasın Karşılaştığın her muameleyi olgunlukla(!) karşıla, sürekli bir başkalaşım(!) içinde ol Kendin gibi değil her zaman tekrar herkes gibi ol Hamur gibi ol örneğin, seni kim eline alıp da yoğurursa, bahşedilen şekilde kal, karşı taraf olma yani “rol kes!
3Diyorlar ama; “Sorumluluklarını unutma
(Bak bu fazla manâlı)
İster erkek ol ister bayan;
Evde, dıştan, işte, alışverişte, ödemelerde, eğlencede, taziyede, tek sorumlu sensin Arap atı misali koşturacak ama “of bile demeyeceksin! Allah böyle istemiş diyerek “Yaradana da kötüleme edeceksin! Çağrıda Bulunmak ancak “bazı ahali bu dünya ’ya sırf başkalarının yüklerini taşımak için geliyor diyerek, kendini de buna hazırlayacak ve deriiiiiiin bir tevekkül duygusu(!) içinde yaşamaya devam edeceksin (Bunun neresi yaşamaksa)
4Diyorlar ama; “Âşık olma ve kimseyi sevme
(Kendini sev yeter)
Kimseye bedel atfetme, sevip de ne olacak ama, aşk dediğin şey bir masaldan ibaret(!) değil mi ya?! Birisi için üzülmeye layık mi mesela? Al kullan ve at! Nerde akşam orda sabahleyin, en güzeli(!) bu Hatta bundan başka evlilik yapmışsan hazır işte! De fakat; tencere yuvarlandı kapağını buldu Ohhh ne ala! işte hayat buyuppiiiiiiiiiiiiii!
Eee kader dediğin böyle sessiz sedasız, tevekkül ve huşu içinde(!) yaşanmalı dimi ya ?!
5Diyorlar ama; “Hayata hep olumlu bak
(Başaramıyorsan beygir gözlüğü de kullanabilirsin)
Savaş mı çıkmış? Anlamsız ver çıksın, birileri ölse de sağ kalanlar yeter
Zam yapmışlar!Adaaam sende birincil kere mı oluyor? Derdin var diye surat asmana ne gerek var oysa? Zevkten altı köşe olmuşsun da ve hani bir yerden “kolbastı ’nın müziğini“ duysan dışarı fırlayıp oynayacakmışsın gibi davran! Ekonomi kötüye gidiyormuş! Bir yerde durur canım freni değil mu bunun!!
6Diyorlar ki; “Kaderci ol
(İsyankâr edinmek da ne çağrıda bulunmak)
Başına geleni sine'ne çek Eee adı felek ya! Savaşma, uğraş etme, hatta şikâyet bile etme Seni görenler cam fanuslar da “mutlulukla içinde yaşıyor sansınlar, kimi kandırıyorsan bundan böyle?! (Belki madalya takarlar)
7Diyorlar ki; “Karoser geliştir
(Kaslarınla eşekliği birbirine karıştır)
Birilerinin yükünü omuzlan ve görevlerini de üstlen, yani “eşeklik et Aferin diyen olur ola ki! Keza analık yap keza babalık Zamansız çöksün ruhun ve bedenin, kendinle gurur duyacak(!) sebebin olur fena mı?
8Diyorlar oysa; “Mutlu görün
(Üç maymun ’u oyna)
Olmasan da “öyleymiş gibi davran “Seni kullanana saygı duy(!) ve sahip çık Kendi yükün yetmezmiş gibi onu da al sırtına ve taşı Yorulup devrildiğinde olur ya kolundan tutup kaldıran olur! Sorumluluk güya sadece senin doğal görevin, herkes gamsız olup genç kalırken sen; stres içinde yaşayarak erkenden çök!
9Diyorlar ama; “Senin rolün bu
(Sakın başka filmlerde oynamaya kalkma)
Sana bu rolü özellikle yazmışlar ve “bunu senden başka biri oynayamaz(!) diyerek buna seni de inandırmışlar Civarda ama perdeleri bir yırt da dışarı bak! Bak dünya da neler oluyor?!
Tek film oymuş gibi nasıl kandırmışlar seni!
* * * * *
Bu mudur gerçekte “mutluluk formülü denen şey? Yani mutlu görünmek; kadere razı olup itaat etmek midir, “Hak arayışından vazgeçip haksızlığa biat etmek mi?
Erkeğin erkekliğini ya da kadının kadınlığını yaşayamadığı veya bunu; birinin diğerine yaşatamadığı yerde sevinç olur mu?
Hangi sevinç “bir diğerinin yaşadığı zulmün üstüne kurulmuştur?
Hayatın bizatihi kendisini paylaşmadan, paylaşımda adaletli olmadan, samimi duyulacak sevgi ve insana yakışan hürmet olmadan “sevinç “ olur mu?
Amaaaaaaaa;
Siz “camış beslemek istiyorsanız ) kolay gelsin!
***
Ben nerden mi biliyorum?
Sizce?
***
Diyorum oysa;
Yeri geldiğinde isyan edecek, yani isyan etmesini bileceksin!
Unutma ama; Lokmayı bile yutmadan önce çiğnemek zorundasın!
Yaşam senin!
“Kadir Albayrak
Bunlar; keyifle ya da şımartma ’la hatta ara sıra memnun etme duygusu veya rıza ’yla “mutluluğu birbirine karıştırdılar her zaman
Sandılar oysa mutluluk “gastrit türü bir rahatsızlık!
Ve yeniden sandılar oysa bunun reçetesine yerinde (Her kim yazıyorsa bundan böyle!)hap kullanılırsa sorun hallolur!
Bunları anlatanların içinde “dallamalar da var “sevinç lafzını tercüme edemeyecek kadar yaşı ufak olanlar da!
Mutlulukla hiç tanışmamış olanlar ve mutsuzluğunu gizlemeye çalışan da
Ha üstelik “hayvani istekleri bu duyguyla karıştıran iki ayaklı ucubeler var oysa onların adını bile anmaya değmez!
***
Ve bilhassa mutlu görünmeye çalışanlar!!!!
En çekilmez problemleri kahkahaların ve umursamaz tavırların ardına gizlemeye çalışan ama doğrusu “kendinden saklanan, ortalıkta fakat tozları halının altına süpüren, ille de “her şey toz pembedir diyenler!
Yani mecburi gülümseme ve zorunlu mutluluk!(Nasıl oluyorsa!)
Fakat söyleyecek bir şeyleri daima vardır!
* * *
NE DİYORLAR MESELA?
1Diyorlar fakat; “Kafana hiçbir şey takma
(Toka bu yasaktan muaf tutulmuştur)
Yani ot gibi yaşa ve öl Dünyaya geliş sebebini bile araştırmana gerek yok Başına gelenler gelmiştir zaten, aklına gelenleri de bir tarafa beygir gitsin!
2Diyorlar ama; “Hiçbir şeye küplere binme
(Fakat herkesi sinirlendir)
Yani kişiliğin ve oturmuş bir karakterin olmasın Karşılaştığın her muameleyi olgunlukla(!) karşıla, sürekli bir başkalaşım(!) içinde ol Kendin gibi değil her zaman tekrar herkes gibi ol Hamur gibi ol örneğin, seni kim eline alıp da yoğurursa, bahşedilen şekilde kal, karşı taraf olma yani “rol kes!
3Diyorlar ama; “Sorumluluklarını unutma
(Bak bu fazla manâlı)
İster erkek ol ister bayan;
Evde, dıştan, işte, alışverişte, ödemelerde, eğlencede, taziyede, tek sorumlu sensin Arap atı misali koşturacak ama “of bile demeyeceksin! Allah böyle istemiş diyerek “Yaradana da kötüleme edeceksin! Çağrıda Bulunmak ancak “bazı ahali bu dünya ’ya sırf başkalarının yüklerini taşımak için geliyor diyerek, kendini de buna hazırlayacak ve deriiiiiiin bir tevekkül duygusu(!) içinde yaşamaya devam edeceksin (Bunun neresi yaşamaksa)
4Diyorlar ama; “Âşık olma ve kimseyi sevme
(Kendini sev yeter)
Kimseye bedel atfetme, sevip de ne olacak ama, aşk dediğin şey bir masaldan ibaret(!) değil mi ya?! Birisi için üzülmeye layık mi mesela? Al kullan ve at! Nerde akşam orda sabahleyin, en güzeli(!) bu Hatta bundan başka evlilik yapmışsan hazır işte! De fakat; tencere yuvarlandı kapağını buldu Ohhh ne ala! işte hayat buyuppiiiiiiiiiiiiii!
Eee kader dediğin böyle sessiz sedasız, tevekkül ve huşu içinde(!) yaşanmalı dimi ya ?!
5Diyorlar ama; “Hayata hep olumlu bak
(Başaramıyorsan beygir gözlüğü de kullanabilirsin)
Savaş mı çıkmış? Anlamsız ver çıksın, birileri ölse de sağ kalanlar yeter
Zam yapmışlar!Adaaam sende birincil kere mı oluyor? Derdin var diye surat asmana ne gerek var oysa? Zevkten altı köşe olmuşsun da ve hani bir yerden “kolbastı ’nın müziğini“ duysan dışarı fırlayıp oynayacakmışsın gibi davran! Ekonomi kötüye gidiyormuş! Bir yerde durur canım freni değil mu bunun!!
6Diyorlar ki; “Kaderci ol
(İsyankâr edinmek da ne çağrıda bulunmak)
Başına geleni sine'ne çek Eee adı felek ya! Savaşma, uğraş etme, hatta şikâyet bile etme Seni görenler cam fanuslar da “mutlulukla içinde yaşıyor sansınlar, kimi kandırıyorsan bundan böyle?! (Belki madalya takarlar)
7Diyorlar ki; “Karoser geliştir
(Kaslarınla eşekliği birbirine karıştır)
Birilerinin yükünü omuzlan ve görevlerini de üstlen, yani “eşeklik et Aferin diyen olur ola ki! Keza analık yap keza babalık Zamansız çöksün ruhun ve bedenin, kendinle gurur duyacak(!) sebebin olur fena mı?
8Diyorlar oysa; “Mutlu görün
(Üç maymun ’u oyna)
Olmasan da “öyleymiş gibi davran “Seni kullanana saygı duy(!) ve sahip çık Kendi yükün yetmezmiş gibi onu da al sırtına ve taşı Yorulup devrildiğinde olur ya kolundan tutup kaldıran olur! Sorumluluk güya sadece senin doğal görevin, herkes gamsız olup genç kalırken sen; stres içinde yaşayarak erkenden çök!
9Diyorlar ama; “Senin rolün bu
(Sakın başka filmlerde oynamaya kalkma)
Sana bu rolü özellikle yazmışlar ve “bunu senden başka biri oynayamaz(!) diyerek buna seni de inandırmışlar Civarda ama perdeleri bir yırt da dışarı bak! Bak dünya da neler oluyor?!
Tek film oymuş gibi nasıl kandırmışlar seni!
* * * * *
Bu mudur gerçekte “mutluluk formülü denen şey? Yani mutlu görünmek; kadere razı olup itaat etmek midir, “Hak arayışından vazgeçip haksızlığa biat etmek mi?
Erkeğin erkekliğini ya da kadının kadınlığını yaşayamadığı veya bunu; birinin diğerine yaşatamadığı yerde sevinç olur mu?
Hangi sevinç “bir diğerinin yaşadığı zulmün üstüne kurulmuştur?
Hayatın bizatihi kendisini paylaşmadan, paylaşımda adaletli olmadan, samimi duyulacak sevgi ve insana yakışan hürmet olmadan “sevinç “ olur mu?
Amaaaaaaaa;
Siz “camış beslemek istiyorsanız ) kolay gelsin!
***
Ben nerden mi biliyorum?
Sizce?
***
Diyorum oysa;
Yeri geldiğinde isyan edecek, yani isyan etmesini bileceksin!
Unutma ama; Lokmayı bile yutmadan önce çiğnemek zorundasın!
Yaşam senin!
“Kadir Albayrak