nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Sendroma adını veren olayın detayları ise şu şekildedir;
Olay 23 ağustos 1973 günü jan erik olsson ’un stockholm ’un normalmstorg semtinde bir banka şubesine girmesiyle başladı saat 10:03 ’te banka şubesine giren soyguncu, silahını çekip elindeki patlayıcıları da havaya kaldırarak “hepiniz yere yatın parti başlıyor diye bağırdı ve tavana da birkaç el ateş etti müşterilerin ve bu arada bazı memurların dışarıda kaçmasına göz yuman sıyguncu üç banka memuresini esir aldı
Polis, banka şubesine üç dakika sonradan ulaştı ve içeriye giren ilk polis, soyguncunun ateşiyle yaralandı Polis, soyguncuyla bir saat sonradan irtibat kurdu Jan Erik Olsson, yarısı isveç kronu, yarısı da döviz almak üzere 3 milyon kron tutarında para ile, kapının önüne bir sürat arabası getirilmesini talep etti Soyguncu bu şartlarının yanı sıra, cezaevindeki arkadaşı Clark Olofsson ’un da bankaya getirilmesini istedi Paraları teslim aldıktan sonradan rehineleri yanına alarak, kapı önüne getirileck çabukluk arabasıyla banka şubesinden ayrılacaklarını söyledi
Polis öğleden sonra, soyguncunun cezaevindeki arkadaşını bankaya getirdi İçerisiyle temas, cezaevinden getirilen clark olofsson yoluyla yürütülmeye başlandı Akşam ise, kapının önüne bir mustang park edildi Talep edilen 1,5 milyon isveç kronu da soygunculara teslim edildi Soyguncular da rehinelerden ikisini bırakmayı önerdiler Fakat polis kuşatmayı kaldırmadı
Başbakan Olof Palme ’ye telefon
Soyguncular ve rehineler geceyi bankada geçirdi ertesi günü polis rehinelerle konuşmak istedi Jan Erik Olsson, rehineleri teker teker gösterdi Cezaevinden gelen soyguncu öğleden sonradan polisle temasa geçerek, arkadaşının bankayı havaya uçurmak istediğini bildirdi Gece içerden patlama sesi duyuldu Kasaların patlayıcılarla açıldığı öğrenildi Jan Erik Olsson, gece başbakan Olof Palme ’yi telefonla arayarak, olay yerinden serbestçe kaçabilmeleri için polis kuşatmasının kaldırılması yolunda polise emir vermesini istedi Rehine bayan memurlardan biri de palme ile konuşarak, soyguncunun talebinin yerine getirilmesi için yalvardı Palme de kadına bu konuda tezgâhtar olmayacağını, soyguncu kabul ederse, rehineleri özgürlük bırakması karşılığında kendisini rehin olarak teslim edebileceğini söyledi Olof palme ’den istediğini koparamayan soyguncu, dagens nyheter gazetesini arayarak onlarla da konuştu
Polis kordonunun dıştan gazeteciler kritik bir durumu atlamamak için kesintisiz nöbet tutarken, halk da durum yerine yığıldı ve geceyi orada geçirmeye başladı Radyo ve televizyonlar, her gelişmeyi anında aktarırken, olay başka ülkelerde de yankı yarattı
Insanlar Polisi Agresiflikle Suçladı
24 ağustos günü dagens nyheter ’deki söyleşiyi okuyan ırk polise kızmaya başladı Rehinelerle kaçsalar bile soyguncuların onları öldürmeyeceğine inanan insanlar polisin, kaçma şanslarını ortadan kaldırarak rehinelerin yaşamlarını tehlikeye attığını düşünmeye başladı Polis ise banka şubesinin arka bölümündeki soyguncuları ve rehineleri üzerlerinden kilitledi Kilitlenen bölümün tavanından delik açıldı ve yemek yemek sevkiyatı oradan yapıldı Soyguncular açılan delikten uyuşturucu gaz püskürtüleceği endişesiyle rehineleri korkutma etmeye başladılar Rehinelerden birinin boynuna sicim bağladılar ve polisin uyuşturucu gaz verimesi halinde boynuna sicim bağlanan rehinenin uyuşurken öleceğini bildirdiler Gergin bekleyiş 28 ağustos akşamı 21:28 ’e dek sürdü Polis fiilen içeriye gaz püskürttü, soyguncularda silahlarını atarak teslim oldular
Altı jurnal gergin bekleyiş sırasında polisin tutumu halk müziği arasında tepki yarattı Polisi kavgacı bulan millet, soygunculara acımaya başladı Pazarlık esnasında soyguncularla rehineler aralarında iyi bir diyalog olduğu ve rehinelerin de polise kızdığı öğrenildi Durum bu boyutuyla dünyanın ilgini çekerken, bu ruh hali ‘stockholm sendromu ’ diye anıldı ve zamanla sanki durumlar için bu tanımlama kullanılmaya başlandı
Vicdan Pusulası
Soygunculardan Jan Erik Olsson ’a on sene hapis cezası verildi sekiz yıl daha sonra cezaevinden meydana çıkan soyguncu, yeniden kanunsuz işlere karışmadı Önce domuz yetiştiriciliği yaptı Arkasından da Tayland ’a taşındı
Otuz sene sonra, olay bütün adamakıllı her yerde anılıyor Gazeteler Jan Erik Olsson ’u Tayland ’da buldular Banka soygunu girişiminden sonradan ağırbaşlı bir yaşam seçen olsson ’un bir dükkan işlettiği öğrenildi Clark Olofsson ise sadece bir sene canice aldı fakat o günden daha sonra işlediği sayısız suç sebebiyle fazla eksik dışarda kaldı şu anda da Kopenhag Hapishane ’nde uyuşturucu kaçakçılığından nedeniyle aldığı cezayı çekiyor
Stockholm sendromu bir anlamda vicdan pusulasındaki ibrenin yöneldiği manyetik çekim merkezini de gösteriyor O manyetik çekim merkezi de, insanların davranışlarındaki makul ölçüden başka bir şey değil polis de olsa, asker de olsa fark etmiyor Banka soyguncuları, rehinelerin hayatı tehlikeye atılmadan yakalanmış olsalar ve aldıkları cezadan fazla daha fazlasına çarptırılmış olsalar bile, şayet millet “oh olsun diyeceklerdi ama polis, insan hayatını tehlikeye atan davranışıyla halkın tepkisini üstüne çekti bunun sonucunda da ahali, gitgide artarak soygunculara sempati beslemeye başladı *
Olay 23 ağustos 1973 günü jan erik olsson ’un stockholm ’un normalmstorg semtinde bir banka şubesine girmesiyle başladı saat 10:03 ’te banka şubesine giren soyguncu, silahını çekip elindeki patlayıcıları da havaya kaldırarak “hepiniz yere yatın parti başlıyor diye bağırdı ve tavana da birkaç el ateş etti müşterilerin ve bu arada bazı memurların dışarıda kaçmasına göz yuman sıyguncu üç banka memuresini esir aldı
Polis, banka şubesine üç dakika sonradan ulaştı ve içeriye giren ilk polis, soyguncunun ateşiyle yaralandı Polis, soyguncuyla bir saat sonradan irtibat kurdu Jan Erik Olsson, yarısı isveç kronu, yarısı da döviz almak üzere 3 milyon kron tutarında para ile, kapının önüne bir sürat arabası getirilmesini talep etti Soyguncu bu şartlarının yanı sıra, cezaevindeki arkadaşı Clark Olofsson ’un da bankaya getirilmesini istedi Paraları teslim aldıktan sonradan rehineleri yanına alarak, kapı önüne getirileck çabukluk arabasıyla banka şubesinden ayrılacaklarını söyledi
Polis öğleden sonra, soyguncunun cezaevindeki arkadaşını bankaya getirdi İçerisiyle temas, cezaevinden getirilen clark olofsson yoluyla yürütülmeye başlandı Akşam ise, kapının önüne bir mustang park edildi Talep edilen 1,5 milyon isveç kronu da soygunculara teslim edildi Soyguncular da rehinelerden ikisini bırakmayı önerdiler Fakat polis kuşatmayı kaldırmadı
Başbakan Olof Palme ’ye telefon
Soyguncular ve rehineler geceyi bankada geçirdi ertesi günü polis rehinelerle konuşmak istedi Jan Erik Olsson, rehineleri teker teker gösterdi Cezaevinden gelen soyguncu öğleden sonradan polisle temasa geçerek, arkadaşının bankayı havaya uçurmak istediğini bildirdi Gece içerden patlama sesi duyuldu Kasaların patlayıcılarla açıldığı öğrenildi Jan Erik Olsson, gece başbakan Olof Palme ’yi telefonla arayarak, olay yerinden serbestçe kaçabilmeleri için polis kuşatmasının kaldırılması yolunda polise emir vermesini istedi Rehine bayan memurlardan biri de palme ile konuşarak, soyguncunun talebinin yerine getirilmesi için yalvardı Palme de kadına bu konuda tezgâhtar olmayacağını, soyguncu kabul ederse, rehineleri özgürlük bırakması karşılığında kendisini rehin olarak teslim edebileceğini söyledi Olof palme ’den istediğini koparamayan soyguncu, dagens nyheter gazetesini arayarak onlarla da konuştu
Polis kordonunun dıştan gazeteciler kritik bir durumu atlamamak için kesintisiz nöbet tutarken, halk da durum yerine yığıldı ve geceyi orada geçirmeye başladı Radyo ve televizyonlar, her gelişmeyi anında aktarırken, olay başka ülkelerde de yankı yarattı
Insanlar Polisi Agresiflikle Suçladı
24 ağustos günü dagens nyheter ’deki söyleşiyi okuyan ırk polise kızmaya başladı Rehinelerle kaçsalar bile soyguncuların onları öldürmeyeceğine inanan insanlar polisin, kaçma şanslarını ortadan kaldırarak rehinelerin yaşamlarını tehlikeye attığını düşünmeye başladı Polis ise banka şubesinin arka bölümündeki soyguncuları ve rehineleri üzerlerinden kilitledi Kilitlenen bölümün tavanından delik açıldı ve yemek yemek sevkiyatı oradan yapıldı Soyguncular açılan delikten uyuşturucu gaz püskürtüleceği endişesiyle rehineleri korkutma etmeye başladılar Rehinelerden birinin boynuna sicim bağladılar ve polisin uyuşturucu gaz verimesi halinde boynuna sicim bağlanan rehinenin uyuşurken öleceğini bildirdiler Gergin bekleyiş 28 ağustos akşamı 21:28 ’e dek sürdü Polis fiilen içeriye gaz püskürttü, soyguncularda silahlarını atarak teslim oldular
Altı jurnal gergin bekleyiş sırasında polisin tutumu halk müziği arasında tepki yarattı Polisi kavgacı bulan millet, soygunculara acımaya başladı Pazarlık esnasında soyguncularla rehineler aralarında iyi bir diyalog olduğu ve rehinelerin de polise kızdığı öğrenildi Durum bu boyutuyla dünyanın ilgini çekerken, bu ruh hali ‘stockholm sendromu ’ diye anıldı ve zamanla sanki durumlar için bu tanımlama kullanılmaya başlandı
Vicdan Pusulası
Soygunculardan Jan Erik Olsson ’a on sene hapis cezası verildi sekiz yıl daha sonra cezaevinden meydana çıkan soyguncu, yeniden kanunsuz işlere karışmadı Önce domuz yetiştiriciliği yaptı Arkasından da Tayland ’a taşındı
Otuz sene sonra, olay bütün adamakıllı her yerde anılıyor Gazeteler Jan Erik Olsson ’u Tayland ’da buldular Banka soygunu girişiminden sonradan ağırbaşlı bir yaşam seçen olsson ’un bir dükkan işlettiği öğrenildi Clark Olofsson ise sadece bir sene canice aldı fakat o günden daha sonra işlediği sayısız suç sebebiyle fazla eksik dışarda kaldı şu anda da Kopenhag Hapishane ’nde uyuşturucu kaçakçılığından nedeniyle aldığı cezayı çekiyor
Stockholm sendromu bir anlamda vicdan pusulasındaki ibrenin yöneldiği manyetik çekim merkezini de gösteriyor O manyetik çekim merkezi de, insanların davranışlarındaki makul ölçüden başka bir şey değil polis de olsa, asker de olsa fark etmiyor Banka soyguncuları, rehinelerin hayatı tehlikeye atılmadan yakalanmış olsalar ve aldıkları cezadan fazla daha fazlasına çarptırılmış olsalar bile, şayet millet “oh olsun diyeceklerdi ama polis, insan hayatını tehlikeye atan davranışıyla halkın tepkisini üstüne çekti bunun sonucunda da ahali, gitgide artarak soygunculara sempati beslemeye başladı *