iltasyazilim
FD Üye
Günün birinde bir tabak kaldırılacak sofradan sessiz sedasız
Belki birkaç gün fazladan bir bardak taşınacak kahvaltı sofrasına
Gayri ihtiyarî televizyon kumandasını istemek için başını sana çevirecek sevdiğin
Oysa elektrik lâmbasını açmak için anahtara dokunmayacak parmakların
Gün doğacak yine erkenden ama ne aynaya bakabilecekne de aziz olan suya dokunabileceksin
Kitapların boşuna bekleyecekler seni Binlerce hakikatin susup bir tek hakikatin sesinin duyulduğu gün artık onların sayfalarını da çeviremeyeceksin
Çocukların yetim kaldı zannedecek dostlar ama binlerce yetimin çığlığını duymayacaklar Her gün derinleşecek gurbeti kitaplarının
Ne diş fırçalama telâşıne kravat ütüleme kaygısı Gardıroptan gömleklerinvestiyerden ayakkabın indirilecek yere ve dünya senin de pabucunu dama atacak
En son ne zaman güldüğününerede yemek yediğinihangi şiiri okuduğunu konuşacak dostlar bir müddet
Sen kendi başına yapayalnız bir yolculuğa çıkmış olacaksın çoktan Gün gelecek unutulacaksın
Hattâ; «Bana da bir Fâtiha yok mu?» diye bekleyenlerden olacaksın Kim bilir kaç nesil eskiteceksin yattığın yerden?
Selâm verdiğin «bir gölgelik» dünyadan yine yapayalnız döneceksin Seninle konuşmak için can atanların bile bakmaya çekindiği yüzünü örtecek beyaz bir bez
Doğarken sırtına geçirilen ecel gömleğinin farkında olmayanlar şaşkın şaşkın bakacaklar kefenine Güneşi koynuna alıp güzel bir bahçeye girmek de varkatran karası bir dehlizden geçerek kızgın alevleri boylamak da
Çaren yokÖnümden çekenearkandan itene bak!» diyerek düşeceksin yollara Süleyman’ın tahtında uçan halıya binsenrüzgârlarkasırgalar kesecek yolunu Hümâ olsanturna olsankartal olsan da kırılacak kanatların Puma adımlarıyla dolaşsan da dünyayı karıncanın önünde dağ gibi şişeceksin
Eğer emel küheylanını ehlîleştirememişsengünlerin nal toplamakla geçmişse Yunus olup çığlık atacaksın
Muradıma maksuduma ermezsem
Hayıf banayazık banavah bana! diyeceksin Son pişmanlığın fayda etmediğinin sırrına varırsan; «herkes ağladığında sen güleceksin» Ölümsüz gerçeği ölmeden bileceksin
Herkes unutacakbelki sen bile unutacaksın kendini ama seni senden çok düşünen unutur mu hiç?
Toprağın bağrına dar bir kapı açılmadan vur kazmayı içine
alıntıdır
Belki birkaç gün fazladan bir bardak taşınacak kahvaltı sofrasına
Gayri ihtiyarî televizyon kumandasını istemek için başını sana çevirecek sevdiğin
Oysa elektrik lâmbasını açmak için anahtara dokunmayacak parmakların
Gün doğacak yine erkenden ama ne aynaya bakabilecekne de aziz olan suya dokunabileceksin
Kitapların boşuna bekleyecekler seni Binlerce hakikatin susup bir tek hakikatin sesinin duyulduğu gün artık onların sayfalarını da çeviremeyeceksin
Çocukların yetim kaldı zannedecek dostlar ama binlerce yetimin çığlığını duymayacaklar Her gün derinleşecek gurbeti kitaplarının
Ne diş fırçalama telâşıne kravat ütüleme kaygısı Gardıroptan gömleklerinvestiyerden ayakkabın indirilecek yere ve dünya senin de pabucunu dama atacak
En son ne zaman güldüğününerede yemek yediğinihangi şiiri okuduğunu konuşacak dostlar bir müddet
Sen kendi başına yapayalnız bir yolculuğa çıkmış olacaksın çoktan Gün gelecek unutulacaksın
Hattâ; «Bana da bir Fâtiha yok mu?» diye bekleyenlerden olacaksın Kim bilir kaç nesil eskiteceksin yattığın yerden?
Selâm verdiğin «bir gölgelik» dünyadan yine yapayalnız döneceksin Seninle konuşmak için can atanların bile bakmaya çekindiği yüzünü örtecek beyaz bir bez
Doğarken sırtına geçirilen ecel gömleğinin farkında olmayanlar şaşkın şaşkın bakacaklar kefenine Güneşi koynuna alıp güzel bir bahçeye girmek de varkatran karası bir dehlizden geçerek kızgın alevleri boylamak da
Çaren yokÖnümden çekenearkandan itene bak!» diyerek düşeceksin yollara Süleyman’ın tahtında uçan halıya binsenrüzgârlarkasırgalar kesecek yolunu Hümâ olsanturna olsankartal olsan da kırılacak kanatların Puma adımlarıyla dolaşsan da dünyayı karıncanın önünde dağ gibi şişeceksin
Eğer emel küheylanını ehlîleştirememişsengünlerin nal toplamakla geçmişse Yunus olup çığlık atacaksın
Muradıma maksuduma ermezsem
Hayıf banayazık banavah bana! diyeceksin Son pişmanlığın fayda etmediğinin sırrına varırsan; «herkes ağladığında sen güleceksin» Ölümsüz gerçeği ölmeden bileceksin
Herkes unutacakbelki sen bile unutacaksın kendini ama seni senden çok düşünen unutur mu hiç?
Toprağın bağrına dar bir kapı açılmadan vur kazmayı içine
alıntıdır