iltasyazilim
FD Üye
Sosyal Korku
Sosyal Korku bir anksiyete bozukluğudur, Sosyal Anksiyete Bozukluğu diye de adlandırılır
Sosyal korku, kişinin başkalarının yanında minik düşeceği, sıkıntı yada utanç duyacağı bir davranışta bulunacağı korkusudur Korkulan toplumsal durumla tesadüf hemen daima anksiyete doğurur, bu da durumsal olarak aşinalık gösterilen bir Panik Atağı biçimi alabilir Birey, korkusunun fazla ya da anlamsız olduğunu bilir, oysa yoklama edemez Birey bu korkuyu yaşamamak için bu tür sosyal ortamlarda girmekten kaçınır Kaçınma sebebiyle kişinin sosyal, mesleki veya da aile yaşamı olumsuz etkilenir
Çare edilmedikçe her tarafta eden kaçınma davranışlarının neticesinde sosyal fobiğin hayatı bir ıstıraba döner Öğrenci ise okulda öğretmen kendisine soru sorduğunda kalkıp yanıt vermek, hoca ise ders anlatmak sosyal fobik için büyük bir işkencedir O Kadar çok sosyal fobik devlet dairesine, bankaya gidip işini yaptıramaz Bazıları telefonla bile konuşamaz Ağır vakaların sokağa çıkmaya, bakkala gitmeye, biletçiden otobüs bileti almaya bile tahammülü yoktur Sosyal fobikler sonunda kendilerini eve hapsederler, okulda başarısız olurlar, çalışma hayatları sona erer
Her on kişiden birinde yaşamının her hangi bir döneminde sosyal korku görülebilmektedir
Başlıca başlangıçta erken yaşlarda, eğitim çağındaki çocuklar ve gençlerde ortaya çıkar Sosyal fobi çoğunlukla buluğ çağı yıllarında başlayan ve çare edilmezse müzmin seyreden bir bozukluktur 25 yaşından sonra başlayan sosyal korku vakası nadirdir Fakat sosyal fobikler genelde hastalık başladıktan çok sene sonradan doktora giderler Çünkü sosyal fobinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmezler ve bozukluğu kişiliklerinin bir parçası olarak görürler Kadınlarda da erkeklerde de görülebilir Kadınlarda 1 ½ 2 kat daha sık görülür
Sosyal fobisi olanlarda evli olmama oranı, genel topluma kadar yüksektir
Sosyal fobiklerde korktukları durumlarla karşılaşınca sıklıkla; çarpıntı, titreşim, terleme, kaslarında gerginlik, midelerinde burulma hissi, ağızda kuruma, ateş basması yada üşüme duygusal, kafada basınç duygusu yada baş ağrısı gibi belirtiler gelişebilir Sosyal fobikler çoğunlukla utangaç ve içe dönüktürler, sosyal değildirler, göz temasından kaçınırlar, eksik konuşurlar
Sosyal korku, genetik geçişin orta derecede katkıda bulunduğu bir hastalıktır Akrabaları arasında sosyal fobik olan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski bir miktar daha yüksektir
Sosyal fobinin çoğunlukla çekingen, utangaç, kendine güveni düşük, reddedilmeye aklıselim, lakin başkaları üzerinde olumlu izlenim bırakma arzusu duyan kişilerde ortaya çıktığı düşünülmektedir Bu kişiler başkaları tarafından beğenilmediklerinde bunun layık ve sosyal mevki kaybına yol açacağına inanırlar
Sosyal fobi tanısı konulabilmesi için; nefret yada uzak durma davranışının kişinin klasik günlük işlerini, meslek yada mektep yaşamını, toplumsal etkinliklerini bozacak düzeyde olması yada kişinin fobisi olacağına ilişkin bariz bezginlik duyması gereklidir Bu durumda olan kişilere bilişsel ve davranışçı terapi, sosyal hüner eğitimi, gevşeme egzersizleri ve sistematik duyarsızlaştırma teknikleri, kişisel veya da grup terapisi ve ilaç tedavisi uygulanır
Drphil R Meltem Kavcar Sırmalı
*
Sosyal Korku bir anksiyete bozukluğudur, Sosyal Anksiyete Bozukluğu diye de adlandırılır
Sosyal korku, kişinin başkalarının yanında minik düşeceği, sıkıntı yada utanç duyacağı bir davranışta bulunacağı korkusudur Korkulan toplumsal durumla tesadüf hemen daima anksiyete doğurur, bu da durumsal olarak aşinalık gösterilen bir Panik Atağı biçimi alabilir Birey, korkusunun fazla ya da anlamsız olduğunu bilir, oysa yoklama edemez Birey bu korkuyu yaşamamak için bu tür sosyal ortamlarda girmekten kaçınır Kaçınma sebebiyle kişinin sosyal, mesleki veya da aile yaşamı olumsuz etkilenir
Çare edilmedikçe her tarafta eden kaçınma davranışlarının neticesinde sosyal fobiğin hayatı bir ıstıraba döner Öğrenci ise okulda öğretmen kendisine soru sorduğunda kalkıp yanıt vermek, hoca ise ders anlatmak sosyal fobik için büyük bir işkencedir O Kadar çok sosyal fobik devlet dairesine, bankaya gidip işini yaptıramaz Bazıları telefonla bile konuşamaz Ağır vakaların sokağa çıkmaya, bakkala gitmeye, biletçiden otobüs bileti almaya bile tahammülü yoktur Sosyal fobikler sonunda kendilerini eve hapsederler, okulda başarısız olurlar, çalışma hayatları sona erer
Her on kişiden birinde yaşamının her hangi bir döneminde sosyal korku görülebilmektedir
Başlıca başlangıçta erken yaşlarda, eğitim çağındaki çocuklar ve gençlerde ortaya çıkar Sosyal fobi çoğunlukla buluğ çağı yıllarında başlayan ve çare edilmezse müzmin seyreden bir bozukluktur 25 yaşından sonra başlayan sosyal korku vakası nadirdir Fakat sosyal fobikler genelde hastalık başladıktan çok sene sonradan doktora giderler Çünkü sosyal fobinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmezler ve bozukluğu kişiliklerinin bir parçası olarak görürler Kadınlarda da erkeklerde de görülebilir Kadınlarda 1 ½ 2 kat daha sık görülür
Sosyal fobisi olanlarda evli olmama oranı, genel topluma kadar yüksektir
Sosyal fobiklerde korktukları durumlarla karşılaşınca sıklıkla; çarpıntı, titreşim, terleme, kaslarında gerginlik, midelerinde burulma hissi, ağızda kuruma, ateş basması yada üşüme duygusal, kafada basınç duygusu yada baş ağrısı gibi belirtiler gelişebilir Sosyal fobikler çoğunlukla utangaç ve içe dönüktürler, sosyal değildirler, göz temasından kaçınırlar, eksik konuşurlar
Sosyal korku, genetik geçişin orta derecede katkıda bulunduğu bir hastalıktır Akrabaları arasında sosyal fobik olan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski bir miktar daha yüksektir
Sosyal fobinin çoğunlukla çekingen, utangaç, kendine güveni düşük, reddedilmeye aklıselim, lakin başkaları üzerinde olumlu izlenim bırakma arzusu duyan kişilerde ortaya çıktığı düşünülmektedir Bu kişiler başkaları tarafından beğenilmediklerinde bunun layık ve sosyal mevki kaybına yol açacağına inanırlar
Sosyal fobi tanısı konulabilmesi için; nefret yada uzak durma davranışının kişinin klasik günlük işlerini, meslek yada mektep yaşamını, toplumsal etkinliklerini bozacak düzeyde olması yada kişinin fobisi olacağına ilişkin bariz bezginlik duyması gereklidir Bu durumda olan kişilere bilişsel ve davranışçı terapi, sosyal hüner eğitimi, gevşeme egzersizleri ve sistematik duyarsızlaştırma teknikleri, kişisel veya da grup terapisi ve ilaç tedavisi uygulanır
Drphil R Meltem Kavcar Sırmalı
*