Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Tatil ve eğlence anlayişimiz

Tatil ve eğlence anlayişimiz
0
113

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
TATİL VE ZIYAFET ANLAYIŞIMIZ (Kutsal Erol)


Çalışmak değin dinlenmek, gevşemek da önemlidir Tatil yapmak, yorgunluğu atmak için olduğu değin, amaçlamak için gerekli şevk ve enerjiyi toplayarak daha verimli niyetlenmek için yapılan ve insan tabiatının gereklilik duyduğu bir faaliyettir Hele içinde bulunduğumuz çağın yaşam koşulları, yasal çerçevede eğlenmeyi, dinlenmeyi ve tatil yapmayı zorunlu kılmaktadır

Bütün bir sene her tarafında aynı şartlarda benzer insanlarla aynı işi yerine getirmek, hatta benzer ortamda bulunmak bile insanda dermansızlık ve sıkıntı meydana getirebilir Dolayısıyla alıştırma şartları tekdüze olan insanlar değişikliğe ve yenilenmeye daha fazla ihtiyaç duyarlar Istirahat Etmek ve eğlenmek, yeme, içme, uyku gibi ihtiyaçların yanında defalarca yer almıştır Günlük hayatta bulunan kısa süreli dinlenmelerin yanı sıra daha uzun süreli dinlenmeye de insan gereklilik hissetmektedir


Davet ve tatil, bilhassa sanayileşmiş şehir halkı toplumları açısından stresten kurtulma imkanıdır Bütün yıl devamlı monoton bir hayattan, belirtilen bir çevreden kurtularak rahatlama imkanı sağlar Sağlıklı yaşamaya, egzersiz gücünün sürdürülmesine, bedensel ve zihinsel yıpranmışlığın telafisine olanak verir Dolayısıyla bireysel temel bir gereksinim olan tatil ve ziyafet, asrımızda aynı zamanda çalışma verimi ve toplumsal yarar açısından da bir yükümlülük halini almıştır

Peki, biz müslümanlar, dindar millet için şart nedir? Müslümanlar nasıl eğlenirler, onlar için eğlence ve tatilin anlamı nedir?

Kimi insanlara göre ziyafet ve tatil, müslüman hayatının sınırları açık havada durması gerekir Çünkü misafir etme ve tatil, vaktin boşa harcandığı ciddiyetten uzaktan iş bir iştir ve müslümana yakışmaz

Halbuki müslüman için ağirlama, tatil ve dinlenme, abes durmak, boş yere süre harcamak olarak düşünülemez Tersine kulluğun bilincine varmada bambaşka bir durumun yaşanması olarak benimsemek gerekir Müslüman, eğlencesinde de, tatilinde de, dinlenmesinde de kulluğundan sıyrılamayacağının, kulluktan tatile ayrılamayacağının bilincindedir Zaten bu dünyada sıkı sıkıya sarıldığı kulluğunun, bir anlamda onu ölümsüz bir eğlenceye, tatile götürdüğünü de bilmektedir

Kişinin dininin gereklerini unutacak derecede eğlenceye dalması şüphesiz yerinde olmaz Lakin eğlenirken, gezip görürken ve farklı alanlara yönlendirilmiş sosyal faaliyetlerde bulunurken de insanın dinini yaşaması mümkündür Vakar ve eğlenceyi, alıştırma ve tatili bir arada ve birbirinin tamamlayıcısı, destekleyicisi olarak dikkate almak gerekir Yahut boşa harcanan, yani kişinin dünya ve ahiretine bir faydası olmayan egzersiz da, tatil de benzer şeydir

Zamanımızda modern irtibat araçları dünyayı evimize kadar getirmektedir Bu aletler doğruca evlerimizin içine girecek kadar küçülen dünyanın nimetleri ve güzellikleri, insanın “Keşke ben de oralarda olsaydım! demesine sebep olmaktadır Mukaddes Kitabımız Kur ’anı Kerim ’de 15 ’ten fazla ayeti celilede dünyada neler olup bittiğini bakmak, araştırmak ve kavramak amacıyla gezip görmemiz öğüt edilmektedir Rabbimiz şöyle buyurur: “De ancak: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk her yerde nasıl yaratmış bir bakın İşte Allah bundan daha sonra (benzer şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır Gerçekte Allah her şeye kadirdir (Ankebut, 20)

Dağıtılmış eğlenceler, yarışmalar, spor gibi faaliyetlerle gerginlik atıp moral depolanırken, tatillerde keza yeni şeyler öğrenilip deneyim artırılır ve yeni yerler görüp yeni yüzler tanımak suretiyle de sosyal bir çevrenin oluşmasına katkıda bulunulur Pek fazla ayeti celilede tavsiye edildiği gibi yeryüzündeki benzersiz güzellikleri ve eski medeniyetlerden geri kalanları görüp ibret alma fırsatı da yakalanmış olur

Fahri Cihan sav Efendimiz ’in zaman zaman atış müsabakaları ve atla yarışmalar düzenlediği, dereceye girenleri ödüllendirdiği, hatta bu tür müsabakalarda “melekler de hazır bulunur diyerek dinimizin bu tür yarışma ve eğlenceleri yerinde görüp özendirme ettiğini vurguladığı bilinmektedir (Ebu Davud, Nesaî, Tirmizî)

Yine dinlenme, eğlenme ve sevinç günleri olan bayramlarda Fahri Kâinat sav Efendimiz ’in, o zamanın imkanları, şartları, ağirlama ve dinlenme anlayışına tarafından def çalıp methiyeler söyleyenlere izin verdiği, Habeşlilerin mızraklarıyla yaptıkları gösteriyi Hz Aişe ranha validemiz ile birlikte seyrettiği, “Hz Peygamberin huzurunda böyle uygunsuz şeyler yapılır mı? diye cariye kadınları engellemek isteyen Hz Ebubekir ra ’a onlara müdahale etmemesi için “Bu bizim bayramımız diye uyardığı belirtilmektedir (Buharî, Müslim, İbni Mace)

Zaman Zaman tatil ve eğlenme konusunda mütedeyyin insanlara karşısında önyargılı yaklaşımlara şahit oluyoruz Bu zihniyet mütedeyyin müslümanlara bayağı bir insan gibi meşru dairede eğlenmeyi, tatil yapmayı yakıştıramayan yaklaşımlardan veya onların tatile iyi gözle bakmayacağı şeklindeki kanaatlerden kaynaklanmaktadır

Böyle bir psikolojiye Kur ’anı Kerim ’de bağlantı edilmektedir Bazı ayetlerde Fahri Alem sav ’in yaşantısıyla ilgili halk müziği arasındaki önyargılara uyarı çekilir: “Derler fakat: Bu ne biçim peygamber ancak, yemek yer, çarşıda pazarda dolaşır Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı! (Furkan, 7), “Senden önce gönderdiğimiz tüm peygamberler de şüphesiz yemek yemek yerler, çarşıda pazarda gezerlerdi (Ey ırk) sizi birbiriniz için sınav arabulucu kıldık Bakalım sabredecek misiniz? Rabbin hakkıyla görendir (Furkan, 20)

Bu ve güya ayeti celilelerde, Fahri Kâinat sav ’in bile içinde bulunduğu toplumun bir ferdi gibi yaşamasının yadırganmaması gerektiği, O ’ndan natürel ihtiyaçlarını ihmal eden bir tutum biçimi beklemenin içten olmadığı bilhassa vurgulanmaktadır Aynı şekilde Rasuli Kibriya, ibadetler konusunda aşırı artan bir şekilde, yemek yemek, uyku ve hatta aile düzenini bozma derecesine gelen bazı arkadaşlarını ibadetler dahil yaptıkları tüm işlerde ölçülü davranmaları hususunda uyarmıştır (Riyazü ’sSalihin)

Bütün bu hususlar gözönünde bulundurulduğunda, mütedeyyin kişilerin her zaman ibadetle meşgul olması, eğlenme ve tatil gibi şeylere zaman ayırmaması gerektiği şeklindeki hatalı anlayışın düzeltilmesi gerekmektedir

Bir tatil ne dek iyi planlanır ve ne kadar hoş değerlendirilirse, insan öyle fazla rahatlar, dinlenir ve öğrenir Buna karşılık plansız programsız, gereksizce geçirilen zamana ise tatil denilmez Tatili, anlamsız durmak, iş görmemek gibi düşünmemek gerekir

neticede şunu söyleyebiliriz: Ziyafet ve tatili muhakkak kalıplara sıkıştırıp, bu kalıpların değişmez ölçülermiş gibi algılanması içten değildir Herkesin kendi yaşam tarzı ve yaşantısı ile yakından ilgili bir misafir etme ve tatil yapma biçimi vardır Müslümanların da, hayatın sıkıcı, yoğun atmosferinden biraz olsun kurtulup kendilerine gelmeleri için meşru sınırlar içinde yani müberra dinimizin dikte ve yasaklarını hassasiyetle gözeterek dinlenmeye, eğlenmeye hakları vardır

Rabbimizin tevfik ve inayeti ile



SEMERKAND

*
 
858,506Konular
983,037Mesajlar
33,107Kullanıcılar
alpo79Son üye
Üst Alt