iltasyazilim
FD Üye
Vücutta tuzlu tutulmasının nedenleri
Vücutta su tutulmasının nedenleri
Kalp, böbrek ve karaciğer gibi farklı alanlara yönlendirilmiş organları ilgilendiren pek fazla rahatsızlık vücutta su ve tuz tutulmasına, dolayısıyla da hücre dışı akıcı miktarının artmasına yol açar Pozitif sıvının damarların dışında birikmesiyle yaygın ya da bölgesel (bacaklarda, karında vb) ödemler ortaya çıkar Konjestif yürek yetmezliği, böbrek hastalığı, toplardamar tıkanması gibi durumlarda ödemin klinik muayeneyle ortaya koyulabilen bir nedeni vardır Tersi durumda ise nedeni meçhul (idiyopatik) ödemden söz edilir Bunun en sık görülen biçimi olan ortostatik ödemde ayakta durma manâlı rol oynar Suyun vücuttaki dağılımının yerçekimine yan olarak biçimlendiği idiyopatik ödem yaklaşık olarak sadece kadınlarda görülür Sabahtan saatlerinde yüz ve ellerde yığılmış yer alan akışkan gün ilerledikçe karna, bacak bileklerine ve ayaklara iner
Ödem görülen hastalıkların çoğunda vücutta akışkan tutulması böbreklerin elektrolitleri, bilhassa de sodyumu vücuttan uzaklaştırmada beceriksiz kalmasına bağlıdır Vücudun kaldırabildiği akıcı birikimi olgudan olguya değişir, lakin genelde tutulan sıvının vücuttan atılarak ödemin hafifletilmesi hastanın büyük ölçüde rahatlamasını sağlar Ödeme yol açan hastalığın tedavisine de fazla yararlı olur
Ödeme karşı uygulanacak çare programının bir tamamiyle ele alınacak üç temel öğesi vardır Birincisi, bütün çabalar asıl hastalığın iyileştirilmesine karşın olmalıdır Mesela ödem yürek yetmezliğine bağlıysa, kalpdolaşım sisteminin durumunu iyileştirmek ödemi azaltacak ve birikmiş sıvının azalması da kalbin yükünü hafifletecektir
İkinci önlem yerinde ilaçları kullanarak böbreklerin geri emilim kapasitesini azaltmaktır Vücuttan atılan idrar miktarını artıran bu ilaçlara idrar söktürücü (diüretik) denir
Ödemi hafifletmeye yönelik üçüncü önlem, yiyeceklerle alınan sodyum (tuzlu) miktarını azaltmaktadır Böylece sindirim sisteminden emilen sodyumun böbreğin atım kapasitesini aşması önlenir
Seçme Parça *
Vücutta su tutulmasının nedenleri
Kalp, böbrek ve karaciğer gibi farklı alanlara yönlendirilmiş organları ilgilendiren pek fazla rahatsızlık vücutta su ve tuz tutulmasına, dolayısıyla da hücre dışı akıcı miktarının artmasına yol açar Pozitif sıvının damarların dışında birikmesiyle yaygın ya da bölgesel (bacaklarda, karında vb) ödemler ortaya çıkar Konjestif yürek yetmezliği, böbrek hastalığı, toplardamar tıkanması gibi durumlarda ödemin klinik muayeneyle ortaya koyulabilen bir nedeni vardır Tersi durumda ise nedeni meçhul (idiyopatik) ödemden söz edilir Bunun en sık görülen biçimi olan ortostatik ödemde ayakta durma manâlı rol oynar Suyun vücuttaki dağılımının yerçekimine yan olarak biçimlendiği idiyopatik ödem yaklaşık olarak sadece kadınlarda görülür Sabahtan saatlerinde yüz ve ellerde yığılmış yer alan akışkan gün ilerledikçe karna, bacak bileklerine ve ayaklara iner
Ödem görülen hastalıkların çoğunda vücutta akışkan tutulması böbreklerin elektrolitleri, bilhassa de sodyumu vücuttan uzaklaştırmada beceriksiz kalmasına bağlıdır Vücudun kaldırabildiği akıcı birikimi olgudan olguya değişir, lakin genelde tutulan sıvının vücuttan atılarak ödemin hafifletilmesi hastanın büyük ölçüde rahatlamasını sağlar Ödeme yol açan hastalığın tedavisine de fazla yararlı olur
Ödeme karşı uygulanacak çare programının bir tamamiyle ele alınacak üç temel öğesi vardır Birincisi, bütün çabalar asıl hastalığın iyileştirilmesine karşın olmalıdır Mesela ödem yürek yetmezliğine bağlıysa, kalpdolaşım sisteminin durumunu iyileştirmek ödemi azaltacak ve birikmiş sıvının azalması da kalbin yükünü hafifletecektir
İkinci önlem yerinde ilaçları kullanarak böbreklerin geri emilim kapasitesini azaltmaktır Vücuttan atılan idrar miktarını artıran bu ilaçlara idrar söktürücü (diüretik) denir
Ödemi hafifletmeye yönelik üçüncü önlem, yiyeceklerle alınan sodyum (tuzlu) miktarını azaltmaktadır Böylece sindirim sisteminden emilen sodyumun böbreğin atım kapasitesini aşması önlenir
Seçme Parça *