iltasyazilim
FD Üye
Sıfır Rakamı ve Eski Hint Dünyası Hakkında Veri,
Sıfır Rakamı ve Eski Hint Dünyası,
Romalı ve Çinlilerin eksine, Eski Hint alimleri, aritmetik işlemleri, özel bir harf ve muhabere belirtmeden, yalnızca 1 den 9 a dek olan rakamlardan istifade ederek yazarlardı Rakamla, hesap yapmanın tek örneği olan, bu pozisyonun tespiti ve yazılması merhalesine ulaşanlar, sadece Eski Hintliler ve Mayalardı
Kaynaklar; Hindistan'dan, 300 yıl değin önce, rakam işaretinin, rakam şekline dönüşmeye başladığını belirtmekte Hintliler, en geç, 6 yüzyıla doğru, ola ki de biraz daha önceki tarihlerde, aritmetik işlemlerde, yalnızca 1 den 9 a kadar sürekli dokuz bambaşka sayı halinde kaldılar Bu Nedenle, hesap işlerinde, sağdan sola içten gelişen (yükselen) rakamlar, ilk olarak ortaya çıktı Bu rakamlar, adeta 622 yılından itibaren Hindistan dışarıda da tanınmaya başladı Fırat'ta bir okul müdürü, bununla birlikte da manastır idarecisi olarak çalışan Suriyeli bilgin Sevarus Sabokht : Tanıdık tüm usullere üstün olan, Hint hesabının, yani dokuz ayrı rakamın (işaretin) maharetli usulünden bahsederBu durum, Hint rakamlarının mahzar olduğu birincil taktirdir S Sabokht, bu dokuz öbür rakamlarla, yeni bir yöntem dahilinde hesap yapabildi
Fakat; bu dokuz farklı sayı, bir takım sayıları ifade etmeye yeterli gelmiyordu Değeri üç yüz sekiz olan bir sayının da, 38 şeklinde meydana çıkmaması için, eksik (manâsız) kalan onlar basamağına (hanesine) öbür bir işaretlemenin yapılması zorunludur Eksik (boş) kalan, basamağı (haneyi) işaretleyip, belirlemek için boşluğuşekillendirmek, anlamlandırmak zorundaydılar Noktayı sunyaveya sunyabinde, başıboşluk veya içi anlamsız yuvarlağı da khakelimesi ile adlandıran Hint alimleri, boş kalan basamağa (haneye), sembol olarak daireya da noktabiçiminde yeni bir sembol verdiler
Çünkü; üç bin yedi yüz elli dört olan bir sayıyı 3754 şeklinde spesifize etmek mümkündür
Hafıza tarihin en manâlı olaylarından biri farzedilen, bu sayı yazısına, son mükemmeliyeti Hintliler'in vermiş olduğu ortaya çıkmaktadır O halde, menşe itibariyle, sadece, basamak sistemi içinde, noksan basamağa (haneye) gerekli göze çarpan olarak başvurulan bu arma, yani bugünkü ifadeyle sıfırrakamı, hemen müstakil bir sayı şeklinde, başlangıçta Hint hesabında ortaya çıkmıştır Bu sayı işareti, yani 0(sıfır) veya (nokta) anlamındaki sinyâl, miladın 400 yılında, birincil defa Hint yazılı eserleri içinde görülmeye taşlar Hint Dünyası'nın, ünlü matematikçi ve astronomu Brahmagupta (598660), 632 yılında yazdığı, astronomi konuları ile ilgili Siddhanta adlı eserinde, dokuz bambaşka rakam işareti ve sıfır ile birlikte hesap yapmaya dair kaideleri göstermiştir *
Sıfır Rakamı ve Eski Hint Dünyası,
Romalı ve Çinlilerin eksine, Eski Hint alimleri, aritmetik işlemleri, özel bir harf ve muhabere belirtmeden, yalnızca 1 den 9 a dek olan rakamlardan istifade ederek yazarlardı Rakamla, hesap yapmanın tek örneği olan, bu pozisyonun tespiti ve yazılması merhalesine ulaşanlar, sadece Eski Hintliler ve Mayalardı
Kaynaklar; Hindistan'dan, 300 yıl değin önce, rakam işaretinin, rakam şekline dönüşmeye başladığını belirtmekte Hintliler, en geç, 6 yüzyıla doğru, ola ki de biraz daha önceki tarihlerde, aritmetik işlemlerde, yalnızca 1 den 9 a kadar sürekli dokuz bambaşka sayı halinde kaldılar Bu Nedenle, hesap işlerinde, sağdan sola içten gelişen (yükselen) rakamlar, ilk olarak ortaya çıktı Bu rakamlar, adeta 622 yılından itibaren Hindistan dışarıda da tanınmaya başladı Fırat'ta bir okul müdürü, bununla birlikte da manastır idarecisi olarak çalışan Suriyeli bilgin Sevarus Sabokht : Tanıdık tüm usullere üstün olan, Hint hesabının, yani dokuz ayrı rakamın (işaretin) maharetli usulünden bahsederBu durum, Hint rakamlarının mahzar olduğu birincil taktirdir S Sabokht, bu dokuz öbür rakamlarla, yeni bir yöntem dahilinde hesap yapabildi
Fakat; bu dokuz farklı sayı, bir takım sayıları ifade etmeye yeterli gelmiyordu Değeri üç yüz sekiz olan bir sayının da, 38 şeklinde meydana çıkmaması için, eksik (manâsız) kalan onlar basamağına (hanesine) öbür bir işaretlemenin yapılması zorunludur Eksik (boş) kalan, basamağı (haneyi) işaretleyip, belirlemek için boşluğuşekillendirmek, anlamlandırmak zorundaydılar Noktayı sunyaveya sunyabinde, başıboşluk veya içi anlamsız yuvarlağı da khakelimesi ile adlandıran Hint alimleri, boş kalan basamağa (haneye), sembol olarak daireya da noktabiçiminde yeni bir sembol verdiler
Çünkü; üç bin yedi yüz elli dört olan bir sayıyı 3754 şeklinde spesifize etmek mümkündür
Hafıza tarihin en manâlı olaylarından biri farzedilen, bu sayı yazısına, son mükemmeliyeti Hintliler'in vermiş olduğu ortaya çıkmaktadır O halde, menşe itibariyle, sadece, basamak sistemi içinde, noksan basamağa (haneye) gerekli göze çarpan olarak başvurulan bu arma, yani bugünkü ifadeyle sıfırrakamı, hemen müstakil bir sayı şeklinde, başlangıçta Hint hesabında ortaya çıkmıştır Bu sayı işareti, yani 0(sıfır) veya (nokta) anlamındaki sinyâl, miladın 400 yılında, birincil defa Hint yazılı eserleri içinde görülmeye taşlar Hint Dünyası'nın, ünlü matematikçi ve astronomu Brahmagupta (598660), 632 yılında yazdığı, astronomi konuları ile ilgili Siddhanta adlı eserinde, dokuz bambaşka rakam işareti ve sıfır ile birlikte hesap yapmaya dair kaideleri göstermiştir *