iltasyazilim
FD Üye
Şizofreni Nedir?
Şizofreni, yanlış bilinenin tersine; çelimsiz kişilik olma, tembellik, zeka geriliği,şahsiyet bölünmesi, tembellik değildir Şizofreni kayda değer bir ruhsal hastalıktır
Hastalar genelde mantıksal düşünememe, hakiki dünya ile hayali dünyayı ayırt edememe, adi şehvetli tepki verememe, toplumsal kurallara ubymama gibi ciddi sorunlar görülmektedir Bu süreçte hatta adi söylev yetisini kaybetme, unutkanlık gibi sonuçlara neden olur Rahatsızlık toplumda %1 oranında görülmektedir Fiziki ve ruhsal hastalıkların çoğunda organik nedenler vardır Dopamin ve serotonin, taşıyıcı sistemlere niçin olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır*Şizofreni hastası olan kişilerin çoğu 1525 yaşları arasındadır 40 yaş sonrası ve 12 yaş öncesi kişilerde nadir olarak görülür
Teknolojinin ve tıbbın gelişmesi büyük oranda hastalığı denetleme altına alınırken, bir takım hastaların ömür boyu sürmektedir Hastaların 15 ’i ancak tamamıyla şizofreni hastalığından kurtulur Şizofreni hastaların bazılarında bir defa hücum geçirir, bazılarında ara dönemlerde tekrarlar, bir takım şizofreni hastalarında ise belirtilerde yükselme ve azalma olarak görülür Ancak durmadan hücum geçiren hastalar, normale dönmeyen bir seyir içerisindedirler*Hastalar belirtilerinin çoğunu ilaç tedavisinde başarılı olmuştur Bir Takım hastalar somut yeteneksizlik, ilaçların yan etkileri ve hastalığı kabul etmedikleri için ilaç kullanımı sağlayamamaktadır
Şizofreni Nedenleri Nelerdir?
Şizofreni hastalığının nedeni bütün olarak bilinmemekle beraber, öbür teoriler atılmıştır Kan bağı olan şahısların kalıtımsal yakınlıkları ve başka nedenleri bir araya gelmesiyle hastalığı ortaya çıkarttığı öne sürmektedir
*Aile içi şizofreni hastalığı
Tek yumurta ikizlerinden birinin şizofreni olması ikizlerin diğerinde şizofreni olma olasılığı %50 ’dirAnne babanın ikisininde şizofreni olması çocuklarda görülme olasılığı %40 ’dır*Anne veya babadan birinin şizofreni olması çocuklarda görülme olasılığı %8 ’dir*Kardeşlerin birinde şizofreni olması durumunda öteki kardeşinde şizofreni olma olasılığı %12 ’dir
Görüldüğü gibi kalıtımsal yakınlık şizofreni hastalığı tetiklemiştir Bir Takım genler bu hastalığı yakalarken, kalıtımsal geçişin neden olduğuna dair demin emin bir bilgi yoktur*Ölen şizofreni hastalar üzerinde yapılan araştırmalara tarafından, beyin biyopsilerin beyinde bazı dokuların değişime uğradığı görülmüştür Ama beyinde oluşan bu doku değişiminin, şizofreni hastalığı oluşmadan önce mi yoksa hastalıkla birlikte mi ortaya çıktığı bilinmemektedir Beyinde haberci rolünü üstlenen dopamin, serotonin ve norepinefrin aktivite artışını hastalığa yol açmaktadır Kullanılan ilaçlar beyinde haberci rolü üstlenen maddelerin üstünde, bir takım durumlarda etki edildiği görülmektedir Hastalığın nedeni, bazen dopamin sistemi daha etkili olurken bazen de serotonin sistemine yan olarak çıkabilir
Başka bir tezde ise; bağışıklık sisteminden kaynaklandığı öne sürmüştür Hamilelik döneminde grip enfeksiyon geçiren kadınların çocuklarında görülmesi yüksektir Yapılan araştırmalar bu tezi desteklememektedir*Gerginlik gibi çevresel etkenler şizofreni hastalığını ortaya çıkarabilmektedir Bu gibi durumlarda ilaç tedavisinin yanına psikiyatri tedavisi de görmesi şarttır Bir Takım aileler şizofreniye yol açtığı bahis edilmiş, yapılan çalışmalar bu teoriyi çürütmüştür*Hastaların beyninin çok pozitif uyaranla karşılaşması, algıda seçiciliği azaltmıştır Bunun nedeni olarak bazı kimyasal ve kimyasal bozukluklardan kaynaklandığı öne sürülmüştür Mesela, bir şizofreni hastasının televizyon izlerken dıştan gelen bir sesi algılayamaması gibi Yapılan araştırmalara tarafından bütün seslerin algılandığı ve uyaranlar aleyhinde fazla artı maruz kaldığı anlaşılmıştır*Stresli bir ortamda yer alan şahısların, bünyesel olarak yatkınlığı mevcut ise stresdiyatez teorisine göre şizofreni ortaya çıkarmaktadır Biyoloji Ile Ilgili, psikolojik, çevresel etkenlere maruz kalan bireyler bu hastalığa yol açabilmektedir Oysa her çevresel etkene maruz kalan bireyin bu hastalığa yakalandığını bildirmek hatalı olur Bünyesel olarak yatkın kişiler; yakının kaybetmesi, toplumda baskı altında kalması yada fazla stresli bir meslek uygun çalışması bunu tetikleyecektir
Şizofreni Belirtileri Nelerdir?
Şizofreni hastaları dünyayı bambaşka gözle bakar ve çevrede olmayan duyuları algılarlar Dış dünyayla kompleks hayatları bulunan bu hastaların ilginç kokular, sesler ve hayallerle iç içe yaşamaktadır Normalin aksine davranışlarıyla beraber heyecan, nefret, adrenalin duygusu oldukça fazladır Birçok farklı yollarla şizofreni hastalığı gelişim gösterir Şizofreninin ortaya çıkması çoğunlukla sinsice olurken nadir olarak da hızlı ve ani çıkar Yavaş ve sinsi gelişim belirten belirtiler;
*Kendine bakımının azalması
*Uyarı toplamada zorluk
*İçine kapanıklık
*Uyarı toplama güçlüğü
*Dini uğraşlarda çoğaltma
*Birisine bağlanma (kara sevdaya tutulmak vb)
Ilk bakışta bu belirtiler psikiyatri hastalıkları ile karıştırılır Semptom süreci ay yada bir yılı aşkın süreçte devam etmesinin peşinde hastalığı meydana getirir Hayali kişilerle hitabe, garip sesler tümdengelim, alışılagelmiş olmayan davranışlar sergileme, hiç uyuşuk uzunca süre umma ve garip konuşmalar sık sık tekrarlanır Seri seyir belirten şizofreni hastaların yukarıda kayıtlı belirtileri birçok aynı anda çıkar ve bazılarında şiddetli semptomlarda olabilirler Hatta şiddetine bağlı olarak hastayı denetlemek güç hale gelebilir Şizofreni “fazla ve “olumsuz belirtiler olarak iki başlık altında toplamamız mümkündür Ama her iki belirtilerin tümünün aynı anda görülmesi imkansızdır Şizofrenin tipine göre de paranoid gibi kümeler oluşturulur Paranoid şizofrenide mesela, kendisine musibet gerçekleştirmek isteyenlere karşı bir savaş içerisindedir Hastanın özel güçleri vardır, buna alt olarak sesler duyar Tedbir olarak perdeleri kapatır, yediği yemeği zehirlenmeye aleyhinde önlemler alır Ama yemeği yapan kendisidir bununla beraber kendi odasına dinleme cihazı, kameralar yerleştirir ona kadar ihtiyatlı konuşmalar sürdürür Kolay şizofreni hastaların ise içine kapanıklık, sosyal aktivite de azalma, kendisine bakmamasıdır
Artı belirtilerde acayip davranışlar, kuşkuculuk ve garipsel işitme sesleri duyması fazla sıktır Hastalar, konuşurken konudan konuya atlar, öbür anlamlara gelen kelimeleri ardı ardına söyler, cümlenin yapısı uygun olmayan cümleler ifade eder, konuşurken duraksama, kendi uydurduğu kelimeler söylemesi gibi davranışlar sergiler Kendi uydurduğu kelimelerin azıcık düşünüldüğünde sahiden kendisinin yüklediği anlamların içeriği vardır Düşünceleri çocuksu ya da büyükseldir Gerçek Dışı insanları görürler ve hayali insanların kendisine musibet yapmak istemektedir Mesela; musibet gerçekleştirmek isteyen kişiler onu peşine düşüp takip etmekte, telefonları dinlemekte, ev içindeki kişiler ona manalı şekilde bakıp onun hakkında fena planlar yapmakta, televizyondan mesajlar almakta, iç organları parçalanmış ve buna rağmen yaşamakta, uzaylılarla konuşmakta ve özel güçleri yerine getirmek gibi bayağı olmayan davranışlar sergilemektedir Gerçekle bağlantısı olmayan kişilerle konuşur, ara sıra bu sesler komut verir onu yönetir; hatta dalga geçerler Yaratıklar ve ilginç şekiller onun beyninde yok dış dünyasında yer alır Bu yaratıklardan birçok vakit nefret içindedirler Dışarıdan bakıldığında sanki bir yere sabit bakıyormuş ve kendi kendine konuşuyormuş gibi görünürler
Negatif belirtilerde; söylev hareketlerinde azalma, kendine bakımında azalma, içine kapanıklık, alaka ve istekte azalma toplumsal ürkme vardır Jest ve mimikler de azalma hastaların verdikleri tepkiler arasındadır Ağlanacak yerde gülüp, gülünecek yerde ağlayabilirler Hasta ilk aşamada tepkisini uzun zaman dingin kalarak gösterir Bunun nedeni yapacakları hamlede şüpheli kalmalarıdır Bir zaman bekledikten sonra aniden sıçramalar yapabilir ve harekete geçebilirler Topluma karşısında ilgileri de bunla beraber kaybolur iş ya da okul hayatına devam edemez Şizofreni hastalarında saldırganlığı fazla görülen bir şart olmamasına rağmen belirtiler çıkmadan önceki evrede, çevresindekilere saldırganlıklar görülebilir Hastalığa karşısında bir ilaç kullanmamaları saldırganlığı tetikler Şizofreni hastaları %10 ’u gibi düşük intihar girişimleri bulunurlar İntihar etmelerini tahminde bulunmak zordur
Şizofreni Tedavisi
Birçok öbür şekillerde kendisini kesin eden fakat neden oluştuğu bilinmez bir hastalıktır Çare bu amaçla semptomlar yatıştırmaya ve hastalığın yinelenme etmesini önlemeye yöneliktir 1950 yılında çıkan antipsikotik ilaçlar, hastalığın belirtilerini önemli ölçüde azaltmakta, iş verimini artırmakta ve hastalığın her tarafta çıkmasını engellemektedir Hastalığını ayrıntılarıyla ortadan kalkmasına engel olamamaktadır Ilaç her şizofreni hastalığı için öbür tedaviler, bambaşka ilaçlar ve farklı dozlar kullanılır Bir hastada kullanılan doz diğer hastada kullanılması tehlike teşkil etmektedir Hastalığı nüksedebilir ya da şiddetini artırabilir Bu evrede dürüst ilaç kullanımı fazla önemlidir Nadir hastalarda hap tedavisi faydalanamamaktadır
Son on yılda yapılan çalışmalar antiasitler diye adlandırdığımız yeni bir grup ilaç tedavisinde uygulanmaktadır Clozapine, en etkili ve en yeni ilaçtır Kandaki beyaz hücrelerde ani düşme gibi, yaşamsal tehlike barındıracak alt etkileri bulunmaktadır Bu yüzden bu tür ilaçlar hekim kontrolünde ve dikkatli şekilde kullanılması gerekmektedir Risperidone, Olanzapine, Quetiapine gibi ilaçlar ülkemizde halen kullanılmaktadır Clozapine ’ne göre daha az bağlı etkisi ve görülür Fakat Risperidone, Olanzapine, Quetiapine gibi ilaçlarda öbür ast etkileri bakmak mümkündür Maddesel olarak diğer ilaçlara göre daha pahalıdır
Tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar hayal görme, kuşkuculuk, ses işitme gibi bazı belirtileri yok etmekle beraber; özlem azlığı, duygularda azalma, alaka gibi belirtilere çok etkisi olmamaktadır*Bu nesil ilaçlar çare sürecinde kullanırken, toplumda bilinenin tersine hiçbir tiryakilik yapıcı bağlı etkileri yoktur
İlaçlara Ne Dek Sürdürmek Gerekir?
Bu cins ilaçlar hastalığı teftiş altına alabilmektedir Ancak hastalığın her yerde çıkma olasılığı göz önüne bulundurulması gerekir İlaçlar, hastalığın alevlendiği zamanlarda dozu artırılmalı hastalığı sıradan seyir izlediği zamanlarda ilaç dozunu azaltılmalıdır Bir Takım durumlarda hap dozunda düşüş yapılması hastalığı alevlendirebilir bu gibi durumlarda tekar hap dozu artırılmalıdır*Hastalar, ilaçları sürekli ve aralıksız kullanmaları konusunda güçlük çekerler Hastalar kesinlikle ilaçlarını bırakmamalıdır İlaçları bırakan hastalarda, hastalığın her tarafta etmesi epeyce yüksektir
Hastaların Uyumlu Ilaç Kullanmamasının Değişik Nedenleri
1 Şizofreni hastaları, emrindeki etkileri sebebiyle ilaç kullanımı istemeyebilir Doktorlar bunu dikkate almaz ise tedaviyi olumsuz etkileyecektir
2 Hastaların düşünceleri dağınık olması, uyumlu ilaç almasını engeller
3 Hastaların bir kısmı şizofreni hastası olduğunu kabul etmez ve tedaviyi reddeder
4 Fiziki durumu şiddet olan hastaların, hap kullanımı devamlı olarak kesintilere neden olacaktır Pahalı ilaçların başlanması hastanın tedavisini baskı ülkü getirecektir
5 Hasta yakınlarının, rahatsızlık hakkında tam bir veri sahibi olmaması hap kullanımı olumsuz etkileyecektir
6 Tedavinin kolay uygulanması ara sıra zor olabilir Fazla sayıda ilaçların farklı zamanlarda alınması gerekebilir Bu sürece uyması bazen zor ışık halkası gelir ve tedavi sürecini bozabilir
Düzen güçlüğü çeken hastalara bazı önlemler almak mümkündür İlacın en etkili ve en az dozda kullanılması, ilacın ast etkisi fazla olandan düşük olana geçmesi, ağızdan hap alımı yerine iğne kullanılması gibi
İlaçlar özel bir kutuya konularak aileler, jurnal ilaç alımını yoklama edebilmektedir
İlaçların Yan Etkileri Nelerdir?
Hareketlerde yavaşlama, sertlik, kaslarda kasılma, ayakları sürekli olarak hareket ettirme ihtiyacı klasik nöroleptiklerde görülen en sık bağlı etkilerdir Bulanık görme, sersemlik hissi, kadınlarda adet düzensizliği ve memelerden süt gelme, kabızlık, erkeklerde ejakülasyon güçlüğü, ağız kuruluğu daha az görülen yan etkilerdir Uyutucu ve yatıştırıcı etkisi olan ilaçlarda ağız kuruluğu, bulanık görme, kabızlık, kan basıncı düşmesi sık görülür Haloperidol gibi uyutucu ve rahatlatıcı etkisi az olan ilaçlar yerinde duramama ve kaslarda kasılma gibi bağlı etkileri görülür
Uzun zaman ilaç kullanımı; dudak, yüz, karoser ve ağız kaslarında istemsiz hareketler kalıcı ayla gelebilir Atipik antipsikotik yeni grup ilaçlar daimi ast etkileri fazla nadir olarak görülür Genç hastalar kalıcı ve daha az bağlı etkisi olan ilaçları tercih etmektedirler
Atipik antipsikotik clozapine kullanan hastaların %1 ’i kandaki beyaz kürelerde düşme meydana gelmesi durumunda anında hap kullanımını bırakmalılardır Sürekli ve uyumlu olarak kan kontrolü yapması gerekmektedir Uyku hali, kan basıncı düşmesi, salya artışı, sersemlik, yorgunlu gibi alt etkileri mevcuttur
Kan beyaz küresinde düşme risperidon, ketiapinde ve olanzapinde görülmemiştir Bu ilaçlarda yorgunluk, tansiyon düşmesi ve sersemlik gibi bağlı etkileri görülür Yan etkileri hastanın tolere edemeyeceği dek çoğaltma gösterirse doz yavaşça artırılması gerekir
Olanzapin en düşük ast etkisi olan ilaçtır Kas kasılması risperidon ile görülmeye başladığı taktirde antiparkinson ilaç kullanılması gerekebilir Dikkat edilmesi gereken kayda değer ayrıntı clozapin ve ketiapin doz artışları yavaşça olmalıdır
Hastaların, ilaçlara olan duyarlılığı bağlı etkilerinin ortaya çıkışı tesir ederler Her ilacın aynı dozu, her hastada ayrı emrindeki etkiler ortaya çıkarabilir Diğer bir hastada şiddetli görülen emrindeki tesir diğer hastada hafif geçmesine yada hiçbir bağlı tesir ortaya çıkarmamasına niçin olabilir Hastalarda tolere edemeyeceği tabi etkiler çıktığı taktirde, ilacı değiştirmek, hap dozunu azaltmak, alt etkileri ortadan kaldırmak için ilaçlar kullanılması gerekir Bu ilaçlar çok uzun vakit kullanılması gerekebilir hatta birçok hastalar bu ilaçları ömür boyu kullanması gerekmektedir Rahatsızlık alevlendiği süre hap dozunu artırmalı hastalığın azaldığı dönemde ise hap dozunu azaltılmalıdır Fakat dozun azaltılması hastalığı nüksetmesine neden olabilir Bu yüzden hekim kontrolünde ilaç dozunu azaltmak çok önemlidir Doz alımını azaltıldığı zaman içerisinde, belirtiler baştan çıkarsa doz alımı artırılmalıdır Kas kasılmasına karşın kullanılan antiparkinson bazen ne amaçla kullandığını bilmemektedirler Antiparkinson sadece tabi etkiyi imha etmek amaçlı kullanılmaktadır
Diğer bir ast etkisiyle değil etmeye yönelik ilaç antihistaminiklerdir Bu hap duygu durum düzenleyicidir Hastalık belirtilerinin azalmasının gerisinde, bunalım görülür Buhran görülmesini durumunda, antidepresan ilaç kullanımı gerekebilir
Şizofrenide Kullanımı Önerilmeyen İlaçlar Nelerdir?
Psikozlar ve şizofreni hastalarına hap tedavisi uygulanırken, bazı ilaç ve maddelerin kullanımı tedaviyi zıt tesir etmesi nedeniyle kullanılması tercih edilmez
– Uzun zaman alkol kullanımı şizofreni belirtilerine benzer belirtileri ortaya çıkarır Alkolün beyin üzerinde etkisini artırır ve önemli sorunlar ortaya çıkarabilir
– Amfetamin, kokain, LSD gibi tiryakilik yapan madde kullanımı hastalığı alevlendirmeye neden olur Psikiyatrik hastalığı olan kişilere negatif netice vermesi muhtemeldir
– Kilo vereci diyet ilaçlar, asap sisteminde kaygıyı uyandırır Bu cins perhiz ilaçların kullanılması önerilmez Şizofreni hastaları eğer kullanma ihtiyacı duyduklarında hekim kontrolünde alınması gerekmektedir
– Dere, kahve, kola gibi kafein içerikli içecekler hastada kaygıyı artırır Sinirlilik, stres, uygun duramama gibi belirtiler artmasına niçin olur Akşamları çok fazla tüketildiği taktirde uyumayı engeller Pozitif kafein alınmasını önerilmez
– Nöroleptiklerin emilini güçleştirmeye yönelik antiasitler (ilaç yada şuruplar) hastalıkla benzer süreçte kullanılması önerilmez
Psikososyal Tedavileri Nelerdir?
Şizofreni hastalığı, en sık 1835 yaş grubu aralarında görülür Genç yaşta şizofreni hastası olan bireyler meslek edinme, mektep yaşamı ve evlenme gibi önemli yaşantılarına engel olacaktır Hap tedavileri sadece hastalık belirtilerini ortadan kaldırmaya yöneliktir Psikososyal tedavisi bu ilaçlarla birlikte alınması, kendi bakımlarını üstlenmeyi, öteki insanlarla ilişki kurmayı, toplumsal uyuma asistan olacaktır Hastanın bu yüzden psikososyal çare görmesi şarttır
Aile hastalık hakkında bilgilendirilmeli ve eğitilmeli işlem hastalığın tedavisi için fazla önem teşkil etmektedir Şizofreni hastaları, bireysel psikterapi tedavisi sonucunda sosyal ilişkilerin geliştiği gözlenmiştir
İstanbul ’da Şizofreni Arkadaşlık Derneği hastalara ve ailelere destek amacıyla kurulmuştur Bu dernek yardımıyla şizofreni hastaların aileleri bilgilendirilir ve şizofreni hastaları grup çalışmalarına katılarak iyileşme evresinde önemli derecede katkı sağlar
Aile ve Çevrenin Yardımı
Şizofreni hastaların en büyük desteği ailesinden gelmektedir Akrabalar, komşu, arkadaşları ve sosyal destek kurumların desteği tedavi sürecinde önemlidir
Tedaviyi ilk olarak hastalar reddedebilir ve kliniğe yatmayı ya da hastaneye gitmeyi istemezler Bu gibi durumlarda emniyetten gerekli yardımı alayabilirler Hastalar ara sıra belirtileri doktoru ile paylaşmak istemeyebilir,hasta yakınları doktora gerekli bilgiyi vermelidir
Tanı ne değin erken konulup tedaviye başlanırsa iyileşme şansı da pek yüksek olur Çare olmayan hastalar, sosyal uyumu bozulmakta, kendi bakımı şiddet ışık halkası gelmektedir Yakını olmayıp çare görmeyen hastalar genel olarak istek ve sefalet içinde yaşayıp, suç işlerler hatta hükümlü bile edilebilirler
Hastalar, olmayan sesleri işitip ya da hayali kişilerle konuştuğunu söylerler Hastalar bu algıları içten olduğuna inanır ve kuşkusuz inandıkları şeyleri başkalaşmak güçtür Hasta size hayali şeyleri duyduğunu yada işittiğini söylemesi halinde ona bu belirtiler hastalığın parçası olduğunu söylemeniz gerekir
Hastalığın nüksetmesi çevredekiler tarafından ayrım edilebilir Ne dek erken ayrım edilip doktora gidilirse hastalığı teftiş altına elde etmek o kadar kolay olacaktır Doktora daha önce kullandığı ilaçları ve jurnal yaşantıda yaptığı değişimleri aktarmak tedavi planı önemlidir Hastanın kötü yönlerini söylemek yerine sağlıklı yönlerini belirtmek hastanın güvenini kazanmasına yol açacak ve tedavisini kolaylaştıracaktır
Şizofreni Tanısı Nasıl Konur?
Psikiyatrik rahatsızlık belirtilerin bir kısımı, şizofreni hastalığında da görülebilir Yalnızca bir belirtinin çıkması şizofreni hastalığına tanı koyması için tatmin edici değildir Teşhis, klinik izleme sonucu öğrenilir Ruhsal tetkik, hasta yakınlarında röportaj sağlanılır*Birbiriyle sıkça karıştırılan bozukluklar vardır Bunlar; şizoaffektif bozukluk, şizotipal kişilik bozukluğu ve bipolar duygulanım bozukluğudur
Bedensel hastalıkların seyri esnasında şizofreni belirtileri ile benzer belirtileri görülebilir Tanının sağlıklı konulabilmesi için, kan tahlilleri ve fizik muayene yapılması gerekir
Bazı ilaçlar, alkol kullanan ve madde bağımlılığı olan kişilerde şizofreni hastalığına aynı belirtilerin görülmesi mümkündür Bu gibi durumlarda hastanın hayat öyküsü anlatması esnasında dikkat edilmeli ve anlattığı öykülerde bunlardan bahsediyorsa tetkiklerin yapılması gerekmektedir
Şizofreni, yanlış bilinenin tersine; çelimsiz kişilik olma, tembellik, zeka geriliği,şahsiyet bölünmesi, tembellik değildir Şizofreni kayda değer bir ruhsal hastalıktır
Hastalar genelde mantıksal düşünememe, hakiki dünya ile hayali dünyayı ayırt edememe, adi şehvetli tepki verememe, toplumsal kurallara ubymama gibi ciddi sorunlar görülmektedir Bu süreçte hatta adi söylev yetisini kaybetme, unutkanlık gibi sonuçlara neden olur Rahatsızlık toplumda %1 oranında görülmektedir Fiziki ve ruhsal hastalıkların çoğunda organik nedenler vardır Dopamin ve serotonin, taşıyıcı sistemlere niçin olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır*Şizofreni hastası olan kişilerin çoğu 1525 yaşları arasındadır 40 yaş sonrası ve 12 yaş öncesi kişilerde nadir olarak görülür
Teknolojinin ve tıbbın gelişmesi büyük oranda hastalığı denetleme altına alınırken, bir takım hastaların ömür boyu sürmektedir Hastaların 15 ’i ancak tamamıyla şizofreni hastalığından kurtulur Şizofreni hastaların bazılarında bir defa hücum geçirir, bazılarında ara dönemlerde tekrarlar, bir takım şizofreni hastalarında ise belirtilerde yükselme ve azalma olarak görülür Ancak durmadan hücum geçiren hastalar, normale dönmeyen bir seyir içerisindedirler*Hastalar belirtilerinin çoğunu ilaç tedavisinde başarılı olmuştur Bir Takım hastalar somut yeteneksizlik, ilaçların yan etkileri ve hastalığı kabul etmedikleri için ilaç kullanımı sağlayamamaktadır
Şizofreni Nedenleri Nelerdir?
Şizofreni hastalığının nedeni bütün olarak bilinmemekle beraber, öbür teoriler atılmıştır Kan bağı olan şahısların kalıtımsal yakınlıkları ve başka nedenleri bir araya gelmesiyle hastalığı ortaya çıkarttığı öne sürmektedir
*Aile içi şizofreni hastalığı
Tek yumurta ikizlerinden birinin şizofreni olması ikizlerin diğerinde şizofreni olma olasılığı %50 ’dirAnne babanın ikisininde şizofreni olması çocuklarda görülme olasılığı %40 ’dır*Anne veya babadan birinin şizofreni olması çocuklarda görülme olasılığı %8 ’dir*Kardeşlerin birinde şizofreni olması durumunda öteki kardeşinde şizofreni olma olasılığı %12 ’dir
Görüldüğü gibi kalıtımsal yakınlık şizofreni hastalığı tetiklemiştir Bir Takım genler bu hastalığı yakalarken, kalıtımsal geçişin neden olduğuna dair demin emin bir bilgi yoktur*Ölen şizofreni hastalar üzerinde yapılan araştırmalara tarafından, beyin biyopsilerin beyinde bazı dokuların değişime uğradığı görülmüştür Ama beyinde oluşan bu doku değişiminin, şizofreni hastalığı oluşmadan önce mi yoksa hastalıkla birlikte mi ortaya çıktığı bilinmemektedir Beyinde haberci rolünü üstlenen dopamin, serotonin ve norepinefrin aktivite artışını hastalığa yol açmaktadır Kullanılan ilaçlar beyinde haberci rolü üstlenen maddelerin üstünde, bir takım durumlarda etki edildiği görülmektedir Hastalığın nedeni, bazen dopamin sistemi daha etkili olurken bazen de serotonin sistemine yan olarak çıkabilir
Başka bir tezde ise; bağışıklık sisteminden kaynaklandığı öne sürmüştür Hamilelik döneminde grip enfeksiyon geçiren kadınların çocuklarında görülmesi yüksektir Yapılan araştırmalar bu tezi desteklememektedir*Gerginlik gibi çevresel etkenler şizofreni hastalığını ortaya çıkarabilmektedir Bu gibi durumlarda ilaç tedavisinin yanına psikiyatri tedavisi de görmesi şarttır Bir Takım aileler şizofreniye yol açtığı bahis edilmiş, yapılan çalışmalar bu teoriyi çürütmüştür*Hastaların beyninin çok pozitif uyaranla karşılaşması, algıda seçiciliği azaltmıştır Bunun nedeni olarak bazı kimyasal ve kimyasal bozukluklardan kaynaklandığı öne sürülmüştür Mesela, bir şizofreni hastasının televizyon izlerken dıştan gelen bir sesi algılayamaması gibi Yapılan araştırmalara tarafından bütün seslerin algılandığı ve uyaranlar aleyhinde fazla artı maruz kaldığı anlaşılmıştır*Stresli bir ortamda yer alan şahısların, bünyesel olarak yatkınlığı mevcut ise stresdiyatez teorisine göre şizofreni ortaya çıkarmaktadır Biyoloji Ile Ilgili, psikolojik, çevresel etkenlere maruz kalan bireyler bu hastalığa yol açabilmektedir Oysa her çevresel etkene maruz kalan bireyin bu hastalığa yakalandığını bildirmek hatalı olur Bünyesel olarak yatkın kişiler; yakının kaybetmesi, toplumda baskı altında kalması yada fazla stresli bir meslek uygun çalışması bunu tetikleyecektir
Şizofreni Belirtileri Nelerdir?
Şizofreni hastaları dünyayı bambaşka gözle bakar ve çevrede olmayan duyuları algılarlar Dış dünyayla kompleks hayatları bulunan bu hastaların ilginç kokular, sesler ve hayallerle iç içe yaşamaktadır Normalin aksine davranışlarıyla beraber heyecan, nefret, adrenalin duygusu oldukça fazladır Birçok farklı yollarla şizofreni hastalığı gelişim gösterir Şizofreninin ortaya çıkması çoğunlukla sinsice olurken nadir olarak da hızlı ve ani çıkar Yavaş ve sinsi gelişim belirten belirtiler;
*Kendine bakımının azalması
*Uyarı toplamada zorluk
*İçine kapanıklık
*Uyarı toplama güçlüğü
*Dini uğraşlarda çoğaltma
*Birisine bağlanma (kara sevdaya tutulmak vb)
Ilk bakışta bu belirtiler psikiyatri hastalıkları ile karıştırılır Semptom süreci ay yada bir yılı aşkın süreçte devam etmesinin peşinde hastalığı meydana getirir Hayali kişilerle hitabe, garip sesler tümdengelim, alışılagelmiş olmayan davranışlar sergileme, hiç uyuşuk uzunca süre umma ve garip konuşmalar sık sık tekrarlanır Seri seyir belirten şizofreni hastaların yukarıda kayıtlı belirtileri birçok aynı anda çıkar ve bazılarında şiddetli semptomlarda olabilirler Hatta şiddetine bağlı olarak hastayı denetlemek güç hale gelebilir Şizofreni “fazla ve “olumsuz belirtiler olarak iki başlık altında toplamamız mümkündür Ama her iki belirtilerin tümünün aynı anda görülmesi imkansızdır Şizofrenin tipine göre de paranoid gibi kümeler oluşturulur Paranoid şizofrenide mesela, kendisine musibet gerçekleştirmek isteyenlere karşı bir savaş içerisindedir Hastanın özel güçleri vardır, buna alt olarak sesler duyar Tedbir olarak perdeleri kapatır, yediği yemeği zehirlenmeye aleyhinde önlemler alır Ama yemeği yapan kendisidir bununla beraber kendi odasına dinleme cihazı, kameralar yerleştirir ona kadar ihtiyatlı konuşmalar sürdürür Kolay şizofreni hastaların ise içine kapanıklık, sosyal aktivite de azalma, kendisine bakmamasıdır
Artı belirtilerde acayip davranışlar, kuşkuculuk ve garipsel işitme sesleri duyması fazla sıktır Hastalar, konuşurken konudan konuya atlar, öbür anlamlara gelen kelimeleri ardı ardına söyler, cümlenin yapısı uygun olmayan cümleler ifade eder, konuşurken duraksama, kendi uydurduğu kelimeler söylemesi gibi davranışlar sergiler Kendi uydurduğu kelimelerin azıcık düşünüldüğünde sahiden kendisinin yüklediği anlamların içeriği vardır Düşünceleri çocuksu ya da büyükseldir Gerçek Dışı insanları görürler ve hayali insanların kendisine musibet yapmak istemektedir Mesela; musibet gerçekleştirmek isteyen kişiler onu peşine düşüp takip etmekte, telefonları dinlemekte, ev içindeki kişiler ona manalı şekilde bakıp onun hakkında fena planlar yapmakta, televizyondan mesajlar almakta, iç organları parçalanmış ve buna rağmen yaşamakta, uzaylılarla konuşmakta ve özel güçleri yerine getirmek gibi bayağı olmayan davranışlar sergilemektedir Gerçekle bağlantısı olmayan kişilerle konuşur, ara sıra bu sesler komut verir onu yönetir; hatta dalga geçerler Yaratıklar ve ilginç şekiller onun beyninde yok dış dünyasında yer alır Bu yaratıklardan birçok vakit nefret içindedirler Dışarıdan bakıldığında sanki bir yere sabit bakıyormuş ve kendi kendine konuşuyormuş gibi görünürler
Negatif belirtilerde; söylev hareketlerinde azalma, kendine bakımında azalma, içine kapanıklık, alaka ve istekte azalma toplumsal ürkme vardır Jest ve mimikler de azalma hastaların verdikleri tepkiler arasındadır Ağlanacak yerde gülüp, gülünecek yerde ağlayabilirler Hasta ilk aşamada tepkisini uzun zaman dingin kalarak gösterir Bunun nedeni yapacakları hamlede şüpheli kalmalarıdır Bir zaman bekledikten sonra aniden sıçramalar yapabilir ve harekete geçebilirler Topluma karşısında ilgileri de bunla beraber kaybolur iş ya da okul hayatına devam edemez Şizofreni hastalarında saldırganlığı fazla görülen bir şart olmamasına rağmen belirtiler çıkmadan önceki evrede, çevresindekilere saldırganlıklar görülebilir Hastalığa karşısında bir ilaç kullanmamaları saldırganlığı tetikler Şizofreni hastaları %10 ’u gibi düşük intihar girişimleri bulunurlar İntihar etmelerini tahminde bulunmak zordur
Şizofreni Tedavisi
Birçok öbür şekillerde kendisini kesin eden fakat neden oluştuğu bilinmez bir hastalıktır Çare bu amaçla semptomlar yatıştırmaya ve hastalığın yinelenme etmesini önlemeye yöneliktir 1950 yılında çıkan antipsikotik ilaçlar, hastalığın belirtilerini önemli ölçüde azaltmakta, iş verimini artırmakta ve hastalığın her tarafta çıkmasını engellemektedir Hastalığını ayrıntılarıyla ortadan kalkmasına engel olamamaktadır Ilaç her şizofreni hastalığı için öbür tedaviler, bambaşka ilaçlar ve farklı dozlar kullanılır Bir hastada kullanılan doz diğer hastada kullanılması tehlike teşkil etmektedir Hastalığı nüksedebilir ya da şiddetini artırabilir Bu evrede dürüst ilaç kullanımı fazla önemlidir Nadir hastalarda hap tedavisi faydalanamamaktadır
Son on yılda yapılan çalışmalar antiasitler diye adlandırdığımız yeni bir grup ilaç tedavisinde uygulanmaktadır Clozapine, en etkili ve en yeni ilaçtır Kandaki beyaz hücrelerde ani düşme gibi, yaşamsal tehlike barındıracak alt etkileri bulunmaktadır Bu yüzden bu tür ilaçlar hekim kontrolünde ve dikkatli şekilde kullanılması gerekmektedir Risperidone, Olanzapine, Quetiapine gibi ilaçlar ülkemizde halen kullanılmaktadır Clozapine ’ne göre daha az bağlı etkisi ve görülür Fakat Risperidone, Olanzapine, Quetiapine gibi ilaçlarda öbür ast etkileri bakmak mümkündür Maddesel olarak diğer ilaçlara göre daha pahalıdır
Tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar hayal görme, kuşkuculuk, ses işitme gibi bazı belirtileri yok etmekle beraber; özlem azlığı, duygularda azalma, alaka gibi belirtilere çok etkisi olmamaktadır*Bu nesil ilaçlar çare sürecinde kullanırken, toplumda bilinenin tersine hiçbir tiryakilik yapıcı bağlı etkileri yoktur
İlaçlara Ne Dek Sürdürmek Gerekir?
Bu cins ilaçlar hastalığı teftiş altına alabilmektedir Ancak hastalığın her yerde çıkma olasılığı göz önüne bulundurulması gerekir İlaçlar, hastalığın alevlendiği zamanlarda dozu artırılmalı hastalığı sıradan seyir izlediği zamanlarda ilaç dozunu azaltılmalıdır Bir Takım durumlarda hap dozunda düşüş yapılması hastalığı alevlendirebilir bu gibi durumlarda tekar hap dozu artırılmalıdır*Hastalar, ilaçları sürekli ve aralıksız kullanmaları konusunda güçlük çekerler Hastalar kesinlikle ilaçlarını bırakmamalıdır İlaçları bırakan hastalarda, hastalığın her tarafta etmesi epeyce yüksektir
Hastaların Uyumlu Ilaç Kullanmamasının Değişik Nedenleri
1 Şizofreni hastaları, emrindeki etkileri sebebiyle ilaç kullanımı istemeyebilir Doktorlar bunu dikkate almaz ise tedaviyi olumsuz etkileyecektir
2 Hastaların düşünceleri dağınık olması, uyumlu ilaç almasını engeller
3 Hastaların bir kısmı şizofreni hastası olduğunu kabul etmez ve tedaviyi reddeder
4 Fiziki durumu şiddet olan hastaların, hap kullanımı devamlı olarak kesintilere neden olacaktır Pahalı ilaçların başlanması hastanın tedavisini baskı ülkü getirecektir
5 Hasta yakınlarının, rahatsızlık hakkında tam bir veri sahibi olmaması hap kullanımı olumsuz etkileyecektir
6 Tedavinin kolay uygulanması ara sıra zor olabilir Fazla sayıda ilaçların farklı zamanlarda alınması gerekebilir Bu sürece uyması bazen zor ışık halkası gelir ve tedavi sürecini bozabilir
Düzen güçlüğü çeken hastalara bazı önlemler almak mümkündür İlacın en etkili ve en az dozda kullanılması, ilacın ast etkisi fazla olandan düşük olana geçmesi, ağızdan hap alımı yerine iğne kullanılması gibi
İlaçlar özel bir kutuya konularak aileler, jurnal ilaç alımını yoklama edebilmektedir
İlaçların Yan Etkileri Nelerdir?
Hareketlerde yavaşlama, sertlik, kaslarda kasılma, ayakları sürekli olarak hareket ettirme ihtiyacı klasik nöroleptiklerde görülen en sık bağlı etkilerdir Bulanık görme, sersemlik hissi, kadınlarda adet düzensizliği ve memelerden süt gelme, kabızlık, erkeklerde ejakülasyon güçlüğü, ağız kuruluğu daha az görülen yan etkilerdir Uyutucu ve yatıştırıcı etkisi olan ilaçlarda ağız kuruluğu, bulanık görme, kabızlık, kan basıncı düşmesi sık görülür Haloperidol gibi uyutucu ve rahatlatıcı etkisi az olan ilaçlar yerinde duramama ve kaslarda kasılma gibi bağlı etkileri görülür
Uzun zaman ilaç kullanımı; dudak, yüz, karoser ve ağız kaslarında istemsiz hareketler kalıcı ayla gelebilir Atipik antipsikotik yeni grup ilaçlar daimi ast etkileri fazla nadir olarak görülür Genç hastalar kalıcı ve daha az bağlı etkisi olan ilaçları tercih etmektedirler
Atipik antipsikotik clozapine kullanan hastaların %1 ’i kandaki beyaz kürelerde düşme meydana gelmesi durumunda anında hap kullanımını bırakmalılardır Sürekli ve uyumlu olarak kan kontrolü yapması gerekmektedir Uyku hali, kan basıncı düşmesi, salya artışı, sersemlik, yorgunlu gibi alt etkileri mevcuttur
Kan beyaz küresinde düşme risperidon, ketiapinde ve olanzapinde görülmemiştir Bu ilaçlarda yorgunluk, tansiyon düşmesi ve sersemlik gibi bağlı etkileri görülür Yan etkileri hastanın tolere edemeyeceği dek çoğaltma gösterirse doz yavaşça artırılması gerekir
Olanzapin en düşük ast etkisi olan ilaçtır Kas kasılması risperidon ile görülmeye başladığı taktirde antiparkinson ilaç kullanılması gerekebilir Dikkat edilmesi gereken kayda değer ayrıntı clozapin ve ketiapin doz artışları yavaşça olmalıdır
Hastaların, ilaçlara olan duyarlılığı bağlı etkilerinin ortaya çıkışı tesir ederler Her ilacın aynı dozu, her hastada ayrı emrindeki etkiler ortaya çıkarabilir Diğer bir hastada şiddetli görülen emrindeki tesir diğer hastada hafif geçmesine yada hiçbir bağlı tesir ortaya çıkarmamasına niçin olabilir Hastalarda tolere edemeyeceği tabi etkiler çıktığı taktirde, ilacı değiştirmek, hap dozunu azaltmak, alt etkileri ortadan kaldırmak için ilaçlar kullanılması gerekir Bu ilaçlar çok uzun vakit kullanılması gerekebilir hatta birçok hastalar bu ilaçları ömür boyu kullanması gerekmektedir Rahatsızlık alevlendiği süre hap dozunu artırmalı hastalığın azaldığı dönemde ise hap dozunu azaltılmalıdır Fakat dozun azaltılması hastalığı nüksetmesine neden olabilir Bu yüzden hekim kontrolünde ilaç dozunu azaltmak çok önemlidir Doz alımını azaltıldığı zaman içerisinde, belirtiler baştan çıkarsa doz alımı artırılmalıdır Kas kasılmasına karşın kullanılan antiparkinson bazen ne amaçla kullandığını bilmemektedirler Antiparkinson sadece tabi etkiyi imha etmek amaçlı kullanılmaktadır
Diğer bir ast etkisiyle değil etmeye yönelik ilaç antihistaminiklerdir Bu hap duygu durum düzenleyicidir Hastalık belirtilerinin azalmasının gerisinde, bunalım görülür Buhran görülmesini durumunda, antidepresan ilaç kullanımı gerekebilir
Şizofrenide Kullanımı Önerilmeyen İlaçlar Nelerdir?
Psikozlar ve şizofreni hastalarına hap tedavisi uygulanırken, bazı ilaç ve maddelerin kullanımı tedaviyi zıt tesir etmesi nedeniyle kullanılması tercih edilmez
– Uzun zaman alkol kullanımı şizofreni belirtilerine benzer belirtileri ortaya çıkarır Alkolün beyin üzerinde etkisini artırır ve önemli sorunlar ortaya çıkarabilir
– Amfetamin, kokain, LSD gibi tiryakilik yapan madde kullanımı hastalığı alevlendirmeye neden olur Psikiyatrik hastalığı olan kişilere negatif netice vermesi muhtemeldir
– Kilo vereci diyet ilaçlar, asap sisteminde kaygıyı uyandırır Bu cins perhiz ilaçların kullanılması önerilmez Şizofreni hastaları eğer kullanma ihtiyacı duyduklarında hekim kontrolünde alınması gerekmektedir
– Dere, kahve, kola gibi kafein içerikli içecekler hastada kaygıyı artırır Sinirlilik, stres, uygun duramama gibi belirtiler artmasına niçin olur Akşamları çok fazla tüketildiği taktirde uyumayı engeller Pozitif kafein alınmasını önerilmez
– Nöroleptiklerin emilini güçleştirmeye yönelik antiasitler (ilaç yada şuruplar) hastalıkla benzer süreçte kullanılması önerilmez
Psikososyal Tedavileri Nelerdir?
Şizofreni hastalığı, en sık 1835 yaş grubu aralarında görülür Genç yaşta şizofreni hastası olan bireyler meslek edinme, mektep yaşamı ve evlenme gibi önemli yaşantılarına engel olacaktır Hap tedavileri sadece hastalık belirtilerini ortadan kaldırmaya yöneliktir Psikososyal tedavisi bu ilaçlarla birlikte alınması, kendi bakımlarını üstlenmeyi, öteki insanlarla ilişki kurmayı, toplumsal uyuma asistan olacaktır Hastanın bu yüzden psikososyal çare görmesi şarttır
Aile hastalık hakkında bilgilendirilmeli ve eğitilmeli işlem hastalığın tedavisi için fazla önem teşkil etmektedir Şizofreni hastaları, bireysel psikterapi tedavisi sonucunda sosyal ilişkilerin geliştiği gözlenmiştir
İstanbul ’da Şizofreni Arkadaşlık Derneği hastalara ve ailelere destek amacıyla kurulmuştur Bu dernek yardımıyla şizofreni hastaların aileleri bilgilendirilir ve şizofreni hastaları grup çalışmalarına katılarak iyileşme evresinde önemli derecede katkı sağlar
Aile ve Çevrenin Yardımı
Şizofreni hastaların en büyük desteği ailesinden gelmektedir Akrabalar, komşu, arkadaşları ve sosyal destek kurumların desteği tedavi sürecinde önemlidir
Tedaviyi ilk olarak hastalar reddedebilir ve kliniğe yatmayı ya da hastaneye gitmeyi istemezler Bu gibi durumlarda emniyetten gerekli yardımı alayabilirler Hastalar ara sıra belirtileri doktoru ile paylaşmak istemeyebilir,hasta yakınları doktora gerekli bilgiyi vermelidir
Tanı ne değin erken konulup tedaviye başlanırsa iyileşme şansı da pek yüksek olur Çare olmayan hastalar, sosyal uyumu bozulmakta, kendi bakımı şiddet ışık halkası gelmektedir Yakını olmayıp çare görmeyen hastalar genel olarak istek ve sefalet içinde yaşayıp, suç işlerler hatta hükümlü bile edilebilirler
Hastalar, olmayan sesleri işitip ya da hayali kişilerle konuştuğunu söylerler Hastalar bu algıları içten olduğuna inanır ve kuşkusuz inandıkları şeyleri başkalaşmak güçtür Hasta size hayali şeyleri duyduğunu yada işittiğini söylemesi halinde ona bu belirtiler hastalığın parçası olduğunu söylemeniz gerekir
Hastalığın nüksetmesi çevredekiler tarafından ayrım edilebilir Ne dek erken ayrım edilip doktora gidilirse hastalığı teftiş altına elde etmek o kadar kolay olacaktır Doktora daha önce kullandığı ilaçları ve jurnal yaşantıda yaptığı değişimleri aktarmak tedavi planı önemlidir Hastanın kötü yönlerini söylemek yerine sağlıklı yönlerini belirtmek hastanın güvenini kazanmasına yol açacak ve tedavisini kolaylaştıracaktır
Şizofreni Tanısı Nasıl Konur?
Psikiyatrik rahatsızlık belirtilerin bir kısımı, şizofreni hastalığında da görülebilir Yalnızca bir belirtinin çıkması şizofreni hastalığına tanı koyması için tatmin edici değildir Teşhis, klinik izleme sonucu öğrenilir Ruhsal tetkik, hasta yakınlarında röportaj sağlanılır*Birbiriyle sıkça karıştırılan bozukluklar vardır Bunlar; şizoaffektif bozukluk, şizotipal kişilik bozukluğu ve bipolar duygulanım bozukluğudur
Bedensel hastalıkların seyri esnasında şizofreni belirtileri ile benzer belirtileri görülebilir Tanının sağlıklı konulabilmesi için, kan tahlilleri ve fizik muayene yapılması gerekir
Bazı ilaçlar, alkol kullanan ve madde bağımlılığı olan kişilerde şizofreni hastalığına aynı belirtilerin görülmesi mümkündür Bu gibi durumlarda hastanın hayat öyküsü anlatması esnasında dikkat edilmeli ve anlattığı öykülerde bunlardan bahsediyorsa tetkiklerin yapılması gerekmektedir