Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Uzayın yedi tabakalı yaratılmış olması
Semanın yedi tabaka halinde yaratılmış olması, bu güne kadar düşünülmemiş bir ihtimali de ortaya çıkartmaktadır: Uzay zannedildiği gibi kainatın her yerinde aynı özelliğe sahip değildir Uzayın madde (kütlesi olan cisimler) tarafından bükülme özelliği yedi uzay tabakası için farklı olabilir Klasik mekanmiğe göre ifade edecek olursak, “evrensel çekim sabiti G, uzayın yedi tabakası için farklı değerlerde olabilir Nitekim, güneş sistemi içindeki gök cisimlerinin hareketleri Newton mekaniği ve Genel Relativite teorisine göre yapılan hesaplara uyduğu halde, Samanyolu galaksisi içindeki yıldızların galaksi merkezine göre dönme hareketlerinin hesaplanandan çok daha hızlı olduğu tesbit edilmiş, fakat bu açıklanamıyor Bunu açıklayabilmek için kullanılan bir hipotez “karanlık madde (dark matter) varsayımı1 Buna göre galaksi içinde fazla miktarda, gözlemleyemediğimiz madde var ve bu “karanlık maddenin meydana getirdiği kütlenin uzayı bükmesi galaksi içindeki yıldızların teoriye uymayan hareketlerini açıklayacaktır2 Fakat, galaksi öbeklerinin (galaxy clusters) ve süper öbeklerinin (super clusters) de çok hızlı hareket ettikleri biliniyor İşte bunlar, “karanlık madde kabulü yapmadan uzayın tabakalı bir yapı içinde olması ile açıklanabilir
1 Bakınız: Giancoli, D (1995) Physics (Fourth Edition) Prentice Hall International, s 964
2 Bilim tarihinde, (özellikle astronomi, kimya ve fizik tarihinde) bu tür açıklamalara “zevahiri kurtarmak (Latincesi: salvare apparentias) adı verilmiştir Bakınız: Kocabaş, Ş (2002) Fizik ve Gerçeklik (İkinci Baskı) İstanbul: Küre Yayınları, s 1314
Böylece onları arzı ve semayı? iki günde yedi sema olarak kaza etti, ve her semaya da o semanın emrini vahyetti ( fe kadahünne seb’a semavatin fi yevmeyni ve evha fi külli semain emreha); Biz dünya semasını ışıklarla donattık ( ve zeyyennes semaed dünya bi mesabih), ve bir koruma ile onu koruduk; işte bu, güçlü ve bilen Allah’ın takdiridir (Fussilet 4112)
Bu ayette haleka kelimesi yerine kada kelimesinin kullanılmış olması dikkat çekiyor Allah (cc) yedi göğü yarattığını ( haleka) aşağıda meallerini verdiğimiz ayetlerde ifade ediyor, mesela, 6512, 673, 7115 ki bunlardan ikisi, 673 ve 7115 aynı zamanda yedi göğün tabakalar halinde yaratıldığını da ifade ediyor Daha önce haleka (yaratma) kelimesinin Kur’an’da üç farklı anlamda kullanıldığını söylemiştik Yaratma1, bir şeyin varlık haline gelmeden önce tasarlanması (veya emrinin hazırlanması) Yaratma2, var olan bir şeyden yepyeni birşey ortaya çıkarılması Yaratma3, insanlar için de söz konusu olan yaratma, yani gene var olan bir şeyin şeklini değiştirmek suretiyle yeni birşey ortaya çıkarmak; mesela, Hz İsa’nın (as) kilden kuş heykelciği yapması olayında haleka kelimesinin kullanılmış olması
Yukarıdaki ayette (4112) geçen kada kelimesi, birinci manada yaratılmış olan, yani emri hazırlanmış olan bir şeyin emrinin kaza edilerek varlık haline getirilmesini ifade ediyor diyebiliriz Daha önce şu ayetlerde gördüğümüz (2117, 347, 1935, 4068) ortak ifadeyi hatırlayalım:
“… O, bir emri kaza ettiği zaman ona ol, der o da olur ( iza kada emren yekulü lehu kün fe yekun) …
Bu durumda, yukarıdaki 4112 ayetini şöyle anlayabiliriz: Tek sema halinde olan semayı (ve içindeki bütün arzımaddeyi) yedi sema olacak şekilde iki günde varlık haline getirdi Böylece, ayette geçen kada kelimesi potansiyel halden (kuvveden) oluş haline (fiile) geçmeye işaret ediyor Demek ki uzay yedi sema olarak planlanmış (Yaratma1) ve bu, yedi tabakalı bir yapıya (varlık haline) iki günde (veya iki devirde) geçiyor Her sema içinde emrinin vahyedilmesi ifadesinden hem uzayın bükülmesini hem de maddenin özelliklerinin bilfiil kazandırılmasını anlayabiliriz Çünkü madde de uzayın içindedir (Güneş, ay ve yıldızların “semavatın içinde oldukları, mesela aşağıdaki 7116 ayetinde ifade edilmektedir)
Allah O’dur ki, yedi göğü ve yerden de onların mislini yarattı ( allahüllezi haleka seb’a semavatin ve minel ardi mislehünne); emr bunlar arasından iner ki Allah’ın her şeye gücü yeter olduğunu ve Allahın, herşeyi bir bilgi ile kuşatmış olduğunu bilesiniz ( yetenezzelül emrü beynehünne li ta’lemu ennallahe ‘ala külli şey’in kadiyr ve ennallahe kad ehata bi külli şey’in ilma) (6512)
Görmediniz mi, Allah yedi göğü nasıl tabakalar halinde yaratmıştır ( elem terav keyfe halak allahu seb’a semavatin tibaka) (7115)
Bunlar içinde ( fihinne) ayı bir nur, güneşi de bir ışık kaynağı yaptı ( ve ce’alel kamere fihinne nuren ve ce’aleş şemse siracen) (7116)
O, yedi semayı tabakalar halinde yarattı; Rahman’ın yaratmasında bir uygunsuzluk göremezsin ( ellezi haleka seb’a semavatin tibaka ma tera min halkir rahmani min tefavüt), gözünü çevir, bak bir çatlak görebiliyor musun? ( ferci’il basara hel tera min fütur) (673)
Yukarıdaki iki ayette (715, 673) yedi göğün tabakalar halinde ( tıbaaka) yaratıldığından bahsedilmektedir Tabak kelimesi başka bir ayette (8419) de geçmektedir: “Siz mutlaka bir tabakadan diğerine çıkarılacaksınız ( le terkebenne tabakan an tabak) Bu ayetteki terkebenne kelimesi “binmek manasına gelen rakebe fiilinden gelmektedir Bu durumda ayet: “Göklerin bir tabakasından diğerine çıkarılacaksınız şeklinde anlaşılmaktadır İnsanların aya çıkmış olduklarını göz önüne alacak olursak, ay semasını birinci tabaka olarak anlamak mümkündür Fakat dünya ile ay arasındaki uzayın, dünya ile güneş arasındaki uzaydan farklı bir özelliği bilinmemektedir Ancak bu ayetle insanların belki güneş sistemi dışında bir yere çıkmalarına işaret edilmiş olması da mümkündür Böyle bir durumda, güneş sisteminin uzayı birinci sema olarak düşünülebilir
Öte yandan yukarıdaki 673 ayetinin son kısmındaki “gözünü çevir de bak, (semada) bir çatlak görebiliyor musun? ifadesini, Kıyamet günü semanın çatlayacağı ve yarılıp ayrılacağını bildiren ayetlerle bağlantılı okumak gerekiyor Bakınız: 425, 6916, 7318, 821 Aşağıdaki 506 ayetinde ise semada bir yarık ( füruc) bulunmadığı ifade edilmektedir ki, bu ayeti de gene Kıyamet günü semanın yarılacağından bahseden ayetlerle birlikte olumak gerekiyor
Yukarıdaki 7116 ayetinde güneş ve ayın yedi semanın “içinde ( fihinne) bulunduğu ifadesi geçiyor Bu da yukarıda işaret ettiğimiz hususa açıklık kazandırıyor: Emr, gökler arasından iner, güneş ve ay gökler içindedir Bu ayette ayrıca, güneş ve ayın yaratılmasından ( haleka) değil, yapılmasından oluşturulmasından ( ce’ale) bahsedilmektedir Böylece bu ayetin, güneşin bir ışık kaynağı haline gelmesinin birincil emr çerçevesinde sonradan olduğunu ifade ettiğini söyleyebiliriz
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Semanın yedi tabaka halinde yaratılmış olması, bu güne kadar düşünülmemiş bir ihtimali de ortaya çıkartmaktadır: Uzay zannedildiği gibi kainatın her yerinde aynı özelliğe sahip değildir Uzayın madde (kütlesi olan cisimler) tarafından bükülme özelliği yedi uzay tabakası için farklı olabilir Klasik mekanmiğe göre ifade edecek olursak, “evrensel çekim sabiti G, uzayın yedi tabakası için farklı değerlerde olabilir Nitekim, güneş sistemi içindeki gök cisimlerinin hareketleri Newton mekaniği ve Genel Relativite teorisine göre yapılan hesaplara uyduğu halde, Samanyolu galaksisi içindeki yıldızların galaksi merkezine göre dönme hareketlerinin hesaplanandan çok daha hızlı olduğu tesbit edilmiş, fakat bu açıklanamıyor Bunu açıklayabilmek için kullanılan bir hipotez “karanlık madde (dark matter) varsayımı1 Buna göre galaksi içinde fazla miktarda, gözlemleyemediğimiz madde var ve bu “karanlık maddenin meydana getirdiği kütlenin uzayı bükmesi galaksi içindeki yıldızların teoriye uymayan hareketlerini açıklayacaktır2 Fakat, galaksi öbeklerinin (galaxy clusters) ve süper öbeklerinin (super clusters) de çok hızlı hareket ettikleri biliniyor İşte bunlar, “karanlık madde kabulü yapmadan uzayın tabakalı bir yapı içinde olması ile açıklanabilir
1 Bakınız: Giancoli, D (1995) Physics (Fourth Edition) Prentice Hall International, s 964
2 Bilim tarihinde, (özellikle astronomi, kimya ve fizik tarihinde) bu tür açıklamalara “zevahiri kurtarmak (Latincesi: salvare apparentias) adı verilmiştir Bakınız: Kocabaş, Ş (2002) Fizik ve Gerçeklik (İkinci Baskı) İstanbul: Küre Yayınları, s 1314
Böylece onları arzı ve semayı? iki günde yedi sema olarak kaza etti, ve her semaya da o semanın emrini vahyetti ( fe kadahünne seb’a semavatin fi yevmeyni ve evha fi külli semain emreha); Biz dünya semasını ışıklarla donattık ( ve zeyyennes semaed dünya bi mesabih), ve bir koruma ile onu koruduk; işte bu, güçlü ve bilen Allah’ın takdiridir (Fussilet 4112)
Bu ayette haleka kelimesi yerine kada kelimesinin kullanılmış olması dikkat çekiyor Allah (cc) yedi göğü yarattığını ( haleka) aşağıda meallerini verdiğimiz ayetlerde ifade ediyor, mesela, 6512, 673, 7115 ki bunlardan ikisi, 673 ve 7115 aynı zamanda yedi göğün tabakalar halinde yaratıldığını da ifade ediyor Daha önce haleka (yaratma) kelimesinin Kur’an’da üç farklı anlamda kullanıldığını söylemiştik Yaratma1, bir şeyin varlık haline gelmeden önce tasarlanması (veya emrinin hazırlanması) Yaratma2, var olan bir şeyden yepyeni birşey ortaya çıkarılması Yaratma3, insanlar için de söz konusu olan yaratma, yani gene var olan bir şeyin şeklini değiştirmek suretiyle yeni birşey ortaya çıkarmak; mesela, Hz İsa’nın (as) kilden kuş heykelciği yapması olayında haleka kelimesinin kullanılmış olması
Yukarıdaki ayette (4112) geçen kada kelimesi, birinci manada yaratılmış olan, yani emri hazırlanmış olan bir şeyin emrinin kaza edilerek varlık haline getirilmesini ifade ediyor diyebiliriz Daha önce şu ayetlerde gördüğümüz (2117, 347, 1935, 4068) ortak ifadeyi hatırlayalım:
“… O, bir emri kaza ettiği zaman ona ol, der o da olur ( iza kada emren yekulü lehu kün fe yekun) …
Bu durumda, yukarıdaki 4112 ayetini şöyle anlayabiliriz: Tek sema halinde olan semayı (ve içindeki bütün arzımaddeyi) yedi sema olacak şekilde iki günde varlık haline getirdi Böylece, ayette geçen kada kelimesi potansiyel halden (kuvveden) oluş haline (fiile) geçmeye işaret ediyor Demek ki uzay yedi sema olarak planlanmış (Yaratma1) ve bu, yedi tabakalı bir yapıya (varlık haline) iki günde (veya iki devirde) geçiyor Her sema içinde emrinin vahyedilmesi ifadesinden hem uzayın bükülmesini hem de maddenin özelliklerinin bilfiil kazandırılmasını anlayabiliriz Çünkü madde de uzayın içindedir (Güneş, ay ve yıldızların “semavatın içinde oldukları, mesela aşağıdaki 7116 ayetinde ifade edilmektedir)
Allah O’dur ki, yedi göğü ve yerden de onların mislini yarattı ( allahüllezi haleka seb’a semavatin ve minel ardi mislehünne); emr bunlar arasından iner ki Allah’ın her şeye gücü yeter olduğunu ve Allahın, herşeyi bir bilgi ile kuşatmış olduğunu bilesiniz ( yetenezzelül emrü beynehünne li ta’lemu ennallahe ‘ala külli şey’in kadiyr ve ennallahe kad ehata bi külli şey’in ilma) (6512)
Görmediniz mi, Allah yedi göğü nasıl tabakalar halinde yaratmıştır ( elem terav keyfe halak allahu seb’a semavatin tibaka) (7115)
Bunlar içinde ( fihinne) ayı bir nur, güneşi de bir ışık kaynağı yaptı ( ve ce’alel kamere fihinne nuren ve ce’aleş şemse siracen) (7116)
O, yedi semayı tabakalar halinde yarattı; Rahman’ın yaratmasında bir uygunsuzluk göremezsin ( ellezi haleka seb’a semavatin tibaka ma tera min halkir rahmani min tefavüt), gözünü çevir, bak bir çatlak görebiliyor musun? ( ferci’il basara hel tera min fütur) (673)
Yukarıdaki iki ayette (715, 673) yedi göğün tabakalar halinde ( tıbaaka) yaratıldığından bahsedilmektedir Tabak kelimesi başka bir ayette (8419) de geçmektedir: “Siz mutlaka bir tabakadan diğerine çıkarılacaksınız ( le terkebenne tabakan an tabak) Bu ayetteki terkebenne kelimesi “binmek manasına gelen rakebe fiilinden gelmektedir Bu durumda ayet: “Göklerin bir tabakasından diğerine çıkarılacaksınız şeklinde anlaşılmaktadır İnsanların aya çıkmış olduklarını göz önüne alacak olursak, ay semasını birinci tabaka olarak anlamak mümkündür Fakat dünya ile ay arasındaki uzayın, dünya ile güneş arasındaki uzaydan farklı bir özelliği bilinmemektedir Ancak bu ayetle insanların belki güneş sistemi dışında bir yere çıkmalarına işaret edilmiş olması da mümkündür Böyle bir durumda, güneş sisteminin uzayı birinci sema olarak düşünülebilir
Öte yandan yukarıdaki 673 ayetinin son kısmındaki “gözünü çevir de bak, (semada) bir çatlak görebiliyor musun? ifadesini, Kıyamet günü semanın çatlayacağı ve yarılıp ayrılacağını bildiren ayetlerle bağlantılı okumak gerekiyor Bakınız: 425, 6916, 7318, 821 Aşağıdaki 506 ayetinde ise semada bir yarık ( füruc) bulunmadığı ifade edilmektedir ki, bu ayeti de gene Kıyamet günü semanın yarılacağından bahseden ayetlerle birlikte olumak gerekiyor
Yukarıdaki 7116 ayetinde güneş ve ayın yedi semanın “içinde ( fihinne) bulunduğu ifadesi geçiyor Bu da yukarıda işaret ettiğimiz hususa açıklık kazandırıyor: Emr, gökler arasından iner, güneş ve ay gökler içindedir Bu ayette ayrıca, güneş ve ayın yaratılmasından ( haleka) değil, yapılmasından oluşturulmasından ( ce’ale) bahsedilmektedir Böylece bu ayetin, güneşin bir ışık kaynağı haline gelmesinin birincil emr çerçevesinde sonradan olduğunu ifade ettiğini söyleyebiliriz
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
