Ortalama olarak yaşamımızın üçte birini uykuda harcamaktayız öteki aktivitelerde harcadığımızdan daha fazla bir vakit Kendimizi iyi hissetmemiz için zorunlu ve yaşamsal bir şey olan uykunun bu dek fazla bölümünün halen bir meçhul olması merak uyandırıcıdır Son 50 yılda pek çok tahlilci uyuma paternlerini ve uyuduğumuzda ortaya meydana çıkan fizyolojik ve nörolojik değişiklikleri araştırmıştır Nasıl uyuduğumuzla ilgili çok şey bilinmektedir fakat niçin uyuduğumuz hakkında çok az şey biliyoruzBöyle olduğunda bile, herkes kötü bir gece uykusunun etkilerini bilir ve herkes uykunun ve iyi bir gece uykusundan sonradan dinçleşmiş ve dinlenmiş kalkmanın yararlarını bilir Bu yararları hissetmediğimiz zaman, uyku hakkında düşünmeye başladığımız ve uykumuzu iyileştirmenin yollarını aradığımız zamandırNormal uykuSon 50 yılda nörolojik, endokrinolojik ve fizyolojik açıdan uyku ile ilgili çok şey yapılmıştır Bunu takiben bundan böyle nasıl uyuduğumuz ve uyuduğumuzda ya da uyumadığımızda oluşan şansın dönmesi hakkında fazla şey bilinmektedirUykunun evreleriUykuya daldığımızda, bilinç düzeyimiz değişir ve iki uyku tipi arasında gidip geliriz: nonREM uykusu REM (seri göz hareketleri) ya da paradoksal uykuNonREM uykusuNonREM uykusu, uykunun gidişatı esnasında ortaya çıkan elektroensefalografik değişimlere dayanarak sıklıkla dört evreye ayrılmaktadır Aşama 0 Tamamiyle kurnazlık değişmiştir Safha I Uyku basması Bu, uykuya dalmakta olan bir kişinin karşılaştığı durumdur Eğer birey uykunun bu evresinde uyandırılırsa etrafında olup bitenden adamakıllı haberdar olmamasına karşın genelde açıkgöz olduğunu söyleyecektir Aşama II Uykunun bu evresinde bilinç, birey uyandırıldığında uykuda olduğunu hatırlayabilmesine tatmin edici olacak şekilde EEG paternleri Aşama III ve IV Yavaş dalgalı uykuREM uykusuHızlı göz hareketleri (REM) uykusu, uykunun rüya görülen evresidir Bu faz uykunun diğer evrelerinin arasına serpiştirilmiştir Fazla sayıda bambaşka nitelik ile bağlantılıdır bununla birlikte paradoksal uyku olarak da bilinmektedir; çünkü önceleri, hızlı göz hareketleri ve huzursuzluğun eşlik etmesi araştırmacılara bu uyku evresinin hafif uyku olduğunu düşündürmüşse de, kas paralizisinin de olaya eşlik etmesiyle bununla birlikte paradoksal olarak da ağır bir uyku olduğu saptanmıştırUykunun gece paterniUykuya daldığımızda non REM uykusunun dört evresinden şipşak geçeriz ve ilk doksan dakikanın birçok, takriben on dakikalık REM uykusunun peşine düşüp takip ettiği safha IV uykusunda harcanmaktadır Bu patern kendisini, her bir döngüdeki REM uykusunda daha fazla süre harcanacak şekilde, gece boyunca dört veya beş kez yeniden eder Uyanmamızdan önce REM uykusunda bir saat değin süre harcarız REM uykusunda harcanan süre yüzdesi doğumdan daha sonra gittikçe azalır ve (doğumda % 50) üç yaşında % 33 e, 11 yaşında % 27 ye ve ergenlikte de yaklaşık %25 e düşerUyku ve uyanıklık ritimleriVücudun jurnal ritimleri iyi bilinmektedir Uyku bu doğal ritimlere sıkıca emrindeki olan öyle çok karoser fonksiyonundan birisidir Bu ritimlerin uykudaki önemleri, uzun uçak yolculuğundan sonradan ortaya çıkmaktadır Beden saatimizin, normalde uyku ve kurnazlık ile ilişkili olan dış uyarılarla ayarlanmadığını bu tür yolculuklarda ayrımsarızUyku problemi olan kişiler çoğunlukla doğal uyku ve kurnazlık ritimleri normalin dışarıda olanlardır Bunlar gece vardiyasında çalışanlar veya ufak bebek sahibi ebeveynler ya da kendilerini geç kalkma ve peşinde da yatma saatinde uyuma güçlüğü çekme alışkanlığına kaptırmış kişilerdir Pek fazla Akdeniz ülkesinde görülen uyku paterni mesela öğleden sonraları, bilhassa sıcak havalarda meslek arası verip uyuma doğal uyku ritmimize Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika da çoğunlukla görülen paternden olasılıkla daha yakındırHormonlar ve uyanıklıkAdrenalin ve kortikosteroid düzeyleri uyanık olduğumuzda daha yüksektir fiilen uykuda olduğumuzda adrenalin düzeyleri fazla azalır Buna karşılık, çoğaltma hormonu ve diğer yenileyici hormonların düzeyleri uykuda daha yüksektirMelatonin uykuyu harekete geçirir ve bu hakiki, insanların uçak yolculuğunda ortaya meydana çıkan gece ve gündüz paternlerine uyum sağlamalarıyla sonuçlanacak şekilde, vücudun hormonal döngülerinin bazılarını değiştirerek, uzun süreli hava yolculuklarının etkilerinin üstesinden ulaşmak için yardımcı olmak üzere, kişilere bir melatonin eşdeğeri ilaç verilerek araştırılmaktadırNe dek uykuya gereksinmemiz var?Fizyolojik faktörlerHerkes farklılık gösterir sıklıkla bir gecede 8 saatlik uykunun azalmış formu herkes için geçerli değildir Bazı kişilerin bundan daha fazlasına gereksinimi varken dahası diğer halk bir gecede sadece 3 ya da 4 saatle yetinmektedirTarih her gece birkaç saatlik uykuya gereksinim duyan başarılı liderlerin hikayeleriyle doludur Napolyon ve Churchill bunlardan ikisidir bir de Einstein bazen günün 16 saatini uykuda harcayan uzun bir uykucuyduUykunun miktarı yaşla istikrarsızlık gösterir Yeni doğmuş bebekler günün 20 saatini uykuda harcamaktadır Takriben 2 yaşında uykuya gereklilik azalmaktadır, buna karşın küçükler halen erişkinlerden daha çok uykuya gereksinim duyar Çocukluğun ileri yaşlarında ortalama uyku saatleri erişkin ortalamasının yalnızca çok az fazlasına dek düşer Ergenlikte uyku paternleri istikrarsız ülkü gelir ve bir takım gençler 11 yaşında olduklarından daha artı uykuya gereklilik duyar görünmektedir 1617 yaşlara geldiklerinde, insanların çoğu, takriben kırk beş yaşına dek sürecek olan uyku paternlerini edinirlerYaşlı kişiler daha hafif uyuma eğilimindedir ve genelde gençliklerinde gereklilik duyduklarından daha az uykuya lüzum duyarlar 70 yaşında olduklarında gecede ortalama sadece 6 saat (Bu sıradan bir değer olduğu için o kadar fazla kişi bundan daha azına lüzum duyacaktır) Uykusuzluktan sızlanan böylece çok ihtiyar birey sahiden yaşları için bayağı uyumaktadırlar, ama onlar gençlik yıllarında hatırladıkları uykularını stilleriyle karşılaştırmaktadırlarÇevre faktörleriBu bireysel farklılaşmalardan daha önemli olarak bir toplumdaki ortalama uyuma miktarı dış faktörlerden etkilenmektedir Mesela; elektriğin genel kullanımından önce halk uyuma paternlerini gün ışığının paternlerine daha artı bağlamışlardı; bu bilhassa de mevsime tabi olarak oldukça değişkenlik bildiren gün ışığı miktarının olduğu yerler olan yüksek bölgelerde daha belirgindi Biz doğal olarak çevremizdeki insanlarla bununla beraber uyuma eğilimindeyiz Tüm toplumlarda karanlığın uykunun ana harekete geçiricilerinden biri olduğu bizi şaşırtmamalıdır Bu doğal ritim gece işçilerinde olduğu gibi şaşarsa uyku ile ilgili problem sıklıkla ortaya çıkar