Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Yönetici Peygamber Olarak Hz. Muhammed (sav)

Yönetici Peygamber Olarak Hz. Muhammed (sav)
0
79

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
Idareci Peygamber Olarak Hz Muhammed (iddia) hz muhammet ata ağacı peygamber efendimizin cet ağacı hzmuhammet hz muhammet devlete ait IDARECI PEYGAMBER OLARAK HZ MUHAMMED (IDDIA) Hz Muhammed (iddia)’in peygamberlik misyonu, ferdî ve manevî hayatın olduğu dek sosyal ve maddî hayatın da kusursuzluk ölçüsünü ortaya koymayı, her iki alanda da insanlara kılavuzluk yapmayı kapsamaktadır Müslümanlar inançları gereği Hz Peygamber'in her iki alandaki kılavuzluk ve otoritesini kabul etmekle birlikte, İslâm dünyasında onu tanıma ve kavrayış konusunda çoğunlukla yeni bir sosyal düzenin kurucusu olarak gösterdiği faaliyetlerden fazla ferdî ve manevî hayata kılavuzluğuna alaka duyulmuş, hayatıyla ilgili literatür de daha fazla bu istikâmette gelişme göstermiştir Esasen tarih boyunca Müslüman toplumlarda sosyal hayatın Kur'ân ve Sünnet'te belirlenen esas esaslar çerçevesinde şekillenmiş bulunması da insanların bu yönelişlerinde etkin olmuş, manevî olgunluk, erdemli bir ferdî yaşam kadar uyumlu ve huzurlu bir sosyal hayat için de ulaşılması gereken bir maksat olarak görülmüştür Batı dünyasında ise din ile hayatın maddî alanlarını birbirinden ayıran yaygın telakkî çerçevesinde peygamberliğin sadece ferdî ve manevî hayata kılavuzluk biçiminde kabul edilmesi, Hz Peygamber'in sosyal misyonu ve tarihî rolünün kavranmasında karşılaşılan ciddi zorlukların başında gelmekte ve dolayısıyla Rasûlullah sosyal ve siyasal hayata fazla angaje olmuş görülmektedir Bir öteki problem de Batı'nın yüzyıllar her tarafında karşı karşıya kaldığı ve savaştığı karşı taraf bir uygarlığın kurucusu olarak Hz Peygamber hakkında ortaçağ boyunca teşekkül eden önyargılardan ve menfî tasavvurdan hâlâ kurtulamamış olunmasıdır Dünya çapında büyük yankılar uyandıran bir hareketin önderi olarak Hz Peygamber'in doğaüstü başarısı, manevî ve maddî elde etmek üzere iki sâikle izah edilmeye çalışılmıştır Genelde din âlimlerinin ve diğer Müslümanların benimsediği birincisi, Allah tarafından peygamber olarak seçildiği ve dolayısıyla başarısının ilâhî kaynaklı olduğu; Batılı araştırmacılarla tarihçilerin izlediği ikincisi ise başarısının tarihî ve diğer tecrübî sebeplere dayandığı, bu konuda muhabere önderlik vasıfları ve karizmatik şahsiyetinin etkili olduğu yolundadır Hz Peygamber'in İslâm'da misal kabul edilen ideal kişiliği ile tarihî kişiliğini yansıtan iki yönü gerekli olarak birbiriyle çelişmez; aksine bunların herkes kendi araştırma yolunu ve tahlil yöntemini izleyen iki farklı sorgulamayı gerektirir Allah'ın, elçisine yardım ve desteği inanan için tartışılmaz olmakla birlikte Rasûlullah'ın başarısını izahta sahip bulunduğu üstün vasıfları göz ardı etmek, onun bir insan olarak büyüklüğünü sadece ilâhî mesajı nakleden değersiz bir vasıta seviyesine düşürme riskini taşır Rasûlullah'ın tüm üstün kabiliyet ve vasıflarıyla birlikte herhangi bir insan gibi yaşadığına ve tabiatüstü özelliği bulunmayan bir insan gibi diğerlerince izlenebilecek misal bir hayat sürdüğüne muhabere etmek gerekir Huysuz halde onun hayatı Kur'ânı Kerîm'de de belirtildiği üzere insanlık için çok iyi bir misal olarak mülâhaza edilemezdi O karakter, ahlâk, açlık ve eğilimleri ayrı olan bütün insanlara bir rehber olarak gönderildiğinden bunların bütün ferdî ve sosyal ihtiyaç ve sorunlarını giderecek bir ruhî ve fikrî olgunlukla donatılmıştı İzlediği siyaset de bütün fert ve toplumları kapsayan ve bütün eğilimleriyle insan tabiatını göz önünde bulunduran bir genişlik ve derinlik taşıyordu Hz Peygamber'in insanlık tarihinde siyasî, hukukî, hesaplı ve sosyal alanlarda ortaya koyduğu değerleri bilfiil uygulamayı başardığı tanıdık tek peygamber ve lider olması da bu beşerî kılavuzluk ve liderlik misyonunun bir gereğidir Hz Peygamber'in görevi yalnızca kendisine verilen vahyi bildiri etmekten ibaret değildi; tebliğ ettiği dine insanları gösteri etmek, dinin esaslarını açıklayıp şahsen yaşamak (elBakara 2151, Âli İmrân 3164, elCum'a 622), gönderildiği toplumu bu doğrultuda yönetip yol göstermek (enNisâ 4105) ve yeni bir toplum modeli oluşturmak da onun görevleri arasındaydı Zira peygamberliğin amacı sadece emin esasları insanlara söylemek yok, ferdî ve toplumsal planda bir dönüşümü de sağlamaktır Allah Rasûlü, bir insan, bir kul olmakla birlikte kendisine bahşedilen misyon ve bu misyonun kazandırdığı manevî karakter, onu diğerlerinden ayırmaktadır Kur'ânı Kerîm bir taraftan Hz Peygamber'in beşerî tabiatına şive yaparken bundan başka da onun öteki millet arasındaki özel statü ve otoritesini kesin şekilde belirtir Allah'ın kendisine itaatle birlikte ona itaati de emretmesi ve eğer inanıyorlarsa insanların anlaşmazlık konularını hükme bağlantı kurmak için Allah'a ve elçisine götürmelerini emretmesi (enNisâ 459), siyasî ve hukukî alanlarda onun otoritesini kabulün, imanın bir gereği olduğunu ve bu iki itaatin esasta birbirine emrindeki bulunduğunu da gösterir Daha önceki peygamberlere Allah kadar hikmet (akıllılık) ve mal (hükümranlık) bahşedildiğinin belirtilmesi (elBakara 2251, enNisâ 454, Sâd 3820), bunların bir peygamber olarak onun için de söz konusu olduğunu ima eder Oysa Kur'ân'da Hz Peygamber için mal tabiri yerine hükm kelimesi kullanılmıştır Nitekim Ahmed b Hanbel'in naklettiği bir rivâyette kaydedildiği üzere Allah Teâlâ Rasûlullah'ı hükümdarpeygamberile kulpeygamberolma arasında muhayyer bırakmış, o da Cebrail'in Allah'a karşı tevâzu göstermesi yolundaki tavsiyesi üzerine kulpeygamberolmayı tercih etmiştir (Ahmed b Hanbel, elMüsned, c II, s 231) Hz Peygamber bir defasında huzurunda yer alan birinin korkuyla titremesi üstüne Ağırbaşlı ol, ben hükümdar değilimbuyurmuştu (İbn Mâce, Et'ıme, 30; Muttakî elHindî, Kenzü'lUmmâl, Haydarabad 1314, c VI, s 88) Hz Peygamber'in misal bir İslâm toplumu kurması, fakat otoritesi tamamen mümkündü Yukarıda belirtildiği üzere ümmetin lideri olarak onun Müslümanlar üzerindeki otoritesi Kur'ân'da hükm ve türevleri ile ifade edilmiştir (enNisâ 460, 65) Bu âyetler Hz Peygamber'e itaatin fiziki ifadesini, onu hâkim kabul edip verdiği hükmü tartışmasız benimsemek biçiminde ortaya koyar Allah'a itaat Hz Peygamber'e itaatin temeli olurken, Hz Peygamber'e itaat da Allah'a itaatin tek görünür kanıtıdır: Kim Peygamber'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur(enNisâ 480) Onun peygamberlik görevi ayrıntılarıyla fikrî ve ruhî öğütle sınırlı olmayıp bir İslâm toplumu (ümmet) kurma amacına tabi olarak sosyal, politik ve askerî faaliyetleri de kapsadığından, kendisine itaat yalnızca ibadet vs alanında değil, sosyal hayatta da söz konusudur Bu sebeple Medine döneminde inen âyetler yalnızca dinî alanda değil sosyal, siyasal, idareli ve askerî alanlarda da çabuk bir kurumlaşmanın gerçekleşmesine, enerjik bir toplumsal yapının oluşmasına zemin hazırlamıştır Batı dünyasında yine birçok Batılı göre temelsiz, kalpsiz ve hatta gülünç bulunmasına rağmen, bir takım yeni önyargılarla birleşerek kısmen varlığını sürdüren Hz Peygamber'in şahsına karşın yalan yanlış ve çirkin sıfatlarla yüklü geleneksel olumsuz imaj çerçevesinde, Mekke döneminde müsamahalı ve nazik bir mübelliğ iken Medine döneminde elde ettiği güçle siyasî bir karakter haline geldiğine ve şiddete meylettiğine, esas amacının siyasî olduğuna dair iddialar da ileri sürülmüştür O’nun Batı'daki yaygın Hz İsa imajından öbür olarak daha önceki bir takım peygamberler gibi yeni bir sosyal armoni kurma misyonunu da yüklenmiş olmasını kavrayamamaktan ve o günkü tarihî ve siyasî şartları tarafsız olarak değerlendirememekten kaynaklanan bu tür iddialar, diğer bir takım Batılı araştırmacılar kadar temelsiz bulunarak eleştirilmiştir Rudi Paret, tarihçilerin Hz Peygamber'i Hıristiyan bakış açısı ve kendi hükümranlığının bu dünyaya ait olmadığını söyleyen Hz İsa'nın ortaya koyduğu model ile değer biçme hatasına düşmemeleri gerektiğini belirtir Ona kadar Medine döneminde Arapİslâm Ümmeti'nin gerçekleşmesi sürecinde Rasûlullah katiyen baskı sâikiyle hareket etmedi; tersine, derin bir tevâzuyla en büyük askerî ve siyasî başarılarını da Allah'ın bir uçtan bir uca olmuş fark etti Onun temel hareket türünden hiçbir değiştirme olmadı, ödev anlayışı eskiden ne idiyse o kadar kaldı R Bosworth Smith ve Edith Holland gibi müellifler Medine dönemindeki şartlar ve zaruretlerin Hz Peygamber'in şiddet kullanmasını zorunlu kıldığını belirtirler Hatta İngiliz E Holland, ülkesinin Almanlarla çatıştığı bir ortamda 1914 yılında neşredilen kitabında, Hz Peygamber ve ashâbını örnek göstererek inançları uğruna canları, malları ve sahip oldukları her şeyi vermeye hazırlanmış olan birincil müslümanların hamiyetini arzuladıklarını belirtir Her insanın kendisini ve malını gözetmek ve düşmanının saldırısını savmak hakkına sahip olduğunu belirten Edward Gibbon, Hz Peygamber'in barışsever ve hayırhâh bir misyonu icra ederken kendi hemşerilerinin hileli sürgün ve soygununa maruz kaldığını; bağımsız bir toplum tercihinin Mekke muhâcirini hükümdar seviyesine yükselttiğini ve onun ittifaklar kurmak ve savunma savaşı yapmak hususunda tam selahiyete sahip olduğunu söyler Birçok Batılı yazar ise aslında Hz Peygamber'in manevî yönünün, peygamber olma özelliğinin beşerî faaliyetlerine daima hakim geldiğini, devlet adamlığı vasfının ikinci planda kaldığını ve asıl manevî rolü çerçevesinde şekillendiğini dile getirmekte, onu bu rolünden soyutlayarak yalnızca başarılı bir devlet adamı olarak belirten veya Mekke ve Medine döneminde iki ayrı kişilik portresi çizdiği şeklindeki görüntü açısının hatalı olduğunu, tarihî gerçeklerle bağdaşmayan bu yaklaşımın yalnızca Peygamber'i yanlış ibraz etmekle kalmadığını, İslâm'ı anlamada da yanlışlığa yol açacağını belirtmektedirler  
 

Similar threads

Muhammed AleyhİsselÂm MUHAMMED ALEYHİSSELÂM Peygamber Efendimizin (sav) Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği İnsanlığı hakka ve hakikata sevkedip dünya ve öbür dünya saadetlerini sağlamak üzere Allah Teala kadar gönderilen peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz, genel...
Cevaplar
0
Görüntüleme
65
Hz Peygamber Ve örnekliğinin Mahiyeti Rasûlullah'ın hayatı, her sınıftaki insan topluluklarına ve insanoğlunun her bir ferdine tekrar tekrar en güzel misal teşkil ettiğinin sayısız örnekleriyle doludur Onun hayatı, üstün ahlâkın, güzel âdetlerin, asil ve mutedil duyguların ve insanlığı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
97
Peygamber Efendimizin İdareciliği Hakkında Data Dünya çapında büyük yankılar uyandıran bir hareketin önderi olarak Hz Peygamber'in doğaüstü başarısı, manevî ve maddi edinmek üzere iki sâikle izah edilmeye çalışılmıştır Hz Peygamber'in İslâm'da misal kabul edilen ideal kişiliği ile tarihî...
Cevaplar
0
Görüntüleme
120
Peygamber Efendimizin Alçak Gönüllüğü Peygamber Efendimiz'in Alçak Gönüllüğü Hakkında Allahın Elçisinin evdeki hali nasıldı Hz Ayşe (ranha) cevaplar: O kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı Arkadaşları bütün işini yapmaya hazır olmalarına karşın bunu istemezdi Evdeyken, elbiselerini...
Cevaplar
0
Görüntüleme
186
Aile Reisi Olarak Hz Muhammed nasıldı Hz Peygamber, demin gençlik yıllarında yirmi beş yaşında iken Mekke'de Hz Hatice ile evlenerek bir aile yuvası kurmuştu O sıralarda ansızın çok kadınla evlenmek, Araplar arasında son derece yaygın bir adet olmakla beraber Peygamber Efendimiz, Hz Hatice...
Cevaplar
0
Görüntüleme
144
858,497Konular
982,554Mesajlar
30,291Kullanıcılar
rovulationSon üye
Üst Alt